• Sonuç bulunamadı

2.1. PSİKOLOJİK ŞİDDET

2.1.7. Psikolojik Şiddetin Hukuksal Boyutu

Dünyada artan psikolojik şiddet eylemleri sonucu çalışanların korunması ve psikolojik şiddet eylemlerinin azaltılması için yasal düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır. Özellikle Almanya, A.B.D ve İsveç gibi ülkelerde psikolojik şiddetin hukuksal yönü kendini göstermeye başlamışken Türkiye’de ise psikolojik şiddet hakkında bilinçlenme düzeyi arttıkça yeni yeni hukuki anlamda düzenlemeler de başlamıştır (Solakoğlu, 2007:43).

Son yıllarda batı toplumlarında giderek yaygınlaşan psikolojik şiddet uygulamalarına karşı bu ülkelerde gerek önlemeye yönelik gerekse mağdurun tedavisine yönelik çabalar oldukça yoğundur. Avrupa ülkelerinde psikolojik şiddet konusunda hukuksal boyutta alınmış ciddi önlemler bulunmaktadır. Örneğin İsveç psikolojik şiddeti çalışma ortamında yasaklayan ilk ülke olmuştur. İşçi Koruma Bakanlığı’nın iş hayatındaki incitici davranışlara karşı oluşturmuş olduğu kanun, psikolojik şiddete maruz kalmış kişiye ihbar etme hakkı tanımakta ve psikolojik şiddete maruz kalmış kişiye hemen yardım ve destek gelmektedir (Kılıç, 2006:88).

Avrupa ülkelerinde iş yerlerinde psikolojik şiddet kavramına ilişkin bilinç oluşmuş ve gerekli hukuki düzenlemeler yapılmaktadır. Özellikle İsveç, Norveç, Finlandiya ve Almanya hukuki olarak psikolojik şiddeti tanımaktadır. Ancak ülkemizde doğrudan söz konusu kavrama ilişkin bir mevzuat ya da hüküm bulunmamaktadır. Bununla birlikte son zamanlarda konuya ilişkin bazı hukuki gelişmeler yaşanmaktadır (Tayyar,2008:28).

Bu konuda Türkiye’de psikolojik şiddet kavramı daha yeni yeni adını duyurduğundan dolayı gerekli hukuki düzenlemeler mevcut değildir. 2003 yılında yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu yeni olmasına rağmen, işçi sağlığının psikolojik yanı açısından yeterince tatmin edici hükümler içermemektedir (Solakoğlu, 2007:44).

Kanunun İş Sağlığı ve İş Güvenliği ile ilgili 77. maddesine göre: “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmakla, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar”. Yasa hükmüne açıklık getiren, ne 9 Aralık 2003 tarihli “İş Sağlığı İş Güvenliği Yönetmeliği’nde, ne de 7 Nisan 2004 tarihli “Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”te işçilerin karşılaşabilecekleri mesleki psikolojik rahatsızlıklardan, bunların önlemlerinden ya da bu konuda işverenlerin sorumluluğundan bahsedilmemektedir. Türkiye’de yasalarla mağdurların korunmamasının nedeni mağdurların büyük bir çoğunluğunun yasadığı olayları kimseye anlatmamasıdır. Böylece psikolojik şiddet olayının kimse farkında olmadığı için bu anlamda hukuki anlamda pek bir çaba da gösterilmemektedir (Solakoğlu, 2007:44).

1926 yılında kabul edilen 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun da tam olarak “psikolojik şiddet” kavramı karşılayacak bir madde olmamasına karşın, 2004 yılında kabul edilen ve 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ve 22 Aralık 2001 tarihinde kabul edilen 4721 sayılı Medeni Kanun’da işyerindeki yıldırma davranışlarını önlemeye yönelik maddeler yer almaktadır. Bu maddeler aşağıda sıralanmıştır(http://www.mevzuat.gov.tr/Kanunlar.aspx 11.10.2011).

TCK Madde 84: “Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını

kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Daha önce belirtildiği gibi, psikolojik şiddet, mağdurda derin bir duygusal yıkım yaratmakta, intihara kadar giden

bir sürecin yaşanmasına sebep olmaktadır. Bu nedenle 84. maddede belirtilen suça ilişkin ceza, psikolojik şiddet tacizcilerini de içine almaktadır.

TCK Madde 96: “Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren

kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”

TCK Madde 125: “(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek

nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.

2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi

hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından,

değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, işlenmesi

halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) Ceza, hakaretin alenen işlenmesi hâlinde, altıda biri; basın ve yayın yoluyla

işlenmesi halinde, üçte biri oranında artırılır.”

Medeni Kanun Madde 24: “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse,

hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.” Ayrıca 11 Ocak 2011 tarihinde kabul edilen 6098 nolu Türk Borçlar Kanunu’nun 417. maddesinde işverenin işyerinde meydana çıkabilecek psikolojik şiddet davranışlarına karşı gerekli tedbirleri almakla yükümlü ve söz konusu davranışlardan ötürü meydana gelen zararların tazmininden sorumlu olduğu ortaya konulmuştur.

MADDE 417- İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek

ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.

İşverenin yukarıdaki hükümler dâhil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir.

1 Temmuz 2012’de yürürlüğe girecek olan Yeni Borçlar Kanunu’na göre işveren bu tür davranışları yapamayacağı gibi çalışanını diğer çalışanlarına karşı da her türlü duygusal tacizden diğer adıyla psikolojik şiddetten korumak zorunda kalacak. Yani çalışanlarının işyeri ortamında psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları için gerekli tüm önlemleri alması gerekecek. Aksi halde kişilik haklarına saldırıdan dolayı çalışanının uğradığı tüm zararı ödemek zorunda kalacak (Hortoğlu,2011).

Benzer Belgeler