• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM VII................................................................................................................................ 109

Harita 3 Proje Yeri Topoğrafik Haritasi (Ölçek: 1/5000)

19. Yüzyılın sonuna kadar, yeraltı suyu sığ kuyulardan, sıra kuyulardan, küçük kanallardan ve pınarlardan sağlanıyordu. 20. Yüzyılda ise sondaj kuyuları ile yoğun bir yeraltı suyu çekimi başlamıştır. Halen Kuzey Kıbrıs’ta halkın ihtiyaç duyduğu evsel kullanım ve sulama suyu yeraltı yatakları diğer bir deyişle akiferlerden

55

karşılanmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre yıllık yağış miktarlarında azalma görülmektedir. Bunun yanında adadaki nüfusun artması ile su ihtiyacı artmakta, yeraltı sularına olan baskı da artmıştır. Yağışların azalmasıyla beslenmesi giderek zorlanan kıyı akiferlerinde deniz suyu girişi artmıştır. Bu nedenle akiferlerde tuzlanma sorunu oluşmuştur. Bunun yanında, foseptik kuyular, vahşi depolama alanları, sanayi atıkları nedeniyle yeraltı su kaynakları kirlenmektedir.

Adadaki yeraltı su kaynakları belirli sayıdadır. KKTC’deki akiferler, Güzelyurt Akiferi, Girne Dağları Akiferi, Güneydoğu Mesarja Akiferi, Lefkoşa – Serdarlı (Orta Mesarya) Akiferi, Doğu Mesarya Akiferi, Akdeniz – Koruçam Akiferi, Yeşilköy Akiferi, Büyükkonuk Akiferi, Dipkarpaz Akiferi.

Kıbrıs’ın en büyük yeraltı suyu havzası Güzelyurt Akiferidir. Gemikonağı’ndan Taşpınar’a kadar uzanan alanda yayılım gösterir. Trodos’tan alan dereler ve bu dere yatakları içerisindeki görünmeyen gizli akışlarla beslenir. Son 50 yılda yapılan yoğun su çekimi nedeniyle Yukarı Bostancı civarındaki yeraltı su seviyelerinin düştüğü ve önemli ölçüde kuruduğu tesbit edilmiştir.

Girne (Beşparmak) Dağları Akiferi, ikinci sınıf akifer sınıfındandır. Değişken geçirimli tabakalardan oluşmakta ve yanal yöndeki yayılımları sınırlıdır. Oldukça çatlaklı, kırıklı ve karst adı verilen boşluklar içeren mermer ve dolomitic kireçtaşı formasyonlarından oluşur. Batıda Karşıyaka’dan doğuda Tirmen köyüne kadar uzanır. Kuzey Kıbrıs’ın içme suyu ihtiyacının önemli bir bölümü buradan karşılanır.

Kuyu derinlikleri ortalama 260 m. civarındadır (Necdet, 2015; Cyprus Geological Heritage, 2015).

Bölgeye en yakın akifer Girne Kıyı Şeridi akiferidir. Girne Kıyı Şeridi akıferi Çatalköy – Karşıyaka arasında yer alıp, deniz düzeyinden başlayarak iç kesimlere

56

doğru devam eden geçirimli özellikli kumlu kireçtaşları içerir. Yıllık yağışlar ve derelerin taşıdığı sularla beslenirler. Bölge içeirisinde bulunan sayısız kuyudan beslenmelerine bağlı olarak verimleri değişen miktarlarda yeraltı suyu alınmaktadır.

Yapılan 15 adet sondaj sırasında yer altı suyuna rastlanılmamıştır. Çalışma alanı Girne kıyı şeridi akiferi içerisinde olmakla beraber, Kalkarenit içerisinden dağdan denize boşalan sığ yer altı suyu olması muhtemeldir. Bu nedenle, hafriyat işlemleri yapılacaksa, yer yer düşük debili su gelişi ile karşılaşılması olasıdır. Bölgede açılan sondaj kuyuları Girne kıyı şeridi akiferinde olup herhangi bir yer altı su seviyesine rastlanmamıştır. Proje alanında kuyu bulunmamaktadır.

SONDAJ KUYU NO ÖLÇÜM TARİHİ YERALTI SU SEVİYESİ

SK – 10 05-06.01.2015 Rastlanmadı

SK – 11 06-07.01.2015 Rastlanmadı

SK – 12 07-08.01.2015 Rastlanmadı

SK – 13 10.01.2015 Rastlanmadı

SK – 14 10.01.2015 Rastlanmadı

SK – 15 10.01.2015 Rastlanmadı

57

IV.2.4. Yüzeysel Su Kaynaklarının Hidrojeolojik ve Ekolojik Özellikleri

KKTC sınırları içerisinde sürekli akan bir nehir bulunmamakta, kış aylarında ise akan derelerin debisi genel ihtiyacın altında kalmaktadır. Araştırmalara göre en fazla debiye sahip olan derelerin beslenme alanları Güney Kıbrıs’ta bulunan Trodos Dağlarıdır. Su, Kuzey Kıbrıs’ta denize ulaşır. Kuzey Kıbrıs’ta ise beslenen derelerin tamamı Girne Beşparmak Dağlarından beslenmektedir. Bunun yanında Girne sahil şeridi ve Girne Beşparmak aküferi jeolojik yönden karstik bir yapıya sahip olduğundan aküferlerde pek çok çatlağın olduğu ve bu nedenle yağıştan kaynaklanan suyun çok az bir bölüm akışa geçmektedir (Günyaktı ve diğerleri).

Proje alanının doğusunda Evlek Deresi bulunmaktadır. Dere proje yerinin topoğrafik haritasında da görülmektedir. Proje çalışmalarının yapıldığı sırada derede akış gözlenmemiştir. Akışın olduğu zamanlarda, dere deniz yönünde akmakta ve su denize ulaşmaktadır.

IV.2.5. Yüzeysel Su Kaynaklarının Mevcut ve Planlanan Kullanımı

Son 50 yıldır, Akdeniz ülkelerinde yağış miktarlarında azalma, buharlaşmada artış, insan nufusunda artış ve tarım için kullanılan su miktarlarında azalma görülmektedir. Bu sebeplerle su kaynaklarında sıkıntılar ortaya çıkmaktadır.

Araştırmalara göre adada yıllık ortalama yağış miktarı düşmektedir. Kıbrıs adasına düşen ortalama yıllık yağış miktarı 4523 milyon m3’tür. Fakat coğrafik, topoğrafik, iklim şartları ve bitki örtüsü nedeniyle yağıştan elde edilen suyun %80’, buharlaşma ve terleme yolu ile kaybolmaktadır. Yaklaşık 900 milyon m3 su kullanılabilir durumdadır (Ortadoğu Analiz, 2013).

Kuzey Kıbrıs’ın yüzey suları kışın akan derelerden oluşmaktadır. Toplam 38 dereye sahip olan Kuzey Kıbrıs’a ait 10 dere Güney Kıbrıs Rum Kesiminde bulunan ve

58

Kıbrıs’ta yüksek debili nehirlerin doğduğu Trodos dağlarında doğmaktadır (Ortadoğu Analiz, 2013).

Proje alanının 0,13km doğusundan Evlek Deresi (Jiorkou Potamos) geçmektedir.

Çalışma süresince derede bir akış gözlenmemiştir.

MTA 1996 yılında bir rapor hazırlamıştır. Bu rapora göre Kuzey Kıbrıs’ın yüzey suyu miktarı 70 milyon m3’tür. Fakat yapılan başka araştırmalara göre (Abdürrahim Korukcu ve diğerleri) bu rakam 27 milyon m3’tür.

2011 yılında temelleri atılan ve 2015 yılında tamamlanması planlanan KKTC Su Temin Projesi mevcuttur. Anamur – Dragon Çayı üzerinde inşa edilen Alaköprü Baraji’ndan sabit debi esasına göre yılda 75 milyon m3 su taşınması planlanmaktadır.

Söz konusu proje ile Kuzey Kıbrıs’ın 50 yıllık su ihtiyacının karşılanması planlanmaktadır. Bunun yanında 4824 hektarlık bir alanina sulanarak zirai gelir elde edileceği düşünülmektedir (DSİ, 2015).

IV.2.6. Deniz ve İç sulardaki (göl, akarsu) canlı türleri; bu türlerin tabii karakteri, ulusal ve uluslararası mevzuatla koruma altına alınan türler, bunların üreme, beslenme, sığınma ve yaşama ortamları, bu ortamlar için belirlenen koruma kararları.

18/2012 Çevre Yasası’nın 48. Maddesi gereğince “Flora, Fauna türleri ve Yaban Kuşlarının Korunması Tüzüğü” hazırlanmıştır. Belirtilen tüzükle flora, fauna ve yaban kuşların türlerinin koruma seviyelerini belirlemiş ve listelenmiştir (Flora, Fauna ve Yaban Kuşlarının Korunması Tüzüğü, 2012).

KKTC’deki biyolojik çeşitliliğin korunması amacıyla Özel Çevre Koruma Bölgeleri (ÖÇKB) belirlenmiştir. Bu bölgeler; Avtepe ÖÇKB, Güney Karpaz ÇÖKB, Akdeniz

59

ÖÇKB, Alagadi ÖÇKB, Karpaz ÖÇKB, Tatlısu ÖÇKB (ÇKD Doğal Hayat Şubesi, 2015)

Proje alanına en yakın 8 km uzaklıkta ÖÇKB alanı Alagadi ÖÇKB’dir. Bu alan hem Yeşil deniz kablumbağaları (Chelonia mydas) hem Sini kablumbağalarının (Caretta caretta) ulusal ve uluslararası alanda önem taşımaktadır (Natura 2000, 2015).

IV.2.7. Toprak Özellikleri ve Kullanım Durumu (Toprağın Fiziksel, kimyasal, biyolojik, arazi kullanım kabiliyeti sınıflaması, erozyon, toprağın mevcut kullanımı).

IV.2.7.1. Toprağın Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri

KKTC Tarım ve Orman Bakanlığı, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Bilimsel ve Teknik İşbirliği ile “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Detaylı Toprak Etüd ve Haritalama Projesi” hazırlanmıştır. Harita 4’te gösterildiği gibi arazi KL arazi tipinde yani %90 veya daha fazlası konglomeratik kalişle kaplı arazilerdir.

,

60