• Sonuç bulunamadı

4.2. Dil Gelişimini Destekleyici Oyun Etkinlikleri Programının Günlük Yaşam

4.2.5. Deneme grubundaki çocukların “TOBEGYBAT” son test-izleme test

Tablo 15 te deneme grubunda yer alan çocukların TOBEGYBAT’dan aldıkları son test ve izleme test puanlarının betimleyici istatistik sonuçları gösterilmiştir.

Tablo 15: Deneme Grubunun TOBEGYBAT Son Test-İzleme Testi Puanlarının Betimleyici İstatistik Sonuçları

Deney Grubu n x̄ Ss

SonTest 25 47.85 4.00

İzlemeTesti 25 48.96 4.51

Tablo 15 te deney grubu çocukların TOBEGYBAT son test-izleme testi puanlarının betimleyici istatistik sonuçlarında son test (x̄=47.85) ve izleme testi (x̄ =48.96) aritmetik ortalamalarından elde edilen sonuç, son test puanları ortalamaları ile izleme ortalamalarının aynı olduğunu göstermektedir. Yani deney grubuna uygulanan mülteci çocukların Dil Gelişimini Destekleyici Oyun Etkinlikleri programına katılan deneme grubunda bulunan öğrencilerin izleme testi puanlarına bakarak günlük yaşam becerileri gelişiminin (TOBEGYBAT) etkisinin istatistiksel anlamda da desteklenerek devam ettiği söylenebilir.

Dil Gelişimini Destekleyici Oyun Etkinlikleri Programı’nın deneme grubu çocuklarının TOBEGYBAT son test ve izleme testi puan ortalamalarına ait Wilcoxon işaretli sıralar testi sonucunda elde edilen bulgular tablo 16 da gösterilmiştir.

Tablo 16: Deneme Grubunun Son Test ve İzleme Testi Puan Ortalamalarına İlişkin Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi Sonucu (TOBEGYBAT)

N Sıra Ort. Sıra top. Z P

Negatif

Sıra 0 0 0 .000 1.000

Pozitif Sıra 3 0 0

Eşit 22

Mülteci çocukların Dil Gelişimini Destekleyici Oyun Etkinlikleri Programı’nın deneme grubu çocuklarının TOBEGYBAT’dan aldıkları son test ve izleme test puanları arasında anlamlı farklılaşma olup olmadığını belirlemek için yapılan Wilcoxon işaretli sıralar testi sonucunda aradaki farkın anlamlı olmadığı bulunmuştur (z=0.000, p>.01). Buna göre deney grubunda yer alan öğrencilerin son test puanlarına bakıldığında öğrencilerin tamamına yakınının (%98 ) puanları sabit kalmıştır. Başka bir deyişle uygulanan deneysel işlem yani Dil Gelişimini Destekleyici Oyun Etkinlikleri Programı’nın çocukların günlük yaşam becerilerini geliştirme noktasındaki etkililiği devam etmiştir denebilir.

BÖLÜM V TARTIŞMA

Bu araştırmanın temel amacı Dil Gelişimini Destekleyici Oyun Etkinlikleri Programı’nın 5 ve 6 yaş grubu mülteci çocukların dil gelişimlerine ve günlük yaşam becerilerine etkisini incelemektir. Çalışma sonucu elde edilen veriler doğrultusunda şu tartışmalara yer verilmiştir;

Çocuklarda dil, psiko-motor, bilişsel, öz bakım ve sosyo-duygusal becerilerin geliştirilmesini sağlamak eğitimin en temel amacıdır. Dil, dilbilimciler tarafından “soyut” olarak nitelendirilen bir kavramdır. Çocuklar için, soyut olarak nitelendirilen bir kavramın somut hale getirilebilmesini sağlayan oyunlardan ve oyuncaklardan faydalanılması doğru bir yöntemdir. Bu sayede çocuğun çok yönlü gelişiminin sağlanması amaçlanır. Eğitim konuları, çocuğun ilgisini çekecek yöntem ve tekniklerle planlanır, uygun materyaller kullanılarak uygulanırsa öğrenmenin kalıcılığı ile çok yönlü gelişim sağlanmış olacaktır (Koç,2009:17-32).

Bu araştırmadan elde edilen verilerin ışığında; 5-6 yaş grubu mülteci çocuklara uygulanan, Dil Gelişimini Destekleyici Oyun Etkinlikleri Programı’nın özellikle alıcı dil gelişimleri ve günlük yaşam becerilerine olumlu katkı sağladığını göstermektedir.

Bu neticeyi destekleyen bulgu ise; deney grubu ve kontrol grubu çocukların alıcı dil puanlarını değerlendiren PRKT’den aldıkları ön test-son test puanları ile günlük yaşam becerilerini ölçen TOBEGYBAT’dan aldıkları ön test-son test puanları arasında bulunan anlamlı farklılıklardır. Oyun Etkinlikleri Programı uygulanan deneme grubu çocukların ön test ve son test puanları arasındaki fark, özel bir program uygulanmayan kontrol grubu çocukların ön test ve son test puanları arasındaki farka oranla çok daha fazladır. Bu sonucu, elde edilen verilerle aşağıdaki gibi açıklamak mümkündür;

Dil Gelişimini Destekleyici Oyun Etkinlikleri Programı uygulanan deneme grubu mülteci çocukların, alıcı dil PRKT ön test-son test puanlarının betimleyici istatistik sonuçlarında ön test (x̄ =16.12) ve son test (x̄=25.01) aritmetik ortalamalarından elde edilen sonuç, deneme grubunun ön test-son test PRKT

yönünden istatistiksel anlamda geliştiğini göstermektedir. Yani uygulanan programın mülteci çocukların alıcı dil düzeyi ve kelime bilgisinde önemli oranda gelişme sağladığı söylenebilir.

İbrahim (1968) Arapça temel dil eğitiminin diğer diller ile benzeştiğini, tüm çocukların dil eğitiminde ilk olarak görsel hafızayı kullandığını, resimlerle ve oyun ile eğitimin faydalı olacağını ifade etmektedir. Bu araştırmada, uygulanan Dil Gelişimini Destekleyici Oyun Etkinlikleri Programı’nın içeriğinde de görsel hafıza kartları ve resimlerle oynanan oyunlar büyük yer tutmaktadır. Ayrıca, veri toplama aracı olarak kullanılan Peabody Resim Kelime Testi’nin kullanılmasındaki temel amaçlardan biri de Türkçe kelime bilgisi olmayan çocuklarda görsel hafızaya hitap ederek kelime kazanımını ölçmede en uygun test olduğu sonucuna varılmasıdır.

Araştırmada, çocukların dil gelişimlerindeki alıcı dil yaşı ortalamaları da incelenmiştir. PRKT ön test alıcı dil yaş ortalamaları takvim yaşları göz önüne alındığında oldukça düşüktür. Bunun nedenleri arasında; çocukların travmatik bir geçmişe ve içinde bulundukları yaşam koşullarının Türkiye’deki yaşam standardının çok altında kalması etkili olduğu kadar, çocukların dilini kültürünü bilmedikleri bir ülkeye gelmiş olmaları ve testte yöneltilen soruları tam anlayamamış olma ihtimalini de sayılabilir. Nitekim PRKT son test alıcı dil değerlendirmesi sonucunda, alıcı dil yaş ortalamasının takvim yaşına uygun seviyeye geldiği görülmüştür.

Çocuklara dil öğretirken, oyunları eğitim amaçlı kullanmak için deneyimli öğretmenler gereklidir. Dil öğretimini oyun haline getirmek, öğrenilen yabancı dildeki kelimelerin daha kolay anlaşılmasını sağlar. Öğretmenler, öğrencilerin oyun oynarken öğrenmelerini sağlayan oyunlar bulma ve yaratma konusunda bilinçli olmalıdırlar (Rixon,1981:122). Bu çalışmada kullanılan oyun materyalleri birden çok oyunda kullanılabilecek şekilde hazırlanmış, öğretmenler program dışında da çocuklara bu materyallerle oyunlar üretmişlerdir.

Materyal destekli oyun eğitimine en çok katkı sağlayan şüphesiz Maria Montessori’dir. Montessori, çocuğu, yetişkinlerin küçük kopyaları olarak değil, bireysel karar verebilen, kendi çabasıyla öğrenmeye yatkın, tek başına önemli bir

varlık, küçük aktif bir insan olarak önemser ve tanımlar. Çocuk, zekâ, öz bakım becerisi, psiko-sosyal ve motor gelişimi için beden yapısına uygun hazırlanmış gerçek materyallerle çalıştığında, öğrenme sürecinde çok daha başarılı olur fikrinin en güçlü savunucusudur (Lillard ve Jessen, 2003:80-87).

Derungs (2010) ‘un hazırladığı DAF (Deutsch als Fremdsprache) adlı çalışmada, yabancı çocuklara yönelik Almanca dil eğitim oyunları, şarkılar, hikayeler, basit ve temel diyalog kalıpları, ders çalışma programları, öğretmenlere yönelik eğitim programı ve materyal önerileri, kaynak literatürü ve çeşitli destek faaliyetleri örnekleri yer almaktadır. Derungs, dil öğreniminde çocuğun dünyasına girebilen oyun, müzik, masal, hikaye, oyuncak gibi öğelerin öğrenmeyi hızlandırdığını, kelime bilgisinde akılda kalıcılığı arttırdığını savunmaktadır. Derungs’un çalışması, mülteci çocukların ikinci dil edinimlerine yönelik yaptığımız bu çalışmayı destekler mahiyettedir.

Bu çalışmayı olumlayan araştırmalardan biri de Berlin’de bulunan Goethe Enstitüsü’nde Dil Danışma Kurulu üyesi Michaela Sambanis (2015)’ in çalışmasıdır. Sambanis, Almanca eğitiminde özellikle çocuklar üzerinde oyun, drama, müzik ve eğitim materyalleri kullanmanın çok önemli olduğunu vurgulamıştır. Özellikle yabancı uyruklu çocuklara uygulanan oyun programlarıyla dil öğrenme süreçlerinin hızlandığını ve kelime dağarcığında kalıcı öğrenmenin sağlandığı ifade etmiştir.

González ve Correa (2014), İspanya’nın Castilla bölgesinde mültecilerin yoğunlukta olduğu bazı okullarda uygulanan Aliso projesi kapsamında öğretmen görüşlerine dayanan bir araştırma yapmışlardır. Bu araştırmada, mülteci çocukların İspanyolcayı kolay öğrenmelerinde ve sınıflarına daha çabuk uyum sağlamalarında oyun, materyal desteği ve müzik yoluyla verilen eğitimin, sadece gramer ağırlıklı dil eğitimine kıyasla çok daha fazla yarar sağladığı ve öğrenmeyi kolaylaştırdığı sonucuna varılmıştır.

Alexiou ve Tzakosta (2014), 2007-2013 yılları arasında yabancı ve göçmen çocuklar üzerinde yaptıkları araştırmalarda, Yunanistan’da bulunan yabancılar ve göçmenlere yönelik dil eğitim faaliyetlerinin önemine vurgu yapmışlar, toplumsal kaynaşma sürecinde özellikle çocukların ana dilleri haricinde ikinci dil öğrenmelerinin

yetişkinlere oranla kolay olacağı teziyle, oyunlar ve müzikalle oldukça kalıcı bir dil eğitimi kazandırıldığı sonucuna varmışlardır. Bu yapılan çalışmalar da oyun etkinlikleriyle dil öğrenme konusunda olumlu kaynak olarak kabul görmüşlerdir.

İtalya’da başlatılan ve bir çok Avrupa ülkesinin de sonradan dahil olduğu, Avrupa Birliği destekli SEDİN (2017) Çok Kültürlü Okullarda Başarılı Kaynaştırma İçin Yaratıcı Yöntemler projesi, mülteci çocuklara dil eğitimini amaçlayan oyun, drama, tiyatro ve müzik temelli bir eğitim kaynaştırma programıdır. Uygulanan projenin sonucunda oyun ile verilen dil eğitiminin kalıcı öğrenmeyi pekiştirdiği, çocukların bulundukları kültüre, toplum kurallarına uyumunu kolaylaştırdığı neticesine varılmış ve proje yaygınlaştırılmıştır.

İZU-İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi de 2017 yılında Suriyeli mülteci çocuklara yönelik projelendirmiş olduğu “Oyun Temelli Dil Beceri Programı” nda 60 mülteci çocuğun katılımıyla eğitim programı düzenlemiştir. Gönüllü üniversite öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşen projede Suriyeli çocuklara oyunlarla Türkçe eğitimi hedeflenmiş ve çalışmanın bitiminde çocukların Türkçe kelime bilgisi ve konuşma becerilerinde artış olduğu görülmüştür (İZU,2017). Bu araştırma sırasında mülteci çocuklar için hazırlanan etkinlikler ve uygulanan programlar incelendiğinde mülteci çocukların dil eğitimi ve topluma adaptasyon sürecinde üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının, Milli Eğitim Müfredatına uygun daha fazla uyum ve eğitim çalışmaları yapmalarının çok önemli olduğu neticesine ulaşılmıştır.

Yaptığımız çalışmada, mülteci çocuklara dil eğitiminin yanı sıra öz bakım becerilerinin geliştirilmesini de hedefleyerek oyun çalışmaları uygulanmıştır.

Gelişim süreçlerinden biri sayılan günlük yaşam ya da diğer adıyla öz bakım becerilerini tanımlarsak; kişinin hayatını özgür ve rahat bir biçimde devam ettirmesi ve kişisel ihtiyaçlarını başkasının yardımı olmadan karşılaması olarak tarif edebiliriz. Öz bakım becerileri gelişmeyen çocuklar günlük yaşamlarında olumsuz durumlarla karşılaşabilmekte ve bu durumlar karşısında çözüm üretmekte zorlanmaktadır. Günlük yaşam becerisi gelişen bir çocuğun özgüveni de gelişecektir. Günlük ihtiyaçlarını

karşılayacak duruma gelmesi ve öz bakım becerilerinin gelişimiyle çocuğun sorumluluk bilinci güçlenir (Kassame,2008:240).

M.E.B.’nın hazırlamış olduğu Okul Öncesi Eğitim Programı’nın müfredatında, diğer gelişim özelikleri için belirlenen kazanım amaçlarının yanında, öz bakım becerilerini de çocuğa kazandırarak ilk okula hazır bulunuşluk durumunu arttırmak temel hedefler arasındadır. Bu kazanım ve göstergeler, hazırlanan müfredatın içeriğinde ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Çocuğun beslenme, temizlik, giyinme, kazalardan korunma ve sağlıklı yaşam konusunda farkındalık kazanması, yaşadığı alanda düzen sorumluluğu bilincinin aşılanması vb. bu amaç ve kazanımların içeriğine temel oluşturur (M.E.B. 2013).

Dil Gelişimini Destekleyici Oyun Etkinlikleri Programı uygulanan deneme grubu mülteci çocukların, TOBEGYBAT ön test-son test puanlarının betimleyici istatistik sonuçlarında ön test (x̄ =29.84) ve son test (x̄=48.96) aritmetik ortalamalarından elde edilen sonuç, deneme grubunun ön test-son test TOBEGYBAT yönünden istatistiksel anlamda geliştiğini göstermektedir. Bu durumda (Kassame,2008)’e atfen, Oyun Etkinlikleri Programı’nın mülteci çocukların günlük yaşam becerilerinde gelişim sağladığını ve öz bakım becerisi edinen çocuklarda akran oramı içinde özgüvenlerinin yükseldiğini söylemek mümkündür.

Scmoll (2016), Fransa’da bulunan mülteci çocuklar üzerinde yaptığı araştırmada, geleneksel ve dijital oyunların Fransızca eğitiminde çok önemli yer tuttuğu, bu çocukların topluma entegrasyonunu hızlandırdığı, farklı kültürlerden gelen çocukların temizlik alışkanlıkları gibi öz bakım alışkanlıklarını olumlu yönde değiştirebildiği sonucuna ulaşmıştır. Araştırmayı göz önüne alarak, bu çalışmada bizim elde ettiğimiz bulguların Scmoll’un çalışmasıyla doğru orantıda olduğu söylenebilir.

Peabody Resim Kelime Testi (PRKT)’nden ve Temel Okul Becerileri Envanteri Günlük Yaşam Becerileri Alt Testi (TOBEGYBAT)’nden elde edilen verilerin analizleri incelendiğinde; son testte aldıkları puan ortalamaları dikkate alındığında deney grubu lehine, istatistiksel olarak anlamlı bir fark elde edilmiştir. Bu sonuçlara

baktığımızda, Oyun Etkinlikleri Programı’nın mülteci çocukların dil gelişimlerine pozitif yönde etki ettiği, öz bakım becerisi kazanımını da arttırdığı söylenebilir.

Yaptığımız araştırmada deneme grubunun son test-izleme testi bulgularına baktığımızda PRKT verilerinin sonucunda betimleyici istatistik sonuçlarında son test (x̄ =24.03) ve izleme testi (x̄=25.08) aritmetik ortalamalarından elde edilen sonuç, son test puanları ortalamaları ile izleme ortalamalarının aynı olduğunu göstermektedir. Bu neticeye göre Dil Gelişimini Destekleyici Oyun Etkinlikleri Programı’na katılan deneme grubunda bulunan mülteci çocukların izleme testi puanlarına bakarak dil ve kelime bilgisinde kalıcılık sağlandığını söyleyebiliriz. Aynı şekilde TOBEGYBAT son test-izleme testi bulguları da betimleyici istatistik sonuçlarında son test (x̄ =47.85) ve izleme testi (x̄ =48.96) aritmetik ortalamalarından elde edilen sonuç, son test puanları ortalamaları ile izleme ortalamalarının neredeyse aynı olduğunu göstermektedir. Dil Gelişimini Destekleyici Oyun Etkinlikleri Programı’na katılan deneme grubunda bulunan mülteci çocukların izleme testi puanlarına bakarak günlük yaşam becerilerini edinimlerinin sağlandığını, öğrendikleri bilgi ve davranışın kalıcı olduğunu düşünmek mümkündür.

Bu sonuca göre değerlendirdiğimizde; deney grubu çocukların son testten aldıkları yüksek puan ortalamasının, Oyun Etkinlikleri Programı’nın gözlemlenen olumlu etkisinden kaynaklandığı söylenebilir. Çünkü kontrol grubundaki çocukların ön test ve son test uygulamasında 8 haftalık bir süre geçmesine ve herhangi bir eğitime katılmadıkları düşünülse bile çevrelerinde duydukları Türkçeden tamamen izole olmamalarına rağmen, çıkan sonuçlardaki farklılığın deney grubu çocuklarına göre çok daha düşük olduğu görülmektedir. Araştırmada elde edilen bulgular ışığında; Oyun Etkinlikleri Programı’nın mülteci çocukların dil gelişimini ve günlük yaşam becerilerini olumlu yönde etkilediğini söylemek mümkündür.

Bu çalışmada, elde edilen verilerde ortaya çıkan istatistiki oranlar “Bulgular” kısmında ayrıntılı olarak ifade edilmiştir.

Çocukların, hazırlanan eğitim programlarından doğru ve etkin faydalanmaları, çocuğun öğrenme kapasitesi, ilgisi ve gereksinimiyle alakalı olduğu kadar; öğretim yöntemi ve bu yöntemin sunuluş biçimi ile de doğrudan bağlantılıdır.

Bu araştırmayı destekleyici çalışmalardan biri Weir, Cooney ve Diğerleri (2011: 3-44 )’nin Amerika Birleşik Devletleri’nin iki farklı bölgesinde okul çağında çocuğu olan ebeveyn görüşlerine dayanarak yaptıkları araştırmalarıdır. Bu araştırmada, anne babalara çocuklarının öz bakım becerileri, güvenlik ve sağlık bilgisi yeterlilikleri, okul kurallarına uyumu konularında sorular yöneltilmiş, evde ve okulda oyun yoluyla bu konularda eğitim verilmesinin olumlu etkisinin olup olmadığı sorulmuştur. Araştırmada elde edilen bulgular, oyun yoluyla çocuklara verilen eğitimin öz bakım becerilerini arttırdığı, okul kurallarına uyumlarını kolaylaştırdığı, güvenlik ve sağlık bilgisi kazanımlarına fayda sağladığını göstermiştir.

Gazezoğlu (2007), okul öncesi eğitim alan 6 yaş grubundaki çocukların öz bakım becerisi kazanmasında oyun yoluyla eğitimin etkisini inceleyen bir çalışma yapmıştır. Bu çocukların günlük yaşam becerilerini desteklemek için yapılan bu araştırmanın sonucunda, programın uygulandığı çocuklar ile programa dahil olmayan çocukların puanları karşılaştırılınca programa katılan çocukların öz bakım becerisi edinme konusunda daha başarılı olduğu sonucuna ulaşmıştır.Bu araştırmada elde edilen bulgular da çocuklarda oyun yoluyla öz bakım becerilerinin arttırıldığını ortaya koyarak Gazezoğlu (2007) ‘nun çalışmasını destekleyici niteliktedir.

AÇEV Anne –Çocuk Eğitim Vakfı, 2016 yılında hazırladığı programla yaz anaokulu projesini hayata geçirmiş ve mülteci çocuklara oyun yoluyla Türkçe eğitimi verilmesini ve öz bakım konusunda da gelişimlerini sağlamıştır. Araştırmanın sonucunda oyun yoluyla eğitimin daima başarılı olduğu, öğrenme sürecinin hızlandığı gözlenmiştir (AÇEV,2016).

Norveç Anaokulları Birliği (Steinerbarnehageforbundet i Norge, 2008)’nin kabul ettiği ve sonraki yıllarda Norveç Eğitim Bakanlığı’nın daimi hedef planlarına dahil ettiği 0-7 yaş Eğitim Planı’nda çocuklara öz bakım becerileri ve öz güven kazandırmada oyun, drama, doğal yaşam yürüyüşleri ve kampları, müzik ve tiyatro

etkinlikleri çok önemli bir yer tutmaktadır. Bu plana göre çocuğun en önemli işi oyundur. Oyun eğitimin en temel öğesidir. Çocuk oyunlarla gelişimini tamamlar ve başarıya giden yolu öğrenir fikri savunulur. Bu plan da, öz bakım dolayısıyla öz güven kazanımında oyunun önemini açıklarken yaptığımız araştırmayı destekleyici fikirler sunmaktadır.

Çocuklara özbakım becerilerinin kazandırılmasında oyun yoluyla eğitimi destekleyici projelerden biri de Vladimirovna ve Diğerleri (2016)’nin, Rusya Federasyonu Eğitim Bakanlığı’nın desteğiyle hayata geçirdikleri Küçük Çocuklar İçin Sosyal Hizmet Ve Öz Bakım Eğitimi Modeli’nde eğitimciler, sağlık personeli ve gönüllü ebeveynler ile çalışılmış, çocuklara kazandırılması hedeflenen öz bakım becerilerinin oyun ve drama yoluyla nasıl kazandırılabileceği katılımcılara anlatılmıştır. Proje sonunda katılımcılar, sertifika alarak çocuk yuvaları ve eğitim kurumlarında çalışmaya başlamışlardır.

Välimaa ve Diğerleri (2007: 91-103) yaptıkları çalışmada, Finlandiya’da temel eğitim çağındaki çocukların öz bakım becerilerini geliştirmek için Finlandiya Eğitim Programı’nda yer alan faaliyetleri ve bunların olumlu etkilerini araştırmışlardır. Araştırma sonucunda, temel eğitim kurumlarında verilen eğitimin içeriğinde çocukların öz bakım ve sağlıklı öz güven kazanımları için sınıflarda veya doğal hayatın içinde kendi kendilerine yapabilecekleri etkinlikleri gözlemlemişler ve öğretmen görüşlerini de dikkate alarak araştırmalarını tamamlamışlardır. Bu içerikler okul içinde çocukların davranışları ve etkinlikler; okul dışı etkinlikler şeklinde planlanmıştır. Bu plan dahilinde okul içinde, kendi kişisel temizlik ve bakımlarını yapabilme, yemek ve sofra düzeninde kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme, kıyafetlerini kendileri giyip çıkarabilme ve yerine koyabilme, sınıf içi genel temizlik kurallarına uyabilme ve sınıf düzenini koruyabilme faaliyetlerinin, öğretmenler tarafından oyun ve drama ile çocuklara kazandırıldığı sonucuna varmışlardır. Okul dışında da doğa yürüyüşleri, kısa kamplar, bahçe ortamında toprak ve materyal çalışmalarının yapıldığını gözlemlemişlerdir. Bu okul etkinlikleri Finlandiya Eğitim Sisteminin temel eğitimde yapılması gereken kurallarından bazılarıdır. Çalışma sonucunda elde edilen bulgular, çocukların erken yaşta öz bakım becerilerini kazanmalarının ve öz güvenlerinin

artması açısından oyun ve drama ile verilen bu faaliyetlerin oldukça yararlı olduğunu ortaya koymuştur. Bu araştırmanın sonucu, yaptığımız çalışmada oyun yoluyla öz bakım becerisi kazandırmayı hedefleyen programın sonucuyla bağdaşmaktadır.

Yapılan bu araştırma, yukarıda kısaca ele alınan, farklı ülkelerde de uygulanan oyun yoluyla dil ve öz bakım becerisi edinimi çalışmalarında elde edilen sonuçları da destekler mahiyettedir. Dil gelişimini destekleyici oyun etkinlikleri programı, mülteci çocukların dil edinimlerinde ve öz bakım becerisi gelişimlerinde etkin bir öğretim yöntemi olarak değerlendirilmektedir.

BÖLÜM VI SONUÇ VE ÖNERİLER 6.1. Sonuç

Mülteci çocukların dil gelişimlerine ve günlük yaşam becerilerine katkı sağlamak amacıyla hazırlanan Dil Gelişimini Destekleyici Oyun Etkinlikleri Programı’nın çocukların dil gelişimi ve günlük yaşam becerisi üzerinde olumlu etkileri görülmüştür.

Elde edilen veriler ve bulgulara göre;

• Dil Gelişimini Destekleyen Oyun Etkinlikleri Programı, mülteci çocukların dil gelişimini olumlu yönde etkilemektedir.

• Mülteci çocukların, kelime dağarcığı açısından, alıcı dil gelişimlerinde ilerleme görülmüş, bu çocukların ikinci bir dili anlama ve konuşma becerileri arttıkça özgüvenleri de artmıştır. Böylece kendilerini daha rahat ifade edebildikleri, yaşadıkları savaş, göç ve içinde bulundukları yetersiz, olumsuz yaşam koşullarına rağmen oyunlarla rahatladıkları, mutlu oldukları gözlenmiştir.

• Günlük yaşam becerilerinin kazanımında oyun yoluyla eğitim oldukça etkilidir. Bu program mülteci çocukların öz bakım becerisi edinmelerinde fayda sağlamıştır.

• Dil Gelişimini Destekleyen Oyun Etkinlikleri Programı’nın mülteci çocuklar üzerindeki etkisi bir süre sonra da devam etmektedir.

6.2. Öneriler

Elde edilen sonuçlara göre, Dil Gelişimini Destekleyici Oyun Etkinlikleri Programı’nın uygulandığı mülteci çocuklardan oluşan deneme grubunun, bu programın uygulanmadığı mülteci çocukların bulunduğu kontrol grubuna oranla etkili olduğu görülmüştür. Bu nedenle mülteci çocukların dil eğitimiyle ilgilenen kurum ve

öğretmenler oyunla desteklenmiş öğretime ağırlık vermelidirler. Oyunun çocuğun ruh dünyasında ve gelişim dönemlerindeki önemi unutulmamalıdır.