• Sonuç bulunamadı

C. OSMANLI DEVLETİNDE TİMAR SİSTEMİ

3) Timar

Timar en kaba tabiri ile yıllık gelirleri 20.000 akçeden daha az olan askeri dirliklere verilen isimdir. Timar tasarruf eden personel, belirli hizmetleri yerine getirmek veya askerlik hizmetini ifa etmek karşılığında belli bölgelerin vergilerini kendi namlarına toplayarak; geçimini ve hizmet için yapacağı masrafları bu vergilerden karşılar.261

Timar tasarruf eden askeri görevliye "sipahi" denirdi. Timarlı sipahi çağırıldığında harbe iştirak etmekle mükellefti. Kaynaklarda "Sahib-i Arz", "sahib-i

258 aynı madde, s. 162. 259 Barkan, "Timar", s. 315. 260 Afyoncu, "Zeamet", s. 163. 261 Barkan, "Timar", s. 286.

raiyyet" olarak adlandırılan timarlı sipahi, aslında ne kendisine verilen toprağın sahibi, ne de o toprak üzerinde yaşayan reayanın efendisi konumundaydı. Sadece devletin toprakla ilgili politikası olan miri toprak rejimi ve reaya ile kanunları uygulamak vazifesine haiz olmasından dolayı bu isimler verilmiştir.262

Her timar "kılıç" adı verilen bir çekirdekten meydana gelirdi. İcmal defterinde kayıtlı olan timarların her biri birer kılıçtır. Buradaki kılıç tabiri timarın kayıtlı kadrosunu temsil eder. Örneğin, "bir eyalette beş bin kılıç vardır" denildiğinde bu eyalette kayıtlı 5.000 adet dirlik vardır demektir.263 Kılıç miktarı her eyalette farklı

miktarlarda olabiliyordu. Rumeli Beylerbeyiliğinde kılıç 3.000 akçedir. Tevcih edilen 6.000 akçelik bir tezkireli iptida timarın 3.000’i kılıç, diğer 3.000’i ise hissedir.264 Diğer eyaletlerde ise kılıç miktarı 2.000 akçedir.265 Ancak bazı durumlarda timar,

varsayılan kılıçtan daha düşük miktarda gelire sahip olup ve bu şekilde icmal defterine kaydedilmiş ise o timar da bir kılıç sayılmaktadır. Yani burada kılıç denmesindeki asıl sebep, timarın gelir miktarı değil, icmal defterinde kayıtlı olup olmadığıdır. Örneğin, Karahisâr-ı Şarkî Sancağı’nda iptida kılıç miktarı 2.000 akçe olmasına rağmen, icmal defterinde 500 akçelik timarlar kaydedilmiştir ki; bunlar ayrı kılıç sayılırlar.266 Sipahi

bir şekilde yararlılık göstermiş ise kılıcının üstüne "terakki" denilen zamlar alırdı. Sipahi öldüğünde timarının kılıç kısmı oğluna tevcih edilir ve terakki olarak almış olduğu hisseler "ifraz" adıyla boşa çıkardı. Bu ifrazlar terakki bekleyen sipahiler var ise onlara tevcih edilirdi.267

Osmanlı Devleti’nde bir sipahinin tek başına bir veya daha fazla gelir grubunu (karye, mezra‘a ve zemin gibi) bütünüyle tasarruf etmesi tercih edilen bir uygulama değildir. Gelir gruplarının hisselere bölünerek birden fazla sipahinin tasarrufuna verilmesi ise daha yaygındır. Bunun en büyük sebebi, bir köyün reayasının dağılması halinde timarın gelirinin de ortadan kalkacağından kılıcın zayi olması korkusudur.268 Ayrıca, bir sipahinin tek bir köye bütünüyle tasarruf ederek, orayı bir

262 Acun, "Timar Sistemi", s. 903; Barkan, “Timar”, s. 295.

263 Sertoğlu, a.g.e, s. 4, İlhan Şahin, “Timar Sistemi Hakkında Bir Risale”, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Dergisi, S. 32, İstanbul 1979, s. 931.

264 Sertoğlu, a.g.e, s. 89. 265 Sertoğlu, a.g.e, s. 4, 91-93.

266 BOA, TTD. Nr: 562, s. 36, 42, 112, 116, 123. 267 Acun, "Timar Sistemi", s. 903, Sertoğlu, a.g.e, s. 95. 268 İnalcık, Suret-i Defter-i İcmal-i Arvanid, (giriş), s. XXV.

nevi mülk haline getirmesi ve reayaya zulüm etmesinin önüne geçme isteği de yukarıdaki dağıtım usulünü meydana getiren unsurlardan birisidir. Bu şekilde bir köye birden fazla sipahinin tasarruf etmesi, sipahilerin orada mutlak bir otorite kurmasını engellemiştir. Ayrıca aynı köyden hisse tasarruf eden sipahilerin de birbirini denetlemesine imkan sağlanmıştır.269

Sipahi sefere çağırıldığında varsa cebelülerini de alıp gitmekle mükellefti; aksi takdirde timarı elinden alınırdı.270 Bir sipahi kılıç kısmından sonra timarındaki her

3.000 akçe için bir271 ve timarı 10.000 akçeden zeamete varıncaya kadar olanlar ise üç cebelü getirmekle mükelleftiler.272

Timarlı sipahi, timarının olduğu sancakta oturmak zorundaydı.273 Görev

yerinde bulunmayan sipahinin timarı elinden alınırdı. Bu uygulamanın sebebi, sefere çağırıldığı anda en kısa sürede alay beyinin bayrağı etrafında toplanarak sefere iştirak etmesinin sağlanması idi.274

Osmanlılarda bazı istisnalar hariç "reayaya kılıç kuşanıp, ata binmek yoktur". Atadan veya dededen sipahi-zade olmayanlara timar verilmek kanuna muhaliftir. Ancak seferde yoldaşlığı veya yararlılığı görülen reayadan birisi için serdarlar arz ettiği takdirde iptidadan kılıç timar almaya hak kazanırlar.275Kanuni Sultan Süleyman

tarafından gönderilen bir fermanda, bir şekilde yararlığı ve yoldaşlığı görülerek timar tevcih edilen reaya taifesine "ecnebi" denilerek zülm ve taaddi yapıldığına ve hatta timarlarının ellerinden alındığına değinilerek, "bütün memlekette olan sipahilerin ve reayanın hepsinin kullar olduğu, hiç birinin ecnebi olamayacağı, bundan sonra şimdiye kadar timar ve zeamet tevcih edilmiş raiyyet ve raiyyet oğullarının bir bahane ile timarları ve beratları ellerinden ellerinden alınan veya alınmayan olsun hiç birisine

269 Uğur Altuğ, a.g.t, s. 86-87.

270 Aynî Âlî Efendi, Kavanîn-i Alî Osman, s. 33-a.

271 Sertoğlu, a.g.e, s. 5; Hezarfen Hüseyin Efendi, Telhisü'l-Beyan, s. 123.

272 Sertoğlu, a.g.e, s. 21-22; Tayyip Gökbilgin, her üç bin akçede bir cebelü götürülmesi gerektiğini

söylemekle beraber, Sofyali Ali Çavuş kanunnamesinde yazana muhalif olarak 19.000 akçe timara sahip bir sipahinin 5 cebelü götürmesi gerektiğini belirtmektedir. Bkz. Gökbilgin, "Kanuni Sultan Süleymanın Timar ve Zeamet Tevcihi ile İlgili Fermanları", İ.Ü. Tarih Dergisi, C. 17, S. 22, Yıl 1967, s. 35.

273 Tayyip Gökbilgin, gös. Yer..

274 Hezarfen Hüseyin Efendi, Telhisü'l-Beyan, s. 140; Aynî Alî Efendi, Kavanîn-i Alî Osman, vrk. 30/a. 275 Hezarfen Hüseyin Efendi, Telhisü'l-Beyan, s. 141, Aynî Alî Efendi, Kavanîn-i Alî Osman, vrk.

ecnebidir diye bir şey sorulmaması ve devlet merkezindeki defterlerde bu gibilere verilmiş olarak gösterilen timarların mukarrer tutulacağı" belirtilmiştir.276

Bazı devlet adamlarının yanlarında bulunan kullarına timar verilirdi. Örneğin beylerbeyilerinin 11 nefer adamları ile sancak beylerinin 6 nefer adamına düşenden timar vermek kanundu. Ayrıca zeamet ve timar sahipleri öldüğünde, oğulları timar almakta öncelikli idi. Oğullarının alacakları timarlar sipahinin ya da zaimin yatakta mı yoksa seferde mi öldüğüne göre değişmekteydi. Seferde şehit düşen sipahilerin çocukları diğerlerine göre daha büyük timarlar tasarruf ederlerdi.277

c. İdari ve Mali Durumlarına Göre Timarlar

Timarları idari ve mali durumlarına göre bir tasnife tabi tutmak gerektiğinde bu ayrım "Serbest Timar" ve "Serbest Olmayan Timarlar" olmak üzere iki şekilde yapılabilmektedir. Bu timarların niteliğini belirleyen en önemli unsur vergi toplama ve toplanan vergilerin tasarrufundaki salahiyetleridir.