• Sonuç bulunamadı

Ormanların bünyesinde barındırdığı zengin biyolojik çeşitlilik yönünden topluma sağladığı ekolojik-çevresel yararlar yönünden topluma sağladığı ekolojik-çevresel yararlar

İKİNCİ BÖLÜM 2. Kamu Yararı ve Kamu Orman Arazi Tahsisleri

2.2. Ormancılıkta Kamu Yararı

2.2.1. Ormancılıkta Çevresel- Ekolojik Eksende Kamu Yararı

2.2.1.1. Ormanların bünyesinde barındırdığı zengin biyolojik çeşitlilik yönünden topluma sağladığı ekolojik-çevresel yararlar yönünden topluma sağladığı ekolojik-çevresel yararlar

Biyolojik çeşitlilik ekosistemlerin organizasyon düzeyini, ekosistemin içerdiği elemanların farklılaşmasını ve bunların karşılıklı ilişkilerinin karmaşıklığını ifade eden bir terimdir. Bir ekosistemin organizasyon düzeyinin yüksek olduğu yani biyolojik çeşitliliğin ileri oluşu, onun kararlılığının ve direncinin yüksek olduğu anlamına gelmektedir. Dahası biyolojik çeşitliliğin ileri olması, bu varlığın bugünkü ve gelecekteki ihtiyaçları karşılama gücünün yüksek oluşu anlamına da gelmektedir.

Türkiye’de hiç kimsenin sorumluluk almak istemeden faydalandığı kaynaklara ait türlerin, biyolojik varlıkların ve ekosistemlerin kirlilik, aşırı faydalanma, yerleşme, turizm ve sanayinin yoğunlaşması, kırsal yoksulluk ve habitatların parçalanması gibi nedenlerle elden çıktığı bir süreç söz konusudur. Ülkemizde biyolojik çeşitlilik işlevi görebilecek alanlar Milli Parklar, Tabiatı Koruma Alanları, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtları, Yaban Hayatı Koruma Alanları, Tohum Meşcereleri, Ağaç Islah ve Gen Koruma Ormanları, Gen Kaynakları Koruma ve İşletme Alanları, Özel Çevre Koruma Bölgeleri, Rekreasyon alanları olarak özetlenebilir. Bunlar in-situ koruma alanlarıdır. 219

218 M. Konukçu (2001), a.g.e.

219 U. Geray (1998),a.g.e. s.45-50

Orman ekosistemleri, biyolojik çeşitliliğin en güvenli yaşam mekânıdır. O nedenle ormanlar, gen rezervlerinin bulunduğu banka özelliğini taşımaktadır.

Örneğin, tropik yağmur ormanlarında 5 milyon yüksek organizasyonlu (gelişmiş iri yapılı) hayvan ve bitki türü bulunmaktadır. Amazon yağmur ormanlarında, bir hektarda 400 ağaç türü belirlenmesi, ormanların tümünde 50 bin bitki çeşidinin bulunduğunun tahmin edilmesi, sadece bir ağacın tepe tacında 200 böcek çeşidinin saptanması, ormanların gen rezervi olarak ne kadar zengin ve önemli bir hazine olduğunu göstermektedir.220

Toplumun bu zenginlik ve çeşitliliği, mal ve hizmet üretiminde kullanması, doğrudan tüketmesi, farklı sorunların çözümünde araç olarak kullanması, gelecekteki belirsizlikler için bir potansiyel ve güvence kaynağı olarak görmesi, bu zenginliği toplumsal olarak değerli ve yararlı kılmaktadır.

Toplum yararının biyolojik çeşitlilik açısından önemi ise toplumun ortak çıkarlarının nasıl belirleneceği sorusunun yanıtı olan kamu yararının içerisinde yatan

“ortak çıkar” olgusunun, ekoloji kavramına yansımasıdır. Özetle “toplumun ortak çıkarı var ise toplum yararı vardır, biyolojik çeşitliliğin korunmasında da toplumun ortak çıkarı söz konusu olduğu için biyolojik çeşitlilik toplum yararı ihtiva etmektedir” . Biyolojik çeşitliliğin korunması demek ilgili yöredeki hayvan ve bitkilerin korunması, yaşam döngüsünün korunması, türler yaşayabildiği için ülkesel zenginliğin sağlanması, bitki ve hayvanlardan elde edilen ekonomik çıkarların devamlılığının sağlanması ve yörede yaşayanların ekonomik durumlarının korunmasıdır. Bu olgular bütünüyle topluma yararlı olarak nitelendirilebileceği gibi ayrı ayrı başlıklar altında yer verebileceğimiz ekonomi, çevre, tarım gibi konular

220 N. Çepel (2008), a.g.e.

açısından da biyolojik çeşitliliği, topluma yararlı olarak nitelendirebiliriz. Biyolojik çeşitliliği korumada var olan toplum yararı düşüncesinin bağımsız bir olgu haline gelmesi, çevre odaklı toplum yararı yaklaşımlarının içinden çıkmasıdır.221

Doğal hayatın korunması hedefli kamu yararı anlayışı, belirgin bir şekilde ifade edilmese de bazı yargı kararlarında açıkça görülmektedir. Bu durum doğal yaşamın ve dolayısıyla biyolojik çeşitliliğin korunmasına önemli katkılar sağlamaktadır.

Nitekim Danıştay, ekolojik dengenin bozulma tehlikesi altında olduğu durumlarda, serbest bölge kurulmasında kamu yararı olmadığına hükmetmiştir. 222

Yine serbest bölge kurulması ile ilgili olarak;“orman, çevre, kültür ve tabiat varlıkları ve kıyılarla ilgili mevzuat dikkate alınmadan” serbest bölge alanı belirlenmesinin hukuka uygun olmadığı belirtilmiştir.223

Benzer bir kararda ise kaplumbağaların üreme alanı ve su kuşlarının habitatı olan, endemik türleri barındıran bir bölgede turizm merkezi açılmasında kamu yararı olmadığı sonucuna varmıştır.224

Park ve rekreasyon alanları ile ilgili bir kararında ise Danıştay, park ve rekreasyon alanları oluşturmakta üstün kamu yararı olduğunu belirtmiştir.225

Benzer bir kararda da orman ve rekreasyon alanı olan bir bölgede akaryakıt ve çeşitli tesisler inşa edilmesinde kamu yararı olmadığına karar vermiştir.226

221 N. M. Çakmak, (2008): Biyolojik Çeşitliliğin Hukuken Korunması ve Kamu Yararı. A.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi, C..57 s. 133-166.

222 Danıştay 10. D., 28/04/1992 tarihli ve K. 1992/1672, E. 1990/2278 sayılı kararı

223 Danıştay 10. D., 05/07/2005 tarihli ve K. 2005/3949, E. 1999/474 sayılı kararı

224 Danıştay 6. D., 08/11/1999 tarihli ve K. 1999/5278, E. 1998/3572 sayılı kararı

225 Danıştay 6. D., 17/06/1997 tarihli ve K. 1997/3020, E. 1996/5362 sayılı kararı

226 Danıştay 6. D., 14/12/1999 tarihli ve K. 1999/6551, E. 1998/7240 sayılı karar

Sonuç olarak topluma aktif ve pasif kullanım değerleri yönünden fayda sağlayan biyolojik çeşitliliğin, topluma sağladığı yarar düzeyini etkileyen faktörler;

doğal kaynaktaki, tür, genetik ve ekosistem çeşitliliğindeki azlık çokluk, sağlanan faydanın yöresel, bölgesel, ulusal ve uluslararası boyutta yaygınlığı olarak sıralanabilir.

2.2.1.2. Ormanların Su üretimi, su varlığını koruma ve düzenleme, sel, taşkınlar ve çığ önleme yönünden topluma sağladığı ekolojik-çevresel yararlar.

Orman rejimi içindeki veya yakınındaki su üretim alanlarının önemli bir bölümü orman kaynakları ile kaplıdır. Dahası, su miktarını, su kalitesini ve su rejimini belirleyen en önemli faktörlerden biri havzanın içerdiği orman ekosistemidir. Dolayısıyla su üretimi ile orman kaynakları yönetimi arasında büyük bir ilişki vardır.227

Ormanlar, yağış sularının toprak içine sızan miktarını artırır ve orada depolanmasını sağlar. Böylece yüzeysel akış sularının hızını ve miktarını azaltarak sel oluşumunu önler, akarsu rejimini düzenler. Bunu, yaprak dökümü ile yarattığı humusun, toprağa karışarak toprağa sünger gibi emici bir özellik kazandırmasıyla yapar. Böylece yağış sularının büyük bir kısmının denizlere gitmesine engel olur.

Suyu süzen orman toprağı, suları temizlemenin yanında, suyun taban suyuna sızarak ulaşmasını sağlar. Böylece hem suyun niteliğini artırır hem de kullanma ve içme suları için kaynak oluşturur. Orman toprağı biriktirip depoladığı yağış sularını, kurak mevsimlerde, orman dışı alanlara da göndererek, o bölgelerinde su ekonomisini düzenler. Yapılan araştırmalar sonunda, iyi nitelikli, bol humuslu orman

227 U. Geray (1998), a.g.e. s.60

topraklarının, 10 cm kalınlığındaki üst tabakasının, bir hektarlık bir alanda 500 ton kadar bir suyu depolayabildiği belirlenmiştir.228

Ormanlar, oluşturdukları yeraltı ve yerüstü su kaynakları ile iklim ve su rejimini düzenler, toplumun ihtiyacı olan içme ve kullanma suyunu istikrarlı bir şekilde karşılar. Ekosistem, bitkiler, hayvanlar ve kuşların doğal su deposudur.

Araştırmalara göre, Türkiye'nin yıllık ortalama yağış miktarı 643 mm’dir. Bu ise yılda 501 milyar metre küp su anlamı taşır. Bunun yaklaşık 41 milyar metre küpü'nün özellikle ormanlar sayesinde toprağa sızarak yeraltı su rezervlerini beslediği, 186 milyar metre küpü'nün de yüzeysel akışla deniz ve göllere gittiği ve 274 milyar metre küpü'nünde buharlaşarak atmosfere geri döndüğü kabul edilmektedir. Ormanlar, yüzeysel akışla meydana gelen su kaybını çıplak araziye göre ortalama 16 kat yavaşlatarak, toprağa giren su miktarını da (infiltrasyon, saatte 120-150 mm), yüzde 100'e varan oranlarda arttırabilmektedir. Ormanlık arazide buharlaşma yoluyla kaybedilen su miktarı açık alana göre 1/3-1/6 oranında düşüktür.

Bu ise 40-60 mm.'lik yağışa karşılık gelmektedir. Bilindiği gibi, ormanın kendisi de yaşamını devam ettirebilmesi için, transprasyon (terleme) yoluyla su kaybeder.

Almanya’da yapılan bir araştırmada 100 yaşındaki bir kayın ağacı günde 400 litre, bir hektar kayın ormanı ise günde ortalama 17 ton su kullandığı saptanmıştır. Bu miktar, vejetasyon döneminde daha da artar. Bu terleme olayı, aynı zamanda, havadaki nem ve toz zerreciklerinin ağaç yüzeyi tarafından daha fazla tutulmasını sağlamakta, sonuçta kişinin tercih ettiği serin, sağlıklı lokal iklim yaratılmaktadır.

Yağışlı mevsim ve zamanların dışında da devamlı görülen kaynak suları, sürekli akan dere ve ırmaklar, vadilerde ve tarım arazilerinin birçok yerinde çıkarılan

228 N. Çepel (2008), a.g.e.

arteziyenler, havzayı kuşatan dağların, kısmen veya tamamen, ormanlarla kaplı olmasının sonucudur. İşte hidrolojik dengenin korunması ve geliştirilmesi için, öncelikle doğal orman örtüsünün muhafazası, tepe kapalılığının kırılmaması gerekmektedir. 229

Ormanın tepe tacı yarattığı gölge nedeniyle, sulak alanlarla beraber akarsu boylarında orman içi su hayatını korur. Ayrıca bazı bitkiler örneğin su sümbülü ve su mercimeği, evsel atıklar içindeki organik maddelerden azotu yüzde 80 ve fosforu yüzde 40 oranında absorbe edebilmektedir. Yine bazı su bitkileri, atıktaki ağır metalleri de sudan uzaklaştırabilmekte ve suyun PH derecesini düzenleyerek biyolojik filtre görevi görmektedir. Sağlanan bu faydalardan dolayı, bugün Avustralya’da silvikültür faaliyetlerinde, su kalitesini korumak için, su boylarında duruma bağlı olarak 20-40 metrelik şeritlerde kesinlikle ağaç kesimi yapılmamaktadır. ABD- Washington Eyaletinde ise, akarsu kenarlarında oluşturulan 17 metrelik şeritlerde kullanılan kesim teknikleriyle, su yüzeyindeki gölge derecesinin yüzde 50-75' ten aşağı düşmemesi sağlanmaktadır.230

Yukarıda ifade edilmeye çalışılan orman su ilişkisi Dünyamızda yaşanan küresel ısınma ve kuraklık sürecinde ormanların ne derece önemli ve topluma yararlı bir kaynak olduğunu göstermektedir. Orman kaynaklarının başlık kapsamına giren konularda sağladığı faydaların düzeyi; ilgili orman kaynaklarının bu konulardaki işlevinin önceliği, ürettiği mal ve hizmetlerin azlığı çokluğu, üretilen faydaların yöresel, bölgesel, ulusal ve uluslar arası düzeyde yaygınlık durumu, ilgili fayda akımlarına olan talep miktarı gibi faktörlere bağlıdır.

229 M. Konukçu (2001), a.g.e. s.9

230 M. Konukçu (2001), a.g.e. s.12

2.2.1.3. Ormanların erozyonu engelleme ve toprak verimliliğini koruması