• Sonuç bulunamadı

Uluslararası politikanın daha özelde dıĢ politikanın Ģekillenmesinde iç faktörlerin etkisi disiplin içinde sık sık tartıĢılan bir meseledir. Ancak, iĢ birliği üzerine geliĢen literatürün bu konuyu göz ardı ettiği düĢünülür ve bu gerekçe ile eleĢtirilir.221

Özellikle daha

215 Keohane, After Hegemony:.. p.49-132. 216

Milner, “International Theories of Cooperation Among Nations..”, p. 473-4.

217 Grieco, Cooperation Among Nations: Europe,..p.228. 218

Milner, a.g.m., p. 474.

219 Snidal “Relative Gains and The Pattern of International Cooperation”, p. 716. 220 Milner, a.g.m., p. 474.

221

A.g.m., p. 481. Milner, iĢ birliği literatürünün bu konuda müzdarip olduğunu, oysa ki iç faktörlerin devletlerin hassasiyet duygusunu en az sistemik faktörler kadar belki daha fazla Ģekillendirdiğine inanır. (s.492)

52

çok yapısal analizlerin yer aldığı neorealizm-neoliberalizm tartıĢmasında iç politika faktörüne çok fazla yer verilmediği görülür.

Neorealist ve neoliberaller iĢ birliğine dönük argümanlarında içsel faktöre çok fazla yer vermemekle birlikte, bu konuya dair genel bakıĢ açıları eserlerinden kolayca çıkarılabilir. Neorealistler yapısalcı bir yaklaĢımla dıĢ politika kararlarının ve etkileĢimlerin yapısal kısıtlar tarafından Ģekillendiğine inanır. Waltz bu argümanı meĢhur iki eserinde222

ayrıntılarıyla ele alır. Bununla birlikte buradan Waltz‟un iç politika etkisini tamamen reddettiği sonucu da çıkarılamaz. Nitekim, iç politikanın uluslararası politikaya daha doğrusu dıĢ politika karar alma süreçlerine etkisi Man The State and War kitabındaki ikinci imge ile desteklenmektedir. Kitapta içsel faktörlerin devletin uluslararası arenadaki hareket ve eylemlerini anlamak için sınırlı kaldığını belirtir ve üçüncü imge olan yapının önemini vurgular ama iç politikanın etkisini de inkâr etmez.223

Neoliberaller ise analizlerinde iç politikaya ve iç-dıĢ etkileĢimine yer vermektedir. Axelrod ve Keohane‟e göre iç politikadaki değiĢkenler dıĢ politikanın Ģekillenmesinde etkilidir, örneğin, silahların sınırlandırılması müzakereleri sadece hükümetler arasında gerçekleĢmez, toplumların içindeki pazarlıkları da içerir. Yine, ticaret sorunları genellikle hem iç hem de uluslararası oyunları içermektedir. Ġç pazarlık oyunlarının sağladığı koĢullar çoğunlukla dıĢ politikanın etkili uygulanmasına engel teĢkil etmekte, ayrıca uluslararası çatıĢmaları da alevlendirebilmektedir.224

Neoliberaller önceki bölümlerde de değinildiği gibi ulusal çıkar tanımlarının oluĢumunda içsel aktörlerin etkileĢimlerini vurgulamaktadır. Yine liberallere ait demokratik barıĢ literatürü de içsel etkiyi yansıtır. Nitekim, emperyalizm, kapitalizm gibi belirli bir iç ekonomik yapıdan kaynaklanır, yine uluslararası barıĢ, demokrasi gibi belirli bir hükümet biçiminin sonucudur.

Milner‟e göre uluslararası iĢ birliğini anlamada iç politika üç nedenden dolayı çok önemli görünmektedir. Birincisi, iç politika bize tercihlerin/önceliklerin nasıl oluĢturulduğunu ve ulusal çıkarların nasıl inĢa edildiğini gösterir. Buna göre, mutlak ya da göreli fark etmeksizin kazançların ve kayıpların nasıl hesaplandığını gösteren bir iç politika teorisine ihtiyaç vardır. Bir devletin, silah kontrol veya ticaret serbestisi anlaĢmasının net maliyetleri ve

222 Burada Man, The State and War ile Theory of World Politics kitapları kastedilmektedir. 223

Waltz, Man, The State and War,.. p. 172-86 ve 201-5.

53

faydalarının hesaplanması, iç tercihlerinin Ģekillendirmesine bağlıdır. Ġkincisi, iç politika, devletlerin hedeflerini gerçekleĢtirmek için benimsedikleri stratejileri açıklamaya yardımcı olabilir. Devletlerin kısasa kısası oynayabilmeleri, yan ödemeleri kullanabilmeleri ya da güç kullanıp kullanamaması, iç faktörlere bağlıdır. Stratejiler bir devletin yapısal konumundan etkilenebilir, ancak devletin politik sisteminin doğası, bürokratik siyaseti, özel çıkarlarının etkisi ve kamuoyunun genel düĢüncesi nihayetinde devletlerin uluslararası alanda hangi stratejileri izleyeceğini belirleyebilir. Üçüncüsü, iĢbirlikçi anlaĢmalar kurmanın son adımı, yerli aktörler uluslararası pazarlık Ģartlarına uymayı kabul ettikleri zaman gerçekleĢir. Yurtiçi onaylama bu nedenle gereklidir. Politika yapıcılar bunu bilir ve dolayısıyla uluslararası pazarlık yaparken her zaman iç tepkileri ön görmek zorundadırlar. Uluslararası anlaĢmalara her zaman ulaĢılabilir, ancak sadece içerideki kilit aktörler hemfikir olursa uygulanabilirler. Bu üç nedenden dolayı uluslararası iĢ birliğinin anlaĢılmasında iç politika önemlidir.225

Bölüm Değerlendirmesi

Uluslararası sistemde iĢ birliği imkânının ne boyutta olduğu sorusunu yanıtlamak çok yönlü bir analiz gerektirmektedir. Önceki bölümde neorealist ve neoliberal kuramlar üzerinden uluslararası sistemdeki aktör ve etkileĢimlerin genel portresi çizilmeye çalıĢılmıĢ, bu bölümde ise tarafların bu temel varsayımlarından hareketle iĢ birliğinin imkânını etkileyen olarak nitelendirdikleri faktörlere yer verilmiĢtir. TartıĢma literatüründe sıkça karĢılaĢılan bu etmenler iĢ birliği sürecine olumlu ya da olumsuz etki etmekle anılır. Bu faktörleri iyi analiz etmek bir sonraki bölümde yer alan iĢ birliğine dönük stratejilerin neler olabileceğine dair fikir yürütülmesini de kolaylaĢtıracaktır.

Sırasıyla incelendiğinde, iĢ birliğinin oluĢumunda temelde etkili olan önemli ilk faktör, ortak ve çatıĢan çıkarlar meselesidir. Bu kapsamda çıkarların nasıl tanımlandığı veya çatıĢması durumunda nasıl uyumlaĢtırılabileceği meselesi kritik önem taĢır. Üçüncü bölümde yer alan bazı stratejiler bu sorunların giderilmesinde iĢlevsel olabilmektedir. Bu noktada iĢlevsel olabilecek önemli bir strateji kurumsallaĢmadır. Belirsizliği giderici ortak bir platform yaratan uluslararası rejimler ve örgütler gibi mecralarda birbirini daha yakından tanıma fırsatı yakalayan devletler için ortak çıkar tanımlarını yapmak veya çatıĢan çıkarlar noktasında stratejiler üzerinde değiĢikliğe giderek uyumlaĢtırmayı baĢarmak daha kolay olacaktır. Yine üçüncü bölümde yer verilen bir diğer strateji olarak “çok düzlemli bağlantı kurma” stratejisi

54

de bu noktada iĢlevsel olabilir. Özellikle bu strateji altında yer alan “meseleler arası bağlantı kurma” iĢ birliğini teĢvik etme anlamında önemli görünmektedir.

Ġkinci olarak, iĢ birliği literatüründe belki de en çok bahsi geçen husus olan “belirsizlik, niyet ve hile” meselesi iĢ birliğini olumsuz anlamda etkileyebilecek bir diğer faktördür. Bu faktörün iĢ birliğini olumsuz etkileyebileceği her iki kuram tarafından da kabul görmüĢtür. Ancak belirsizliğin tanımlanması ve çıktılarına dair yorum farklılıkları, niyet- kapasite ayrımında tarafların odaklanma tercihleri bu faktörün iĢ birliğini engelleyici etkisinin boyutu noktasında tarafları ayrıĢtırır. Bu meseleye karĢı üçüncü bölümde yer alan, literatürde çoğunlukla neoliberallerin vurguladığı iyi planlanmıĢ yapıları ile uluslararası kurumlar etkili olabilir. Yine, her iki taraftan yazarların vurguladığı mütekabiliyet stratejisi, geleceğin gölgesini taraflara göstererek, itibar kaygısını tetikleyerek önemli olabilmektedir. Bunların yanında yaptırım uygulayabilecek bir hegemonun varlığı anlamında “güç asimetrileri” stratejisi de etkili olacaktır.

Üçüncü olarak, iĢ birliği süreçlerinde sıkça vurgulanan faktörler “kazanç dağıtım yapıları” ve “maliyet-yük paylaĢımı” meseleleridir. Buradaki sorun aslında birinci bölümde de değinildiği gibi tarafların devletleri nasıl tanımladıkları ile yakından ilgilidir. Devletleri atomistik varlıklar olarak gören neoliberaller bu paylaĢım meselelerini önemli ama çözülmesi mümkün meseleler olarak görür. Buna göre, atomistik nitelikte ve rasyonel aktör olan devletler mutlak kazanca odaklanır, yani önceki durumuna kıyasla bu iĢ birliğinin kendisine ne kattığı ile ilgilenir. Buna karĢın neorealistler pozisyonel olarak nitelendirdikleri devletlerin nispî kazanca önem verdiklerini savunur. Yapısal kısıtlar altında ve etkisinde davranıĢlarını Ģekillendiren devletler için esas olan aradaki kazanç farkıdır. Öte yandan maliyet-yük paylaĢımı konusunda her iki taraf da önem atfetmekle birlikte neorealistlerin daha çok vurguladığı görülür. Bedavacı (free rider) sorunu olarak da aktörlerin iĢ birliği süreçlerinde gündemlerinde yer tutan bu sorun için dengeli dağıtım-paylaĢım öngören mütekabiliyet stratejisi etkili görülmektedir.

ĠĢ birliğini etkileyen bir diğer mesele olan “bilgi paylaĢımı” hususu ise iĢ birliği süreçlerinde kritik önem arz eder. Hem neorealist hem de neoliberaller anarĢik nitelikte olan sistemde devletlerin hedeflerine ulaĢabilmesi için daha fazla ve doğru bilgi edinimine gereksinim duyduklarını kabul ederler. Özellikle neoliberaller uluslararası belirsizliği bilgi eksikliği temelinde okuduklarından bilgi edinim sürecinin iĢ birliğini artırıcı etki göstereceğine inanırlar ve bu noktada devletlerin gerekli bilgiyi elde edebilecekleri alanlar

55

olarak uluslararası kurumları iĢaret ederler. Bunun yanında literatürde bilginin de dengeli paylaĢımına vurgu yapanların sayısı az değildir, buradan hareketle bilgi edinim ve paylaĢımında da mütekabiliyet ilkesinin gözetilmesinin iĢ birliğini olumlu anlamda teĢvik edeceği söylenebilir.

Yukarıda bahsedilenlerle birlikte, ilgili bölümler incelendiğinde, iĢ birliği süreçlerinde önem arz eden “yetenekler ve niyetler üzerine algı” faktörüne karĢı kurumsallaĢma stratejisi; “aktör sayısı” faktörüne karĢı ise “alt gruplara/küçük iĢlemlere ayırma” taktiği iĢlevsel görülmektedir. Son olarak “iç politika” faktörünün iĢ birliğini hem olumlu hem olumsuz etkileyebileceği söylenebilir. ĠĢ birliğini olumlu yönde etkileyebilme durumu, devlet içi ve devlet dıĢı aktörlerin etkileĢimlerinin sıklaĢması ile hükümetler içerdeki aktörlerin çıkarlarını koruyacak nitelikteki uluslararası iĢ birliklerine dahil olmaya yönlendirilecektir. Yine belirsizlik durumlarında güvenilirlik sağlamak ve iĢ birliğini mümkün kılmak amacıyla diğer devletlere maliyetli sinyal verme yöntemini kullanmak için de iç politika önemli bir referans olacaktır.

56

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ULUSLARARASI Ġġ BĠRLĠĞĠNE DÖNÜK STRATEJĠLER

TartıĢma ekseninde iĢ birliğine dönük stratejilerde öne çıkanlar; mütekabiliyet stratejisi, kurumsallaĢma stratejisi, güç asimetrileri, çok düzlemli bağlantı kurma stratejisi ve alt gruplara/küçük iĢlemlere ayırma taktiği Ģeklinde sıralanabilir. Söz konusu stratejilerin her biri, her iki tarafın da savunduğu stratejiler olmayıp en az bir tarafın iĢ birliğini teĢvik anlamında iĢlevsel olduğunu öne sürmesiyle bu kısma dahil edilmiĢlerdir. Neoliberaller anarĢinin sınırlandırıcı etkisinin azaltılabileceği inancı ile çok daha çeĢitli stratejiler öne sürerken, neorealistler iĢ birliğinin imkânını zor görmekle bu bölümde yer alan bazı stratejilere kısmi olarak destek vermektedir.

Benzer Belgeler