• Sonuç bulunamadı

5. RUHLARIN KAÇIŞI FİLMİNİN ROLAND BARTHES’IN

5.5 Ruhların Kaçışı Filminde Dini Ve Mitolojik Aktarımlar 170 

Şekil 5.5: Ruhların Kaçışı filminde ormana giden yolun kenarında ağaca yaslanmış halde duran kirişin görünümü

Şekil 5.6: Ruhların Kaçışı filminde gemiye benzer bir aracın içinden çıkan saydam varlıkların ve Chihiro’nun görünümü

Kaynak: https://webteizle.vip/izle/altyazi/sen-to-chihiro-no-kamikakushi

Şekil 5.7: Ruhların Kaçışı filminde Yubaba’nın görünümü

Kaynak: https://webteizle.vip/izle/altyazi/sen-to-chihiro-no-kamikakushi

Filmde dini veya mitolojik pek çok unsur bulunmaktadır. Bunlardan ilki, fantastik evrene girmeden önce Chihiro ve ailesinin orman yolunda gördükleri birtakım motiflerin yan anlamlarında gizlenmiştir. Bu doğrultuda Şekil 5.5’in düz anlamında, tahtadan kirişi andıran ve ağaca yaslanmış halde duran yapı görülmektedir. Yan anlamda ise Şinto dini gereğince, bulunduğu yerin kutsallığını simgeleyen Torii’yi oluşturmaktadır. Bu doğrultuda Şekil 5.5’in göstergebilimsel anlamı; daha önce de bahsedilen, Japon tarihinin yaratılış destanları olan ve mitolojik öyküleri içinde barındıran Kojiki ve Nihonji’ye kadar uzanmaktadır. Zira Japonya’nın irili ufaklı adacıklarının birbirine bağlanabilmesi ve su üzerinde yükselmesi dolayısıyla, Torii’ye yüklenen anlam ile kutsal birlik simgelenmektedir. Şekil 5.5’te Torii’nin hemen dibindeki küçük evlere benzeyen yapılar ise, Chihiro’nun annesinin söylediği üzere tapınaklar, yani cincalardır. (Naumann, 2005: 23-28). Cincalarda birtakım Yokai’lerin küçük heykelciklerinin de bulunabilmesi, bu sahnenin devamında birkaç defa

görülen ve gülen surata benzeyen heykel ile örtüşen bir anlatıma sahiptir. Zira filmi izleyen her Japon için bu heykel, yol gösterici ve iyi niyetli herhangi bir Kami’yi çağrıştırmaktadır. Aynı zamanda filmdeki Yüzsüz karakterine de benzeyen yüz hatları, Japon kültüründe önemli bir konumda olan maske olgusuna dair mitsel bir göstergeyi barındırmaktadır. Nitekim maskeler, Kami’lere olan saygı ve sevgiyi gösterebilmenin sanatsal bir faaliyeti olarak Japon tiyatrolarında kullanılan, aynı zamanda dinsel bir etkinliktir. Heykelin yüz hatlarındaki maske çizgilerine benzer görünümü, ilerleyen sahnelerde görülecek olan Yüzsüz karakterine seyirciyi hazırlarken, Torii’nin kutsallık anlatımının devamını sağlayarak dinsel göstergeyi pekiştirmiştir.

Fantastik evrene girdikten sonra ise, ilk başta mesajı verilen maske ve Kami anlatıları, Şekil 5.6’da devam etmektedir. Düz anlam olarak Şekil 5.6’da Chihiro, ailesinin domuza dönüşmesinin ardından, ıssız kasabada bir anda ortaya çıkan saydam gölgeleri görüp telaşla koşuşturmaya başlamış ve gemiye benzer bir taşıtın karaya yanaşması ile, birtakım varlıkların karaya çıktığını görmüştür. Yan anlam olarak ilk başta bu sahnede çalan müzik eşliğinde gemiden inen ve saydamlaşabilen maskeli varlıklar, Noh tiyatrosunu akla getirmektedir. Dini gösterge ise Noh tiyatrosunun birtakım dini öğretileri taşıması ile ilişkilendirilmiştir. Budizm’de Budist azizeler maskeler ile simgelenirken; Buda’nın doğum günü kutlaması da maskeli törenler eşliğinde gerçekleştirilmektedir (https://mahamevnawabm.org/the-correct-way-to- celebrate-vesak/, 18.09.2019). Bunun yanında Şinto dini gereğince Japonya’da önceleri yapılan her Noh oyunu, Kami’lere sunulmaktadır. Ağır hareketler eşliğinde gerçekleştirilen bu ritüeller, dini törenleri anımsatmaktadır ve her biri Şinto ve Budist tapınaklarda yapılmaktadır.

Film içerisinde maske olgusu, pek çok karakter ile simgelenmiştir. Bunlardan en sık kullanılanı Yüzsüz, yani Japonca ismi ile ‘Kaonashi’ isimli saydamlaşabilen karakterdir. Yüzsüz, ilk başta Chihiro hamama girerken kırmızı köprü üzerinde görülmüştür. Chihiro’nun zorlu görevlerinden birini temsil etmektedir ve film içerisinde fiziksel olarak değişime uğrayarak büyümüş ve tekrar eski haline dönmüştür. Dinsel göstergede Yüzsüz, daha önce de belirtilen Şinto dini kapsamında, Kami’lerin biri yumuşak ve biri sert olan iki yüzünü temsil etmektedir. Diğer tarafta kokuşmuş ruh olarak nitelendirilen fakat sonradan

ırmak Tanrısı olduğu anlaşılan karakter ise, yine bir Kami’dir ve yaşlı erkek maskesi olan ‘Kagekiyo’ ile gösterilmiştir. Bu maskede derin kırışıklıklar, kapalı gözler, büyük ve açık bir ağız ile yaşlı ve kör rahibin yüzü betimlenmiştir. Irmak Tanrısı form olarak hem sudan oluşmakta, hem de uçabilmektedir. Bu anlamda mitsel gösterge olarak, Nihonji destanında anlatılan ‘Kura-okami’ isimli bir Kami olan yağmur ejderhasını anımsatmaktadır. Bu ejderhanın yağmuru veya karı kontrol edebilen ve aynı zamanda yılana benzeyen kıvrımları ile uçabilen yaratık olduğu betimlenmektedir. Japonya’da tüm Şinto tapınaklarına sahip olduğu da belirtilmiştir.

Haku ise, nehir yatağını koruyan bir Kami olarak dini göstergeyi pekiştirmektedir. Filmde isminin ‘Nigihayami Kohaku Nushi’ olduğunu Chihiro tarafından öğrenince, bir nehir ruhu olduğunu da anımsamıştır. Haku’nun ilk görüldüğü sahnelerde çiçekleri üfleyerek büyü yapması ve yine fiziksel olarak değişerek büründüğü ejderha formu, mitsel bazı göstergeleri barındırmaktadır. Kojiki destanında geçen mite göre Izanagi ve Izanami, Japonya’nın sekiz büyük adasını yarattıktan sonra, aralarında ‘kutsal-üfleyen erkek’Tanrısı da bulunan Kami’leri yaratmaya devam etmişlerdir. Haku’nun ejderha formu ise Nihonji destanında çokça belirtilen deniz Tanrı’larının (Kami’lerinin), yılan ya da ejderha olarak betimlenmesini desteklemektedir (Mackenzie, 1996).

Şekil 5.6’nın son olarak dini göstergesinden biri de, ‘obon’ töreninin devamı niteliğinde olmasıdır. Zira bu sahneye gelmeden önce Chihiro, tıpkı obon ritüelinin öngördüğü gibi, ruhlar dünyasında kaybolmuştur ve yolunu bulamamaktadır. Fakat Şekil 5.6’nın törensel anlatısından bir süre sonra Haku karakteri belirerek, ona yardım etmiştir. Bu anlatımı destekleyen sinematografik gösterge, saydamlaşan görünüm ile verilmiştir. Nitekim saydamlık, ruh formunu anlatabilmek için etkili bir yoldur ve film boyunca pek çok yerde kullanılmıştır. Yüzsüz karakterinin istediği zaman saydamlaşabilmesi, trendeki yolcuların saydam görünümleri, Chihiro’nun Şekil 5.6’da saydamlaştığını farketmesi, Japon Budizm inancına dair göstergeleri oluşturmaktadır.

Şekil 5.7’de görülen Yubaba karakteri, düz anlamda hamamın yönetici konumu ile huysuz, aksi tavırlarıyla Chihiro’yu karşılamaktadır. Yubaba, ilk olarak şekil değiştirdiği kuş formunda görülmektedir. Chihiro’nun hamamda işe başlaması için onun isminin birkaç harfini alarak, yeni bir isim vermiştir. Chihiro ile

sözleşme yaparak hamamda çalışmaya başlamasını sağlamıştır. Hamamın yöneticisi konumunda görülmektedir ve Chihiro’ya zorlu görevler vermektedir. En sonunda Chihiro’nun iş sözleşmesini yakarak, gerçek dünyaya geri dönmesini sağlamıştır.

Yan anlamda ise Yubaba, mitolojik göstergeye dayanan bir anlatıma sahiptir. Bu doğrultuda, Japon mitolojisinde yer alan Yokai’lerden biri olan ‘Yama- uba’yı betimlemektedir. Mite göre; Yama-uba bir zamanlar Japonya’da yaşayan normal bir kadındır. Fakat kıtlık dönemleri geldiğinde aile üyeleri hayatta kalabilmek için, içlerinden en genci (genellikle yeni doğmuş) veya en yaşlıyı evden atmak durumunda kalmaktadırlar. Genellikle yaşlı kadınları da, ormanın derinliklerine götürüp ölüme terk ettikleri aktarılmaktadır. Böylece yaşlı kadınlar da, öfke ve çaresizlik içinde, insanlarla beslenen ve büyü kullanabilen varlıklara dönüşmüşlerdir. Görünümleri sıradan bir yaşlı kadını andırsa da, doğaüstü güç kullanabilmektedirler. Yine Japon mitolojisine göre, yaşlı kadınlar yalnız yaşadıkları kulübelerinde, yol üzerinden geçen gezginciler için barınak ve yemek imkanı sunmaktadırlar. Fakat gece olunca, şekil değiştirerek şeytani bir cadı kılığına girip büyü kullanarak, uyuyan misafirleri yakalayıp yemeye çalışmaktadırlar (http://yokai.com/yamauba/, 18.10.2019). Yine belirtilene göre bu formlarında ağızları, yüzlerinin büyük bir bölümünü kapsayacak şekilde açıktır. Saçları ise yaşlı bir kadının saçlarını andıran beyazlıklarla birlikte, bazı tutamları yüzüne düşmekteyken resmedilmişlerdir. Yubaba bu anlatıma benzer olarak büyü kullabilmekte ve şekil değiştirebilmektedir. Görünüm itibari ile de yaşlı bir kadın olarak beyaz saçlarının yüzüne düşmesi ve ağzının yüzünden oldukça büyük olması bakımından Yokai anlatısını desteklemektedir.

Japon mitolojisinde yer alan Yokai Yama-uba, Batılı açısından Slav kültürüne dayanan ve Rus masallarında sıkça görülen Baba Yaga (Rusça ismiyle: Баба Яга) isimli doğaüstü varlığı çağrıştırmaktadır. Daha önce de bahsedildiği gibi Rus masallarında Baba Yaga; ormanın derinliklerinde iskeletlerle dolu bir evde yabani bir hayat yaşayan, yaşlı bir kadın görünümlü bir cadıdır. Yubaba’ya benzer olarak iyi ve kötü olabilen belirsiz bir karaktere sahiptir. Bunun yanında Baba Yaga’nın insan yiyebilmesi de, Yubaba’nın Chihiro’nun annesi ve babası için yemek planları yapmasına benzemektedir.

Bu hikaye ile benzeşen ve Grimm Kardeşler tarafından uyarlanan Hansel ve

Gretel masalı da, Batı açısından tanıdıktır. Zira sadece Yubaba için değil,

Chihiro’nun ailesinin ıssız kasabaya geldiği zaman yiyecekleri büyük bir iştah ile yemek istemeleri ve sonrasında şişman birer domuza dönüşmeleri, Batı seyircisi için Hansel ve Gretel masalını akla getirmektedir. Bu masalda da, aç kalmaktan korkan aile, çocuklarını ormanın derinliklerine götürürler. Kayboldukları ormanda yaşlı bir kadının şekerden yapılma kulübesine rastlayan çocuklar ise, evi yemeye başlar. Cadı olduğu anlaşılan yaşlı kadının amacı ise,

çocukları şişmanlatıp yemektir

(http://myths.e2bn.org/mythsandlegends/userstory17797-hansel-and-gretel.html, 18.09.2019). Bunun yanında Batı açısından domuz motifi, Yunan mitolojisi Tanrıçası Kirke’nin efsanesini çağrıştırmaktadır. Efsanenin devamında yer alan ölüler diyarı ve sihirli ada motifleri de, Ruhların Kaçışı’na benzer temaları barındırmaktadır.

Benzer anlatı, Doğu’da Yokai anlatısı ile kendine yer bulurken, Japon şair ve çocuk edebiyatı yazarı Miyazawa Kenji’nin, The Restaurant of Many Orders (Bol Siparişli Restaurant) masalında da benzer bir anlatı bulunmaktadır. Bu masalda, ormanda köpekleri ile avda olan iki asker, köpeklerin bir anda yere düşüp bayılması ile onları terk eder ve acıktıkları için restaurant bulmaya giderler. Girdikleri restaurantta, pek çok kuralın asıldığı tabelalar bulunmaktadır ve avcılar da bu talimatlara uyarak ilerlemektedir. Üstlerine krema sürmek, tuz dökmek, metal eşyaları çıkartmak gibi tuhaf maddelerin olduğu restaurantta avcılar en son odaya geldiklerinde, yüzü görülmeyen ve kapının arkasından bakan iki çift mavi gözün, onları yemeye çalıştıklarını anlarlar. Avcıların masalın başında ter ettikleri köpeklerin odaya gelerek havlamaları sonucunda, kapının arkasındaki canlılar korkarak uzaklaşırlar (http://www.kenji- world.net/english/works/texts/restaura.html, 18.10.2019).

Tüm bu edebiyat eserlerinin animasyon alanında etkili olması, aslında kültürel birer mit taşımalarından kaynaklıdır. Özellikle çocukları hedef alan ve çocuk edebiyatı alanında yer alan bu eserler, daha önce de bahsedilen Victoria dönemi kontrolcü uygulamaları ile benzeşmektedir. Bu eserler çocukları; özellikle dini öğreti ve inançların öngürdüğü günahlardan uzak durmaları açısından kontrol altına almayı amaçlarken; yetişkinlerin de nasıl çocuk yetiştireceklerine dair

düşüncelerini yönlendirmektedir. Batı’nın Hansel ve Gretel masalında, Hristiyanlık inancının günah saydığı oburluk teması; Japonya’nın da dini öğretilerinde öngörülen minimal yaşam ile örtüşen günahlar, ya da uygunsuz davranışlardır. Bu bakımdan her iki kültür açısından da geçmişten beri süregelen yaşam öğretileri, masalların sağladığı kötü karakterler üzerinden insanlığın bilincine işlemektedir. Dolayısıyla çocuklar, kendilerine anlatılan masallardaki kültürel mitlerinden korkmakta, yetişkinler de bunlardan ders alarak, çocuklarını kültür bilinci ile yetiştirmektedir. Böylelikle dini öğreti ve inançların, toplumsal olarak insanlığa etki etmesi, edebiyat metinlerinin insanlar üzerinde yarattığı etkiler ile temellendirilmektedir.

Aynı zamanda filmdeki tüm karakterlerin salt iyi veya kötü olmaması, Taoizm dini öğretisi kapsamında Yin-Yang dini göstergesini taşımaktadır. Bu anlamda özellikle Yubaba ve kardeşi Zeniba, birbirleri ile tıpatıp aynı olmalarının yanında; keskin olmasa bile, iyi veya kötücül motifleri, zıt kutupların etkileşimi ile aktarmaktadır. Zira Zeniba, Yubaba’nın huysuz ve aksi tavırlarının tersine daha cana yakın ve samimi olarak karşımıza çıkmıştır. Öte yandan her ikisinin de fiziksel olarak aynı görünüme sahip olmaları, söz konusu öğreti gereğince kutupların birbirleri içerisindeki parçalarını temsil etmektedir.

Yubaba’nın diğer bir dinsel göstergesi de, film boyunca birkaç defa belirttiği sekiz milyon ruh ile ilgilidir. Zira daha önce de bahsedilen sekiz milyon ruh, Şinto dini ile ilişkilidir ve yine mitsel öykülere gönderme yapmaktadır. Hamamda çeşitli Tanrı’lara hizmet verdiğini söyleyen Yubaba, bu varlıkların birer Kami olmasından dolayı, çalışanların onları büyük bir saygı ile karşılaması için, özel olarak takip etmektedir. Nitekim davranışlarından da anlaşıldığı üzere çok fazla hoşlanmadığı Chihiro’nun, ırmak Tanrısını temizleyerek memnun ettiği sahneden sonra, ona sarılmış ve diğer çalışanlara onu örnek almaları gerektiğini söylemiştir.