B. Sonradan hafızası zayıflayanlar
III. Hakkında bilgi olmayanlar
2. Râvî olarak kadılar
2.1. Cerh-ta'dîl durumuna göre kadılar
Kûfe kadılarını cerh-ta'dîl durumlarını dikkate alarak incelediğimizde güvenilir, sadûk ve ömrünün sonunda hafıza problemi yaşayan râvîlere rastlamaktayız. Güvenilir olarak nitelenen kadıların sayı bakımından çoğunluğu oluşturduklarını belirtmeliyiz. Bunlar, Şurayh, Şa'bî, Abdurrahman b. Ebî Leylâ, Ebû Bürde, Abîde es-Selmânî, Selmân b.
742 Vekî, Ahbâru'l kudât, s. 568. 743 Vekî, Ahbâru'l kudât, s. 542. 744 İbn S'ad, Tabakât, VIII, 368.
133
Rebîa, İbn Şübrüme, Saîd b. Cübeyr, Mansur b. el-Mu'temir, Urve el-Barigî, Ebû Gurre el-Kindî, Abdullah b. Utbe, Kâsım b. Abdurrahman'dır.
Kadılık görevinden sonra hafızası zayıflayan kadılar da bir grup oluşturmaktadır. Ancak bunların sayısının az olduğunu belirtmek gerekir. Eldeki bilgiler ışığında Kûfe kadılarından Şerîk b. Abdullah, Abdulmelik b. Umeyr ve Muhammed b. Abdurrahman b. Ebî Leylâ'nın ileriki yaşlarında ezber güçlerinde zayıflık meydana gelmiştir.
Ebû Hâtim, Muhammed b. Ebî Leylâ'nın hıfzı kötü olsa da sıdk derecesinde bir ravi olduğunu, kadılıkla iştigali sebebiyle hıfzının zayıfladığını, dolayısıyla yalanla itham edilemeyeceğini söylemiştir. Hatasının fazlalığı sebebiyle hadisi münker kabul edilip delil olarak kullanılmasa da bilgi için yazılabileceği kanaatindedir.746 İbn Hacer Takrîb'te Şerîk'in sadûk derecesinde bir ravi olduğunu, çok hata yaptığını ve kadılık görevine geldikten sonra ezber gücünde zayıflık meydana geldiğini ifade etmiştir.747 Şerîk kadı olduktan sonra Vekî'in ondan herhangi bir rivayet almadığını bildirmesi ve Ebû Nuaym'ın yalnız bir hadis almış olması da İbn Hacer'in bu kanaatini desteklemektedir.748 İbn Ebî Hâtim, Abdulmelik'in hâfız olmadığını (ظفاحب سيل), ancak rivayet edebilir (حلاص) bir ravi olduğunu, vefatından önce hâfıza problemi yaşadığını nakletmektedir.749
Cerh-ta'dîl bakımından incelediğinde zayıf râvî statüsünde kadılara pek rastlanmamaktadır. İsâ b. el-Müseyyib el-Becelî zayıflıkla nitelenmeye en layık isimdir. Sadûk kadılar ise Saîd b. Eşva' ve Haccâc b. Âsım el-Muhâribî'dir.
Hayatlarının son aşamasında hafızası zayıflayan üç kadı hakkındaki değerlendirmeler incelendiğinde Muhammed b. Abdurrahman b. Ebî Leylâ'nın probleminin kadılıktan sonra ortaya çıktığı belirtilmiştir. Şerîk ve Abdulmelik'te ise böyle bir durum söz konusu değildir. Dolayısıyla tek başına kadılığın hafıza açısından doğrudan cerh sebebi olduğunu söylemek mümkün değildir.
Âlimlerin adalet bakımından kadılara yönelttiği eleştiriler dikkate alındığında - Süfyân'ın Şerîk'le ilgili kadı olduktan sonra bozulduğu yönündeki ifadesi hariç- kadılığın doğrudan cerh sebebi olarak görülmediği ortaya çıkmaktadır.
746 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve't ta'dîl, VII, 323. 747 İbn Hacer, Takrîbü't Tehzîb, s. 266.
748 Zehebî, Siyerü a'lâmi'n nübelâ, VIII, 204. 749 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve't ta'dîl, V, 360, 361.
134
2.2. Rivayet sayısı bakımından kadılar
Kadıların hadis rivayet durumu dikkate alındığında Şurayh, Abîde, İbn Şübrüme ve Muhammed b. Ebî Leylâ gibi meşhur kadıların rivayetinin az olduğu görülmektedir. Bununla birlikte bu isimlerin fetvalarının yaygın şekilde rivayet edilmesi dikkat çekicidir. Bu durumdan hareketle fıkhî yönden meşhur kadıların hadis rivayetiyle çokça meşgul olmadıklarını söyleyebiliriz. Ancak Şa'bî bu genellemede istisna olmaktadır. Çünkü o hem rivayet hem de fetva bakımından oldukça aktiftir. Mansûr b. el-Mu'temir, Abdurrahman b. Ebî Leylâ ve Saîd b. Cübeyr de rivayet yönüyle öne çıkan isimlerdendir. Fakat bu kadıların fetvâ yönü Şa'bî'ninki kadar meşhur olmamıştır. İstisnalar göz ardı edildiğinde kadıların fıkhî yönden meşhurluğuyla hadis rivayeti arasında ters orantı olduğunu söyleyebiliriz.
Çok rivayette bulunan kadıların râvî kimliklerinin öne çıktığını ve fıkhî yönlerinin diğer kadılar kadar güçlü olmadığını, şu anki veriler ışığında söyleyebiliriz. Nitekim müksirûn kadılardan Abdurrahman b. Ebû Leylâ, Mansûr b. el-Mu'temir, Ebû Bürde, İbn Cübeyr gibi isimler râvîliğiyle meşhur şahıslardır.
Şurayh, İbn Şübrüme gibi güvenilir olmasına rağmen az rivayeti olan kadıların ise uzun yıllar kadılık yaptığı görülmektedir. Kadılık vazifesinin iş yükü dikkate alındığında söz konusu kadıların hadis rivayetine vakit ayıramamış olması muhtemel gözükmektedir. Nitekim Şa'bî, kendisini kadı olarak görevlendiren İbn Hübeyre'nin geceleri kendisine sohbet arkadaşlığı etmesi yönündeki teklifini, kadılık yaparken nedimlik görevine vakit ayıramayacağını söyleyerek reddetmiştir.750 Diğer bir açıdan fakih kimliğiyle temeyyüz eden bu isimlerin hadislere fıkıh penceresinden bakmaları sebebiyle bir râvî gibi çokça hadis nakletmeye ilgisiz kalmış olabilirler. Nitekim İbn Şübrüme Hüşeym'e "rivayeti azaltırsan fıkıhta derinleşirsin" diyerek rivayet ve fıkıh ilişkisine bakışını ortaya koymuştur.751 Bu ifadeden onun rivayetle fazlaca meşguliyeti fıkhî derinliğe engel olarak gördüğü anlaşılmaktadır.
750 İbn Asâkîr, Târîhu Dımeşk, XXV, 404. 751 Vekî, Ahbâru'l kudât, s. 513.
135
Tablo 1
Kadıların Tekrarsız Rivayet Sayısı (Rivayet sayılarına göre sıralanmıştır)
Rivayet Sayısı Kadılar 956 Şerîk b. Abdullah 1 926 Âmir b. Şerâhîl eş-Şa'bî
2 782 Saîd b. Cübeyr 3 650 Mansûr b. el-Mu'temir 4 415 Muhammed b. Abdurrahman b. Ebî
Leylâ 5
301 Abdulmelik b. Umeyr el-Lahmî
6
300 Abdurrahman b. Ebî Leylâ
7
285 Ebû Bürde b. Ebî Mûsâ
8 112 Kâsım b. Abdurrahmân b. Abdullah b. Mesûd 9 86 Muhârib b. Disâr es-Sedûsî
10
53 Abdullah b. Utbe b. Mes'ûd
11
49 Ğaylân b. Câmi' el-Muhâribî
12 46 Abîde es-Selmânî 13 34 Abdullah b. Şübrüme 14 24 Îsâ b. el-Müseyyib el-Becelî 15 21 Şurayh b. el-Hâris el-Kindî
16
14 Saîd b. Eşva' el-Hemedânî
17 3 Haccâc b. Âsım el-Muhâribî 18 2 Selmân b. Rebîa 19 2 Urve el-Bârigî 20 2 Ebû Leylâ el-Kindî
21
? Hüseyin b. Hasan el-Kindî
22
? el-Muğîre b. Uteybe
23
? Abdullah b. Nevf et-Teymî
136
2.3. Kadıların hadis kitabetine bakışı
Kûfe kadılarının bazıları hadis kitabetine yaklaşımlarını belirtmişlerdir. Bazılarının ise farklı vesilelerle yaptığı açıklamalardan kitabetle ilgili görüşlerine ulaşmak mümkündür. Şa'bî hadislerin yazılması yönünde tavır sergilemiş hatta talebelerine, bir duvara dahi olsa hadisleri yazmalarını tavsiye etmiştir.752 İbn Cübeyr de kitabeti tercih edenler arasındadır. Nitekim o, İbn Ömer ve İbn Abbas'tan aldığı rivayetleri yazdığını söylemiştir. Hişâm b. Urve, kendisine gelerek hadis talep edenlere arz yoluyla hadis aktarmak istemiş ancak orada bulunan Şerîk buna karşı çıkarak ancak imlâ usulüyle rivayetleri alabileceğini belirtmiştir.753 Yahyâ b. Saîd, Şerîk'in rivayetlerini yazdığı sayfalarda bazı hatalar gördüğünü dile getirmiştir.754 Kûfe'ye gelen Sâlim el-Eftas'tan dinlediği yüz hadisi Şerîk yazarken Süfyân dinlemekle yetinmiştir. Rivayetleri alma işi bitince Süfyan Şerîk'in yazdıklarına bakmak istemiş ve onları yakmıştır.755 Aktarılan bu olaydan hareketle Şerîk'in hadisleri yazarak almayı tercih ettiğini söyleyebiliriz. Hadisleri yazmayı tercih eden diğer bir kadı İbn Şübrüme'dir. Süfyân'ın nakline göre yöneticilerden birinin "Hz. Peygamber'den aktardığın bu hadisler de nedir" sorusuna İbn Şübrüme, "bu hadisler bendeki bir kitaptandır" cevabını vermiştir.756 İbn Şübrüme'nin cevabı, onun hadisleri yazdığına delalet etmektedir. Ebû Bürde ise babasından aldığı hadisleri yazdığını ancak durumu öğrenen babasının bunları sildirttiğini söylemektedir.757 Bu durum Ebû Bürde'nin yazılı rivayete meylettiğini göstermektedir.
Kadıların tamamının hadis kitabetine dair görüşlerine ulaşamasak da Ebû Bürde, Şa'bî ve İbn Cübeyr'in birinci asrın ikinci yarısında, Şerîk ve İbn Şübrüme'nin ikinci asırda yaşadığı dikkate alındığında bu kadıların kitabeti destekler tarzdaki yaklaşımlarının ilk iki asrın yazılı rivayete bakışına dair hakim kanaati yansıttığı
752 İbn Sa'd, Tabakât, VIII, 369. 753 İbn Adiy, el-Kâmil, IV, 8. 754 İbn Adiy, el-Kâmil, IV, 6, 755 Mizzî, Tehzîbü'l Kemâl, XII, 470. 756 Vekî, Ahbâru'l kudât, s. 566.
137
söylenebilir. Nitekim yazılı rivayetin ilk asrın ikinci yarısından itibaren yaygınlık kazandığı bilinmektedir.758