• Sonuç bulunamadı

Para ve Teminat Alacağı Dışında Kalan İlâmların İcrası Bakımından

2. İCRANIN İADESİNİN SONUÇLARI

2.2. Para ve Teminat Alacağı Dışında Kalan İlâmların İcrası Bakımından

Kural olarak, taşınmaz malın tahliye ve teslimi (m. 26-29), irtifak hakkına ilişkin kararlarla (m. 31), çocuk teslimi (m. 25), çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin (m. 25a) kararlar kesinleşmedikçe icra takibine konu olamazlar. Bu durumda bu ilâmlar daha önceden icraya konulmadan kesinleşmiş olacağından 40. maddenin II fıkrasının uygulanması da söz konusu olmayacaktır.

Ancak bunların dışında kalan, taşınır malın teslimine yönelik ilâmların icrası (m. 24), taşınmaz mal üzerindeki bir kişisel hakka ilişkin olarak taşınmaz malın tahliye ve teslimine yönelik ilâmların icrası ve bir şeyin yapılması veya yapılmamasına ilişkin ilâmların icrasında ilâmın kesinleşmesi koşulu aranmadığından, kesinleşmeden icra takibine konu olması mümkündür. Dolayısıyla kesinleşmeden icraya konulan bir ilâm hakkında her zaman kanun yoluna (belirtilen sınırlamalar dikkate alınarak) başvurulması mümkündür. Kanun yoluna başvuru durumunda 36. maddeye göre icranın geri bırakılmasına karar verilmemesi ya da icranın geri bırakılması isteminde bulunulmamış olması da, 40. maddenin uygulanması ihtimalini ortaya çıkarmaktadır. Burada özellikle taşınır malın teslimine ilişkin ilâmların icrası ve taşınmaz mal üzerindeki bir kişisel hakka ilişkin olarak taşınmaz malın tahliye ve teslimine yönelik ilâmların icrası bakımından 40. maddenin II. fıkrasının uygulanması üzerinde durulacaktır. Bir şeyin yapılmasına veya yapılmamasına ilişkin ilâmların icrası (m. 30) bakımından ise uygulamada karşılaşılmadığı için değinilmeyecektir.

2.2.1. Taşınır Malın Teslimine İlişkin İlâmların İcrası

İlâmın icrası taşınır malın teslimine yönelik ise, Kanunun 24. maddesine göre icra takibi yapılır. Bu durumda 24. maddeye göre bir icra emri gönderilir ve yedi gün içerisinde borçlunun söz konusu taşınır malı teslim etmesi istenir. Ayrıca bu müddet içerisinde taşınır malı teslim etmez, icra mahkemesinden veya temyiz yahut yargılamanın yenilenmesi yolu ile ait olduğu mahkemeden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirmezse, hükmolunan taşınır mal borçludan zorla alınarak alacaklıya verilir. Borçlu belirtilen süre içerisinde malı teslim etmemiş ve bu arada ilâm hükmünü temyiz etmiş ve fakat gerek istenmemiş gerek Yargıtay’ca reddedilmiş olması nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmemiş olabilir. Bu durumda bir taraftan Yargıtay’da temyiz incelemesi yapılırken, diğer taraftan icra dairesi, ilâmın icrasına devam eder. Bu halde borçludan ilâm konusu mal zorla alınarak alacaklıya teslim edilmiş olabilir. Bu arada taşınır malın teslimine ilişkin ilâm hükmü Yargıtay tarafından bozulur ve mahkeme borçlunun hiç veya ilâmdaki kadar borcu olmadığına karar verirse ve bu karar kesinleşirse, bu takdirde borçlunun istemi üzerine icranın iadesi söz konusu olur. İcra takibinin konusu taşınır malın teslimi olduğundan, icranın

iadesinde de takip konusu olan taşınır malın borçluya aynen iadesi söz konusu olacaktır.

Bunun yanı sıra taşınır malların teslimine yönelik icra takibinde taşınır mal borçluda bulunmazsa borçlu aynen ifaya zorlanamaz328. Bu durumda taşınır malın ilâmda yazılı değeri alınır (İİK.m.24/IV). Taşınır malın değeri ilâmda yazılı olmaz ya da ihtilaflı bulunduğu takdirde icra müdürü tarafından haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir olunur. Borçlu, malın değerini para olarak rızaen icra dairesine vermezse, ayrıca icra emri tebliğine gerek kalmaksızın bu değer borçludan haciz yoluyla cebren tahsil olunur. Böyle bir durumda ilâm konusu her ne kadar taşınır malın teslimine yönelik olsa da teslime konu olan taşınır malın borçlunun elinde bulunmaması nedeniyle kanundan ötürü taşınır mal teslim borcu, para borcuna dönüşür329. İcranın iadesi söz konusu olduğunda ise, iade bu meblağın iadesi şeklinde olacaktır.

2.2.2. Taşınmaz Malın Aynına İlişkin Olmayan İlâmların İcrası

Kural olarak taşınmaz mal ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler, kesinleşmedikçe icraya konulamaz. Ancak bir taşınmaz malın tahliye ve teslimine ilişkin ilâmın konusu, taşınmaz mal üzerindeki bir kişisel hakka ilişkin ise, böyle bir ilâmın icraya konu olabilmesi için kesinleşmesine gerek yoktur330. Örneğin, kira

sözleşmesine dayanarak açılan tahliye davası sonucu verilen ilâmın kesinleşmesine gerek olmaksızın taşınmaz mal sahibi, taşınmaz malın tahliyesini ilâmlı icra takibi yolu ile isteyebilir. Bu durumda icra dairesi tarafından borçluya bir icra emri gönderilir. Bu icra emrinde borçluya yedi gün içerisinde ilâmda yazılı taşınmaz malı tahliye ve teslim etmesi, aksi halde ilâm hükmünün zorla yerine getirileceği bildirilir (m. 26/I).

Burada da diğer ilâmlı takiplerde olduğu gibi, borçluya yedi gün içerisinde icranın geri bırakılması (m. 36) imkanı tanınmıştır. Zira, bir mahkeme ilâmının temyiz edilmiş olması, ilâmın icrasını durdurmaz (HUMK. m. 443). Bu kural taşınmaz malın aynına ilişkin olmayan ilâmların icrasında da geçerlidir. Dolayısıyla, taşınmaz malın

328 Kuru/Arslan/Yılmaz, İcra, s. 447; Kuru, El Kitabı, s. 821; Postacıoğlu, İcra Hukuku Esasları, s. 663.

329 Kuru, El Kitabı, s. 822; Postacıoğlu, İcra Hukuku Esasları, s. 664;

Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, İcra, s. 283; Timuçin, s. 932-933; Üstündağ, İcra Hukukunun Esasları, s. 372.

330 Berkin, İcra, s. 158; Kuru/Arslan/Yılmaz, İcra, s. 449; Kuru, El Kitabı, s. 781; Postacıoğlu, İcra Hukuku Esasları, s. 636,668; Üstündağ, İcra Hukukunun Esasları, s. 373.

(kişisel hakka dayanan) tahliye ve teslimi durumunda, borçlu yedi gün içerisinde ya taşınmazı tahliye ve teslim edecek ya da aynı süre içerisinde 36. madde gereğince icranın geri bırakılmasını isteyecektir. Aksi halde, borçlu hakkında icra takibi devam edecektir. Takip borçlusunun icraya dayanak olan ilâma karşı temyiz yoluna başvurması durumunda, Yargıtay’dan icranın geri bırakılması talebinde bulunmuş ve fakat icranın geri bırakılması kararı verilmemiş ya da icranın geri bırakılmasına ilişkin bir talepte bulunmamışsa, bu durumda, ilâma karşı temyize başvuru icra takibini durdurmayacağından takip devam edecektir. Dolayısıyla, taşınmaz malın cebri icra yoluyla tahliyesi ve teslimi de gerçekleşmiş olabilir. Bu durumda eğer ilâm cebri icra yoluyla yerine getirildikten sonra Yargıtay’ca icra takibine dayanak olan ilâm borçlu lehine bozulur ve mahkeme bozma kararına uyarak karar verir ve bu karar borçlu lehine kesinleşire, bu durumda, borçlu ne yapabilecektir?

Bu durumda eğer borçlu hakkında başlatılan ilâmlı icra takibi devam ederken, ilâmın temyiz edilmesi sonucunda (icranın geri bırakılması söz konusu değilse) Yargıtay’ca ilâmın bozulmasına karar verirse bu durumda devam eden icra takibi, mahkeme tarafından verilen karar kesinleşinceye kadar olduğu yerde duracaktır (m.40/I). Bu durumda tahliye yapılmayacaktır331. Eğer, ilâmlı icra takibi temyiz incelemesi sonuçlanıncaya kadar (icranın geri bırakılması söz konusu değilse) yerine getirilmiş olursa ve Yargıtay’ca ilâm borçlu lehine bozulur ve mahkeme bu bozma kararına uyarak karar verir, bu karar da borçlu lehine kesinleşirse, bu durumda borçlu 40. maddenin II. fıkrasına göre, icranın eski haline iade edilmesini icra dairesinden alacaklıya karşı isteyebilecektir. Bu durumda taşınmaz malın borçluya teslimi, iadesi söz konusu olacaktır332.