• Sonuç bulunamadı

MODELDEN ÖĞRENME SÜRECİ

2.6. SPORDA SALDIRGANLIK

2.6.6. Sosyal-Bilişsel Öğrenme Kuramı Açısından Sporcuların Saldırgan Davranışta Bulunmalarına Etki Edebilecek Faktörler

2.6.6.8. Rakip Oyuncular

Birçok kereler kişilerin rakiplerine, takımların diğer takımlara gözdağı vermeye çalıştıkları görülmekte ve duyulmaktadır. Sporcular, rakiplerinin dikkatlerini, konsantrasyonlarını bozmak, onların kendilerine olan güvenlerini etkilemek ve akıllarında olumsuz düşüncelere neden olmak için çeşitli sözel sataşmalarda, alaylarda, küçümseyici davranışlarda ve fiziksel sertliklerde bulunabilirler. Hakemler bütün bu sataşmaların, atışmaların farkına varamayabilir. Örneğin, bir futbolcunun “Önüme çıkarsan seni parça parça edeceğim”, “Bir dahaki sefere ayağını eline vereceğim”, “Bu iş erkek işi hanım evladı” gibi sataşmalarla

rakibin psikolojik havasının bozulması, olumsuz etkilenmesi mümkün olmaktadır (Konter, 1998:284).

Sporcular rakip oyuncular tarafından maruz kaldıkları saldırgan davranışlara karşı sertleşebilmektedirler. Rakip oyuncular sporcular için önemli rol modelleri oluşturabilmektedir. Özellikle rakibin saldırgan davranışlarının hakem tarafından görülememesi, başarıya ulaşması, ya da cezasız kalması o davranışları gözlemleyen diğer sporcularında bu tarz davranış sergileme olasılıklarını arttırabilmektedir.

Bauman’a göre öğrenciler ve gençler başkalarının davranışlarını saldırgan şekilde yorumlamaya daha yatkındır. Genç takımlarda rakibin davranışına tepki olarak saldırı davranışı sergileme, yetişkin sporculara oranla daha sık görülür. Bunların saldırıları gittikçe amaca yönelik bir araç olarak kullanılır (Baumann, 1994:178).

Shields’ın Kuzey Carolina’daki 148 okulu sportif direktörü üzerinde gerçekleştirdiği çalışma verilerine göre katılımcıların % 61,4’ü temas gerektiren sporlarda karşı takım oyuncularından birinin sözlü ya da fiziksel olarak şiddet uygulamaya çalışmasının oyuncuların şiddetli davranmalarını tetiklediğini düşünmektedirler (Shields, 1999:135).

Sezen’in amatör ve profesyonel futbolcular üzerinde gerçekleştirdiği çalışma sonuçlarına göre, “Kendisine faul yapılan bir sporcu faulle karşılık vermelidir” görüşünü çalışmaya katılan amatör sporcuların % 6.6’sı; profesyonellerde ise % 10’u onaylamışlardır. İngiliz sporcularla Heinila'nın yaptığı çalışmada ise bu oran amatör ve profesyonellerde % 4 oranında onaylanmıştır (Sezen, 2003:66).

Karayılmaz’ın, amatör futbolcuları saldırgan davranmaya iten sebepleri incelediği araştırma sonuçlarına göre sporcuların % 89.7’si müsabakada kendilerine sert giren rakibe aynı şekilde cevap vereceklerini belirtmişlerdir (Karayılmaz, 2006:88).

2.6.6.9. Hakem

Hakem, kendisine verilen yetkilerle, bir yargı görevi üstlenerek müsabakaların kurallar dâhilinde oynanmasını, aksi davranışların cezalandırılmasını sağlayan kişidir. Hakemlik futbolun en önemli unsurlarından birini oluşturmakta, seyirci, futbolcu ve rakip takımlar arasında köprü görevi görmekte, bir yandan da oyunun önceden belirlenmiş kurallar çerçevesinde değerlendirmesini yapmaktadır (T.B.M.M., 2005:69).

Başer’e göre spor çağımızda en önemli toplumsal kurumlardan biri haline gelmiştir. Buna bağlı olarak sporcu da önemli bir kişilik oluşturmuştur. Bu yüzden müsabakaların sonuçları olması gerektiğinden çok daha fazla önemsenmektedir. Sportmenliğin öneminin kâğıt üzerinde kaldığı, sporla direkt ya da endirekt ilgili bütün çevrelerin sonucu etkilemeye çalıştığı bir ortamda, müsabakanın en önemli kişisi olan hakemin üzerindeki baskılar artmıştır. Hakem ise bu durumda yalnız ve savunmasızdır (Başer, 1998:307).

Kuter ve Öztürk’e göre ise sporcular için hakem başlı başına bir faktördür. Özellikle takım oyunlarında sporcuların en merak ettiği konu o haftaki maçı kimin yöneteceğidir. Sporcu maça hakemin kim olduğunu bilerek çıkar. Bu da onlarda bir önyargı yaratır. “Bu hakem iyidir. Bu hakem her şeyi çalar. Eyvah, bu hakem bana geçen maçta da takmıştı”. İşte bu ve buna benzer saplantılar sporcuların yarışma içerisinde saldırgan davranışlar sergilemesine yol açabilir. Bu davranış şekli de onun performansını tam olarak sergileyememesine ve yaralanma riski doğurabilecek hareketler yapmasına neden olabilir (Kuter ve Öztürk, 1998:28).

Farklı bir yöne dikkat çeken Nucci ve Young-Shim, ise hakemlerin kararlarının sporcuların daha sonraki oyunlarda vereceği kararları etkileyen önemli kararlar olduğu belirtmişlerdir. Hakemin yanlış kararları sporcuların istenmeyen davranışlarını pekiştirebileceği gibi onları bu tarz davranışlardan vazgeçmeye de sevk edebilir. Hakem davranışları sporcuların saldırgan davranışlarının artması veya azalmasında önemli bir etkendir (Nucci ve Young-Shim, 2005:124).

Terry ve Jackson’a göre, sporda saldırgan davranışların pekiştirilmesinde önemli bir faktör de bu tarz davranışların cezalandırılmasının standardizasyonunda yaşanmaktadır. Hakemlerin bu tarz saldırgan davranışları gerektiği gibi cezalandıramamaları ve sporcuların ve takımların bu sebeple elde ettiği kazanımlar, saldırgan davranışların meydana gelme olasılığını arttıran önemli bir etkendir (Terry ve Jackson, 1985:27).

İstanbul ili sınırları içinde tarafsız seyircilere uygulanan bir anketin sonuçlarına göre; müsabaka sırasında tahrik unsurlarının büyük bir çoğunluğunun (% 82), hakemlerin yanlış yönetimlerinden kaynaklandığı belirtilmiştir. Başka bir araştırmada da; seyirci saldırganlığı üzerinde etkili olan birinci etken olarak % 56.4 oranı ile “hakem” görülmektedir (TBMM, 2005:69).

Gümüşdağ’ın profesyonel futboldaki faulleri saldırganlık teorileri bakımından incelediği çalışmasının sonuçlarına göre, saldırgan davranışın oluşmasında en önemli faktörlerden birisi rakibin süregelen saldırgan davranışlarının hakem tarafından hoş görülmesi olarak tespit edilmiştir (Gümüşdağ, 2004:122).

Ankara, İstanbul, İzmir ve Trabzon illerinde oynanan müsabakalarda şiddet olaylarına karışmış ve polis kayıtlarına geçmiş seyirciler üzerinde yapılan bir çalışmada; araştırmaya katılan seyircilerin yaklaşık yarısı (% 43.66), takımları aleyhine verilen kararlarda hakemlere saldıracaklarını, mümkünse sahaya girip hakemi döveceklerini belirtirken, kararları saygıyla karşılayacaklarını belirten kimse olmamıştır. Futbol seyircilerinin yaklaşık üçte biri (% 31) de, o an elime geçen bir şeyi atarım cevabı vermektedir (TBMM, 2005:69).

Süper ligde oynayan bir takımın taraftarına yönelik yapılan çalışmada ise; deneklerin tahrik olmalarında “hakemin yanlı tutumu” birinci sırayı almaktadır. Kendi takımları aleyhine hakemin yanlı maç yönettiği görüşüne sahip olan taraftarların, kendi takımlarının maçlarını yöneten hakemlere belki de kendilerinin

yanlı baktıklarını, objektif bakamadıklarını, hakemin kendi takımlarına karşı objektif kararlar verdiğini görememektedirler (TBMM, 2005:69).

Sezen’in profesyonel ve amatör futbolcuların fair play anlayışlarını incelediği araştırma verilerine göre kendi yarar ve yargısına ters düşse bile hakemin doğru karar almasına yardımcı olma davranışı profesyonel futbolcuların % 85’i, amatörlerin ise % 80’i tarafından profesyonelce bulunmayarak onaylanmamıştır (Sezen, 2003:18).

Yine aynı çalışmada “Hakemi yanıltarak haksız dezavantaj elde etme” davranışını profesyonel sporcuların dörtte üçünden fazlası ve amatörlerin yaklaşık üçte ikisi sportmence olmasa da “taktik olarak akıllı” bulmuşlar ve benzer oranlarda kendileri de aynı şekilde davranacaklarını belirtmişlerdir. Heinila’nın çalışmasında ise bu görüşün onaylanma oranı amatörlerde % 44.6; profesyonellerde % 54’tür. (Sezen, 2003:66).

Pilz’in gerçekleştirdiği çalışmada hakemi yanıltarak haksız avantaj sağlamaya yönelik görüşü C Genç kategorisindeki futbolcuların % 76’sı; futbol kulübüne bağlı olmayan gençlerin ise % 29’ desteklemiş ve aynı şekilde davranacakların belirtmişlerdir (Sezen, 2003:75).

Sezen’in çalışmasında “Bir oyuncu hakeme yakalanmadığı müddetçe maç içerisinde her şeyi deneyebilir” görüşünü amatör futbolcuların % 39.3’ü onaylarken; bu oran profesyonellerde % 45 olarak tespit edilmiştir. Heinila’nın çalışmasında ise İngiliz amatörlerde bu oran % 42; profesyonellerde ise % 69 olarak tespit edilmiştir (Sezen, 2003:54).

Sezen’in çalışmasında “Bir oyuncu hakemin görmeyeceğinden emin olduğunda topu elle kontrol edebilir” görüşünü amatör futbolcuların % 55.7’si; profesyonellerin ise % 58’ i doğru bir davranış olarak yorumlamışlardır (Sezen, 2003:55).

Aynı çalışmada “Bir oyuncu topun kendisinden çıktığını bilmesine rağmen, aksini iddia ederek, taç atışını kazanmaya çalışabilir” görüşünü amatör sporcuların % 44.3’ü; profesyonellerin ise % 47’si tarafından doğru bir davranış olarak yorumlanmıştır. Heinila’nın çalışmasında İngiliz amatörlerde bu oran % 64; profesyonellerde ise % 70 olarak tespit edilmiştir (Sezen, 2003:70).

Karayılmaz’ın, amatör futbolcuları saldırgan davranmaya iten sebepleri incelediği araştırma sonuçlarına göre sporcuların % 28,2’si hakemlerin aleyhlerine haksız yere verdikleri kararların kendilerini saldırganlaştıracağı yönünde beyanda bulunmuşlardır (Karayılmaz, 2006:92).

2.6.6.10. Seyirci

Çıkarı aynı olan ve bir spor yarışmasında aynı tepkiyi gösteren daha önce organize edilmemiş insan grubuna seyirci denmektedir. Seyirci topluluklarından, belli rutinleri izleyen nispeten pasif kitleler olarak söz edilmektedir. Seyirci, oyun, gösteri veya spor müsabakalarını, olayların meydana geldiği yerde bulunarak gören kişidir. Bu tür yerlere sürekli devam eden kişilerin tümüne de seyirci denmektedir (TBMM, 2005:56).

Müsabakayı canlı olarak seyretmenin seyirci açısından önemini vurgulamak gerekir. Çünkü seyirci, yalnızken gösteremediği coşkuyu seyirci topluluğu içinde rahatlıkla gösterebilmektedir. Böylece, bireysel bir doyum sağlamaktadır. (T.B.M.M., 2005:56).

Birleşik devletler profesyonel sporda şiddet raporunda seyircilerin şiddeti kabullenmelerinin profesyonel hokey organizatörleri tarafından istismar edildiği ileri sürülmüştür. Rapora göre saldırgan davranışların artışına paralel olarak bilet satışlarında görülen artış, organizatörler tarafından iyi değerlendirilmiş ve şiddet satılmaya başlanmıştır (Terry ve Jackson, 1985:27).

Shields’ın Kuzey Carolina’daki 148 okulu sportif direktörü üzerinde geçekleştirdiği çalışma verilerine göre katılımcıların % 66,7’si seyircilerin tezahüratlarının katılımcıların şiddetli davranmalarına katkıda bulunduğunu belirtmişlerdir (Shields, 1999:135).

Semyonov ve Farbstein’ın İsrailli futbolcular üzerine yaptıkları araştırma verilerine göre, sporcuların saldırgan davranışları ile seyircilerin saldırgan davranışları arasında asimetrik bir ilişki bulunmakta yani; sporcuların saldırgan davranışlarından seyirciler olumsuz şekilde etkilenirlerken, seyircilerin saldırgan davranışlarından sporcular daha az etkilenmektedirler. Sporcular burada seyircileri olumsuz yönde etkileyen rol modellerini oluşturmaktadırlar (Semyonov ve Farbstein, 1999:50).

Gümüşdağ’ın profesyonel futboldaki faulleri saldırganlık teorileri bakımından incelediği çalışmasının sonuçlarına göre, saldırgan davranışın oluşmasında en önemli faktörlerden birisi rakibin süregelen saldırgan davranışlarının seyirciler tarafından hoş görülmesi olarak tespit edilmiştir (Gümüşdağ, 2004:122).

Karayılmaz’ın, amatör futbolcuları saldırgan davranmaya iten sebepleri incelediği araştırma sonuçlarına göre sporcuların % 48,8’i taraftarların olumsuz tezahüratlarının kendilerini olumsuz yönde etkileyeceğini belirtmişlerdir (Karayılmaz, 2006:92).