• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

1.2. Özel Yetenekli Öğrenci

1.2.4. Özel Yetenekli Öğrencilerin İletişimine Yönelik Yaklaşımlar

1.2.4.3. Pragmatik Dil Kullanımı

Özel yetenekli olma ile benzer bir model çizen iletişim becerisi bireyin potansiyel (çoklu) linguistik kimlik, iletişimsel ihtiyaç ve amaçları ile başlamaktadır. Geleneksel iletişim

beceri alanları, beceriyi oluşturan karmaşık kategorilere ayrılırken iletişimsel becerisinin özünü tek bir özdeş alan ile sınırlandırmak mümkündür (Knechtelsdorfer, 2018: 10). Örneğin iletişim becerisinin geliştirilmesine odaklı, İngilizce olarak kodlanmış dilin iletişimsel bir kaynak olarak nasıl gerçekleştirilebileceği bilgisi İngilizce öğretiminin amacını, dili öğrenme çabası içerisinde olan bireye kaydırır (Widdowson, 2003: 177). Pragmatik dilin işlevsel görüşü, ortamın merkeziyetini iletişimsel davranışın birincil belirleyicisi olarak kabul etmektedir. Bu nedenle, iletişimsel yeterlilik bileşenleriyle ilgili literatürün gözden geçirilmesi, iletişimsel niyetin pragmatik bileşenlerinin, varsayımın ve söylemin sosyal örgütlenmesinin tartışılması ile başlamaktadır (Lewis, 1999: 23). Pragmatik dil becerilerinin gelişimi ömür boyu gelişim gösteren bir süreçtir. Pragmatiklerin, söylemlerin ve ergenler arasında okuma ve yazmanın dilsel temellerinin seçilmiş yönleriyle ilgili araştırmalar, bu dönemde dilin nasıl kullanıldığı ve iletişim durumlarında etkili kullanımı hakkında çok şey öğrenilmesi gerektiğini göstermektedir (Nippold, 1993: 21-28).

Ortamın, arkadaşların ve anlamın değişiminin bir işlevi olarak dilin nasıl değiştiğini araştırıp iletişimsel yeterliliği karakterize etmeye çalışan pragmatik dil modelleri, pragmatik dil gelişiminin iletişimi nasıl etkilediğini açıklayan ilk araştırmalardan bazılarıdır (Hymes, 1972: 269-293). Anaokuluna giden özel yetenekli çocukların akranlarına nispeten ileri düzeyde dil becerilerine, daha işbirlikçi oyun düzenlerine ve gelişmiş sosyal ilişkiler anlayışına sahip oldukları görülmektedir (Robinson, 2008: 33-51). Akranlarına göre daha ileri düzeyde başarılar sergileyen özel yetenekli çocukların bunu kabullenemeyen sosyal çevre veya sınıf arkadaşları tarafından dışlandıklarını, öğretmen ve kendi raporları ile sosyometrik oranlar göstermektedir (Perham, 2012: 8). Etkileyici ve fikirlere açık iletişim becerilerinin sosyal becerilerin gelişimini etkilediği ortaya çıkarılmıştır. Dolayısıyla dili pragmatik eksende etkili bir biçimde kullanamayan çocukların kolay arkadaş edinemedikleri belirtilmektedir (Gertner, Rice ve Hadley, 1994: 913-923). Fiziksel görünümden ziyade konuşmaları ile dikkat çeken özel yetenekli çocuklar görece olarak daha fazla arkadaş edinebilmektedir. Konuşmacı ve dinleyici rollerinde iken her iki durumda da karşısındaki kişi ile iyi bir etkileşim kurmak sosyal becerilerin de gelişimine önemli katkılar sınmaktadır. Özel yetenekli çocuklar her ne kadar ileri düzeyde pragmatik dil kullanımına önem verseler de kendi özelliklerinden

dolayı daha seçici davranmakta ve bu sebeple akranları tarafından ötekileştirme süreci kaçınılmaz hale gelmektedir.

Alan yazın incelendiğinde özel yetenekli çocukların dil yapıları ile ilgili olarak erken yaşlarda konuşabildikleri tespit edilmiştir. Ancak özel yetenekli çocuklarda dilin farklı yapısı ile ilgili çalışmalar Lewis (1999) tarafından gerçekleştirilmiştir. Lewis, özel yetenekli çocukların dil yapılarını pragmatik bir perspektif ile ele almış, çeşitli analiz seviyeleri ile bu çocukların dil kullanımlarına yer vermiştir. Özellikle özgün araştırmaları sayesinde özel yetenekli çocukların dil kullanımı ile ilgili ihtiyaç analizi yaparak program geliştirilebileceğini öngörmektedir.

Lewis (1999:10) kendi çalışmasında özel yetenekli öğrencilerin pragmatik dil

kullanımlarını üç seviyede analiz etmiştir. Bunun için pragmatik yetenekleri

Şekil 5: Pragmatik Yetenekleri Değerlendirme Şeması Kaynak: (Roth & Spekman, 1984).

Şekil 5’e bakıldığı zaman iletişimsel niyet, varsayım ve söylem organizasyonunda etkileşim meydana geldiğinde bulundukları ortama göre bunların şekillendiği görülmektedir. Etkileşim; yapısı gereği fiziksel çevre, iletişim kurulan kişinin özelliği, iletişim kanalları ve geri dönüte göre değişiklik gösterebilmektedir.

Pragmatik dil kullanımında iletişimsel niyet, konuşmacının iletmek istediği iletişimsel niyetlerin çeşitliliği ve biçimlerinin incelenmesini içermektedir. İletişim işlevler veya niyet herhangi bir etkileşimde amaca yöneliktir. Örneğin, başkalarının davranışlarını yorumlamak, tepki vermek, talep etmek veya yönlendirmek için buyruğa dayalı bir söz söylenebilir (Searle, 1969’dan aktaran: Lewis, 1999: 11). Bu analiz düzeyinin odak noktası konuşmacının iletişimsel niyetleri ve bu niyetlerin bir dinleyici üzerindeki etkileridir.

Pragmatik dil kullanımın ikinci analiz seviyesini oluşturan varsayım basamağında etkileşimdeki bakış açısı ön plana çıkmaktadır. Konuşmacılar; insanlar, nesneler ve

konuşmacının paylaşılan bilgiye yol açacak bir mesajın şeklini belirlemek için bir etkileşim ortağı (iletişim kurulan kişi) ve ortamı hakkında çıkarması gereken bilgileri ifade etmektedir. Aynı şekilde dinleyici de söylenenlerin gerçek anlamıyla yorumlanmasına dayanmak yerine, bir konuşmacının niyetinin ne olduğunu ortaya çıkarmalıdır (Roth ve Spekman, 1984).

Varsayım analizi, konuşmacıların ve dinleyicilerin anlam iletişimindeki eski ve yeni bilgileri nasıl ilişkilendirdiğini de incelemeyi gerektirir. Bir konuşmacının kastettiği anlam ile bir dinleyicinin kastettiği anlam, genellikle yüzeysel bir ifadede yer alan bilgiden daha fazlasına bağlıdır. Bir konuşmacı, kendisinin ve dinleyicinin arasında hangi bilgilerin paylaşıldığı ve paylaşılmadığı hakkında sürekli olarak varsayımlarda bulunmaktadır. Varsayım becerileri, bireyin hem konuşmacı hem de dinleyici rolündeki değerlendirmesini içermektedir (Gallagher ve Prutting, 1983).

Pragmatik dil kullanımının üçüncü analiz seviyesini oluşturan söylem organizasyonu, çeşitli metinler arasında art arda gelen konuşmanın organize biçimlerinin ve sistematik özelliklerinin araştırılmasını içermektedir. Buradaki asıl önemli nokta etkileşimi gerçekleştiren kişiler arasında kişisel değerlendirmeler ile ilgilidir. Bu değerlendirme hem konuşmacı hem de dinleyici rollerinde izleme işlevini ve her birinde konuşma sorumluluklarını üstlenme yeteneğini içermektedir. Söylem analizi, iletişimin daha geniş bir boyutunda önceki söylenen ifadeler ile daha sonra söylenen ifadelerin yapısı ve anlamını incelemektedir (Spinelli ve Ripich, 1985: 7). Bu değerlendirme düzeyindeki özel beceriler arasında, iletişim kuran kişilerin birbirleriyle nasıl ilgilendiği, bir konuyla aynı fikirde olup olmadığı ve bir konuşma konusu geliştirme ve sürdürme çabalarını kapsamaktadır (Sacks, Schegloff ve Jefferson, 1974: 696-735).