• Sonuç bulunamadı

2.6 Topraklar

Karalar üzerinde çeşitli yollarla oluşan toprak örtüsü, ihtiva ettiği organik ve inorganik maddeler nedeniyle çok değerli unsurlardır. Đnsanların, bitkilerin ortaklaşa faydalandıkları toprak örtüsünün doğal ortam içerisinde önemli bir yeri vardır. Oldukça uzun bir sürede oluşan toprak örtüsü, erozyonla çok kısa bir sürede yok olabilmektedir. Bu sebeple üzerinde yaşadığımız, ekip biçtiğimiz toprağı çok iyi korumamız ve değerlendirmemiz gerekmektedir. Türkiye gibi ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalı olan ülkelerde gelirin yükseltilmesi için, ülke topraklarının çok iyi bir şekilde etüt edilmesi ve ortaya çıkan sorunların giderilmesi gerekmektedir (Özçağlar, 1997, s. 75).

2.6.1 Zonal Topraklar

Çalışma alanımızda görülen zonal toprak tiplerinden sadece Kahverengi Toprakları ve litosoller gelişme göstermiştir. Zonal topraklar iyi gelişmemiş profil özelliğine sahip bu takımdaki topraklar, toprağı oluşturan aktif faktörlerden iklim ve vejetasyon özelliklerine göre oluşmuştur. Başka bir değişle, iklim ve vejetasyon, Toprak oluşumu üzerinde etkili olmuş ve oluşuma damgasını vurmuştur (Atalay, 2006, s. 246).

2.6.1.1 Kahverengi Topraklar

Kahverengi topraklar Anadolu Platosu’nun hakim topraklarıdır (Algöz, 1958, s.74).Kahverengi orman toprakları kireççe zengin ana madde üzerinde oluşur. Profilleri A (B) ve C şeklinde olup horizonlar birbirine tedricen geçiş yapar. A horizonu çok gelişmiş olduğundan iyice belirgindir. Koyu kahverengi ve dağılgandır. Gözenekli yâda granüler bir yapıya sahiptir. Reaksiyonu kalevi (Hafif asit) bazen de nötrdür. Kahverengi orman toprakları genellikle geniş yapraklı orman örtüsü altında oluşur (Atalay, 2006, s. 408).

Bu toprakta hakim pedojonik süreç kalsifikasyondur. Baz doygunluğu yüksek olan bu topraklar, sulama yapıldığında yüksek verimli topraklar arasına girer (Atalay, 2006, s. 255).

Çalışıma alanımızda en geniş alan kaplayan toprak çeşidi Kahverengi Topraklardır (Harita 7). Bunlar genelde çalışma alanımızdaki yüksek sahalara karşılık gelmektedir. Yukarıdaki açıklamaya da tamamen paralellik gösteren bu toprak üzerinde tarım yapılmamaktadır. Bu toprak grubunun bulunduğu alanlar çalışma alanımızda mera olarak kullanılmaktadır. Bu toprak grubunun çalışma alanımızdaki özellikleri ise şöyledir:

Çeşitli ana maddelerden oluşan Kahverengi Topraklar, ABC profilli zonal topraklardır. Oluşumlarında kalsifikasyon rol oynar. Bu işlem sonucu profillerinde çok miktarda kalsiyum bulunur. Erozyona uğrayan kısımlarda A ve C horizonları görülür. Doğal drenajları iyidir. A1 horizonu kahve renkli veya grimsi kahve renkli, 10–15 cm. kalınlığında ve granüler yapıdadır. Organik madde içeriği ortadır. Reaksiyonu nötr ve kalevidir. B horizonu açık kahverengiden koyu kahverengiye doğru değişen renklerde ve kaba yuvarlak köşeli blok yapıdadır. Alt toprak düzenli bir şekilde, soluk kahve veya grimsi renkteki çok kireçli ana maddeye geçiş yapar. B horizonunun altında genellikle sertleşmiş kireç birikim katı ve bunun altında da jips birikim katı bulunur. Bu topraklar yıllık 250–400 mm yağış alan bölgelerde bulunduklarından CaCO3 ( karbon monoksit ) birikim katı oldukça derinde görülür. Doğal bitki örtüsü; kısa, orta boylu ot ve çalıdır.

Topraklar yılın büyük kısmında kurudur. Ana madde; marn, kil, şist ara tabakalı killerdir. Ayrıca ince bünyeli alüvyal materyal, ayrışmış bazalt, kireç kayası, kil taşı ve kristal kayalardır (Đmar Planı Raporu,2001).

2.6.1.2 Litosoller

Dağlık alanların sığ ve taşlık toprakları olarak tanımlanan bu topraklar, daha çok lav akıntılarının birikimi ile oluşmuş sahlarda ve buzulların aşındırması sonucu ufalanmış parçaların birikmesiyle oluşmuş çakıllı taşlı depolar üzerinde gelişmiştir. Bunlar çoğu zaman 10 cm’ den daha ince olup ana kaya üzerinde kesin ve net bir horizon ile ayrılır. Bitki örtüsü gelişimi için fazla potansiyeli olmayan litosoller, nemli bölgelerde zayıf da olsa bir bitki gelişimi sağlar (Mater,1998, s.184). Çalışma alanında bu topraklar Süpürgeç Dağı’nın hemen güney eteklerinde, yerleşme alanının kuzeyinde doğu-batı yönlü bir şerit halinde görülmektedir (Harita 7).

2.6.2 Azonal Topraklar

Bu takıma giren topraklar, eğimli yamaçlarda, devamlı taşkın ve millenmeye uğrayan taşkın ovalarda, genç alüvyon ve volkanik depolar üzerinde bulunur. Bir taraftan erozyon bir taraftan da birikme toprakların horizonlaşmasına imkan vermemektedir (Atalay, 2006, s., 273).

2.6.2.1 Kolüvyal Topraklar

Çalışma alanımızdaki bu toprak grubu üzerinde daha çok tarım yapılmaktadır. Fakat yine de yerleşmenin büyük bir kısmı da yine bu toprak grubu üzerinde gelişmiştir.

Kahverengi orman topraklarından sonra çalışma alanımızda alanı en geniş toprak grubudur.

Belli bir akım sonucu veya yan derelerin kısa mesafelerden taşıyarak eğimin azalmış olduğu yerlerde depo ettikleri materyallerin getirdiği genç (A) C profilli topraklardır.

Toprak karakteri daha çok civardaki yüksek arazi topraklarının karakterlerine benzemektedir. Yağışın şiddetine ve eğimin derecesine göre muhtelif parça büyüklüklerine sahip katlar ihtiva ederler. Bu katlar alüvyal topraklar gibi birbirine paralel olmayıp, düzensizdir. Dik yamaçların eteklerinde ve vadi boğazlarında bulunanlar daha ziyade az topraklı kaba taş ve molozları ihtiva ederler. Çizgisel akımın hızı azaldığı orandan parçaların da çapları küçülmekte ve hatta alüvyal toprak parça bütünlüğüne eşit olmaktadır. Böylece doğal eğimin çok azaldığı yerlerde Kolüvyal ve alüvyal topraklar birbirine geçişli olarak karışırlar.

Kolüvyal topraklar % 2 den fazla olmak şartı ile mutlak bir eğime sahiptirler. Ancak özellikle sulu ziraat yapılan alanlarda uzun seneler tesviye amacı ile yapılan dikkatli sürümlerde eğim % 2 den aşağı düşürüldüğünden, düz ve düze yakın bir eğim görülebilir.

Sık sık değişebilen eğimlerin meydana getirdiği dalgalı topografyadan ziyade gittikçe artan düzenli eğime sahip bir topografya arz eder. Eğimin bu artışı materyalin geldiği yöne doğrudur.

Kolüvyal topraklarda asli renk tamamen oluştuğu ana materyale bağlıdır. Alüvyallara geçişli yerlerde sulu ziraat sahalarındaki üst toprak hariç hiçbir zaman drenaj v.s sebeplerden değişme göstermez. Reaksiyon keza kopup geldiği ana materyalin aynı veya benzeridir.

Profildeki çakılların tabiatı da kopup geldiği ana materyalin tabiatıyla aynı olması ile birlikte mesafenin kısalığı sebebiyle çakıllar tam yuvarlaklaştırılmamış, köşelilik arz eder.

Bu topraklar eğim ve bünye sebebiyle genellikle iyi drenajlı olup; bunun bir sonucu olarak tuzluluk ve tuz birikimi göstermezler. Mevcut problemleri bünyelerinin kaba oluşları, taşlılıkları, eğime sahip olmaları ve taşkına maruz kalmalarıdır.

Özel bir iklime ve vejetasyona sahip değillerdir, her iklimde bulunabilirler. Vejetasyon çok çeşitli olabilir (Đmar Planı Raporu,2001).