• Sonuç bulunamadı

Otizm Spektrum Bozukluğuna Sahip Bireylerin Bilişsel Özellikleri 20

BÖLÜM 1: KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇERÇEVE

1.1. Otizm Spektrum Bozukluğu

1.1.7. Otizm Spektrum Bozukluğuna Sahip Bireylerin Özellikleri

1.1.7.5. Otizm Spektrum Bozukluğuna Sahip Bireylerin Bilişsel Özellikleri 20

Otizm spektrum bozukluğunun literatüre kazandırıldığı ilk dönemlerde otizm spektrum bozukluğuna sahip bireylerin ileri zeka düzeyine sahip olduğu görüşü hakimdi. Otizm spektrum bozukluğuna sahip bireylerde zeka olarak ileri seviyede olanlar mevcuttur. Ancak spektrum içerisinde normal zeka seviyesine ve zeka geriliğine sahip bireylerde bulunmaktadır. Otizm spektrum bozukluğuna sahip bireyler bilgiyi işleyip bağlama göre kullanmada problem yaşamaktadır. Zihin kuramına göre OSB olan bireyler, diğer insanların duygu ve düşüncelerini anlamlandıramamaktadır. Bu nedenle sosyal etkileşim kurması ve geliştirmesi zorlaşmaktadır. Öğrenilen bilgiler zihinde bulunan daha önceki

21

bilgilerle ilişkilendirilememektedir. Bu durum OSB olan çocuğa öğretilen kavramların sınırlı bir çerçevede yer almasına yol açmaktadır (Kayalıoğlu ve Görür, 2013: 51). CDC’nin (2014) raporuna göre otizm spektrum bozukluğu olgularının yarısında zeka düzeyi 85’in üzerindedir. Otizm spektrum bozukluğu tanısına zihinsel engelliliğin eşlik ettiği klinik tablolarda uyku sorunları, saldırganlık, öfke nöbeti, epilepsi vb. sorunlarda eşlik etmektedir. OSB olan bireylerin %10’unda üstün özellikler bulunmaktadır (CDC, 2014; akt. Korkmaz, 2015: 87). Otizm spektrum bozukluğu olan her bireyde belirli bir alanda keşfedilmeyi ve geliştirilmeyi bekleyen en az bir yetenek mevcuttur. Bu yeteneğin ortaya çıkarılması gereklidir. OSB olan bireyin yeteneğine göre kendini gerçekleştirmesi, sosyal etkileşimini ve öz bakım becerilerini de arttırmaktadır. Özellikle fiziksel aktiviteye yatkın olan çocuklarda yeteneğin ortaya çıkarılması aile ve çocuk için önemlidir. Otizm spektrum bozukluğuna sahip bireylerde öz yeterliliklerin keşfedilmesi gelişim açısından önem arz etmektedir.

1.1.8. Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireylerde Davranış Problemleri

Otizm spektrum bozukluğu olan her bireyin kendine özgü özellikleri bulunmaktadır. Bu nedenle davranış problemleri de bireye göre farklılık gösterir. Otizm spektrum bozukluğu doğrudan bireyin davranışlarını etkilemektedir. Sosyal yaşama adaptasyonda en önemli sorun davranış problemleridir. Aileler çocuklarının davranış sorunlarının hangi sosyal bağlamda ortaya çıkacağını tahmin edemediğinden çocukları ile birlikte toplumsal etkinliklere katılımda sorun yaşamaktadır. Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerde genellikle davranış problemlerinin ortaya çıkmasını tetikleyen bir uyaran bulunmaktadır. Aileler genellikle bu uyaranları tespit edip önlem almaya çalışmaktadır. Otizm spektrum bozukluğuna sahip bireylerde tekrarlayıcı hareketlerin kaynağı ve işlevi belirsizdir. Davranış bozuklukları, sosyal ve iletişim alanlarındaki otizm spektrum bozukluğu belirtileri kadar önem arz etmektedir. Ancak tekrarlayıcı davranışların tanısal önemine dair araştırmalar yetersizdir. Davranış bozukluklarının şiddeti, otizm spektrum bozukluğunun birey üzerindeki etkisini belirlemektedir (Bodfish, Symons, Parker ve Lewis, 2000: 237).

Otizm spektrum bozukluğuna sahip bireyler aynıcılıkta ısrarcıdır. Rutinlere bağlılık üst düzeydedir. Gündelik hayatta meydana gelebilecek değişimlere karşı öngörülemeyen tepkiler verebilmektedirler (Korkmaz, 2015: 88). Örneğin evin salon düzeninde yapılan

22

değişim OSB olan bireyde öfke nöbetine yol açabilmektedir. Otizm spektrum bozukluğunun en temel problemi sosyal etkileşim yetersizliğidir. OSB olan birey isteklerini ve kendini ifade edemediğinde öfke nöbeti ortaya çıkmaktadır. Öfke nöbeti çığlık şeklinde olabildiği gibi saldırganlık şeklinde de ortaya çıkabilir. 2 ile 5 yaşları arasında öfke nöbetleri belirginleşmektedir. Öfke nöbetlerinin şiddeti yaş ilerledikçe azalmaktadır (Darıca vd., 2005: 66). Bununla birlikte ilerleyen yaşlarda OSB olan bireylere uygun sosyal olanaklar sağlanmadığı taktirde öfke nöbetleri yüksek şiddette yeniden ortaya çıkabilir. Ergenlik döneminde öfke nöbetlerinin şiddeti ve sayısı artmaktadır. Öfke krizinin sonucunda OSB olan birey yıkıcı, depresif özelliklere sahip ve saldırgan hale gelebilmektedir.

OSB olan çocuklarda saldırganlık görülebilmektedir. Özellikle ev ortamında aileleri tarafından engellendiğinde ve hayal kırıklığı yaşadıkları durumlarda saldırganlık ortaya çıkmaktadır. Otizm spektrum bozukluğuna özgü korkular bireyde görülmektedir. Günlük hayatta normal karşılanabilen arabaya binmek, ocağı yakmak gibi durumlara karşı otizm spektrum bozukluğuna sahip bireyde korku oluşabilmektedir. Bu durum ailelerin yaşamını zorlaştırmaktadır (Wing, 2015: 55). Otizm spektrum bozukluğuna sahip bireylerin tanı ölçütlerinde sınırlı ve yineleyici davranış örüntüleri yer almaktadır. Sağa sola veya öne arkaya sallanma, kendi çevresinde dönme, kanat çırpma, nesneleri çevirme, parmaklarına tuhaf şekiller verme, amaçsız dolanma, dokunma, nesneleri veya elini ağzına götürme, el çırpma bu hareketlere örnek olarak verilebilir. OSB olan bireyler bu hareketleri içinde bulunduğu sosyal ortamı önemsemeden yapar. OSB olan bireyin klinik seyrini yineleyici hareketlerin fazlalığı ve ısrar belirlemektedir. Depresyon dönemleri ve stresli anlarda bu hareketler çoğalmaktadır. Bu davranışların nedenleri bilinmemekte olup eğitim ve sosyalliği artırma çalışmaları ile kısmen veya tamamen ortadan kaldırılabilmektedir. OSB olan bireyler bu hareketlerle kendini uyarmaktadır (Korkmaz, 2000: 65).

OSB olan bireylerde sosyal gelişiminin yetersiz olmasından kaynaklı olarak toplum içinde oluşabilecek bir sinir, hoşnutsuzluk veya hayal kırıklığı durumlarında çevreye zarar verme davranışları (çığlık atma, eşyaları fırlatma gibi) ortaya çıkabilir (Darıca vd., 2005: 66). OSB olan bireylerde sık rastlanan bir diğer davranış sorunu düzene olan takıntıdır. OSB olan bireylerde nesnelerin belirli bir düzene göre dizilmesi, gruplandırılması gibi takıntılar görülmektedir. Sosyal yaşamda bu takıntılar uyum

23

problemlerini arttırmaktadır. İstediği düzenin oluşmaması durumunda sinir, hayal kırıklığı, hoşnutsuzluk ve öfke krizine kadar varan sonuçlar ortaya çıkmaktadır (Fazlıoğlu vd., 2009; akt. Akfidan, 2016: 12).

Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerde dikkatini belirli bir çalışmaya odaklayamama problemi ekseriyetle görülmektedir. Akademik anlamda gelişim bu nedenle gecikmektedir. Motivasyon sorununu aşmak için sosyal yeterlilik düzeyinin arttırılması gerekmektedir. Çocukluk çağındaki OSB olan bireylerde aşırı hareketlilik gözlemlenir. İlerleyen yaşlarda aşırı hareketlilik azalsa da enerjileri yüksektir ve yorgunluk hissine genellikle rastlanmamaktadır. Son olarak uyku ve yeme bozuklukları da OSB olan bireylerde sık rastlanan problemlerdendir. OSB olan bireylerin davranış problemleri sosyal, akademik, psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Bu problemlerin giderilmesi ailelerin yaşadığı sorunları da azaltmaktadır.