• Sonuç bulunamadı

2015 2016 Toplam Sağlık Harcaması

3. EĞİTİM SİSTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

3.1. PISA VE PISA SONUÇLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Eğitim kalitesinin sorgulamasını yapan ve uluslararası geçerliliği olan OECD bünyesinde PISA programı bulunmaktadır. Açılımı “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA, OECD tarafından üçer yıllık dönemlerde, 15 yaş grubu öğrencilerin kazandıkları bilgileri ve becerileri değerlendiren bir araştırmadır.

PISA araştırması, OECD Eğitim Direktörlüğü’ne bağlı PISA Yönetim Kurulu eliyle yürütülmektedir. Araştırmada kullanılan testlerin ve anketlerin hazırlanıp geliştirilmesi, analizlerinin ve değerlendirmelerinin yapılması, uluslararası raporun tanzimi vb işlemler, PISA Yönetim Kurulu tarafından belirlenen konsorsiyum bünyesinde yapılmaktadır.

Küreselleşen dünyada, eğitim alanında yapılan ulusal değerlendirme çalışmalarının yanında, uluslararası düzeyde Türkiye’nin konumunu belirlemek ve kıyaslayabilmek için eğitimle ilgili göstergelere ihtiyaç bulunmaktadır. Bu nedenle belirli referans noktalarına göre, Türkiye’nin eğitim alanında hangi düzeyde olduğunun, giderilmesi gereken eksikliklerin, çözülmesi gereken sorunların ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi gerekmektedir. Ülkemiz, OECD üyesi olarak, eğitim düzeyinin yükseltilmesini sağlamada yardımcı olması amacıyla bu araştırmaya katılmaktadır.

Türkiye, 2000 yılında uygulanmaya başlanan ve üç yıllık dönemler halinde uygulanan bu araştırmaya, ilk defa 2003 yılında katılmıştır127.

PISA araştırması, OECD üyesi ülkeler ve araştırmaya katılan diğer ülkelerdeki (dünya ekonomisinin yaklaşık %90’ını kapsamaktadır) zorunlu eğitim mezunu öğrencilerin, günümüz toplumunda yerini alabilmesi için gerekli temel bilgi ve becerilere ne ölçüde sahip olup olmadıklarını ölçmeyi hedeflemektedir. PISA araştırmalarında hedef kitle, 7. sınıf ve üzeri sınıf seviyesinde, örgün eğitimde kayıtlı 15 yaş grubu öğrencilerdir. “Dünya genelinde politika belirleyicileri, kendi ülkelerindeki öğrencilerin bilgi ve beceri düzeylerini araştırmaya katılan diğer ülkelerdeki öğrencilerin bilgi ve beceri düzeyleriyle karşılaştırmak, eğitim düzeyinin yükseltilmesi amacıyla standartlar oluşturmak (örneğin ülkeler tarafından elde edilen ortalama puanlar, ülkelerin eğitim çıktıları ve eğitim fırsatlarında eşitliği en yüksek düzeyde sağlama kapasiteleri) ve eğitim sistemlerinin güçlü ve zayıf yönlerini belirlemek için       

127 T.C. M.E.B., http://pisa.meb.gov.tr/

PISA sonuçlarını kullanmaktadırlar.” PISA araştırması; temel olarak fen, matematik ve okuma becerileri alanlarında öğrencilerin becerilerini değerlendirmektedir128. Türkiye, PISA 2015 uygulamasında sadece okul ve öğrenci anketine katılmıştır.

PISA’nın altıncı döngüsü olan PISA 2015 uygulaması, 35’i OECD üyesi 72 ülke, yaklaşık 29 milyon öğrenciyi temsil edecek şekilde 540.000’e yakın öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. PISA’nın temel alanlarından biri olan fen okuryazarlığı, 2015 uygulamasında ağırlıklı alan olarak ele alınmıştır.

PISA 2015’de fen okuryazarlığı alanında en yüksek puanı 556 puanla Singapur almıştır. Singapur’u Japonya, Estonya, Tayvan, Çin ve Finlandiya izlemiştir. En düşük puanı alan ülkeler ise; Tunus, Makedonya, Kosova, Cezayir ve Dominik Cumhuriyeti olmuştur. OECD ülkelerinin ortalama puanı 493 iken, Türkiye’nin puanı ortalamanın 68 puan altındadır ve 425 olarak gerçekleşmiştir129. “PISA fen okuryazarlığı alanında, ortalama puanların son dört rapor dönemine göre değişimi incelendiğinde, hem tüm ülkelere ait fen okuryazarlığı ortalama puanının, hem de OECD ülkelerine ait ortalama puanın, PISA 2006 uygulamasından sonra PISA 2012 uygulamasına kadar yükseldiği;

fakat PISA 2012 uygulamasından sonra ortalama puanın PISA 2015 uygulamasında düştüğü görülmektedir. Bu düşüş istatistiksel olarak da anlamlıdır”130.

Tablo 21. PISA Fen Okuryazarlığı Ortalama Puanları ve Sıralama 2006 2009 2012 2015

OECD Ortalaması 498 495 501 493

Tüm Ülkeler Ortalaması 478 471 477 465

Türkiye Ortalaması 424 454 463 425

Sıralama 47 42 43 54

Katılan Ülke Sayısı 57 65 65 72

Kaynak: T.C. M.E.B., Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 12.

      

128 T.C. M.E.B.,Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 6.

129 OECD, PISA 2015 Results, Excellence and Equity in Education Volume I, 2016, s. 69-71.

130 T.C. M.E.B., Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı PISA 2015 Ulusal Raporu, Ankara 2016, s. 18. 

Türkiye ile ilgili bir diğer dikkat çeken veri, yıllar içindeki gelişimdir. Tablodan izlenebildiği gibi, fen bilimleri alanında 2006 yılında 424 olan ülke puanı, 2009 yılındaki döngüde 30 puan artarak 454’e yükselmiştir. 2012’ye gelindiğinde, artış trendinin devam ettiğini ve 9 puan artışla ülke puanının 463 puana yükseldiği görülmektedir. Ancak 2015 yılında eğilim ters dönerek ciddi bir düşüş yaşanmıştır.

Ülke puanı 38 puan birden düşerek 2006 düzeyine gerilemiştir. Bu düşüşün nedenleri araştırılmalı, söz konusu dönemde uygulanan eğitim politikaları mutlaka gözden geçirilmeli, gelecek için belirlenecek eğitim politikalarında dikkate alınmalıdır.

Raporda Türkiye’nin bölgesel ayrımı da yapılmaktadır. Türkiye’de en yüksek puanı alan bölge 448 puanla Batı Marmara iken, en düşük puanı alan bölge 382 puan ile Ortadoğu Anadolu bölgesidir. Okul türlerine göre dağılımına bakıldığında ise, ilk sırada fen liseleri yer alırken, sosyal bilimler lisesi ve Anadolu liseleri takip etmektedir131. Bu dağılımlar, sorunların çözümünde izlenecek politikaların belirlenmesinde, yatırımların ve/veya teşviklerin hangi bölgelere ne ölçüde uygulanacağı konusunda bilgi vermektedir.

PISA, öğrencilerin okuma becerilerini de ölçmektedir. PISA araştırmasında okuma becerileri; “kişinin topluma katılmak, potansiyelini ve bilgisini geliştirmek ve amaçlarını gerçekleştirmek için yazılı metinleri anlaması, kullanması, onlar üzerinde düşünmesi ve onlarla uğraşması” olarak tanımlanmaktadır. “PISA 2015’e katılan tüm ülkeler bazında okuma becerileri alanında ortalama puanı en yüksek olan ülkeler;

Singapur, Hong Kong – Çin, Kanada, Finlandiya ve İrlanda olurken en düşük olan ülkeler; Dominik Cumhuriyeti, Makedonya, Cezayir, Kosova ve Lübnan’dır”132.

Tablo 22. PISA Okuma Becerileri Puanları ve Sıralama PISA 2009 PISA 2012 PISA 2015

OECD Ortalaması 493 496 493

Tüm Ülkeler Ortalaması 464 471 460

Türkiye Ortalaması 464 475 428

Sıralama 39 42 50

Katılan Ülke Sayısı 65 65 72

      

131 T.C. M.E.B., Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 22.

132 OECD, PISA 2015 Results, Excellence and Equity in Education Volume I, 2016, s. 150-151.  

Kaynak: T.C. M.E.B., Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 31.

Okuma becerileri alanında Türkiye ortalaması 428 ve tüm ülkeler ortalama puanı 460’tır. OECD ortalaması ise 493’tür. Yani Türkiye’nin okuma becerileri alanındaki ülke puanı, tüm ülkeler ortalamasından 32 puan, OECD ortalamasından ise 65 puan daha düşüktür. Yıllar içindeki gelişime bakıldığında ise 2012 yılında 2009’a göre 9 puanlık bir artış olmakla birlikte, 2015’te 2012’ye göre 47 puanlık ciddi bir düşüş olmuştur. Ülke sıralamasında da 2009’da 39., 2012’de 42. olunmuş, 2015 yılında ise 72 ülke içinde 50. sırada yer alınmıştır. Yani son PISA raporunda, fen bilimlerinin ardından okuma becerilerinde de önemli bir düşüş görülmektedir.

“Okuma becerileri alanında Türkiye’de en yüksek başarıya sahip bölge ortalama 458 puan ile Batı Marmara Bölgesidir. Bu alanda en düşük başarıya sahip bölge ise ortalama 384 puan ile Ortadoğu Anadolu Bölgesi’dir. İki bölge arasındaki puan farkı oldukça yüksektir ve 74’tür. PISA 2015 okuma becerileri alanında Türkiye sonuçlarının okul türlerine göre dağılımına bakıldığındaysa, fen liselerinin ortalama puanlar açısından ilk sırada yer aldığı, fen liselerini sosyal bilimler liselerinin ve Anadolu liselerinin takip ettiği görülmektedir”133.

PISA, öğrencilerin matematik okuryazarlığını da ölçmektedir. “Matematik okuryazarlığı, farklı bağlamlarda öğrencilerin matematiği formüle etme, kullanma ve yorumlama kapasitesini ölçmeye odaklanmaktadır. PISA testinde başarılı olmak için öğrenciler matematiksel mantık kurabilmeli ve fenomenleri tanımlamak, açıklamak ve tahmin etmek için matematiksel kavramları, süreçleri, gerçekleri ve araçları kullanabilmelidir. Matematik yeterliliği, PISA’da tanımlandığı gibi bireylere matematiğin dünyada oynadığı rolü fark etmelerine ve bireylerin yapıcı, duyarlı ve yansıtıcı vatandaşlar olmaları için gerekli, sağlam dayanakları olan yargı ve kararları vermelerinde yardımcı olmaktadır”134.

PISA 2015’e katılan tüm ülkeler dikkate alındığında; matematik okuryazarlığı alanında ortalama puanı en yüksek olan ülkeler Singapur, Hong Kong (Çin), Makao

      

133 PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 34-35.

134 PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 36. 

(Çin), Tayvan – Çin ve Japonya iken; en düşük ülkeler Makedonya, Tunus, Kosova, Cezayir ve Dominik Cumhuriyeti’dir135.

Tablo 23. PISA Matematik Okuryazarlığı Puanları ve Sıralama

PISA 2009 PISA 2012 PISA 2015

OECD Ortalaması 496 494 490

Tüm Ülkeler Ortalaması 465 470 461

Türkiye Ortalaması 445 448 420

Sıralama 41 44 50

Katılan Ülke Sayısı 65 65 72

Kaynak: PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 38.

PISA 2015’e göre; matematik okuryazarlığında tüm ülkeler ortalaması 461 puanken OECD ortalaması 490 puan olarak gerçekleşmiştir. Tablodan, 2009 ve 2012 yıllarında da bu puanların çok önemli bir değişiklik göstermediği izlenmektedir.

Türkiye’nin ülke puanı ise tüm ülkeler ortalamasından 41 puan, OECD ortalamasından 70 puan düşüktür ve 420 olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılında 445 puanla 41. sırada, 2012 yılında 448 puanla 44. Sırada yer alan ülkemiz, 2015 yılında 420 puanla 50. Sırada yer almıştır. Türkiye fen bilimleri ve okuma becerilerinin ardından matematik alanında da 28 puan düşerek uluslararası sıralamada güç kaybetmiştir.

Matematik okuryazarlığında, ülkemizin en başarılı bölgesi ortalama 442 puan alan Ege Bölgesi iken, en başarısız bölge ortalama 370 puan ile Ortadoğu Anadolu Bölgesi olmuştur. Söz konusu iki bölgenin puan farkı 72’dir. Okul türleri bakımından da diğer testlerden farklılık bulunmamaktadır136. Üç kategoride de en başarılı okulların fen liseleri olduğu açıkça görülmektedir. Bölgeler arasındaki puan farkları da oldukça yüksektir. Bu sorunun giderilmesi, tüm bölgelerdeki öğrencilerin aynı değilse bile benzer kalitede eğitim alma haklarının sağlanması gerekmektedir. Eğitim politikalarının belirlenmesinde ve eğitimle ilgili ekonomik kararların alınmasında, bu hususların da göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

PISA raporunda belirtilen sonuçları etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bu noktada, tez çalışmasının konusuyla ilgili olanlardan bahsedilecektir.

      

135 OECD, PISA 2015 Results, Excellence and Equity in Education Volume I, 2016, s. 177.

136 Ulusal rapor, s. 41-42. 

Bunlardan biri ülkelerin GSYH düzeyleridir. OECD ülkeleri arasında, kişi başına düşen GSYH düzeyleri dikkate alındığında, Meksika’dan sonra en düşük kişi başı GSYH Türkiye’ninkidir. “OECD ülkelerinin fen okuryazarlığı, okuma becerileri ve matematik okuryazarlığı ortalama puanlarındaki değişiminin (varyansın), sırasıyla

%24’ünün, %31’inin ve %30’unun kişi başı GSYH ile açıklanabildiği ortaya konmaktadır. Kişi başına düşen GSYH, ülkelerde eğitim için kullanılabilir potansiyel kaynakları yansıtıyor olsa da, fiilen eğitime yapılan yatırımların doğrudan bir göstergesi değildir.”137

Grafik 10. OECD Üyesi Ülkelerde Öğrenci Başına Yapılan Toplam Harcama Tutarları

Kaynak: PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 45 Verilerinden Hazırlanmıştır.

Diğer bir faktör, öğrenci başına yapılan toplam harcamadır. OECD ülkeleri arasında, Meksika’dan sonra öğrenci başına en az harcama yapan ülke Türkiye’dir.

Dolar cinsinden ifade edilen rakamlara göre, Türkiye OECD ortalamasının da çok altında harcama yapmaktadır. “OECD ülkelerinin fen okuryazarlığı, okuma becerileri ve matematik okuryazarlığı ortalama puanlarındaki değişimin (varyansın) sırasıyla

%35’inin, %40’ının ve % 39’unun, öğrenci başına yapılan toplam harcama miktarı ile açıklanabildiği ortaya konmaktadır. OECD ülkelerinin ortalama puanları ile öğrenci başına yapılan harcama miktarı arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmektedir. Bu da       

137 PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 44.

0 50 100 150 200 250

6‐15 Yaş Öğrenci Başına Yapılan Toplam Harcama (Bin Dolar)

eğitim kurumlarındaki harcama arttıkça ülkelerin ortalama puanlarının artacağı şeklinde yorumlanabilir”138. Bu noktada belirtilmesi gerekli önemli noktalardan biri de; yapılan harcamanın niceliğinin yanında niteliğinin de çok önemli olduğudur. Yapılan harcamanın ne için yapıldığı, hangi bölgeye yapıldığı, eğitim kalitesini arttırıcı niteliğinin seviyesi gibi birçok faktör göz önüne alınmalıdır. Örneğin; okul türlerine göre yapılan analizlerde Türkiye’de en başarılı okulların fen liseleri olduğu görülmektedir. Yapılan harcamalarda, olanakları daha da arttırılmış fen liselerinin sayılarının artması, ülke puanının yükselmesine yardımcı olacaktır.

Okul öncesi eğitim, PISA sonuçlarını etkileyen önemli faktörlerdendir.

Türkiye’de PISA uygulamasına katılan öğrencilerden % 46,3’ü, okulöncesi eğitim almadığını ifade etmiştir. Söz konusu oran OECD ülkelerinde % 4,5’tir139. Dolayısıyla okulöncesi eğitim alanına yapılacak nitelikli yatırımların Türkiye’yi daha üst sıralara taşıyacağı söylenebilir.

OECD ülkelerinde, “Personelin değişime direnmesi”nin, öğrencilerin öğrenmelerini en çok engelleyen öğretmen davranışı olduğu ifade edilmektedir ve bunu

“Öğretmenlerin, her öğrencinin ihtiyaçlarını ayrı ayrı karşılayamaması” takip etmektedir. Türkiye’de ise öğrencilerin öğrenmelerini en çok “Öğretmenlerin, her öğrencinin ihtiyaçlarını ayrı ayrı karşılayamaması” davranışının engellediği belirtilmiştir. Öğretmenlerin öğrenciye sert davranmaları konusunda OECD ve Türkiye arasındaki fark önemli düzeydedir. Ayrıca, PISA 2012’ye kıyasla PISA 2015, öğretmen davranışlarındaki olumsuzluğun, öğrenmeye olan olumsuz etkisinin daha az olduğu bir dönemdir140.

Öğretmenlerin nitelikleri ve mesleki gelişimleri de PISA sonuçlarını etkileyen faktörlerden biridir. “Öğretmenlerin mesleki özerklikleri, öğretmenlerin akran ağlarına katılımları ve öğretim bilgisini güçlendirmesi, öğretmenlik mesleğinin üç temel ilkesini oluşturmaktadır. Öğretmenlerin mesleki gelişim aktivitelerine katılımını desteklemek;

bu temel ilkelerden biri olan öğretim bilgisini güçlendirmenin yollarından biridir. Diğer

      

138 PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 46.

139 PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 52.

140 PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 55. 

mesleklerdeki uygulayıcılar gibi öğretmenler de kendi alanlarındaki gelişmelerden haberdar olmalıdırlar”141.

Tablo 24. Son Üç Ayda Mesleki Gelişim Programına Katılan Öğretmen Yüzdesi Tüm Öğretmenler Fen Öğretmenleri

OECD 50,9 51,5

Türkiye 24,0 20,0

Kaynak: PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 56.

Yukarıdaki tablo, gelişim programına katılan öğretmen yüzdelerini göstermektedir. OECD ortalamasının oldukça gerisinde görünen oranlara göre, öğretmenlerin mesleki anlamda kendilerini geliştirmeleriyle ilgili sorunlar olduğu görülmektedir. Önceki sayfalarda bahsedilen, KPSS sınavlarındaki öğretmen adaylarının başarıları ve öğretmen maaşları ile birlikte bu veriler değerlendirildiğinde,

“öğretmen kalitesi” konusu, üzerinde ciddi çalışma gerektiren bir alan olmaktadır.

PISA sonuçlarını etkileyen faktörlerden biri de öğretmen başına düşen öğrenci sayısıdır. “OECD verilerine göre 2006 yılında öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 13,7 iken 2015 yılında bu sayı 13,1’e düşmüştür. Türkiye’de ise 2006 yılında öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 18,5 iken 2015 yılında bu sayı 15,2’ye düşmüştür”142. Bu veriyi öğretmen ve öğrenci sayılarının yanında derslik sayıları da etkilemektedir.

Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı rakamlarının OECD ortalamalarına yakın olduğu, rakamın daha da iyileştirilmesi için özellikle okul yatırımlarının ve öğretmen istihdamının arttırılması gerekmektedir. Çünkü nüfus artış oranı nedeniyle yıllar içinde öğrenci sayılarında ciddi artışlar izlenmektedir.

PISA sonuçları üzerinde etkili bir diğer faktör okul kaynaklarıdır. “PISA 2015 okul anketinde okul yöneticilerine; fiziksel altyapı (bina, zemin, ısıtma/soğutma, ışık ve ses sistemleri), eğitim materyalleri (ders kitabı, bilgi teknolojileri araçları, laboratuvar ve kütüphane malzemeleri) ve öğretmen yetersizliği veya eksikliğinin okulların eğitim verme kapasitelerini ne ölçüde engelleyip engellemediği sorulmuştur. Verilen yanıtlar, eğitim materyali eksiklik indeksi oluşturmak için birleştirilmiştir. İndekse göre; fiziksel altyapının yetersiz/düşük kalitede ya da eksik olma durumu Türkiye ve OECD       

141 PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 56.

142 PISA 2015 Ulusal Raporu, s. 58. 

ülkelerinde benzerlik göstermektedir. Ancak eğitim materyallerinin yetersiz/düşük ya da eksik olma durumu OECD’ye göre Türkiye’de daha fazladır”143.