• Sonuç bulunamadı

İdari Para Cezalarının Niteliği

3.3. İdari Sonuç

3.3.2. İdari Para Cezası

3.3.2.1. İdari Para Cezalarının Niteliği

İdari para cezası, düzene aykırılık teşkil eden eylemler sebebi ile yasanın açıkça izin verdiği hallerde, idarenin yargı organına başvurmaksızın kendisinin bizzat uyguladığı ve bir miktar paranın alınması şeklinde gerçekleşen mali nitelikli bir yaptırımdır. Bu tanım iki önemli unsuru ön plana çıkarmaktadır: Unsurlardan birincisi, para yaptırımına ilişkin hükmün yasada açıkça yer alması; ikincisi de bu yaptırımı uygulama yetkisinin idareye tanınmış olmasıdır (Akbulut, 2007, s. 62).

İş güvenliğine yönelik idari para cezaları 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 26. maddesinde düzenlenmiştir. 4857 Sayılı Yasaya göre 6331 Sayılı Kanunda para cezaları önemli ölçüde arttırılmıştır. 26. maddede, kanunun hangi hükümlerinin ihlali halinde ne miktarda idari para cezası verilmesi gerektiği on dokuz fıkra halinde sıralanmıştır. Eğer bir eylem birden çok fıkrayı ihlal ediyorsa Türk Ceza Kanununun fikri içtima kuralları gereği cezalardan en yükseğinin uygulanması gereklidir (Akı, 2014, s. 23).

Madde gerekçesine göre; İdari para cezaları daha çok, ihlalin çalışanlara etkisi dikkate alınarak tespit edilmeye çalışılmıştır. İş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesine ilişkin kuralların çoğunluğu yönetmeliklerde belirtileceği için mutlaka idari bir yaptırımının bulunması gerekliliğinden hareketle yönetmeliklerin amir hükümlerine aykırılık halinde idari para cezası verilmesi öngörülmüş, bazı yönetmelik hükümlerinin ihlalinin devamı halinde de tespit tarihinden itibaren söz konusu cezanın her ay uygulanması düzenlenmiştir. 6331 Sayılı Kanunda öngörülen para cezaları TL cinsinden ve maktu niteliktedir yani miktarı kesin olarak belirlenmiş cezalarıdır. Ancak 4857 Sayılı Yasada düzenlenen para cezalarının birçoğu nispi nitelikte cezalardı. (Baycık, İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Açısından Maden İşçileri, 2006, s. 154) (Kılkış, 2013, s. 34). Ayrıca bu para cezaları tazminat niteliği de taşımamaktadır (Süzek, İş Güvenliği Hukuku, 1985, s. 327). 4857 Sayılı Yasanın 107. maddesinde belirtilen cezalar İSG alanında uygulanan cezaların tamamlayıcısıdır (Kılkış, 2013, s. 34).

Kabahat olarak nitelenebilecek iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına aykırılık fiilleri, ihmal yahut icra anıyla birlikte gerçekleşir. Caydırıcı ve önleyici olması

açısından yaptırım olarak kendilerine idari para cezası öngörülen fiilleri sınırlayıcı, açıklayıcı ve gerekli diğer unsurlardan yoksun bir takdir yetkisiyle yaptırımsız bırakmak, başta İSGK olmak üzere iş sağlığı ve güvenliği mevzuatıyla ve genel hukuk sistematiğiyle bağdaşmamaktadır (Aydın, Ezer, 2014, s. 17). Kabahatlerin bir sonucu olarak öngörülen idari yaptırımlarda ceza hukukunun aksine, öngörülen yaptırımı erteleyici düzenlemeler bulunmamakta, cezaya karşılık gelen yaptırım ertelenememekte, cezaları ortadan kaldıran af ve benzeri kurumlar idari yaptırımlar alanında bulunmamaktadır. İdari yaptırımların derhal ve koşulsuz olarak yerine getirilmesi gerekmektedir (Akbulut, 2007, s. 69 vd.).

İş müfettişlerince hazırlanan teftiş raporunda mevzuata aykırılıklar saptanmış, yaptırım olarak idari para cezasına hükmolunması uygun görülmüş ve tespit edilen aykırılıklara öngörülen cezanın uygulanması mevzuata uygun bulunmuşsa; müfettiş raporunun gereği, geciktirilmeksizin İl Müdürlüğünce yerine getirilecektir (Aydın, Ezer, 2014, s.22). İdari para cezaları, iş kazası ve meslek hastalıklarını bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere uygulanacak idari para cezaları hariç gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve İş Kurumu il müdürünce verilir. Bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler için uygulanan idari para cezaları hariç tahsil edilen idari para cezaları genel bütçeye gelir kaydedilir. Bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere uygulanacak idari para cezaları ise doğrudan Sosyal Güvenlik Kurumunca verilir. Sosyal Güvenlik Kurumunca verilen idari para cezalarının tebliğ, itiraz ve tahsilinde 5510 Sayılı Kanunun 102 nci maddesi hükümleri uygulanır. Verilen diğer idari para cezaları tebliğinden itibaren otuz gün içinde ödenir. İdari para cezaları tüzel kişiliği bulunmayan kamu kurum ve kuruluşları adına da düzenlenebilir. İdari para cezaları;

a) Ondan az çalışanı bulunan işyerlerinden;

1) Az tehlikeli sınıfta yer alanlar için aynı miktarda,

2) Tehlikeli sınıfta yer alanlar için yüzde yirmi beş oranında artırılarak, 3) Çok tehlikeli sınıfta yer alanlar için yüzde elli oranında artırılarak, b) On ila kırk dokuz çalışanı bulunan işyerlerinden;

1) Az tehlikeli sınıfta yer alanlar için aynı miktarda,

2) Tehlikeli sınıfta yer alanlar için yüzde elli oranında artırılarak, 3) Çok tehlikeli sınıfta yer alanlar için yüzde yüz oranında artırılarak,

c) Elli ve daha fazla çalışanı bulunan işyerlerinden;

1) Az tehlikeli sınıfta yer alanlar için yüzde elli oranında artırılarak, 2) Tehlikeli sınıfta yer alanlar için yüzde yüz oranında artırılarak,

3) Çok tehlikeli sınıfta yer alanlar için yüzde iki yüz oranında artırılarak,

uygulanır.

İşin durdurulması hâlinde, durdurmaya sebep olan fiilden dolayı ilgili idari para cezası uygulanmaz. Çalışan sayısıyla çarpılarak verilen idari para cezalarında yukarıda belirtilen arttırım hükümleri uygulanmaz. Bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler için uygulanan idari para cezaları hariç olmak üzere 6331 Sayılı kanuna göre tahsil edilen idari para cezaları, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eğitim ve araştırma-geliştirme projelerine ilişkin harcamalarda kullanılır. Bu amaçla ihtiyaç duyulan ödenek, Bakanlık bütçesinde öngörülür. Söz konusu ödeneğin kullanılmasına ilişkin usul ve esaslar, Bakanlık ile Maliye Bakanlığınca müştereken belirlenir.

6331 Sayılı Kanunun yürürlükten kaldırdığı 4857 Sayılı İş Kanununun “İş Sağlığı ve Güvenliği ile İlgili Hükümlere Aykırılık” başlıklı 105. maddesi, yükümlülüklere aykırı davranılması halinde öngörülen idari para cezalarından sorumluluğu işveren veya işveren vekillerine yüklemişti. Ancak 6331 Sayılı Kanunun idari para cezalarının uygulanmasını düzenleyen 26. maddesi yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde sorumlu olarak işvereni belirlemiş, işveren vekilinden söz etmemiştir. İşveren vekilleri her ne kadar bu kanunun uygulanması bakımından işveren sayılsalar da, iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerine aykırılık halinde idari para cezalarından sorumlulukları kural olarak bulunmamaktadır (Aydın, Ezer, 2014, s.21).