• Sonuç bulunamadı

2.1.1.2. Turistlerin Yemek Tüketimini Etkileyen Faktörler

2.1.1.2.4. Psikolojik Faktörler

AraĢtırmanın önemli değiĢkenlerinden biri olan psikolojik faktörler, çalıĢmanın temel alındığı kavramsal çalıĢma olan Mak vd., (2012) ve ampirik bir çalıĢma olan González Martínez ‗in (2015) çalıĢmalarında ―Gıda ile ilgili kiĢilik özellikleri‖ olarak adlandırılmıĢtır. Alan yazın incelemesi sonucunda gıda ile ilgili kiĢilik özelliklerinin, turistlerin gıda tüketimini etkileyen önemli psikolojik faktörler olarak tanınmaya baĢlandığı gözlenmiĢtir. Bu nedenle bu baĢlığın ismi psikolojik faktörler olarak isimlendirilmiĢtir.

Psikolojik faktörler, gıda ile ilgili çok çeĢitli davranıĢlar üzerinde yaygın bir etkiye sahip bireysel özellikleri ifade etmektedir (Mak vd., 2012, s. 932). Herne, (1995, s. 14) çeĢitli kiĢilik özelliklerinin, bireyin yaĢına bakılmaksızın, genel olarak insanlar tarafından yapılan gıda seçimleri üzerinde çok temel bir etkiye sahip olduğundan söz etmektedir. Özellikle, turizm alan yazınında konuyla ilgili olarak iki temel özellik türü tanımlanmaktadır. Bunlar gıda neofobisi ve çeĢitlilik arayıĢıdır. Gıda sosyolojisinde, aĢinalık ve yabancılık boyutu, Fischler‘ in (1988, s. 278) ―neofobik‖ ve ―neofilik‖ tatlar arasındaki ayrımı dolaylı olarak vurgulamaktadır. Biyolojiden alınan bu terimler, insanların gıdaya karĢı tutumları için de geçerlidir. Fischler'e göre, bireyler arasında her iki eğilim de bulunabilmektedir. Birey yeni ve

40

sevmediği bir gıda veya yemekten hoĢlanmayabilmekte ya da o yiyeceğe Ģüphe ile yaklaĢabilmektedir. Diğer bir yandan söz konusu durumun tam tersi olarak birey yeni ve aĢina olmadığı yiyecekleri arama eğiliminde de olabilmektedir.

Sauner-Leroy (2014, s. 162) sosyal antropolojik araĢtırmalarda insanın hem kendi grubunun içinde bir benzerlik, bir bağ aradığı, hem de diğer gruplardan uzak durmaya, kendini onlardan ayırt etmeye çalıĢtığının gözlemlendiğinden ve genelde bu tür kimlik arayıĢında ―biz‖ ve ―onlar‖ terimleri sık kullanılarak en küçük fark üzerinde bile durulduğundan bahsetmektedir. GeliĢmiĢlik düzeyi düĢük destinasyonlarda, yiyecek, örneğin hijyen standartları, turist ile yerel halk arasında dil ile ilgili iletiĢim problemleri ve turistin yerel mutfakla ilgili sınırlı bilgiye sahip olması gibi nedenlerle yerel gıda tüketimi turistler için sorun teĢkil edebilmektedir (Fox, 2007, s. 548). Ġnsanlar arasındaki neofobi ve neofili hem biyolojik hem de kültürel etkilerden kaynaklanmaktadır. Kültürler arasında neofilik eğilimleri teĢvik ettikleri ölçüde önemli farklılıklar vardır. Yakın zamana kadar, Asyalıların çoğu yeni yiyeceklerden kaçınırken, modern Batılılar giderek daha fazla yeni yiyecek ve yemek arayıĢındaydılar. Bununla birlikte, her kültürde, özellikle de Batı'da, sosyal sınıflar ve bireyler arasında önemli farklılıklar vardır (Cohen and Avieli, 2004, s. 759).

Pliner ve Salvy'e (2006, s. 75) göre, gıda neofobisi, tanıdık olmayan yiyecekleri yemeye isteksizlik olarak kavramsallaĢtırılabilmektedir. Gıda neofobisi kavramı hem davranıĢa hem de kiĢilik tarzına atıfta bulunmak için kullanılmaktadır. Gıda seçimindeki kültürlerarası farklılıklar, tüketici grupları üzerinde ölçüldüğünde, yeni yiyeceklerin bir toplumda genel olarak ne derece kabul edildiğini açıklamaya yardımcı olabilmektedir (Prescott vd., 2002, s. 490). Pliner ve Hobden (1992), gıda neofobisinde bireysel farklılıkları ölçmek için on maddelik bir ölçek olan Gıda Neofobi Ölçeğini (Food Neophobia Scale /FNS) geliĢtirmiĢlerdir. Ritchey vd. (2003) çalıĢmalarında Pliner ve Hobden (1992) ölçeğinde bulunan on ifadeden 8‘ini kullanarak ölçeğin geçerliliğini test etmiĢ ve ABD, Ġsveç ve Finlandiya'dan alınan veriler kullanıldığında, ölçekten madde 5 ile madde 9 çıkarılarak altı madde için kabul edilebilir bir uyum sağlanmıĢtır.

Bireysel düzeyde seçim, kiĢilik ve zihinsel sağlığın birbiriyle iliĢkili birçok yönünün bir fonksiyonudur (Herne, 1995, s. 13). Gıda neofobisi, aĢina olunmayan yiyeceklerin ilk kez denenmesini etkilemektedir, ancak tüketimin devamını etkiyen çeĢitli faktörler de bulunmaktadır (Kim, Lee ve Yoon, 2012, s. 378). Pliner ve

41

Hobden (1992) Gıda Neofobi Ölçeği kullanılarak yapılan çalıĢmalarda cinsiyet ve yaĢ gibi demografik faktörlerin bireyin neofobi derecesini etkilediği sonucuna ulaĢılmıĢtır. Nordin vd. (2004) tarafından yapılan çalıĢmada kadınların erkeklerden daha neofobik olduğu ortaya çıkmıĢtır. Henriques, King ve Meiselman (2009) yaptıkları çalıĢmalarda yaĢlı insanların genç insanlardan daha neofobik olduğu sonucunu elde etmiĢlerdir. Bunlara ek olarak Rozin ve Tuorila (1993, s. 16) yeme ortamının (örneğin ev, restoran vb.) ve gıda tüketim alanlarının belirli özelliklerinin gıdalara verilen reaksiyonları etkilediğinden bahsetmektedir.

Bazı turistler, ziyaret ettikleri destinasyonlarda yerel yiyecek ve içeceklere karĢı ilgi ve merak duymaktadırlar (KodaĢ, 2013, s. 25). Dolayısıyla turistlerin gıda tüketimini etkileyebilecek diğer bir psikolojik faktör de çeĢitlilik arayıĢıdır. Satın alma davranıĢında çeĢitlilik arayıĢı, bireylerin hizmet ve mal seçimlerinde çeĢitlilik arama eğilimi olarak tanımlanmaktadır (Kahn, 1995, s. 139). Tüketicilerin çeĢitlilik arayıĢı eğilimi (çeĢitliliğin içsel arzusu) tüketicilerin gıda seçim davranıĢını etkileyen önemli bir özellik olarak kabul edilmektedir. Van Trijp ve Steenkamp (1992) tarafından tüketicilerin gıdalara yönelik çeĢitlilik arayıĢ eğilimini ölçmek için 8 maddelik bir ölçek (VARSEEK) geliĢtirilmiĢtir.

Gıda tüketim çalıĢmalarında ve turizm araĢtırmalarında yiyecek neofobisi ve yiyecek neofilisi (çeĢitlilik arayıĢ eğilimi) yaygın olarak benimsenmiĢtir. Örneğin, Mak vd. (2017) turizmde gıda tüketiminin altında yatan motivasyonel boyutlar ile gıda ile ilgili iki kiĢilik özelliğinin, gıda neofobisi ve çeĢitlilik arayıĢının (neofili), bu motivasyonel boyutlar üzerindeki etkilerini inceledikleri çalıĢmada hem gıda neofobisi hem de çeĢitlilik arayıĢının çeĢitli motivasyonlar üzerinde önemli etkileri olduğu sonucunu elde etmiĢlerdir.

Diğer çalıĢmalardan farklı olarak Baaha, Bondzi-Simpsonband ve Ayeh, (2019) ise Schiffman and Kanuk (2004) tarafından geliĢtirilen Üç BileĢenli Tutum Modeli‘ ni (Tri-Component Attitude Model) kullanarak yaptıkları çalıĢmada, tutumların turistlerin gıda ile ilgili kiĢilik özelliklerinden nasıl etkilendiğini araĢtırmıĢlardır. 396 uluslararası turistin katılımıyla gerçekleĢtirilen çalıĢma, turistlerin yerel mutfaklara yönelik biliĢsel, duyusal ve kavramsal tepkilerini açıklamada gıda neofilisinin önemli etkisinin bulunduğu doğrulanmıĢtır.

42