• Sonuç bulunamadı

Ratzel‟in Jeopolitiği ve Emperyalist

1.6. Jeopolitik

1.6.2. Jeopolitiğin Tarihçesi

1.6.2.1. Friedrich Ratzel

1.6.2.1.4. Ratzel‟in Jeopolitiği ve Emperyalist

Ratzel, jeopolitik ismini kullanmamış, siyasi coğrafyanın kuruluşuna ve siyasi coğrafyadan jeopolitiğe geçiş ortamının oluşmasına katkıda bulunmuş ve bu geçişi

147

67

hazırlamıştır. Ülke sınırlarının değişirliği ve değiştirilebileceği görüşündedir. Bu görüş, genişleme politikasına jeopolitik dayanak arayanlar için, bu arada Alman Karl Hushofer için önemli bir belge olmuş ve bu tanınmış jeopolitikçiyi etkilemiştir.

Ratzel, devleti toprağa bağlı bir uzviyet olarak görür ve alan genişliğine çok önem verir148. Ratzel, Almanya‟nın yeni birleştiği ve kimliğini bulma çabası içinde

olduğu bir dönemde yaşamış ve bu dönemin özelliklerinden etkilenmiştir. Doğal olarak eserlerindeki amaç, Almanya‟nın geleceği ve refahıdır. Doğa bilimlerindeki geçmişi, ana inceleme konusu olan devletleri çok farklı bir açıdan, canlı bir organizma gibi ele almasına ve incelemesine neden olmuştur. Yaşadığı dönemde yıldızı parlayan “Darwinizm” de incelemelerini etkileyerek önemli siyasi coğrafyacılar arasındaki yerini almıştır. Jeopolitiğe en önemli katkısı, kuşkusuz, “alan (der raum, space)” ve “yaşam alanı (der lebensraum, living space)” kavramlarını kullanması ve geliştirmesidir149

. Ratzel, doktrinini nasyonalist bir sistem üzerine kurmuştur ki bunun değiştirilmiş bir tefsirinden (yorum) ve tatbikinden (uygulama) “hayat sahası” teorisi ortaya çıkacaktır150

. Ratzel, devletler arasındaki sınırlara geçici gözüyle bakıyordu. Sonunda dünya hâkimiyeti için muazzam bir mücadeleye girecek olan birkaç güçlü devletin ortaya çıkmasına sebep olacak şekilde, küçük politik bölgeler, daha büyükleri tarafından eritilecektir151. Ratzel‟e göre devlet, biyolojik bir organdır; yani devlet, gerektiğinde yaşamını sürdürmek ve gelişmek için fizyolojik gereksinimlerini karşılamak üzere kuvvete başvurmalıdır. Öyleyse Ratzel, savaşı meşru görmektedir. Böylece Ratzel‟in devleti organizma olarak kabul etmesi sonucunda, arazi de onun “yaşam sahası”dır. Ratzel, kara hâkimiyetinden yanadır. Toprağa ve doğaya büyük önem vermiştir152. Alman Birliği‟nin kurulmakta ve Bismark‟ın yönetimi altında kolonyal gelişmelerin düşünülmekte olması bakımından Ratzel‟in o dönemde haklı olduğu söylenebilir153

. 148 İlhan 1989, 31-32. 149 Yatin 2009, 54. 150http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/379/4298.pdf 151http://www.cografya.gen.tr/siyasi/jeopolitik/tarihi-gelisim.htm 152http://www.1ogretmen.net/siyasi-cografyada-baslica-gorusler 153 http://www.1ogretmen.net/siyasi-cografyada-baslica-gorusler

68

Ratzel, ortadan kaldırılma imkânı olmayan mekânın darlığı problematiğini (çelişki) jeodarwinist mücadele terminolojisinden esinlenerek aşmaya çalışmıştır. Ona göre bir millet, sürekli büyüdüğü için yayılmak zorundadır. Nüfus artışını yapay olarak azaltmak söz konusu değildir. Nüfus artışını yapay metotlarla azaltmak yolundaki tedbirle, bir millet yalnızca kendi büyüme gücünü kurban etmiş, milletlerin birbirleriyle ilişkisi ve rekabeti sonucu ortaya çıkan insanlığın ilerlemesi engellenmiş olur. Ulaştığı bu sonuçlar yüzünden İtalya ve Almanya gibi geç emperyalist devletlerin toprak açlıklarına büyük anlayış göstermiştir154

. Devletlerin saha kazanması, genişledikçe yeni sahalar kazanma arzusu, bu isteklerinin giderek artması emperyalizm olarak tanımlanabilir155

.

Topluluklar az çok istidatlıdırlar; öyleyse komuta ve organize etmeye, yani idare etmeye ve diğerleri üzerinde hakkı olmaya az veya çok tayin edilmişlerdir. Bu kabiliyetler zayıflayabilir ve hatta kaybolabilir; fakat yetiştirilip kuvvetlendirilebilirler de. Görülüyor ki Ratzel, ırkçılık anlayışından uzak değildir156

.

Açıkça anlaşılacağı üzere, Ratzel, kısaca özetlediğimiz bütün bu düşünce ve görüşleriyle Alman yayılmacılığını, özellikle Nazi döneminin “lebensraum (hayat sahası)” kavramına dayanan istilacı hareketini tam anlamıyla meşrulaştıran gerekçeyi hazırlamış oldu. Ratzel‟in fikirleri Almanya dışındaki bazı ülkelerde kabul gördü. Ancak Ratzel‟in bu coğrafi felsefesi Almanya dışında en çok Rudolf Kjellen tarafından benimsendi, denebilir. Hatta bu görüşleri daha da ileri götüren Kjellen, “jeopolitik” teriminin yaratıcısı oldu157

.

Netice itibariyle Ratzel, çok yönlü ve bol metin üretmiş biri olarak, coğrafya disiplininin en ileri kurucu filozoflarından birisidir. Koşulların uygun olduğu bir dönemde, Alman politik aygıtının yayılma taleplerini rasyonalize edip meşrulaştırarak, bu talepleri jeopolitik ve jeodeterminist bir paradigmaya oturtmuştur. Alman siyasi

154 Tezkan ve Taşar 2002, 57. 155http://www.1ogretmen.net/siyasi-cografyada-baslica-gorusler 156http://www.cografya.gen.tr/siyasi/jeopolitik/tarihi-gelisim.htm 157 Günel 2002, 5.

69

makinasının faşist ideolojik praxislerinin teorik arka planına katkı yapan ustalardan birisi olmuştur.

1.6.2.2. Rudolf Kjellen 1.6.2.2.1. Hayatı

13 Haziran 1864‟te İsveç‟in Torsoe Adası‟nda doğdu. Lutheran bir çevrede yetişti. Uppsala Üniversitesi‟ndeki eğitimi sırasında, İsveç konservatif hareketinin önde gelen ismi Profesör Oscar‟ın etkisinde kalmıştır. Norveç bağımsızlık hareketine karşı 1890‟ın başlarında İsveç‟te ortaya çıkan konservatif reaksiyonu, siyasi tutum olarak sürdürmüştür. Daha sonraları Norveç‟in bağımsızlığına karşı hem parlamento konuşmaları hem de yazıları ile çok sert tavır almıştır.

Kjellen, Mayıs 1891‟de siyaset bilimi diploması alır ve Göteborg Üniversitesi‟nde hocalığa başlar. Aynı üniversitede daha sonraları, coğrafya da öğrenecektir. Coğrafya ile siyasetin sentezini, yani daha sonra isim babası olacağı jeopolitiği, eğitmenlik hayatında bu şekilde tecrübe eder. Alman coğrafyacı Ratzel‟den etkilenerek, teorilerini İsveç gerçeğine uyarlamaya çalışır (Inleding till Sverges Geografi, 1900). Göteborg Üniversitesi‟ndeki siyaset bilimi dersleri, giderek jeopolitik bir içerik kazanmaya başlar. 1904 yılında öğrencileri ile birlikte Kuzey Amerika‟yı ziyaret eder ve bu “büyük mekân”ın “Avrupa dar mekânı” ile kıyaslamasını yapma imkânı bulur. 1905 yılında parlamentoya seçilerek Stockholm‟e gider. 1814 yılında kurulmuş olan İsveç-Norveç birliğinin ateşli bir savunucusudur. 1909‟dan 1917‟ye kadar senatodadır. İsveç-Norveç birliği 1905‟te bozulup mücadele kaybedilince, Avrupa‟da Almanya‟nın destekçisi olmuştur. I. Dünya Savaşı başlamadan kısa süre önce, İsveç‟i çevreleyen güçlerin bir bilançosunu çıkarır. Almanya‟nın İsveç‟in tabiî müttefiki olduğuna ulaşır. Bir grup profesör arkadaşı ve Alman felsefeci ile birlikte 1914 yılında ortaya çıkan “millî dayanışma” fikrinin 1789‟un liberal-bireyselci-üniversalist fikirlerine üstün geleceğini iddia eder.

1916 yılında Uppsala‟ya atanır. Aynı dönemlerde jeopolitik tezleri, yorumları, özellikle Almanya‟da giderek artan bir ilgi görmeye başlamıştır. Uppsala‟da en önemli

70

eseri “Staten Som Livsform (Canlı Bir Organizma Olarak Devlet)”i yazar. Bu eseri, 1917 Nisan ayında Almanya‟da yayımlanır. Böylelikle jeopolitik kavramı bir kitapta ilk kez kullanılmış olur. Savaştan hemen sonra, 1918 yılında ikinci teorik eseri olan “Undersoekningar Till Politikens System (Bir Siyaset Sistemi Taslağı)”i yayımlar. Hayatının son dört yılında birçok Alman üniversitesinde misafir hoca olarak dolaşır. 14 Kasım 1922‟de hayata veda eder.

Eserleri özellikle Almanya‟da büyük etki yapar; Haushofer ekolünden Otto Maull, İsveç‟te Edvard Ther Maenius ve Finlandiya‟da Ragnar Nümelin fikirlerinin takipçisi olurlar158

.

1.6.2.2.2. Eserleri

İsveç Konservatif Partisi‟nin sağ kanadı içinde uzun süre bulunmasına rağmen, eserleri İsveç‟ten çok Almanya‟da tanınmıştır. Genel bir bakış içeren “Büyük Güçler” adlı eseri, 1914-1930 yılları arasında 22 baskı yapar. Kitabın son baskısının düzeltmeleri Karl Haushofer tarafından yapılmıştır. I. Dünya Savaşı‟nı, “1789‟un Fikirleri” (Fransa ve İngiltere‟nin temsil ettiği özgürlük, kardeşlik, eşitlik) ve “1914‟ün Fikirleri” (Almanya tarafından temsil edilen millî dayanışma, nizam, hukuk) arasındaki çatışma olarak yorumladığı eseri Almanya‟da 1915 yılında “1914‟ün Fikirleri” adıyla yayımlanarak çok büyük etki yapar.

Kjellen‟in Ratzel‟in biyolojik devlet düşüncesini geliştirdiği “Hayat Şekli Olarak Devlet” (1916) ve “Bir Siyaset Sisteminin Temelleri” (1920) adlı eserler, Haushofer ve arkadaşları tarafından benimsenmiş; bu eserlerde ileri sürülen fikirler geliştirilmeye çalışılmıştır. I. Dünya Savaşı‟ndan sonra, Kjellen‟in politik tasavvurları, Alman jeopolitik ekolünün gelişmesine temel teşkil etmiştir. Canlı Bir organizma Olarak Devlet (Staten som Livsform /1916), Kjellen‟in en önemli eseri olmasının yanında, bir kitapta “jeopolitik” kavramının ilk kez kullanılmasıyla da önemlidir. Eserde gerçek jeopolitik ve özel jeopolitik kavramlarını ortaya atar, bunları tanımlar. Gerçek jepopolitik, basit ve tabiî nesnedir, belirli sınırlarla kesin şekilde çevrelenmiştir. Özel jeopolitik ise, sahip

158

71

olunan mekânın kalitesidir. Buradan yola çıkarak bir devletin şeklini inceler. Bir devlet için ideal form, İzlanda veya Fransa gibi düz olandır. Bölgeler, geçitler jeopolitikte büyük öneme sahiptir.

Kjellen için sadece coğrafi konum önemli değildir; dünya üzerinde iletişim için, içinde yer alınan uygarlık da önemlidir. “Coğrafi bir organizma veya mekânda bir fenomen” olarak nitelediği devletin araştırılması, jeopolitiktir. Bu düşüncenin Ratzel‟e dayandığı aşıkârdır. Devletler, tamamen insanlar gibi duyulara sahip akıllı yaratıklardır. Devletin toprağı, onun vücududur159

.

1.6.2.2.3. Jeopolitik Öğretileri

Rudolf Kjellen (1864-1922), modern devletlerin gelişmelerine yön çizen kanunları araştırmıştır. Nietzsche ve Sombart‟tan etkilenerek siyasal bilimlerde hürriyet, eşitlik ve kardeşlik gibi moral değerler yerine görev, düzen ve dürüstlük ilkelerini ikame etmiştir160

.

Kjellen, devletleri canlı bir organizmaya benzetmekte ve onların da tıpkı hayvanlar gibi hayatta kalmak için mücadele etmek zorunda olduklarını söylemektedir161. Kjellen‟e göre devlet yaşayan bir organizma olduğundan, bu

organizmanın gövdesi ülkesi, yani sahasıdır. Devletin idare merkezi beyni, ülke içindeki nehirler, kara yolları ve demir yolları ise devletin kandamarlarıdır162

. Biyolojik devlet için tabiî bilimlerin yasaları (emperyal darwinizm) geçerlidir; “Dar mekâna sahip yaşama gücü olan devletler, kolonizasyon, birleşme veya fethin çeşitli türleri aracılığıyla genişlemek için kategorik olarak siyasi zorlama altında bulunurlar163”. Kjellen bu

teorisini daha da ileri götürerek, devleti sadece yaşayan basit bir organizma olarak değil, fakat aynı zamanda şuura sahip bir organizma olarak kabul etmiştir164

. 159 Tezkan 2007, 97-98. 160 Ergin t.y., 127. 161 Arı 2002, 225. 162http://www.1ogretmen.net/siyasi-cografyada-baslica-gorusler 163 Tezkan ve Taşar 2002, 98. 164 Karabulut 2005, 46.

72

Kjellen‟e göre Ratzel, devletin gelişmesinde genelde fiziki faktörler, bu arada coğrafi konum ile saha üzerinde fazlaca durmuş, bunların insan üzerindeki etkilerini açıklamış, ancak doğa etkisinin öncelenmiş olması nedeniyle hatalı bir yaklaşımda bulunmuştur. Böylece Ratzel‟in devlete hayat ve kuvvet veren şeyin, sınırları dahilinde yaşayan insanlar olduğu konusuna pek önem vermediği ortaya konulmak istenmektedir. Kjellen, devletlerin fertler gibi akıl ve şuur sahibi varlıklar olduğunu belirtmekte, hatta fert-devlet uzviyet birliği düşüncesinde daha da ileri giderek, devletler fertler gibi konuşur ve hareket eder, kongreler veya toplantılar yapar, barış içinde yaşar ve savaşır, devletler de fertler gibi birbirini kıskanır, birbiriyle dost veya düşman olur, demektedir165. Kjellen jeopolitik, ekopolitik, demopolitik, sosyopolitik ve kratopolitik terimlerini literatüre sokmuştur. Doğal çevre koşullarının ve coğrafi durum özelliklerinin devlet politikasına tayin ettiği hedefler, çizdiği ve aşıladığı karakter jeopolitik kapsamına girmektedir. Ekopolitiğin konusu, devletin gücünü ve politikasını tayin eden iktisadi faktörlerdir. Demopolitik; ırk, din ve mezhep, kültür bakımından devlet nüfusunun ortaya çıkardığı sorunları incelemektedir. Sosyopolitik, devlet yapısındaki sosyal sınıfları ve grupları araştırma alanına almaktadır. Siyasi partilerin, baskı gruplarının ve hukuk düzeninin sorunları da kratopolitiğin inceleme konularını teşkil etmektedir166

. Bir başka vurguyla, “Bir Siyaset Sistemi Taslağı (Undersoekningar till Politikens System)”nda ortaya attığı devlet teorisi, bir devletin siyasal ve mekânsal gelişimini belirleyen beş alanı kapsar:

1. Jeopolitik: Coğrafi organizma olarak devlet öğretisi veya devletin mekândaki görüngüsü (ortaya çıkışı). Burada devleti imparatorluk olarak ele almaktadır. 2. Kratopolitik: Hükûmet ve kurumlar politikası. Hükûmet etme ve hükümranlık

amaçlarına yönelik devletin hukuki organizasyonu.

3. Etno/Demopolitik: Siyasi yönden organize olmuş devletin davranışlarının taşıyıcısı olan insan yığını, yani nüfus. Devleti dil, din, ve ırktan farklılaştırarak halk olarak ele alır.

165http://www.1ogretmen.net/siyasi-cografyada-baslica-gorusler

166

73 4. Ekopolitik: Devletin ekonomik yapısı. 5. Sosyopolitik: Toplum olarak devlet öğretisi.

Bu yeni devlet teorisinin görevi, kapsadığı beş alanla “yasaların ahengi”ni düzenlemektir. Halk, devlet, siyaset ve mekân arasındaki karşılıklı etkileşimleri bütüncül olarak analiz edebilme, bu beş alanı kapsayan bir bakış açısıyla mümkündür. Kjellen‟in devlet teorisi, devleti bu şekilde tüm cihetleri ile ele alabilmek için toplum, ampirik araştırma metotları ve siyasi felsefi bakış açılarının birbiriyle ilişkilendirilmesi çabası olarak kavranabilir. Jeopolitik, mekânın ahengini, kratopolitik (hükûmet ve kurumlar politikası) meşruiyeti, etno/demopolitik millî homojenliği, ekonomipolitik otarşiyi, sosyopolitik sosyalliği sağlamaktır.

Yukarıdaki sıralamada görüleceği gibi jeopolitik, devletin beş niteliğinden ilkidir ve devlet toprağının araştırılmasını kapsar. Jeopolitik, devlet kavramını iç politik hukuk öznesi olmaktan çıkarıp öncelikle dış politik güç öznesi yapmasıyla, devletlerin hayatta kalma mücadelelerinde siyasetin yardımcı bilimidir167

.

Kjellen, Ratzel‟in fikirlerini ifrat derecesine götürerek Birinci Dünya Harbi sıralarında Alman ekolüne yeni bir hareket getirmiştir. İlk defa “jeopolitik” adı altında devleti bir şahsa benzeterek, her ikisinin de organlarını kıyaslamak suretiyle devletlere davranışlarında, insanlara benzer davranışlar vererek bir doktrin vaaz etmiştir168

. Daha sonra Alman düşünürleri, R. Kjellen‟in görüşünden hareket ederek, onun düşüncelerini iyice işlediler ve sonuçta jeopolitiğin siyasal gelişmelerde yerle ilişkilerin bir doktrini olduğunu, bu doktrinin coğrafyanın geniş temellerine, siyasal mekân organizmalarına ve onların yapılarına dayandığını, mekânın karakteri hususundaki coğrafi buluşların jeopolitik bir çerçeve meydana getirdiğini, siyasal gelişmelerin sürekli bir başarı sağlayacaksa, bu çerçeve içinde oluşmak zorunda bulunduğunu öne sürdüler. Öte yandan, devletlerin ve ulusların siyasal hayatlarına biçim verenlerin, zaman zaman bu çerçevenin ötesine erişebilmekle birlikte, siyasal gelişmelerin yer bağı karakterinin er geç egemenliğini sürdüreceğini, politikalarda atılacak adım ve alınacak önlemlerin

167 Tezkan ve Taşar 2002, 99. 168

74

başarılı olabilmesi için jeopolitik bilgilerden esinlenmenin zorunlu bulunduğunu; çünkü jeopolitiğin devletin “coğrafi şuuru” olduğunu belirttiler.

Yukarıda açıklanan anlayış içinde bir gelişme ve kişiliğe kavuşan ve öncülüğünü general Haushofer‟in yaptığı Alman jeopolitik okulunun coğrafi temele dayanan bu felsefesi, Alman Dışişleri Bakanlığı ile Genelkurmayının politika ve stratejisinde de ana ilke haline geldi. Bismark Almanyasında başlayan ve Nazi Almanyasında daha değişik bir biçimde sürdürülen yayılma hareketleri, kaynağını jeopolitiğin esas itibariyle Ratzel‟e dayanan “hayat sahası” görüşünden almaktaydı169

.

1.6.2.3. Karl Haushofer 1.6.2.3.1. Hayatı

Karl Ernest Haushofer, 1869‟da Münih‟te doğar. İktisat ve hukuk profesörü olan babası Max Haushofer‟in peşinden yürümeyi tercih etmez ve Münih Gymnasium‟undan mezun olduktan sonra bir yıl orada görev yapar. Alman ordusunun ihtişamından etkilenir ve kariyerine ordu subayı olarak devam etme kararı alır. 1908‟de askerî ateşe olarak Japonya‟ya gider. Görevi, Japon imparatorluk ordusunu örgütlemektir. Bu görevi sırasında Doğu, Güneydoğu ve Orta Asya‟yı tanıma fırsatı bulur. Almanya‟da bulunduğu zamanlarda ise, askerî akademide Askerî Savaşlar Tarihi dersleri verir. Birinci Dünya Savaşı‟nın ardından 1919‟da emekli olur. Emekli olmasına yakın Adolf Hitler (1889-1945)‟in yakınındaki isimlerden Rudolf Hess (1894-1987) ile tanışan Haushofer, 1921‟de Hitler‟i şahsen tanıma fırsatı bulur. Coğrafya üzerine uzmanlaşan Haushofer, aynı yıl Berlin Üniversitesi‟nde onursal profesörlük ünvanına layık görülür ve akademik hayatı boyunca, Rudolf Hess dahil olmak üzere, Nasyonel Sosyalist kanadın önde gelenlerine dersler verir. 1924‟te Adolf Hitler ve Rudolf Hess tutukluyken Karl Haushofer‟in Rudolf Hess‟i bir çok kez ziyaret ettiği kayıtlara geçmiştir. Bu mahkumiyet sırasında Hitler, “Kavgam (Mein Kampf)‟ı yazmakla meşguldür ve Haushofer‟in, özellikle Alman yaşam alanı (lebensraum, living space) ile ilgili düşüncelerine doktrininde yer verir. Takip eden on yıl boyunca Haushofer, Hitler‟in

169

75

siyasi eylemlerinde doğrudan veya dolaylı olarak yer alır. 1925‟te Pasifik Okyanusu‟nun Jeopolitiği (Geopolitik Des Pazifischen Ozeans) adlı kitabı yayımlayan Haushofer, 1933‟te Jeopolitik Dergisi (Zeitschrift Für Geopolitik)‟ni yayımlamaya başlar. 1937‟de Berlin Üniversitesi‟ndeki görevinden ayrılır. Rudolf Hess‟in 1941‟de Hitler‟den izin almaksızın ateşkes antlaşması yapmak üzere İngiltere‟ye gitmesi üzerine Haushofer, Nazi Almanyasındaki en büyük desteğini kaybeder. Karl Haushofer‟in kendi gibi akademisyen olan oğlu Albrecht, Hitler‟e karşı bir suikast girişiminde aktif rol aldığı gerekçesiyle 1945‟te Alman Gizli Polis Örgütü (Gestapo) tarafından öldürülür. Aynı yıl ABD ordusunun Münih‟e girmesiyle tutuklanan ve Nürnberg‟de yargılanan Haushofer, suçsuz bulunsa da tüm rütbeleri elinden alınır. Duruşmalar sırasında Rudolf Hess‟in kendini tanımadığını iddia etmesi, Haushofer‟a bir darbe daha vurur. Karl Haushofer, Mart 1946‟da eşiyle beraber intihar ederek hayatına son verir170

.

1.6.2.3.2. Karl Haushofer ve Alman Jeopolitik Aygıtı

Benzer Belgeler