• Sonuç bulunamadı

Pertek’teki Yerleşmeler Üzerinde Etkili olan Doğal Faktörler

Yerleşmenin kuruluşunda, gelişmesinde veya gelişmemesinde, mekânın kullanımında, yerleşim tipinde, yerleşim tarzında ve yerleşmelerin dağılışında en etkili faktörler doğal çevre faktörleridir. Tunçdilek’ in deyimi ile doğa ve insan arasındaki karşılıklı ilişkiyi ortaya koymadan iskâna ait problemlerin şekillerin oluşumu hakkında kesin sonuçlara ulaşamayız (Tunçdilek, 1967, s.27). Đnsanların bir arada yaşama arzusu veya buna yönelik eylemleri doğal çevre koşulları tarafından engellenmekte veya desteklenmektedir. Bir şehrin, kasabanın veya köyün kuruluş yerinde jeoloji, jeomorfoloji, topografya, hidrografya, toprak şartları veya iklim etkili olabilmektedir. Çalışma alanımızdaki yerleşmeler üzerinde de topografik şartların rolü de oldukça büyüktür.

3.1.1.1 Jeolojik ve Jeomorfolojik Yapının Yerleşme Üzerindeki Etkisi Çalışma alanımızın en yüksek kesimi hemen kuzeyinde bulunan 1844m yükseltisindeki Süpürgeç Dağı dır. Çalışma alanının doğu ve güney sınırları tamamen Keban Baraj Gölü’yle çevrilidir. Pertek Đlçe Merkezinin orta kesimi yani merkez sahası, 900 ile 1100 m’leri arasında olup baraj gölüne doğru eğimli, dalgalı, düzlükleri verimli alüvyonlarla örtülüdür.

Çalışma alanımızın kuzeyinde bulunan Süpürgeç Dağı ve güneyinde bulunan Keban Baraj Gölü şehrin gelişimini doğu-batı yönünde olmaya zorlamış ve yerleşmeleri bu bakımdan sınırlandırmıştır.

Özellikle Süpürgeç dağı eteklerinde kurulmuş olan Đstiklal, Soğukpınar ve Camii Kebir mahallesi birikinti yelpazeleri üzerine kurulmuş mahallelerdir. Bu yerleşmeler yer seçimi konusunda oldukça isabetli bir alanda kurulmuşlardır. Gerek hava sirkülasyonunun sağlanması gerekse verimli alüvyal sahaları işgal etmemesi adına yerleşmeler için doğru bir yer seçimi olmuştur.

Jeomorfolojik açıdan düşünüldüğü zaman ise yerleşmenin, KB-GD doğrultulu fayın bulunduğu yamacın eteklerinde bulunması ve birikinti yelpazelerinin deprem esnasında zemin sıvılaşmasına ve deprem etkisini arttırmasına sebep olduğu için yer seçiminin yanlış olduğunu söyleyebiliriz.

3.1.1.2 Hidrografya’nın Yerleşme Üzerindeki Etkisi

Bir yörenin hidrografik özellikleri o bölgenin iklimi ve litolojisiyle yakından alakalıdır. Pertek’in iklim özelliklerinde belirtildiği gibi yarı kurak iklim bölgesinde bulunması sahadaki akarsuların genellikle mevsimlik olmasını, sürekli olanların ise debilerinin düşük olmasını beraberinde getirmiştir. Akarsular ancak yağışın bol olduğu kış aylarında ve çevredeki yüksek alanlardaki karların erimesiyle ilkbahar başlarında bol su taşıya bilmektedirler. Ayrıca çalışma alanındaki su ihtiyacının mevsimlik ve sürekli akarsulardan çok, Keban metamorfitleri mermer, kalkşist ve rekristalize kireçtaşları ile temsil edilen Süpürgeç Dağından süzülüp dağın güney yamacındaki kontak sahadan yüzeye çıkan kaynak sulardan karşılandığını da söylemek gerekir.

Đlk yerleşme yeri olarak tespit ettiğimiz bugünkü Pertek kalesinin de içinde bulunduğu Kerar Mevkisi Murat Irmağının hemen yanı başındaydı. Bu da yer seçiminde hidrografyanın ne denli etkili olduğunun göstergesidir. Bu bilgiler doğrultusunda çalışma alanımızda Hidrografyadan etkilenen yerleşmeler üzerinde duracak olursak;

Şehrin en güney mahallesi olan Kaledibi ve en doğu ucundaki Derebaşı mahalleleri hidrografyadan en çok etkilenen yerleşme yerlerini oluşturmaktadırlar. Kaledibi mahallesi, Ak dere olarak bilinen büyük bir mevsimlik akarsuyun Keban Baraj Gölüne döküldüğü alüvyal sahanın geniş yer kapladığı alan üzerinde kurulmuş bir yerleşmedir. Kaledibi Mahallesi’ndeki yerleşmeler mevsimlik akarsuyun getirdiği verimli alüvyal saha üzerine değil, hemen alüvyal sahayı batı ve doğudan sınırlayan çevresine göre nispeten daha yüksek olan Mezarlık Tepe, Kara Tepe ve Meydan Sırtı üzerine kurulmuşlardır. Bu açıdan bakıldığında mahallenin yer seçiminde oldukça isabetli bir alan seçtiğini söyleye biliriz.

Hidrografyadan etkilenen bir diğer yerleşme olan Derebaşı Mahallesi adından da anlaşıldığı üzere Kızıl tepe ve Kara tepe arasındaki derenin vadisi etrafına kurulmuş bir yerleşmedir. Bu yerleşmeler de kuruluş yeri olarak derenin akışı doğrultusunda kuzey- güney yönlü olarak kurulmuşlardır. Buradaki yerleşmeler hiçbir şekilde dere yatağını işgal etmemiş aksine derenin taşıdığı verimli alüvyal saha üzerine kurulmuştur. Bu durum da buradaki evlerin bahçe içerisine yapılmasını ve tarımsal alanında bahçecilik faaliyetlerinde değerlendirilmesini mümkün kılmıştır.

3.1.1.3 Đklim

Araştırma sahasında yerleşme üzerinde etkili olan bir diğer faktör iklimdir. Đklimin etkisi yerleşmelerin dağılışından çok meskenlerin mimarisinde etkili olan bir unsurdur. Pertek’te yerleşmelerin yer seçimi ve meskenlerin kuruluş tarzları topografyaya uygundur. Fakat son dönemlerde inşa edilen binalar kültürel mimariyi ve kullanılan yapı malzemesiyle çevresindeki yapı malzemesinin özelliğini yansıtmamaktadır.

Çalışma alanımızda evler genelde 1–2 katlıdır. Bunlar özellikle Kaledibi, Derebaşı ve Cami-i kebir gibi mahallelerde görülmektedir. Đstiklal ve Soğukpınar Mahallelerinde ise genelde 1-2 katlı binalar olmakla birlikte 3-4 nadiren 5 katlı binalar görülmektedir. Tarımsal bir kültüre sahip olan Pertek halkı genelde tek katlı veya bahçeli evlerde yaşamayı tercih etmektedir.

Çalışma alanımızda yapı malzemesi olarak genellikle briket ve tuğla kullanılmıştır. Şehirde özellikle eski yapılarda kerpiç malzeme kullanılmıştır. Nadiren taş yapılara da rastlanır. Bunun dışında yeni yapılan binalarda ise genelde betonarme karkas kullanılmakta, duvarlar ise çoğunlukla tuğladır.

Çalışma alanında yerleşmeler üzerinde bakının da etkisine rastlamaktayız. Süpürgeç Dağının güney yamacına kurulmuş olan şehirde evler genelde güneye bakmakta ve güneşten daha fazla faydalanmak adına pencereler de genelde büyük yapılmaktadır. Yağışların genelde yağmur olarak düştüğü Pertek’te konutlar büyük oranda çatılı inşa edilmektedir. Düz damlara harabe olarak adlandırılan yapılarda rastlanmaktadır.

Sonuç olarak; çalışma alanında iklim mesken tipleri üzerinde etkilidir. Pertek’te ilk kurulan mahalleler kültürel mimariyi ve iklimin yapı malzemesi üzerindeki etkisini

yansıtmakta fakat yeni kurulan mahalleler ve yeni binalar bu durumdan oldukça uzak bir görünüm sergilemektedirler.