• Sonuç bulunamadı

Risk Değerlendirmesi, Kontrol, Ölçüm ve Araştırma Yükümlülükler

1.2. İş Sağlığı ve Güvenliğinin Tarihsel Gelişimi

1.2.2. Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliğinin Tarihsel Gelişimi

2.3.2.3. Risk Değerlendirmesi, Kontrol, Ölçüm ve Araştırma Yükümlülükler

yaptırmak işverene bir yükümlülük olarak yüklenmiştir. Risk değerlendirmesinin tanımı da 3. maddede yapılmıştır. Buna göre risk değerlendirmesi; işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmaları kapsamaktadır.

  Risk değerlendirmesine dayalı önleyici yaklaşım, 2003 yılında yürürlüğe giren 4857 Sayılı İş Kanunu ve buna dayalı çıkarılan yönetmeliklerle birlikte hayata geçirilmeye başlanmıştır. Bu anlamda 4857 Sayılı İş Kanunu bir dönüm noktası olmuştur. Avrupa Birliği’nin İSG alanındaki normlarına uygun “önleyici yaklaşım” benimsenerek, işyeri düzeyinde alınması gereken tedbirlere öncelik veren, risk değerlendirmesine dayalı yaklaşım Türk Çalışma Mevzuatına aktarılmaya çalışılmıştır (Yılmaz, 2013, s. 45).

  Risklerin değerlendirilmesinde temel amaç, çalışanların sağlığının korunması ve güvenliklerinin sağlanmasıdır. Tehlikeleri ortadan kaldırmak ve bu sayede

çalışanları, işyerinde risklerle karşı karşıya bırakmamak; risk tespit edilen durumlar için gerekli önlemleri derhal almak ve ramak kala olaylar meydana gelse bile, her an, mevcut risklerin bir kazaya yol açabileceğini unutmamak, risk değerlendirme süreci olarak ifade edilebilir(Akpınar, Çakmakkaya, 2014, s.276).

  İSG çalışmaları içinde yeni gelişen önleyici yaklaşımın kaynağını oluşturan risk değerlendirmesi, her işyerinin sahip olduğu kendine özel sağlık ve güvenlik koşullarının değerlendirilmesini ve önlemlerin buna göre belirlenmesini sağlamaktadır. Her ne kadar işyerleri çok fazla riske sahip olsa da ve bunların tamamının bilinip tespit edilebilmesi, fark edilebilmesi çok zor olsa da risk değerlendirme çalışmaları, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlamada çok önemli bir adımdır. 6331 Sayılı Kanunun 10.maddesinde risk değerlendirme sürecine ilişkin hususlar ve işverenin yükümlülükleri belirlenmiştir (Kılkış, 2013, s. 27-28):

a) İşveren risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür. Risk değerlendirmesi yapılırken özellikle; belirli risklerden etkilenecek çalışanların durumunu, kullanılacak iş ekipmanını, kimyasal madde ve ürünlerin seçimini, işyerinin tertip ve düzenini, genç, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumunu dikkate almak zorundadır. Bu maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işveren idari para cezası ile cezalandırılır.

b) İşveren, risk değerlendirmesi sonucunda, işyerindeki tehlikelerin varlığı veya giderilmesi, doğacak risklerin önlenmesi veya en az düzeye indirilmesi için alınması gereken güvenlik önlemlerini ve kullanılması gereken koruyucu donanım veya ekipmanı belirler. Risk değerlendirmesi, işveren açısından bu anlamda bir yol haritası fonksiyonu görmektedir.

c) Risk değerlendirmesi sonucunda işyerinde uygulanacak İSG önlemleri, işyerinin idari yapılanmasının her kademesinde uygulanabilir olmalı ve çalışanların mevcut sağlık ve güvenlik düzeyini yükseltecek nitelikte olmalıdır.

d) İşveren, çalışma ortamını ve çalışanların bu ortamda maruz kalabilecekleri riskleri belirlerken gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaların yapılmasını sağlamakla da yükümlüdür. Bu maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işveren idari para cezası ile cezalandırılır.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 78 inci maddesinde işyerlerinde yapılacak risk değerlendirmesiyle ilgili bir yönetmelik çıkarılacağından bahsedilmişti, ancak bu yönetmelik 6331 Sayılı Kanun yayınlanana kadar geçen 9 yıllık süreçte çıkarılamamıştı. İlk kez 6331 Sayılı İSG Kanunu ile risk değerlendirmesinin tanımı, tüm işyerleri için zorunlu olduğu ve temel kuralları açık şekilde belirlenmiştir (Yılmaz, 2013, s. 57). 4857 Sayılı Kanunun 78. maddesine göre çıkartılan çeşitli yönetmeliklerde ise işverenin risk değerlendirmesi yapma yükümlülüğünden söz edilmekteydi (Özkılıç, 2005, s. 55-56)

Buna göre işveren;

 İşyerindeki risklerden özel olarak etkilenebilecek işçi guruplarının durumunu da kapsayacak şekilde sağlık güvenlik yönünden risk değerlendirmesi yapmakla,

 Risk değerlendirmesi sonucuna göre, alınması gereken koruyucu önlemlere ve kullanılması gereken koruyucu ekipmana karar vermekle,

 Patlayıcı ortamdan kaynaklanan özel risklerin değerlendirmesini yapmakla,  Kanserojen ve mutajen maddelere maruziyet riski bulunan işlerde

çalışanların, bu maddelere maruziyet şekli, maruziyet miktarı ve maruziyet süresinin belirlenerek risk değerlendirmesi yapmakla,

 İşyerinde tehlikeli kimyasal bulunup bulunmadığını tespit etmek ve tehlikeli kimyasal madde bulunması halinde risk değerlendirmesi yapmakla,

 Asbest tozuna maruziyet riski bulunan çalışmalarda, asbestin türü ve fiziksel özellikleri ile çalışanların maruziyet derecesini dikkate alarak risk değerlendirmesi yapmakla,

 Mekanik titreşime maruziyetten kaynaklanan risklerin belirlenmesi ve değerlendirilmesini yapmakla,

 Bireysel risk faktörlerini belirlemekle,

 Gürültüden kaynaklanan risklerin belirlenmesi ve değerlendirmesini yapmakla yükümlü olduğu düzenlenmekteydi.

İşverene risk değerlendirmesi yapma veya yaptırma yükümlülüğü, AB’nin 89/391 EEC sayılı Direktifi ve ILO’nun 161 sayılı Sözleşmesine paralel olarak getirilmiştir. İptal edilen İSG Yönetmeliği’nde sadece risk değerlendirmesi

yapılmasından söz edilirken, 6331 Sayılı Yasa ve buna dayanarak çıkarılan yönetmeliklerde risk değerlendirmesinin nasıl ve hangi esaslara göre yapılacağına ilişkin daha somut düzenlemeler getirilmiştir (Kılkış, 2013, s. 28).

6331 Sayılı Yasanın 30. maddesine dayanılarak hazırlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği 29 Aralık 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin 7. maddesine göre risk değerlendirmesi; tüm işyerleri için tasarım veya kuruluş aşamasından başlamak üzere tehlikeleri tanımlama, riskleri belirleme ve analiz etme, risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması, dokümantasyon, yapılan çalışmaların güncellenmesi ve gerektiğinde yenileme aşamaları izlenerek gerçekleştirilir. Yönetmelikte ayrıca risk değerlendirmesinin işveren tarafından oluşturulan bir ekip tarafından gerçekleştirilmesi öngörülmüştür. Ancak işveren, ihtiyaç duyulduğunda işyeri dışından hizmet alınması yoluna da gidebilecektir. (Alpagut, 2014, s. 34). İşverenin, risk değerlendirme hizmetini dışarıdan aldığı hallerde, hizmet alınan kişi ya da kuruluşlardaki değişiklik sonrasında değerlendirmenin yenilenmesi sağlanması gereklidir (Akın, 2012, s. 39).

6331 Sayılı Kanunun 25. maddesinde, 4857 Sayılı Kanunda bulunmayan bir hükme yer verilmiştir. Buna göre çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda iş durdurulur (Demir, 2014, s. 201).

2.3.2.4. Acil Durum Planları, Yangınla Mücadele ve İlk Yardımla İlgili