• Sonuç bulunamadı

“Çocuk oyunla büyümelidir.” Eflatun

Oyun, çocukların öğrenme-öğretme sürecine aktif katılımını sağlayan etkinliklerdir. Oyun yoluyla çocuklar gerçek hayatı keşfederler. Zihinsel ve fiziksel becerilerini kullanırlar. Başka bir anlamıyla oyun, çocukların arasında maddi fayda

ilişkisinin olmadığı, katılanları etkisi altına alan ve kendine has belli kuralların olduğu eğlenceli faaliyetlerin tümüdür (Gözalan ve Koçak, 2014:115-121).

Oyun, çocuğun tüm gelişim alanlarını etkileyen, isteyerek katılım sağladığı, belli amaca yönelik ya da amaçsız oynanan, eğlenceyi temel alan, aracılı-aracısız gerçekleştirilen en tabii öğrenme vasıtasıdır (Koçyiğit, Tuğluk, Kök, 2007:327 ).

Oyun, çocuğun gelişiminin her alanında etkili olan bir öğrenme yöntemi ve fiziki ihtiyacıdır. Oyun, çocuğun kişilik oluşumu ve gelişmesinde, zamanını değerlendirmeyi öğrenmesinde, beslenmesinde, ruhsal ve duygusal doyuma ulaşmasında önemli bir vasıtadır. Oyun oynamadan büyüyen çocukların duygusal ve fiziki yönden çok sağlıklı büyüdüğü söylenemez (Sussman, 2012: 9-16 ).

Oyun, çocukların ruh dünyalarını dışa yansıtan önemli bir vasıtadır. Çocuklar, en çok oyun yoluyla duygularını açık ve rahat bir biçimde ifade ederler (Wood ve Atfield 2003).

Oyun etkinlikleri; oyunun tanıtılması, kuralların açıklanması ve oyunu oynama şeklinde üç aşamalı olarak düşünülebilir. Oyunun adı söylenerek oyun tanıtılır ve çocukların ilgisi oyun üstüne toplanır. Kullanılacak materyaller gösterilip açıklanır. Çocukların oyunu oynamaya istekli olması başlangıç için çok önemlidir. Oyuna tüm çocukların katılımını sağlamak için dikkat ve önem gösterilmelidir ( Üstündağ, 2001: 237-242 ).

Başlangıçta oyun öğretmen ve istekli çocuklar tarafından örneklenmelidir. Sonra dönüşümlü olarak tüm çocukların katılımı sağlanarak oyun oynanmalıdır. Oyunun kuralları dikkate alınmalı fakat çocuklara belirli ölçüde esneklik de sağlanmalıdır. Oyunun sonunda pekiştiricilerle öğrenmenin kalıcılığı desteklenmelidir (Jones,2000 ).

2.3.2. Oyun Yoluyla Dil ve Günlük Yaşam Becerileri Eğitimi

Çocuğun gelişim ve eğitim sürecinde, oyun ve oyuncaklar eğitim araçları arasında önemli bir yer tutar. Eğlenceli ve keyif verici olmaları, bu süreçte onlar vasıtasıyla öğrenmeyi kolaylaştırıcı etkenlerdendir (Youngquist ve Pataray-Ching, 2004: 174-176).

Oyun ile dil eğitiminde öncelikle basit kelimeler ve basit dil kalıplarının sıkça yinelendiği oyunlar tercih edilmelidir. Bu kalıplar çocuğun zihnine yer ettikten sonra kelime sayısı arttırılır ve cümlelerdeki gramer düzeyi artırılarak yeni oyunlar öğretilebilir. Dil kullanımında zorlanan öğrencilere öğretmen destek olmalıdır. Oyunların basitten zora doğru, karmaşık olmayan kuralları olması öğrenme sürecini doğrudan etkiler. Doğru zamanda ve doğru yerde kullanılırsa en basit etkinlikler bile öğretici olabilir (Broadhead,2006: 32).

Çocuk, oyun yoluyla nesne ve kavramları tanır, kullanım özellikleri ve görevlerini algılar. Oyun, çocuğun bilgi birikimini, zihin gelişimini olumlu yönde etkiler. Ayrıca oyunda öğretilen kelime ve kavramlar, kelime dağarcığının artışını ve dil gelişimini destekler. Oyun, çocuğun zihinsel antremanı olarak da tanımlanabilir. Çünkü, yeni kelime ve kavramları öğrenen çocuk, farkında olmaksızın kavram ve nesneleri karşılaştırır, özelliklerini ve farklılıklarını algılamaya çalışır. Oyun sırasında düşünme, algılama, simgeleme gibi zihinsel faaliyetler içinde olan çocuğun, soyut kavramları, kuralları anlama ve ifade edebilme yönü gelişmektedir. Zihinsel ve dil gelişimi yönünden en etkili faaliyetlerden biri şüphesiz oyundur ( Emin,2016: 86-97). Oyunlar, eğlenceli olmalarının yanında çocukların motivasyonunu arttırır ve yaparak yaşayarak öğrenme imkanı sunar. Oyunlar, çocukların psikomotor, dil, duyuşsal, zihinsel ve sosyal gelişimleri için çok önemli bir işleve sahip eğitim vasıtasıdır (Aslan ve Coşkun, 2016: 3).

Oyunlar, öğrenci merkezli etkinlikleri teşvik etmede öğrencilere aktif bir rol verir. Oyun sırasında çocukların birbirleriyle iletişimi daha sağlıklı olur. Çocuk, iç dünyasında yaşadığı her duyguyu oyun sırasında daha rahat dile getirebilir. Oyunlar grup olarak oynandığında, öğrenciler sosyal becerilerini geliştirebilir, yardımlaşmayı, birlikte hareket edebilmeyi öğrenirler (Jacobs; K. Liu, 1996: 29).

Oyunlar, çocukların dil öğrenmelerinde etkili bir yöntem ve yardımcıdır. Anlatılan dersi ve konuları eğlenceli kılar. Konulara çocukların dikkatini yoğunlaştırır, anlamlı bir iletişim atmosferi yaratır (Wright, Betteridge ve Buckby, 2005).

Çocuk, oyun esnasında düşünce ve duygularını ifade edebilme fırsatı bulur. Oyun oynarken farklı deneyimler kazanır. Karşısındaki insanla iletişim kurmak için çeşitli yollar arar, onu ikna etme çabasına girer, mücadele eder, böylece dili kullanımı artacağından dil gelişimi artar. Çocuk, tüm gelişim alanlarının etkin olacağı oyun sayesinde kendini geliştirir. Oyun oynayan çocuk; coşar, eğlenir, heyecanlanır, kızar, üzülür, güler, korkar. Duyguların tümünü oyun anında pek çok defa yaşar. Çocuk, oyun yoluyla bütün duyguların farkındalığını ve tepkilerinin kontrolünü sağlamayı öğrenir (Gökçen, 2005,s.490).

Çelik (2005) yaptığı çalışmada, kurumlarda okul öncesi eğitimi alan 6 yaş grubundaki çocuklarda, zaman kavramını öğrenim düzeylerinde eğitici oyuncakların ve oyunun etkisini araştırmıştır. Araştırmanın sonucunda, eğitici oyuncaklarla uygulanan zaman kavramı eğitim programının 6 yaş grubu çocuklarda öğrenme düzeyini arttırdığı ortaya çıkmıştır.

Demir (2011: 39-49) araştırmasında 6 yaş grubu çocukların aldıkları eğitimde oynadıkları oyunların dil gelişimlerine etkisini incelemiştir. Çeşitli araştırma bulgularından yola çıkarak çocuklarda dil gelişimini olumsuz açıdan etkileyen durumları ve konuları tespit etmiş, bu durumların ortadan kaldırılmasında oyunun etkisini inceleyerek dikkat edilmesi gereken noktalara değinmiştir.

Özdemir ve Güngör (2007: 439-445)’e göre yöntemin, eğitim öğretim aşamasında büyük ehemmiyeti vardır. Öğretmeni ve öğrenciyi belirlenen amaca az çaba ile en kısa sürede ulaştıran, bireysel ve grup çalışmalarında olumlu yönde etkileyerek yönlendiren yöntem, başarılı eğitim yöntemi olarak değerlendirilir. Yabancı dil eğitiminde dil becerilerinin de geliştirilmesinin, gramer bilgisi öğretimi kadar önemli olduğu bilinmektedir.

Çakır(2016)’a göre “Dil becerisinin geliştirilmesinde olduğu kadar öz bakım becerilerini gelişmesinde de drama tekniğinin çok büyük katkısı vardır. Diyaloglar, doğaçlamalar ve rol oynamalar konuşmayı ve hareketi gerektiren drama teknikleridir. Bu yöntemler hem dili hem de bedenlerini harekete geçirerek yabancı dilde konuşmaya teşvik edecek, öz bakım becerilerine dikkat çekebilecektir. Çocuğu,

karşısındakini dinleyip ona cevap vermeye, kelimeleri doğru telaffuz etmeye, vurgu ve tonlamasına dikkat etmeye, davranışları taklit etmeye yönlendirecektir. Vurgusuz, tonlamasız ve yanlış telaffuz edilmiş sözcüklerle iletişim tam olarak gerçekleşemez.” düşüncesini savunur.

Yıkmış ve diğerleri (2017)’nin yaptıkları araştırmada, özel eğitim öğretmenlerinin derslerde oyun, drama ve müzik etkinliklerini kullanmalarının, özel eğitime gereksinimi olan çocukların gelişim düzeylerine etkisini incelemişler ve öğretmen görüşlerini almışlardır. Çalışmaya, 2015-2016 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan 7 gönüllü öğretmen katılmıştır. Öğretmenlerin katılımıyla yapılan çalışmaların sonucunda, oyun, drama ve müzik etkinliklerinin, özel eğitim gereksinimi olan çocukların dil, motor, bilişsel ve öz bakım becerilerinin gelişimini olumlu yönde etkilediği ve öğrenmenin kalıcılığında çok önemli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Yaratıcı drama ve oyun etkinlikleri, çocuğun kendi bedenini tanımasına yardımcı olur. Vücudun parçalarını ve işlevlerini, rol yapma veya pandomim gibi etkinlikler de öğrenmeyi kolaylaştırır. Günlük hayatında kullanacağı öz bakım beceri ve davranışlarını eğlenerek öğrenmesini sağlar (Gönen ve Dalkılıç, 2003: 32-34).

Gazezoğlu (2007), okul öncesi eğitim alan 6 yaş grubundaki çocukların öz bakım becerisi kazanmasında oyun yoluyla eğitimin etkisini inceleyen bir çalışma yapmıştır. Bu çocukların günlük yaşam becerilerini desteklemek için, temizlik kurallarına uymalarını sağlama, kıyafetlerini çıkarıp giyebilme, doğru beslenme alışkanlığı edinme, kendini tehlike ve kazadan koruyabilme gibi öz bakım becerisi etkinliklerinin olduğu “oyunla öğretim” programı hazırlamıştır. Bu araştırmanın sonucunda, programın uygulandığı çocuklar ile programa dahil olmayan çocukların puanları karşılaştırılınca programa katılan çocukların öz bakım becerisi edinme konusunda daha başarılı olduğu bulunmuştur.

Oyun yoluyla eğitim sadece bizim ülkemizde değil, tüm dünyada oldukça fazla kabul gören bir eğitim sistemidir. Bu ülkelerden biri olan Fransa Eğitim Bakanlığı (2014)’ nın yayınladığı müfredatta, oyun ve materyallerle yapılan eğitimin çocukların dil ve bilişsel gelişimini olumlu etkileyeceği, motor gelişimini arttıracağı, sosyal

becerilerini ve öz bakım yeteneklerini kolaylaştıracağı amaçlanarak programlar hazırlanmasının önemine değinilmiştir (Éduscol,2014).

2.4. Mülteci Çocukların Dil ve Günlük Yaşam Becerisi Eğitimi