• Sonuç bulunamadı

2.10. Ġnanç Turizmi Kapsamında Aziz Pavlus’un Hayatı, Misyon Yolculukları ve

2.10.1. Aziz Pavlus’un Hayatı

Aziz Pavlus kendisini “Ben Kilikya’dan Tarsuslu bir Yahudi, hiç de önemsiz

olmayan bir kentin vatandaşıyım”(Elç. 21:39) Ģeklinde tanımlar. Onun Tarsus doğumlu

olduğu elçilerin iĢlerinde iki farklı ayette daha belirtilir (Elç. 9:11-22:3). Ancak ilk elden kaynaklarda onun doğum tarihiyle ilgili açık bir ifadeye rastlanmaz. Bu doğrultuda aralarında Fitzmyer’in ve Pollock’ında bulunduğu bazı yeni ahit araĢtırmacıları, “İstafanos’un Taşlanması” (Elç. 7:58) olayını dayanak göstererek Aziz Pavlus’un muhtemel yaĢını hesaplamaya çalıĢmıĢlardır. Bu araĢtırmacılara göre Aziz Pavlus, milattan sonra ilk 10 yılda doğmuĢ olmalıdır.

Aziz Pavlus, elçilerin iĢlerinde (22:3) kendisini “…ben Yahudi’yim. Kilikya’nın

Tarsus kentinde doğdum” Ģeklinde savunur. Bu ifadeler onun Tarsus’ta yaĢayan ve

Yahudi diasporasına bağlı bir ailenin ferdi olduğunu ortaya koymaktadır. Kaldı ki, Aziz Pavlus elçilerin iĢlerinde kendini “Kardeşler, ben özbeöz Ferisiyim” (Elç. 23:6) Ģeklinde nitelemektedir. Bu da onun Yahudi kimliğini açıkça ortaya koymaktadır (Gündüz, 2004, s. 32).

Aziz Pavlus’un ailesiyle ilgili bilgiler oldukça kısıtlıdır. Luka’nın anlatımından yola çıkarak Aziz Pavlus’un babasının Ferisi mezhebine bağlı bir çadır ustası olduğu anlaĢılır. Bununla birlikte Luka’nın anlatımlarında Aziz Pavlus’un annesi ile ilgili bilgi bulunmaz. Ancak Aziz Pavlus’un kız kardeĢinden doğma bir yeğeninin (Elç. 23:16) olduğu bilinmektedir.

Aziz Pavlus’un kendisi ve misyonuyla ilgili diğer önemli bir unsur da onun ismi ve Roma vatandaĢı olmasıyla ilgilidir. Aziz Pavlus, Bünyemin oymağından gelmekteydi ve özbeöz Ġbrani’ydi (Flp. 3:5), aynı zamanda da o Roma vatandaĢı olarak doğmuĢtu (Elç. 16:37-38). Bu nedenle Aziz Pavlus, doğumundan itibaren bir Yahudi bir de Romalı olmak üzere iki isme sahip olmuĢtur. Luka, Elçilerin ĠĢlerinde Aziz Pavlus’dan “Saul” ismiyle bahseder. Aziz Pavlus’un Yahudi kökeniyle yakından iliĢkili olan bu Ġbranice isim Gündüz’e (2004) göre, Ġsrail oğulları tarihindeki meĢhur Kral Saul’un isminden hareketle kendisine verilmiĢ olmalıdır. Diğer taraftan Aziz Pavlus’la ilgili olarak kullanılan “Pavlus” ismine ise elçilerin iĢlerinde ve ona ithaf edilen mektuplarda rastlanır.

2.10.1.1. Hıristiyanlık Öncesi Aziz Pavlus

Aziz Pavlus’un ilk eğitimini Tarsus’ta aldığı genel kabul görür. Ayrıca burada onun, baba mesleği olan çadırcılığı da öğrendiği belirtilir. Aziz Pavlus bu mesleği hayatının ilerleyen dönemlerinde (Elç. 18:3) tekrar icra edecektir.

Turan (2006), Aziz Pavlus’un ilk eğitimini babasından aldığını onun Tarsus’ta hiçbir Grek okuluna gitmediğini ileri sürer. Bununla birlikte Deane (1942) ise onun, Yunancayı çok küçük yaĢta öğrendiğini ve çok iyi Ģekilde konuĢtuğunu ifade eder. Haacker (2003) ve Pollock (1969) ise Aziz Pavlus’un on üç yaĢından yirmi yaĢına kadar eğitim almak için Kudüs’e gittiği belirtirler. Buna göre Aziz Pavlus, Kudüs’te Hillel okulunun baĢında bulunan ve Ferisi çevrelerde ağırlıklı yeri olan ünlü hoca Gamaliel’in öğrencisi olmuĢ (Barnes, 2006, s. 25) onun gözetiminde kutsal yasa eğitimi almıĢtır (Elç. 22:3).

Aziz Pavlus’un Kudüs’te Gamaliel’in öğrencisi olduğu rivayetiyle ilgili olarak bazı kaynaklarda ilginç iddialar da ileri sürülmektedir. Lüdermannn (1996) onun, hocası Gamaliel’in kızına aĢık olarak onunla evlenmek istediği, ancak kızın kendisine yüz

çevirmesi üzerine saldırganlaĢarak öfkeyle Yahudi ilke ve değerlerine düĢman olduğu ve bu doğrultuda Musa Hukuku karĢıtı faaliyetlere baĢladığı iddia edilmektedir.

Aziz Pavlus mektuplarında (Gal. 1:13, Flp. 3:6) vizyon öncesi hayatını anlatırken, koyu bir Ferisi olduğunu ve bu kimliği ile Ġsa taraftarlarına büyük iĢkenceler yapıp onlara acılar çektirdiğini abartılı bir Ģekilde ifade etmektedir. O, kendisini Ġsa yanlılarının zulmedicisi ifadeleriyle niteler. Luka ise Aziz Pavlus’un ev ev dolaĢarak kadın erkek demeden Ġsa’ya iman edenleri topladığını, onları hapse attığını (Elç. 8:3) ve onlara karĢı tehdit ve ölüm soluduğunu (Elç. 9:1-2) belirtir.

Gündüz (2004) göre, Aziz Pavlus’un Kudüs’teki eğitimine ve Yahudi toplumu içerisindeki etkinliğine yönelik bu rivayetler, onun doktoru ve yakın takipçisi olan Anadolulu Luka’nın, Aziz Pavlus’un muhaliflerine -özellikle Yahudilere ve Kudüs’teki Ġsa’nın ilk cemaatini oluĢturan havarilerin bir bölümüne- karĢı onun üstünlüğünü ve Yahudi kültüründeki yetkinliğini göstermek amacıyla üretilmiĢ olmalıdır.

2.10.1.2. ġam Vizyonu

Aziz Pavlus, Stefan’nın taĢlanarak öldürülmesini izleyen dönemde, Kudüs’teki Ġsa taraftarlarına karĢı öfkesini daha da fazla göstermeye baĢlar (Elç. 9:1-2, 22:5, 26:12). Bununla da yetinmeyen Aziz Pavlus, baĢ kahinden aldığı görevlendirme yazısı ile ġam’daki Ġsa yanlısı ayrılıkçıları tutuklayıp Kudüs’e getirmek için Kudüs’ten ġam’a bir yolculuğa çıkar.

Aziz Pavlus, ġam’a yaklaĢtığı bir sırada bir öğle vakti birden bire gökten gelen ve adeta gözleri kör eden bir ıĢığın çevresini aydınlattığını fark eder. IĢık o kadar güçlüdür ki gözleri görmez olur. Bunun etkisiyle yere kapanan Aziz Pavlus’a bir ses “-

Saul, Saul, bana neden zulmediyorsun?” der. Bunun üzerine Aziz Pavlus “-ey efendim, sen kimsin?” diyerek karĢılık verir. Bu soruya gene aynı ses “-ben senin zulmettiğin İsa’yım” der ve ardından “-haydi kalk ve kente gir, ne yapman gerektiği sana bildirilecek” diyerek gözden kaybolur (Elç. 9: 3-6).

Aziz Pavlus’un yaĢamında bir dönüm noktası olan bu olay, elçilerin iĢlerinde üç yerde anlatılmaktadır. Bununla birlikte Aziz Pavlus ise mektuplarında bu olaydan sadece Galatyalılara mektupta (1:16-17) kısaca bahseder. Ancak o mektuplarının hiçbirisinde, ġam yakınlarında bir vizyon yaĢamasına ya da bir ıĢık demeti içerisinde

Mesih’in kendisine hitap etmesi Ģeklinde gerçekleĢen bir olaydan bahsedilmez. Böylelikle ġam vizyonu olayının tek kaynağını elçilerin iĢleri oluĢturmaktadır.

Aziz Pavlus’un gördüğü bu vizyon üzerine tek kaynağın elçilerin iĢleri olması ve bu kaynağında birbirini tutmayan ifadelere yer vermesi vizyon olayı ile ilgili değiĢik bakıĢ açılarının doğmasına sebep olmuĢtur. Yeni ahit araĢtırmacıları arasında vizyon olayının Apokaliptik bir görünüm ya da mistik bir tecrübe mi yoksa onun kiĢiliğinden veya fizyolojik yapısından kaynaklanan psikolojik bir durum mu olduğu noktasında değiĢik görüĢler bulunmaktadır.

Zengin bir Yahudi kültüre sahip olan Aziz Pavlus’un yaĢadığı dönem, Yahudi Apokalipsisinin oldukça ön planda olduğu bir dönemdir. Metafizik alem ve varlıklarla iletiĢim kurarak gizli bazı bilgileri ifĢa etme ve geleceğe özellikle de Mesih ve tanrının krallığına iliĢkin dönemlere yönelik açıklamalarda bulunmak, Apokaliptik geleneğin temel özeliklerini oluĢturur (Gündüz, 2004, s. 42).

Aziz Pavlus mektuplarında kendisini, “yüce tanrı tarafından doğumundan

itibaren seçilip görevlendirilen İsa Mesih elçisi” (Rom. 1:1-5) olarak tanımlar. O, bu

olaydan sonra kendisini havarilerden biri olarak ilan eder (Aydın, 2007, s. 87). Diğer taraftan Aziz Pavlus, ġam vizyonunda Tanrı Oğlu, Rab Ġsa Mesih ile görüĢtüğünü ve bu yolla onun kendisine gizli bilgileri, sırları ifĢa ettiğini böylece sahip olduğu bilgilerin kaynağının Ġsa Mesih olduğunu ileri sürer (1Ko. 2:13). Gündüz’e (2004) göre, bütün bu durumlar Aziz Pavlus’un Apokaliptik geleneği sürdüren bir kiĢi olduğunu ortaya koyar.

Aziz Pavlus’un mektuplarında yer alan, zayıflık, kokma, titreme, kendinden geçme ve benzeri gibi bazı ifadeler (2Ko. 12:5-9, 12:7-8, Gal. 4:13-14) onun fizyolojik olarak hasta olduğu izlenimini vermektedir (Barnes, 2006, s. 27). Machen (1923) gibi araĢtırmacılar özellikle Galatyalılar’a mektupta (4:14) yer alan “…bundan dolayı bana

tükürmediniz” ifadesini kaynak göstererek Aziz Pavlus’un epilepsi (sara) hastası

(Barnes, 2006, s.27) olabileceği varsayımı üzerinde durmaktadırlar. Zira bu araĢtırmacılara göre Aziz Pavlus’un yaĢadığı dönemde epilepsi vakalarında hastalığın bulaĢmaması amacıyla epileptiğe karĢı tükürme adetinin olduğunu ifade etmektedirler (Gündüz, 2004, s. 43). Gündüz’e göre Aziz Pavlus’un hastalığı ve vizyonlarıyla ilgili mevcut kaynakların daha fazla yorum yapmayı mümkün kılmaması nedeniyle konuya iliĢkin kesin bir tahlilde bulunmak mümkün değildir. Bunun yanında onun yaĢadığı vizyonların bu hastalıkla iliĢkili olabileceği ihtimalini de göz ardı etmemek gerekir.

Aziz Pavlus’un yaĢadığı vizyonlar yalnızca ġam vizyonu ile sınırlı değildir. Luka’ya göre ġam vizyonu hadisesinden sonra Kudüs’e gelen Aziz Pavlus, burada yaĢadığı bir vizyon sonrasında kendisinden geçmiĢ, bu yarı baygın haldeyken kendi ifadesiyle “Rabbi” görmüĢtür (Elç. 22:17-18).

Aziz Pavlus’un ġam vizyonu sonrası ne yaptığı konusunda elçilerin iĢlerinde anlatılan öykü ile Aziz Pavlus’un mektuplarında anlatılan öykü arasında farklılıklar vardır. Elçilerin iĢlerinde anlatılan öyküye göre vizyon sırasında Aziz Pavlus’un gözleri görmez hale gelir ve o bu halde yanındakilerle birlikte ġam’a gider (Elç. 9:6-8, 22:11). Aziz Pavlus’un Galatyalılar’a yazdığı mektupta (Gal. 1:17) ise onun vizyon sonrası Kudüs’e dönmediği ancak önce Arabistan’a sonra ġam’a gittiği vurgulanır. Yanındakilerden ise bahsedilmez.

Elçilerin iĢlerinde (9:10-15) Ġsa Mesih’in, Aziz Pavlus’a göründükten sonra ġam’da yaĢayan Hananya adlı bir öğrencisine de göründüğünü ve ondan ġam’a gelen ve Yuhanna’nın evinde kalan Saul adında birini arayıp bulmasını, onun görmeyen gözlerini açmasını ve onun Kutsal Ruh’la dolmasını sağlamasını istediği anlatılır.

Böylece Hananya, Aziz Pavlus’un yaĢamında ve erken dönem misyonlarında önemli bir yere sahip olan ilk kiĢilik olarak karĢımıza çıkar. ġam vizyonu sonrası Aziz Pavlus’un geçirdiği tarihsel süreçte, onun düĢünceleri ve yaĢamındaki önem açısından Hananya’dan sonra karĢımıza çıkan ikinci önemli kiĢilik ise Barnaba’dır. Elçilerin iĢlerinde (4:36-37) Kıbrıs doğumlu bir Leviliiv

olarak tanıtılan Barnaba’nın, asıl adı Yusuf (Joseph)’tur. O gerektiğinde havarilerin ihtiyaçlarını karĢılamak için tarlasını satmıĢ ve onlara yardım etmiĢtir. Böylelikle havarilerin güvenini de kazanıĢtır (Elç. 4:37).

Barnaba’nın Aziz Pavlus’un ilk dönem misyon faaliyetlerinde önemli bir iĢlevi vardır. Barnaba, elçilerin iĢlerine göre, Aziz Pavlus’un daha sonraki yaĢamında Kilikya, Anadolu ve benzeri bölgelere yönelik ikinci misyon dönemine kadar olan çalıĢmalarında Aziz Pavlus ile birlikte çalıĢmıĢtır (Gündüz, 2004, s. 52).

Barnaba, Aziz Pavlus’a önceki hayatından dolayı önyargılı olarak bakan ve onunla buluĢup bir araya gelmekten kaçınan ya da ona karĢı güven sorunu yaĢayan

iv Ġsrail’in on iki oymağından biridir. Harun ve Harun’un soyundan gelen kahinler bu oymağa bağlıdırlar.

havariler ve diğer cemaat üyelerinin aksine, Aziz Pavlus’a yakın duran bir kiĢidir. Bu yakınlığı nedeniyle o, güvenip inandığı Aziz Pavlus’u elinden tutarak Kudüs’teki havariler ve diğer cemaatle tanıĢtırmıĢ (Elç. 9:27), onlardan Aziz Pavlus’a inanıp, güvenmelerini istemiĢtir (Gündüz, 2004, s.51).

Diğer taraftan Aziz Pavlus’un özellikle Ġsa Mesih, tanrısal hukuk ve benzeri konularda düĢüncelerini güçlü bir Ģekilde savunduğu ilerleyen dönemde, onun yalnızca Yahudileri ve diğer bazı grupları karĢısına almadığı, Kudüs’teki Ġsa’nın havarilerinin de aralarında bulunduğu cemaatinde çok güçlü bir muhalefetiyle karĢı karĢıya olduğu bilinmektedir (Gündüz, 2004, s. 52). Nitekim Aziz Pavlus, zaman zaman “Sahte KardeĢler”, “Ġki Yüzlüler” (2Ko. 11:13) ve benzeri suçlamalarla Kudüs cemaatiyle Ģiddetli tartıĢmalara girmiĢtir.

Bununla birlikte Elçilerin iĢlerinde Luka, Kudüs cemaatinin Aziz Pavlus’un fikirlerinden haberdar olduğunu ve cemaatin onu Ġsa tarafından seçilmiĢ özel bir kiĢi olarak kabul ettiğini gösterme çabasındadır. Elçilerin iĢlerinde (9:28-30) anlatılanlara göre Aziz Pavlus, havarilerle birlikte Kudüs’te Yahudilere karĢı tartıĢma ve mücadele içine girmiĢtir. Onun vaazları Yunanca konuĢan Yahudiler arasında bile etkisini gösterir ve bu hal Yahudiler arasında pek hoĢ karĢılanmaz ve Aziz Pavlus’u öldürme planları yaparlar; ancak havariler Aziz Pavlus’u Ģehirden kaçırarak Tarsus’a gönderirler.

Benzer Belgeler