• Sonuç bulunamadı

2.1.1.2. Turistlerin Yemek Tüketimini Etkileyen Faktörler

2.1.1.2.1. Kültürel ve Dini Etkiler

Kültür, bir grup insanın ne yapacağına ve bu konuda nasıl ilerleyeceğine karar vermesine yardımcı olan paylaĢılan bir dizi özellik, tutum, davranıĢ ve değer kümesi olarak tanımlanabilmektedir (Mak vd., 2012, s. 929). Kültür, insanoğlunun bir toplumun üyesi olarak edindiği bilgi sanat gelenek görenek ve benzeri yetenek beceri ve alıĢkanlıkları içine alan karmaĢık bir bütünü ifade etmektedir (Baykara, 2007, s. 13). Kültür, tüketicilerin tutumlarının, davranıĢlarının ve yaĢam tarzlarının ve dolayısıyla tüketicilerin mal ve hizmetlerin edinilmesi ve kullanılmasıyla karĢıladığı ihtiyaçların temel belirleyicisidir (Cleveland ve Laroche, 2007, s. 250). Kültürün kalıtsal olmadığını, sonradan öğrenildiğini vurgulayan Almerico (2014, s.

27

5) farklı kültürel grupların yemek seçimlerinde kültürün yanı sıra dini inançların da etkisi olduğundan bahsetmektedir. Kültür ve din, geleneksel olarak bireylerin genel gıda tüketimini etkileyen önemli faktörler olarak kabul edilmektedir (Johnson vd., 2011, s. 1422). Prescott ve Bell‘ e göre (1995, s. 201) kültürel faktörler, hangi yiyeceklerin tüketildiğinin en güçlü belirleyicisidir.

Beslenme biçimleri, içinde bulunulan kültürel, coğrafi, ekolojik, ekonomik yapıya ve tarihsel sürece göre Ģekillenmektedir (http-1). Her topluma ait yemek kültürünün oluĢum sürecinde hangi yiyeceklerin yenileceği, hangilerinin yenilemeyeceği veya bunların nasıl ve ne Ģekilde yeneceği sıkı kurallarla belirlenmiĢtir (BeĢirli, 2012, s. 12). Ġnsanlar yemeyi tercih ettikleri besinler ile onların temini, hazırlama, piĢirme ve sunum ritüelleri içinde bulundukları toplum tarafından uzun bir zaman diliminde edinilen alıĢkanlıklarına yani kültürüne bağlıdır (Yurdigül, 2010, s. 85). Yemek piĢirme ve yeme alıĢkanlıkları her kültürde önemli bir rol oynamaktadır. Bunun yanı sıra yeme- içme sadece biyolojik bir aktivite değil aynı zamanda sembolik bir iletiĢim aracıdır (Claxton, 2008, s. 1). Hatipoğlu (2010, s. 12) yiyecekler ve içecekleri, sosyo-kültürel anlamı olan kültür öğeleri olarak değerlendirirken, Tezcan ise (2000, s. 1) kültürün bütünleyici parçaları olarak nitelendirmiĢtir.

Yemek, bireysel ve toplumsal yönleri olan ve birçok etkileyicisi olan bir kültürel unsurdur (BeĢirli, 2010, s. 161). Bu nedenle kültürün tüketilen gıdaların temel belirleyicisi olduğu yönünde yaygın bir görüĢ hakimdir (Fieldhouse, 1995, s. 1). Her milletin kendine özgü bir yemek kültürü vardır. Bireyin içinde yetiĢtiği toplum, fiziki ve kültürel coğrafya ve yemek alıĢkanlıkları bireysel yemek kültürünü oluĢturmaktadır. Mutfak kültürü tarihsel süreçte coğrafyanın etkisi, ticaret, göçler, savaĢlar, dinsel ya da siyasal nedenlerle değiĢim gösterebilmektedir. Bunun yanı sıra insanların hayat Ģeklindeki değiĢme ve dönüĢümler de mutfak kültürünün değiĢmesine neden olmaktadır (Çetin, 2006, s. 108; Sandıkçıoğlu, 2016b, s. 141).

Dini inanıĢların da kültür gibi gıda seçimi ve tüketimini etkileyen önemli bir belirleyici olduğu kabul edilmektedir (Packard ve McWilliams, 1993, s. 10). Her toplumun benimsediği kendine özgü inanç ve ritüellerden oluĢan dinler, yaĢamın her kesitini etkilediği gibi insanların yemek kültürünü de etkilemiĢtir. Ġnsanlar mensup oldukları dinin gereklerine göre davranıĢlarda bulunmaktadırlar (Tezcan, 1997, s. 139). Çünkü çoğu din ve inanç sistemi inananlarının beslenme biçimlerine çeĢitli

28

kurallar getirmiĢtir (Arıhan ve Arıhan, 2007, s. 108). ÇeĢitli dini kısıtlamalar, bireylerin gıda tercihlerini etkileyerek bazı gıdalara karĢı katı tutum geliĢtirmelerine neden olmaktadır. Örneğin, Yahudiler ve Müslümanlar dini açıdan domuz eti kullanımını kısıtlamaktadır (Khan, 1981, s. 139). Buna ek olarak Hindularda da sığır etini, yenmesi uygun olmayan bir hayvan olarak kabul ederler ve Hindistan'da bu hayvanlar çoğunlukla aborijinal insanlar tarafından yetiĢtirilmekte ve tüketilmektedir (Beardsworth ve Keil, 2011, s. 339). Ayrıca Museviler ve Müslümanlarda domuz etinin yanı sıra, kurbağa, timsah ve yılan gibi sürüngenlerin etinin yenmesi yasaklanmıĢtır. Ancak bazı kültürlerde bu hayvanların eti yenmektedir (Özgen, 2013, s. 1). Herne (1995, s. 23) gıdaya bağlı din ve dini inançların, menĢe ülkeleriyle iliĢkili kültürel değerlerin bir yansıması olduğundan ve göçmen popülasyonlarında bile değiĢime genellikle direnç gösterdiğinden bahsetmektedir.

Turizm alan yazınında yer alan araĢtırmalar da kültürün ve dini inanıĢların turistlerin yemek tüketimini etkilediği belirlenmiĢtir. Örneğin; Sheldon ve Fox (1988) yılında Hawaii‘yi ziyaret eden Japonya, Kanada ve ABD turistler üzerinde yaptıkları ve kültürler arası farklılıkları inceleyen çalıĢmada yemeklerin destinasyon seçiminde birincil faktör olmasa da önemli etkisi olduğu ve Japon ziyaretçilerin destinasyon seçimlerinde yemeklerin Kanadalı ve Amerikalı turistlere kıyasla, daha güçlü bir etkiye sahip olduğu ve yeni mutfakları denemeye daha az istekli oldukları sonucuna ulaĢmıĢlardır. Japon turistlerin gittikleri destinasyonda yemek yerine zamanlarını gezip görmeye harcamaya meyilli oldukları kültürel bir farklılık olarak ortaya çıkan bir sonuçtur. Ayrıca turistlerin seyahatlerinde yemek hizmetinin kalitesi ve yemeklerin fiyatının önemli olduğu tespit edilmiĢtir (Sheldon ve Fox, 1988, s. 9- 10).

Pizam ve Sussmann (1995, s. 912) Japon, Fransız, Ġtalyan ve Amerikalı turistlerin rehberli turlardaki davranıĢsal özelliklerini inceledikleri çalıĢmada kültürlerin turistlerin yemek tercihleri üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaĢmıĢlardır. ÇalıĢmada Japon, Fransız ve Ġtalyan turistlerin ziyaret ettikleri ülkedeki yerel yiyecek ve içecekleri tercih etmekten kaçındıkları bunun yerine kendi ülke mutfaklarında yer alan yiyecek ve içecekleri tüketmeyi tercih ettiklerini, Amerikalı turistlerin ise diğerlerinin aksine yerel yemekleri tercih ettikleri tespit edilmiĢtir.

March (1997, s. 234-235) araĢtırmasında seyahat endüstrisindeki çeĢitli paydaĢlarla görüĢmeler yaparak Asya pazarından (Endonezya, Japonya, Güney Kore,

29

Tayvan ve Tayland) gelen turistler arasında bir takım davranıĢsal olarak benzerlikler ve farklılıklar tespit etmiĢtir. DavranıĢsal farklılıklar incelendiğinde müslüman olan Endonezyalılar özel olarak hazırlanmıĢ helal gıdalara ihtiyaç duyarken, Korelilerin ise kendi mutfağına ait yiyecekleri yemek konusunda daha istekli oldukları gözlenmiĢtir. Sonuç olarak kültürel veya dini faktörlerin yiyecek tüketiminde etkili olduğu belirlenmiĢtir.

Nield, Kozak ve LeGrys (2000) tarafından Romanya'nın Karadeniz beldelerini ziyaret eden turistler üzerine yaptıkları çalıĢmada, gıda hizmetinin turist memnuniyetindeki rolü ve önemi araĢtırılmıĢtır. Doğu ile batı Avrupalı ve Romen turistler arasında yemek servisi ile memnuniyet düzeylerinde önemli farklılıklar olduğu Romen yerli turistlerin, yemek servisinden Batı ve Doğu Avrupalı turistlere göre daha az memnun kaldığı sonucuna varılmıĢtır. Ayrıca sonuçlar, gıda kalitesinin, paranın karĢılığının, yemek çeĢitliliğinin, çevrenin çekiciliğinin ve gıda sunumunun Romanya'daki genel yemek servisi deneyimini en çok etkileyen özellikler olduğunu göstermiĢtir. Bu sonuçlar doğrultusunda araĢtırmacılar Romen yerli turistlerin gıdaların kalitesi ve yemek çeĢitliliği ve sunumunu kendi kültürleri doğrultusunda değerlendirdikleri ve olması gereken yüksek standartları bildikleri, dolayısıyla memnuniyetsizliğin buradan kaynaklandığını ifade etmiĢlerdir. Ayrıca yabancı turistlerin aynı kültüre ait olmadıklarından gıdaların kalitesi ve yemek çeĢitliliği ve sunumunda olması gerekeni bilmediklerinden dolayı, yerli ve yabancı turistlerin memnuniyet düzeylerinde farklılıklar meydana geldiğini de eklemiĢlerdir.

Torres (2002, s. 300) tarafından Yucatan Yarımadasını ziyaret eden turistlerin gıda tüketimi ve tercihlerini belirlemek amacıyla yapılan araĢtırmada farklı milliyetlerden turistler arasında gıda tüketimi ve tercihlerinde farklılıklar bulunmuĢtur. Amerikalı turistlerin tüketim alıĢkanlıklarında en muhafazakar olduklarını ve genellikle aĢina oldukları gıdaları talep ettiklerini ve yerel gıdaları reddettiklerini göstermektedir. Meksika yemekleri, tropikal meyveler ve organik yerel yiyeceklere talebin Amerikalı olmayan turistler arasında daha fazla olduğu sonucu ortaya çıkmıĢtır.

Hassan ve Hall (2004, s. 90) dini inançların Yeni Zelanda'yı ziyaret eden Müslüman turistlerin gıda tüketim davranıĢlarını nasıl etkilediğini incelemeye yönelik yaptıkları araĢtırmada katılımcıların büyük bir çoğunluğunun Yeni Zelanda seyahatlerinde her zaman helal gıda aradığı gözlemlenmiĢtir. Ayrıca yine

30

katılımcıların çoğunun Yeni Zelanda'daki helal gıda mevcudiyeti konusundaki bilgi eksikliği nedeniyle kendi yemeklerini hazırladıkları tespit edilmiĢtir.

Hatipoğlu (2010) yaptığı çalıĢmada beĢ yıldızlı otel iĢletmelerinin sunduğu yiyecek içecek hizmetlerinde misafirlerinin dini inanıĢlarına dikkat edip etmedikleri araĢtırılmıĢ ve mutfak yöneticilerinin misafirlerin dini hassasiyetlerine önem gösterdikleri ve yemeklerin hazırlanmasından sunumuna kadar her aĢamada misafirlerinin mensup olduğu dinin kurallarını dikkate aldıkları sonucu elde edilmiĢtir.