2.POSTMODERNİZM ÖNCESİ SANAT VE BAĞLAMINDA HEYKEL
3. POSTMODERNİZM VE POSTMODERN AKIMLARIN HEYKEL SANATINDA YANSIMALAR
3.1 Postmodernizm Kavramı
1960’larda başlayan ve günümüzde de halen varlığını sürdüren sanatsal görüşler ve sanat eserleri Postmodern denilen ancak tam bir tanımı yapılamayan kavram alanına girmektedir. Postmodern kavramına öncelikle morfolojik olarak bakıp bir tanım yaparsak, işe “modern”le başlamak gerekmektedir. Bir önceki bölümde Modern’i ve Modernizm’i ele aldığımız için bu bölümde üzerinde durmaya gerek duymuyoruz. Bu nedenle “modern” kavramının önündeki “post” kavramını açıklarsak “postmodern” kavramı biraz olsun aydınlanmış olacaktır. “Post” “başka bir şeyden sonra gelen başka bir şey olan herhangi bir şey post’tur.”106 Bu nedenle Postmodern, modernin yerine geçen, modernin yerini alan, modernden sonra gelen anlamına gelmektedir.
Terimin ilk kullanışı, 1970’lerin ortalarında, tarihsel üsluplara oyuncul referanslar, farklı kültürlerden esinlenmeler ve etkili biçimde koyu renklerin kullanılmasıyla canlılık katılan belirsiz, çelişkili yapılar lehine, temiz rasyonel, Minimalist formlardan vazgeçilen binaları anlatmak amacıyla mimari alanda olmuştur.107 Buna en iyi örnek Amerikalı mimar Charles Moore’a ait olan Piazza d’Italia’dır.(1975– 1980) Bu eser teatralliğinden zevk alıp, bir sahne seti formunda klasik mimari esprili montajını gerçekleştiren, mimari tarzda bir ifadedir.
Postmodernizm kavramının doğma nedenleri arasında pek çok şey sayılmaktadır. 1968’deki öğrenci ayaklanmaları, Amerikalı zenci lider King’in öldürülmesi, kapitalizmin yükselmesi ve özellikle de sosyalizmin çökmesiyle beraber alternatifsiz kalması gibi olaylar postmodernizmin başlangıcı gibi görülmektedir. Bununla beraber oluşma nedenlerinin başında medyanın, aydınların önüne geçmesi ve bunun sonucu olarak halkın üzerinde, aydınlara oranla daha etkin rol üstlenmesi böylece popüler kültürün ortaya çıkması nedenlerden biridir.108
106
Clement Greenberg, “Modern ve Postmodern”, Çev. Nusret Polat, Artist / Modern Dergisi, Ocak 2009, s.36.
107
Amy Dempsey, Modern Çağda Sanat, Akbank Yay., İstanbul 2007, s. 269.
108
Yukarıda da söz edildiği gibi Postmodernizm kavramı 1970’lerde mimari ile birlikte gündeme geldiği için Greenberg, postmodern’i örnekleme yoluyla anlatmaya çalışmıştır. Ona göre modern mimari demek, işlevsel olan, geometrik kesinliğe sahip ve dekorasyon ya da süslemeden kaçınan mimari demektir. Bu kuralları yıkan mimariye ise postmodernizm adını vermektedir. O zaman “postmodernizm” modernizmin ilkelerinin karşıtı ilkelere sahiptir gibi algılanabilir. Mimarlar, modern mimarlığın uluslararası üslubunu fazla biçimsel, sert ve işlevsel olmakla eleştirmişlerdir. Modern mimarlar, uluslararası üslubun baskıcı bir doktrinciliğe ulaştığı görüşündedirler.109 Bu nedenle modernizm ile postmodernizm kavramlarını karşılaştırmak kavramların biraz daha netleşmesine yardımcı olacaktır.
Modernist sanattaki özellikler: Birleşik kapalı form, bitiştirilmiş desen ve eser anlayışı, yaratıcılık, merkezleştirme ve seçici olmalarıdır.
Postmodernist sanattaki özellikler ise: Form’un dağıtılması, desenden uzaklaşma, bitmiş eser anlayışından vazgeçme, bitirilmiş eser yerine yapılanın yanına ek dokümanlar koyma, performans ve happeningler düzenleme, yaratıcı olmama ve tonlayıcı olma. Hatta daha da ileri giderek Moderizm ve Postmodernizm için bir Hulki Aktunç’un oluşturduğu ‘analitik tablo’110 dan yararlanılabilir ve böylelikle daha kolay anlamlandırılabilir:
Modernizm Postmodernizm Modernizm Postmodernizm
Yeni deneyimler Yeniden kabullenmeler Bileşimci Toparlayıcı Karşı çıkıcı Nötr ya da kabulcü Yaratı(üreti) Pastiş(türeti) Gelenek karşısında
aktif
Gelenek karşısında pasif Kendi içinde homojenliğe
Genelde heterojenliğe
Yorumcu Yansıtmacı Dünyadan sanata Sanatçıdan sanatçıya
Ya öyle ya böyle Hem öyle hem böyle Merkezi Merkezkaç
Mantıki tutarlılık Retorik Ülkesel Küresel
Bilme - inanma İnanma - bilme Karmaşığın amaçlı açıklığı
Karmaşıklığın amaçlı muğlaklığı
Hakikat (verite) Gerçeklik (realite) Kitsch düşmanı Kitsch’e hoşgörülü (yatkın)
İmge Simge Sürekli Yenilik Eskideki yenilik
yenilikçiliği
109
Stephen Little, …izmler Sanatı Anlamak, YEM Yay., İstanbul, 2010, s. 131.
110
Hulki Aktunç, “Postmodern Buradan açıklanabilir mi?”, Varlık Dergisi, Kasım 1991, sayı 1022,S. 16-17.
Süreç An, anlar Oyundan yapıda yapıttan oyuna
Zaman Mekân Oyundan kural çıkar Kural yoktur ki oyun
olsun
Bilgisayar Bilgisayar Bilimler Bilgiler
Politik anlayış Paraix ilişkileri Meta (arapçası) Meta (grekçesi)
Ethik Pragma Kurumlar Kurgular
Çözümleme bağdaştırma 35 mm sinema
filmi/kısa film video
recording/videoclip Kültür bilinç sorunudur Kültür yaşantı biçimleridir Leica Polaroid
Yeni yapısal öğeler İkame edici öğeler Protest Newage
Yenilenme Nostalji Freud Reich
Tarihsel bilinç Tarihle düşüp kalkma Adorno Marcuse
Analog-digital Digital-analog Politik politika politik depolitizasyon
Demiryolları Otoyollar İç, dinamikleşmiş Dış dinamik
Bütünsellik Parçalık (ihraç edilemiyor) (dayatılıyor, ithali serbest)
Biriciklik Yineleme Amacı kendi dışında Amacı kendi içinde
Bir şeyi imler Kendisini bir şeye imler Cinecitta Disneyland
Estetik Antiestetik Peter Gabriel (önceki) Peter Gabriel (şimdiki)
Tercihçi toplayıcı, devşirici Argo Yeni Esperanto
Gelecekçi (düncü)-bugüncü Cam Ayna
Dinsiz (genelde) Dincil (genelde) Yazı/im Piktogram
Bitmemiştir hep başlamaktadır Yasalar Uygulamalar
İçerilmiş (gizil)gücü var
Görünen güç saltıktır Doğru/yanlış Etkili/Etkisiz
Avrupa Amerika Yıkıcı/yapıcı Parçalıyıcı/kolajcı
Joyce Borges Önerici Varsayıcı
Bugün gelecek karşımızda
Geçmişin türettiği bugündeyiz
‘Dünya nedir?’ ‘dünya nedir?’nedir? Kişisel usluplar Kişisel ‘kişisel uslup’
taktikleri
Özellikle Mimari ile kendini gösteren postmodernizm 1980’lerde görsel sanatlarda da karşımıza çıkmaya başlamıştır. Görsel sanatlarda postmodernizm, Yeni Kavramsalcılık’la birliktedir. “Postmodernizm’in etik denektaşı canlandırmacılıktır, hiçbir toplum ya da kültürün ötekinden daha önemli olmadığı inancı vardır. (…)Postmodernizm, ekonomik ve toplumsal güçlerin, bu gücü bireylerin ve bütün kültürlerin kimliklerini biçimlendirerek kullanmasını da inceler.”111
Sanatın ekonomik gerçeklerle olan zorunlu ilişkisine pek çok örnek vardır. Bu da kendini en çok, çok uluslu şirketlerin yönetiminde olan “yeni mimari”de göstermektedir. Postmodernizmin tartışıldığı ilk alan da mimaridir. Bunun nedeni de
111
Rob Krier, Robert Venturi, Michael Graves ve Frank Gehry gibi mimarların, Le Corbusier, Groius ve Van der Rohe’nin uluslararası modernist mimari biçiminde olan eserlerini eleştirmeleri ve bununla birlikte “postmodern” olarak adlandırılan eserler gerçekleştirmeleridir. Postmoderrn dönemde görülen sanatsal eğilimlerin tümü, belli bir mecraya ilişkilendirmeden, resim heykel, enstalasyon, fotoğraf gibi değişik ifade biçimleriyle yeni bir kavramsal sanat anlayışını meydana getirmişler, tek bir sanat dalının örneğin resmin diğerlerine egemenliğine son vererek, disiplinlerarası ve çoklu bir bakış acısını benimsemişlerdir.
Bilindiği gibi “Postmodern” kavramının 1950’lerin sonlarından itibaren kapitalist kültürün her alanında ortaya çıkan eğilim ve akımları kuşatan kavramsal bir anlam olarak kullanılmasında; Jean François Lyotard’ın 1979 yılında yazdığı “Postmodern Durum” adlı eserinin etkisi oldukça fazladır. Lyotard’a göre modern çağın meşrulaştırıcı “büyük anlatılarının” ve insanlığın bilim aracılığıyla ilerlediği yolundaki modernist inancın sonudur.112 Bu bakımdan değerlendirildiğinde sanatsal modernizm sonuna işaret eden postmoderizm, özünde modernizmin nasıl değerlendirildiği ile son derece ilintilidir. “Postmodern” kuramcıların anlayışına göre postmodern sanat, “iktidarın kurumlarda ve geleneklerde cisimleşmesi sorununu ele alır; sanat yapıtının biçim ve üslup bakımından bütünlüğü talebine ve piyasanın eline düşmesini basitçe kabullenmek yerine avangardı ve modernist sanatı eleştiriye tabi tutarak, muhalif sanat pratiğinin biçim ve modellerini yeniden düşünmeye” çalışır. Kavramı kimin daha önce önerdiğindense önemli olan modernizmin artık sona erdiğini ve “postmodernizm” sözcüğü ile yeni bir dönemin başladığıdır. Kullanımı son yıllarda artmış olmasına rağmen halen daha, kavrama ilişkin bir görüş birliği sağlanamamıştır.
İngiliz tarihçi Arnold Toynbee’ye göre modern sanat 1. Dünya Savaşı ile sona ermiş ve bunun hemen ardından “postmodern” dönem başlamıştır. Kısacası postmodern dönem 1. Dünya Savaşının bitimi ile 2. Dünya Savaşının başlangıcı arasıdır. Her iki savaş modernist projenin dünyayı kurtarmak için çaresiz kaldığının belirgin göstergeleridir. Ayrıca Amerika’nın dünya egemenliğini ele geçirmesi ve siyasal, toplumsal değerlerdeki değişimlerin gelişiminden kaynaklı Toynbee, eski
112
kavramların yeni ilişkilerini açıklamakta yetersiz kaldığını düşünmüştür. Ayrıca Toynbee postmodern çağda Aydınlanma etiğinin yıkıldığını ve böylece sorunlu bir döneme girildiğini dile getirmiştir. 113 Anthony Giddens ise postmodernizmi modernizmin ötesine geçmiş bir kavram olarak yorumlamamakta, postmodernizmi modernizmin radikalleşmesi biçiminde değerlendirmektedir.114
Postmodernizmin varlığı ile ilgili tartışmalar yapılmaktadır, modernizmin hem devamı hem de reddidir. Ad Reinhardt sanatın gündelik gerçeklikle bağının kalmadığını ve sadece formel çizgi ve renk problemleriyle uğraşmasının gerekliliğini savunmuştur. Bu fikre karşıt bir anlayış olarak görsel sanatlar alanında eklektik, siyasal bakımdan angaje bir montaj olan Judy Chicago (1939)’nun The Dinner Party adlı enstalasyonudur ve Reinhardt’ın modernist kalıpların sınırlamalarını aşma amacındadır. Modernizm “formalist” olandan başka akımları da kapsamıştır. Marcel Duchamp’la başlayan postmodernizm, Dada, Sürrealizm, Neo-dada, Pop Sanat ve Kavramsal Sanatla geliştirilen denemeler yapmayı sürdüren bir süreçti.
Postmodernizm doğayı, özgürlüğümüzün sınırlarını, otoriteye karşı boyun eğme zorluğunu sorgularken içine düştüğü karamsarlık nedeniyle eleştirilmiştir: Çoğu kez eleştirilir ama saldırdığı şeye olumlu bir bakış ya da yeniden tanımlama getirmekte aynı ölçüde başarısızdır.115
Postmodernizm bu yönleriyle oldukça eleştirilere de maruz kalmıştır. Hilton Kramer “yontulmamışın intikamı” diye nitelendirirken medya reklamcılarının, alt sınıfların ve hor görülen insanların bayağı sanatı, tıpkı çok kültürlülük gibi ne pahasına olursa olsun uzak durulan yeni bir barbarlık türü olarak görülmüştür. Postmodernizm de bu görüşle mücadele etmiştir.116
113
Adnan Turani, Çağdaş Sanat Felsefesi, Remzi Kitabevi, İstanbul 2010, s. 179.
114
Anthony Giddens, Modernliğin Sonuçları, Çev. Ersin Kuşdil, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 1994, s. 46.
115
Stephen Little, …izmler Sanatı Anlamak, YEM Yay., s. 131.
116
Hal Foster, Gerçeğin Geri Dönüşü Yüzyılın Sonunda Avangard, Çev. Esin Hoşsucu, Ayrıntı Yay., İstanbul 2000, s. 252.
3.2 Postmodern Dönemde Ortaya Çıkan Akımlar ve Heykel Sanatına Olan