• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER

2.7. RİSK FAKTÖRLERİ

Ofis çalışanlarının maruz bırakıldığı riskler en genel biçimde üç başlık olarak ele alınmaktadır. Fiziksel, psikolojik ve çevresel faktörler olarak belirlenen bu başlıklara alt kısımda ayrıntılı olarak yer verilmiştir.

2.7. 1. Fiziksel Risk Faktörleri

Fiziksel risk faktörleri işin yapımı sırasında oluşmaktadır. Üç alt başlıkta ele alınır ve bunlar; güç, postür, sıklık ve süredir (Özcan ve Bölükbaş, 2007: 18)

2.7. 1. 1. Güç

Ofis çalışmalarında risk faktörü olarak kas gücü ele alınmaktadır. Çalışan uzun süreli ekranlı araç kullanımında ya da yazı yazarken gereğinden fazla güç kullanmamalı ve nesneleri çok sıkı kavramamalıdır.

2.7. 1. 2. Postür

Ofis çalışanlarında kas iskelet sistemi rahatsızlıklarını tetikleyen ve hali hazırda var olan rahatsızlıkları da ilerleten yanlış duruşlardır. Önceki bölümlerde ayrıntılı olarak yer verilmiş yanlış postüre, uzun süreli ekranlı araç kullanımında bileklerin yanlış konumlanması, monitörün uzaklığının ve yüksekliğinin doğru ayarlanmamış olması, masa ve sandalyenin ayarlanabilir olmaması, gerekli dinlenme molaları verilmemesi ya da bu sürelerde hareket edilmemesi örnek gösterilebilir. (Seçkiner, 2004: 23)

2.7. 1. 3. Süre ve Sıklık

Ofis çalışmalarında çalışan üzerindeki en büyük risklerin başında molasız ya da yeterli olamayan sürelerde tekrarlı çalışmalar gelmektedir. Genel bilgi olarak ofis çalışanlarında yaygın olanı her bir saatte beş dakika mola vermek olarak bilinmektedir. Sabah saatlerinde daha sık mola vermek metabolizmayı hızlandırdığından tavsiye edilmektedir.

Şekil 2. 12 Metabolik ritim eğrisi

2.7. 2. Psikolojik Risk Faktörleri

Ofis çalışanlarında, psikolojik risk faktörlerinde etkisi en büyük olan ve sağlık açısından en can alıcı nokta strestir. Belli dozda stresin gerekli olduğu düşünülebilir ancak çalışan sağlığını tehdit edecek kişinin tahammül edebileceğinden fazla stres altında çalışmak ciddi problemleri beraberinde getirmektedir. (Ayanoğlu, 2007: 33) Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kararlarında şu şekilde belirtilmiştir;

“İş hayatındaki koşullar, çalışanların sağlığını ve ruhsal dengesini tehlikeye sokmamalı ve ona, düşünebilmek, sosyalleşmek ve toplum yaşamına katkıda bulunmak için serbest zaman bırakmalı ve bu arada kendisinin doyumluluğunu desteklerken, ona, kişisel kapasite ve yeteneklerini sergileme ve geliştirme fırsatını da vermelidir.”

Çalışanlar üzerindeki stresi azalmak için;

● Çalışanlara yapacakları iş hakkında gereken eğitim tam anlamıyla verilmeli ve çalışan işi çok iyi öğrenmiş gerekli donanıma sahip olarak işe başlatılmalıdır. ● Çalışanlara belirli düzeyde yetki ve sorumluluk verilmelidir.

● Yapılan işin ve öğrendiklerinin çalışana şu an için ve gelecekte fayda sağlayacağı ve daha iyi seviyelere gelebileceği hissiyatı verilmelidir.

● Yönetici sıfatındakiler ile çalışan arasında denge olmalı ve destekleyici şekilde ilişkileri olmalıdır.

● Çalışma koşulları ve ortam şartları iyileştirilmelidir.

● Çalışanlar işe alınmadan beceri ve yetenekleri doğru analiz edilmeli ve doğru çalışanı doğru işe alınması sağlanmalıdır.

Bunlar dışında çalışanın stresini azaltmak ve motivasyonunu arttırmak için renk düzenlemesi, müzik yayınları, bitki yerleştirme gibi çevre düzenlemeleri ve işe başlamadan önce huddlelar yapılmaktadır. (Mert, 2014:35)

Tablo2.3. Renklerin psikolojik etkileri

RENK PSİKOLOJİK ETKİSİ

Mavi Yatıştırıcı

Yeşil Çok yatıştırıcı

Kırmızı Uyarıcı

Turuncu Uyarıcı

Kahverengi Uyarıcı

Menekşe Saldırgan

2.7. 3. Organizasyonel Faktörler

Ofis çalışanlarında organizasyonel faktörler iki başlık altında ele alınır ilki iş programları diğeri ise iş yükü ve fazla mesaidir.

2.7. 3. 1. İş programları

Çalışanın yeme alışkanlığını, uyku düzenini, aile ve çevre ilişkilerini bile etkileme bakımından en önemli faktör vardiyalı çalışmadır. Vardiyalı çalışma, insan bedeni üzerindeki etkileri dışında çalışanda iş ve günlük yaşam açısından çok ciddi adaptasyon problemleri de oluşturmaktadır. Gece çalışanlara ulaşım açısından kolaylıklar sağlanmalı, dinlenme alanları ve yemek servisleri sıcak olmalı, kolay yiyecek ulaşımında destek verilmelidir. (Akpınar, 2018: 27)

2.7. 3. 2. İş yükü ve fazla mesai

Fazla mesai çalışanın sosyal hayat için ayıracağı süreden azalttığı için gerekli dinlenme ve stres atıp işten uzaklaşamama çalışanı psikolojik olarak kötü etkiler. Fazladan eklenen iş yükü ise kas iskelet sistemi rahatsızlarını meydana getirebilir ya da çalışanı daha kestirme iş yapmaya ve riskini arttırmaya itebilir.(Ulucan ve Zeyrek, 2012: 33)

2.7. 4. Çevresel Risk Faktörleri

Ofis ortamında çevresel risk faktörleri beş başlık altında ele alınır ve bunlar: gürültü, sıcaklık, nem, havalandırma ve aydınlatmadır.

2.7. 4. 1. Gürültü

Rahatsız edici sesler gürültü olarak tanımlanmaktadır. Çevre kirliliği olarak da adlandırılan gürültü, insan sağlığını kötü etkilemekte ve çalışanı fizyolojik ve psikolojik açıdan dengesini bozabilmektedir.

İşitme kayıplarına bile yol açabilen gürültü, çalışanın performansını da kötü etkilediğinden verimi düşürücü unsurlardandır.

Seslerin frekansı Herzt şiddeti ise desibel cinsinden ölçüdür ve ‘’desibelmetre’’ ile ölçülür. Sesin desibel değeri yükseldikçe sesin şiddet etkisi de artar.

Genellikle çalışanlar tiz ve yüksek seslere bir anda maruz kaldıklarında gürültüden kaynaklı zarar göreceklerine inanırlar ancak temelde işitme kayıpları çok uzun sürelerde meydana gelir. Bundan kaynaklıdır ki bunu fark edemezler yaşının ilerlemiş olmasına bağlayabilir (Turan, 2016: 50)

Mevzuata belirtilen sınır değeri sekiz saatlik bir çalışma süresince 87 dB (A) , maruziyet en yükske değeri ise 85 dB (A), en düşüğü ise 80 dB (A)’ dır.

Gürültünün çalışan üzerindeki istenilmeyen etkileri aşağıda sıralanmıştır; ● İşitme kaybı

● Yorgunluk

● Psikolojik sağlık problemleri ve stres ● Fiziksel sağlık problemleri

● Çalışma veriminin düşmesi

Gürültüyü azaltmak için üç farklı yöntem vardır bunlar; Gürültüyü kaynağında azaltma

Gürültüyü iletiminde yok etme

Şekil 7. 2. Gürültü izolasyonu örnekleri Tablo 2.4 Gürültüyü azaltma yöntemleri

Kaynağında yok etme İletiminde yok etme Kişisel korunma En etkili yöntem olarak kabul

edilir ve gürültülü makineyi daha az gürültülü makine ile değiştirmek ya da makine işleyişini yeniden düzenlemek bakım yaparak daha az gürültü seviyesine çekmektir.

Gürültü kaynağı ile çalışan

arasındaki mesafeyi arttırma,

sesin yayılımını önlemek için

ses emici kullanma ve gürültü

kaynağı ile çalışan arasına

duvarlara ses yalıtımı

yapmaktır.

Kulak koruyucular gibi kişisel

koruyucular kullanmak yada

gürültüye maruz kalma

sürelerini azaltmadır.

2.7. 4. 2. Sıcaklık, Nem ve Havalandırma

İnsan metabolizmasının yaklaşık sıcaklık değeri 37 ˚C ‘dir. Bu değerde oynama meydana geldiği durumlarda hastalık semptomları görülür. Vücuttaki sıcaklık dengesini koruma ortamla ısı alışverişi yapma yoluyla sağlanır. Buda konveksiyon (deri – deri), iletim (vücut – vücut), ışıma (temassız ısı farkı olan iki madde) ve buharlaşma (deri yüzeyinde suyun buharlaşması) şeklinde olur. Sıcaklık ölçü birimi ‘’ globe termometre’’dir. (Turan, 2016: 28)

Ortam sıcaklığını ayarlamak kadar havalandırma da çalışma ortamları açısından çok önemlidir. İşyeri ortamının alanı daraldıkça havalandırmanın arttırılması gereklidir. Havalandırma ile hava kirliliği azaltılmış serin bir ortam oluşturulmuş olunur.

Her çalışan için ortalama olarak, oturmada 12 m3 ayakta ise 15 m3 hava gerekmektedir. Doğal havalandırma kullanılan işyerlerinde ise bu hava alanına ek her çalışan için 10 m3 ilave hava gereklidir.

Olması gereken dışındaki sıcaklık ya da yetersiz havalandırmadan kaynaklı sıcaklık artışı ısı stresine yol açmaktadır. Çalışma ortamındaki bu kalitesiz hava, mesleki astım ve diğer solunum yolu hastalıklarına yol açmakta, alerjileri tetiklemekte, çalışanın psikolojisine bile etki etmekte ve bundan kaynaklı verimliği bile düşürebilmektedir.

Tablo 2.5. Ofislerde oluşabilecek hava kirleticiler

Kirletici Kaynak Etkileri

Karbondioksit Solunum ve yanma Baş ağrısı, mide bulantısı Karbon monoksit Sigara içilmesi ve yanma Halsizlik, kalp rahatsızlıkları Freon Havalandırmadaki kaçaklar Solunum sisteminde tahriş Mikroorganizmalar Havalandırma, eski kâğıtlar Solunum enfeksiyonu, alerji

Ozon Fotokopi ve elektrikli donanım Gözlerde tahriş, genetik bozukluklar Solventler Klavye temizleyici, tutkal, sprey Deride, gözde, solunumda tahriş Uçucu organik bileşikler Fotokopi, halılar, makineler Solunumda, gözlerde tahriş, alerji

2.7. 4. 3. Aydınlatma

Çalışanların yorgunluk hissini azaltıp verimli ve etkili şekilde çalışmasını etkileyen en önemli faktörlerden biri de aydınlatmadır. Aydınlatma şiddeti lüx birimi ile ifade edilir.

İşyerinin aydınlatma düzeyi tamamen yapılan iş özelliklerine göre belirlenir. İş sağlığı tüzüğünde ise ‘’Koyu renkli dokuma, büro ve benzeri sürekli dikkat

gerektiren ince işlerin yapıldığı yerler, en az 500 lüx ile aydınlatılacaktır.’’ İbaresi bulunmaktadır.

İşin kolaylıkla görülebilmesi, aşırı gölge oluşumu ya da göz kamaşması yapmaması gerekmektedir. Aksi durumlarda göz yorulur, görme konforu sağlanamaz ve gözde rahatsızlıklar meydana gelir. (Kartay, 2009: 19)

Aydınlatma doğal ve yapay aydınlatma olmak üzere iki şekilde sağlanmaktadır. Doğal aydınlatmanın yeterli gelmediği durumlarda yapay aydınlanmadan yararlanılır. Doğal aydınlatma güneş ışığıyla sağlanan aydınlatma çeşididir. Ancak doğal aydınlatmanın sorunu güneş ışınlarının gün boyu aynı düzeyde gelememesi ve mevsim değişikliklerine göre farklılık göstermesidir.

Şekil 2. 13 Doğal ve yapay aydınlatma örneği

Benzer Belgeler