• Sonuç bulunamadı

C. Otoregresif DağıtılmıĢ Gecikme (ARDL) ve Doğrusal Olmayan ARDL

1. FĠNANSAL PĠYASA KAVRAMININ ÇEġĠTLERĠ VE ÖZELLĠKLERĠ

1.2. Finansal Sistem ve Finansal Piyasalar

1.2.1. Para Piyasası

1.2.1.1. Para Piyasası Araçları

Bir yıldan daha az vadeye sahip borç yatırımlarına, genellikle para piyasası araçları denilmektedir. Bu araçlar, bir devlet kurumu ya da özel bir kuruluĢ tarafından verilip verilmediğine göre sınıflandırılabilmektedir (Fabozzi ve Drake, 2009, s. 123). Bu araçlar; kısa vadeli, pazarlanabilir, likit ve düĢük riskli borçlanma araçlarını içermekte olup bunlara, bazen nakit benzerleri veya kısaca nakit de denilmektedir (Bodie vd., 2014, s. 28). Bu araçların ortak özelliği; menkul değerler, kredi ya da borç araçları olmalarıdır. Bunların vade tarihi sabittir. Ancak taĢıdıkları risk ve elde edilen getiri bakımından birbirinden ayrılmaktadırlar. BaĢlıca para piyasası araçları; hazine bonosu, geri satın alma sözleĢmesi (repo), mevduat sertifikası, banka kabul kredileri, banka kredileri ve para piyasaları yatırım fonu olarak sıralanabilmektedir (Civan, 2007, s. 8).

a) Hazine Bonosu: Para politikası aracılığıyla istikrarın sağlanması, Merkez Bankası’nın en önemli iĢlevlerinden biridir. Bu nedenle, bir merkez bankası ya hükümet adına ya da kendi adına hazine bonolarını çıkarmaktadır (Yi, 2014, s. 1256). Hazine bonoları, yerel para piyasası araçları olarak görülmektedir. Bu bonolar, kısa vadeli finansal gereksinimlerin karĢılanması için hükümetler tarafından çıkarılan menkul kıymetler olarak da tanımlanmaktadır. Hazine bonoları, iskontolu satılmakta olup ihale yöntemiyle hamiline yazılı olarak ihraç edilen menkul kıymetlerdir. Bu bonoların faiz oranları, ihale zamanındaki arz ve talebe göre kararlaĢtırılmaktadır. Ġkincil piyasadaki hazine bonosunun faiz oranı ve fiyatı; kurumların nakit ihtiyaçlarına, interbank faiz oranlarına ve ihaledeki kararlaĢtırılan faiz oranlarına göre değiĢkenlik göstermektedir. Ayrıca hazine bonoları hamiline olarak ihraç edildiklerinden dolayı bir baĢkasına kolayca devredilebilmektedir (Korkmaz ve Ceylan, 2015, s. 25).

Hazine bonosu, tüm para piyasası araçları arasında en aktif olarak iĢlem göreni olduğu için en likit para piyasası aracıdır. Bunlar aynı zamanda tüm para piyasası araçlarının en güvenlisidir çünkü neredeyse temerrüde düĢme olasılığı yoktur (Mishkin ve Serletis, 2011, s. 22). Hazine bonolarının vadeleri ülkeden ülkeye değiĢkenlik göstermekle birlikte genellikle 13, 26 ve 52 haftalık vadelere sahip finansal araçlardır.

48

Ülkelerin birçoğunda bu bonolar, kuponsuz ve iskonto oranı temelli olarak ihraç edilmesine rağmen bazı ülkelerde ise getiri temelli olarak iĢleme alınmaktadır. Ġstisnalarının bulunmasına rağmen bu bonolar genellikle yerel para birimi cinsinden çıkarılmaktadır. Bu açıklamalara ek olarak hazine bonolarının değerlemesinde ABD’de dıĢ iskonto, Türkiye’de iç iskonto esası kullanılmaktadır. Türkiye’de hazine bonolarına yatırım en çok bankalar tarafından yapılmaktadır. Bu durumun; hazine bonolarının ikincil piyasasının derin ve canlı olması, likiditesinin yüksek olması ve REPO iĢlemlerinde karĢılık olarak gösterilebilmesi gibi nedenlerden kaynaklandığı düĢünülmektedir (Korkmaz ve Ceylan, 2015, s. 25-26). Hazine bonosu, en fazla bankalar tarafından tutulmakta olup bu bonoyu hane halkı, Ģirketler ve diğer finansal aracılar az miktarda bulundurmaktadır (Mishkin ve Serletis, 2011, s. 22). Ayrıca geliĢmiĢ devlet tahvili piyasalarına sahip çoğu geliĢmiĢ ülkelerin merkez bankası, finansal araç olarak kendi menkul kıymetlerinden ziyade hazine bonosu kullanmaktadır. Merkez bankası hazine bonoları ağırlıklı olarak Çin, Endonezya ve ġili gibi geliĢen ülkelerde kullanılmaktadır (Yi, 2014, s. 1256).

b) Repo ĠĢlemleri: Menkul kıymet satıcıları; teminatlı bir Ģekilde fon ödünç almak, baĢkalarına fon sağlamak ve teminat olarak nakit kullanarak belirli bir menkul kıymeti borç almak veya vermek için geri alım anlaĢmaları (repolar) ve menkul kıymet borç verme anlaĢmalarını kullanmaktadırlar. Nakit yatırımcıları tarafından repo iĢlemleri; para piyasası fonları dahil olmak üzere güvenli ve likit kısa vadeli yatırımlar için de kullanılmaktadır. Bu iĢlemler, finansal piyasaların iĢleyiĢi ve etkinliği için hayati öneme sahiptir (Baklanova vd., 2019, s. 228). Geri alım anlaĢmaları, varlıkların satıĢını ve sonraki dönemde daha yüksek bir fiyatla geri alımını ifade etmektedir. Bu geri alım anlaĢmaları, bu anlaĢmayı onaylayan finansal kuruluĢlar (genellikle menkul kıymet firmaları) tarafından verilmektedir (Teall, 2013, s. 52-53). Repolar, devlet menkul kıymetlerini gelecek iĢ gününde geri satın alma vaadi ile yapılan gecelik satıĢları ifade etmektedir (Civan, 2007, s. 9). Bu anlaĢma, temelde teminatlandırılmıĢ kısa vadeli bir krediyle aynıdır (Teall, 2013, s. 53). Ayrıca gecelik repolar oldukça geniĢ bir iĢlem hacmine sahip olup bu sözleĢmesinin fiyatı cari fiyat + faiz olarak hesaplanmaktadır. Kredi, gecelik olarak hesaplandığından repodaki faiz oranı bankalar arası faiz oranından düĢüktür (Civan, 2007, s. 9).

49

Repo iĢlemleri ters yönde de gerçekleĢebilmekte olup bu iĢlemlere ise ters repo denilmektedir. Ters repo, iĢlemleri aracıların menkul değerleri müĢterilerden satın alıp ileri bir tarihte belirlenen fiyat üzerinden tekrar satacağını taahhüt etmesine dayanan bir sözleĢme türüdür (Civan, 2007, s. 10). Diğer bir ifadeyle; menkul kıymetleri satma anlaĢmasıyla satın alan karĢı taraftaki kurumun, ters repo yaptığı söylenebilmektedir (Teall, 2013, s. 53).

c) Mevduat Sertifikası: Mevduat Sertifikası, bir vadeli mevduattır (Liu, 2018, s. 96). Bankalarca çıkartılan bu yatırım aracı, menkul değer sayılmayan bir kıymetli evrak olarak değerlendirilmektedir (Civan, 2007, s. 10). Mevduat Sertifikaları, belirli ve sabit bir süreye ve genellikle sabit bir faiz oranına sahip oldukları için tasarruf hesaplarından farklıdır (Liu, 2018, s. 96-97). Özellikle, bu yatırım aracının türleri arasındaki devredilebilir mevduat sertifikası, oldukça popülerdir. Bu bağlamda, mevduat sertifikasının kökeni 1961 yılına dayanmakta olup kısa vadeli bir yatırım aracıdır. Devredilebilir mevduat sertifikası, belirli bir süre için sabit veya değiĢken bir faiz oranı ödeyen, ticari bir bankada veya tasarruf kurumunda büyük miktarlı vadeli mevduat hesabıdır. Ayrıca vadeleri, genellikle 30 günden 12 aya kadar değiĢmektedir. Büyük para merkezli bankalar tarafından yayınlanan mevduat sertifikaları, ikincil bir piyasaya sahiptir. Ancak bu piyasa, hazine kıymetli evraklarında olduğu kadar likit değildir çünkü mevduat sertifikaları bu evraklara kıyasla daha farklı bir yapıya sahiptir. Örneğin, mevduat sertifikalarını veren bankanın kalitesi, aracın vadesi ve belirtilen faiz oranı bakımından büyük farklılıklar bulunmaktadır. Daha az likidite ve biraz daha yüksek risk nedeniyle mevduat sertifikalarının gelirleri, benzer vadeye sahip Hazine bonolarındakinden daha yüksektir fakat banka kabulleri ve finansman bonolarının gelirlerine göre ise yaklaĢık olarak eĢittir (Van Horne ve Wachowicz, 2008, s. 240).

d) Banka Kabul Kredileri: Banka Kabul Kredileri, bir firma tarafından dıĢ ve iç ticaretin finanse edilmesine yardımcı olmak için bir banka tarafından yazılan vadeli senetlerdir (kısa vadeli senetler) (Van Horne ve Wachowicz, 2008, s. 239). Bir ödeme emri (ödeme vaadi) bir bankanın müĢterisi tarafından yazıldığında ve banka “ödeme” sözü verdiğinde bir kabul oluĢturulmaktadır. Bankanın ödeme emrini kabul etmesi, ödemeyi sunan kiĢiye ödeme emri üzerinde yazılı olan tutarı ödeyeceğine dair bir sözdür (Fabozzi ve Drake, 2009, s. 124). Diğer ifadeyle, bir banka senedi kabul ederek

50

senet sahibine vade sonunda belirtilen miktarda para ödemeyi vaat ettiğini ifade etmektedir. Banka, bir bakıma borçlunun yerine kendisini koymaktadır. Bu nedenle, banka kabullerinin kredibilitesi esas olarak senedi kabul eden bankayla ilgili olarak değerlendirilir (Van Horne ve Wachowicz, 2008, s. 239). Kabuller, hem veren banka hem de mal alıcısı tarafından desteklendiğinden temerrüt olasılığı çok düĢüktür (Fabozzi ve Drake, 2009, s. 124). Bununla birlikte bankanın temerrüde düĢmesi durumunda, keĢideci ikincil olarak sorumlu tutulur (Van Horne ve Wachowicz, 2008, s. 239). Bu bağlamda, banka müĢterisi daha sonra bir iĢlemi finanse etmek için ödeme emrini kullanmakta ve bu ödeme emrini mal karĢılığında tedarikçisine vermektedir (Fabozzi ve Drake, 2009, s. 124).

Banka kabul kredilerinin vade süresi, 30 gün ile 180 gün arasında değiĢmektedir (Kumar, 2014a, s. 99). Kabul edilen senetler, çok yüksek nitelikte kıymetli evraklar olarak değerlendirilmekte olup bir tezgahüstü piyasada iĢlem görmektedir. Banka kabul kredilerinin üzerindeki oranlar, hazine bonosu benzeri vadelerdeki oranlardan biraz daha yüksek olma eğilimindedir ve her ikisi de indirim temelinde satılmaktadır. Banka kabul kredileri, yerel bankalar veya yüksek gelir eğilimi bulunan büyük yabancı bankalar hakkında olabilmektedir (Van Horne ve Wachowicz, 2008, s. 239).

e) Banka Kredileri: Genel olarak kredi; belirli bir sürenin sonunda ödemek vaadiyle mal, hizmet veya para cinsinden satın alma gücünün elde edilmesi veya mevcut satın alma gücünün belirli bir süre sonra geri alınmak üzere baĢka bir kiĢiye devredilmesi olarak tanımlanmaktadır. Bankacılık bakımından kredi kavramı ise bir banka tarafından gerçekleĢtirilen istihbarat sonucunda gerçek veya tüzel kiĢilere, yasaları ve bankanın iç kurallarını ve kaynaklarını da dikkate alarak belli bir güvence karĢılığında veya güvencesiz olarak para, teminat ya da kefalet vermek biçiminde tanıdığı olanak veya sınır olarak ifade edilmektedir (Parasız, 2009, s. 227).

Bankalar, önemli finansal aracılardan biridir. Bu kapsamda bankalar, ekonomik birimler açısından kritik olan kaynakları tasarruflardan yatırımlara yönlendirir ve böylece banka dıĢı firmaların faaliyete baĢlamasını, büyümesini ve hayatta kalmasını desteklemektedir (Francis vd., 2019, s. 171). Diğer pek çok firmadan farklı olarak bankaların sermaye yapıları daha az özkaynaktan ve mevduat Ģeklinde olan daha fazla borçtan oluĢmaktadır (Macey ve O’Hara, 2003, s. 97). Bu durum, bankaları hem

51

emanetçiler hem de talep üzerine alacaklılar için hazır bulundurdukları likit varlıkları tutması bakımından özel kılmaktadır (Francis vd., 2019, s. 171). Böylece bankalar, borç verme ve mevduat alma faaliyetleri yoluyla ekonomiye likidite sağlamaktadır (Berger ve Bouwman, 2009, s. 3780; Kashyap, Rajan ve Stein, 2002, s. 33). Bu nedenle, bankacılık sisteminin sağlamlığı ve istikrarı ekonomiler için kritik öneme sahiptir (Diamond ve Dybvig, 1983). Buna karĢılık, banka baĢarısızlıklarının ise önemli dıĢ maliyetleri bulunmaktadır (Francis vd., 2019, s. 171).

Politika yapıcılar; risk bazlı sermaye gereksinimlerini, mevduat sigortasını ve ihtiyatlı banka uygulamalarını teĢvik etmek için düzenli raporlar ve incelemeler gibi çeĢitli düzenleyici önlemleri kurumsallaĢtırmaktadır. Bu tür düzenlemeler, yetkililerin sahte bankacılık uygulamalarını tespit etmelerine ve ardından da emirler vermelerine veya bankalara karĢı daha fazla düzeltici önlemler almalarına izin vermektedir (Francis vd., 2019, s. 171).

f) Para Piyasaları Yatırım Fonu: Para piyasası, finansal piyasaların bütünleĢik bir kesimidir. Para piyasası fonları, kısa vadeli menkul kıymetlere yatırım yapmayı ifade etmekte olup genellikle banka mevduatları ile eĢdeğer bir güvenceye ve bu mevduatlardan daha yüksek bir getiriye sahiptir. Bu bağlamda iyi geliĢmiĢ bir para piyasası, finansal aracılara ve yatırım portföylerine likidite sağlayabilmekte, devlet para politikasının etkinliğini artırabilmekte ve sermaye piyasasının geliĢmesini kolaylaĢtırabilmektedir (Li vd., 2019).

Amerika BirleĢik Devletleri göz önünde bulundurulduğunda; ABD’deki para piyasası fonları tarihine göre bu fonların büyümesi temel olarak faiz oranlarının serbestleĢtirilmesine dayanmakta (Mehran, Laurens ve Quintyn, 1996, s. 1) ve bu fonların geliĢmesi de faiz oranlarının serbestleĢmesini teĢvik etmektedir (Li vd., 2019). Faiz oranının serbestleĢtirilmesinin ilk adımı olan ABD Mevduat Kurumlarını Serbest Bırakma Komitesi, 1980 tarihli Parasal Kontrol Kanunu uyarınca kurulmuĢtur (Alton, 1986, s. 22). Sonuç olarak ABD'deki bankalar talep mevduatlarındaki faiz oranını ödeyebilmiĢ ve tasarruflar ve vadeli mevduatlar dahil çeĢitli banka mevduatlarındaki faiz tavanları kaldırılmıĢtır. Faiz tavanına son verilmesi, mevduatların küçük bir bölümüne karĢı temelde farklılık göstermiĢ, bu da spekülatörler için bir arbitraj fırsatı oluĢturan iki yönlü bir faiz oranı sistemi ile sonuçlanmıĢtır (Li vd., 2019).

52

Risk çeĢitlendirmesi (Hilton, 2004, s. 179), likidite (Kacperczyk ve Schnabl, 2013, s. 1074) ve getiri (Baily ve Hanson, 2013, s. 257) açısından bakıldığında, bu fonların geleneksel banka talep mevduatları karĢısında avantajlara sahip olduğu görülmektedir (Li vd., 2019). White (1984, s. 699) ve Maggs (1991, s. 253) tarafından rekabetçi bir ödeme sistemi olan havale ödemeleriyle bu fonlar 1980'lerden itibaren hızlı bir Ģekilde geliĢtiği ifade edilmektedir. Aslında geniĢ çapta bu fonların, talep mevduatına alternatif olduğu düĢünülmektedir (Gup, 1998, s. 97).

Benzer Belgeler