• Sonuç bulunamadı

Organik GÕda Tüketici DavranÕúlarÕnda Sa÷lÕk Endiúesi, Kalite

3.3. TÜKETøCøLERøN SATIN ALMA DAVRANIùLARINI BELøRLEYEN

3.3.3. Organik GÕda Tüketici DavranÕúlarÕnda Sa÷lÕk Endiúesi, Kalite

Organik gÕda ürünlerine iliúkin tüketici davranÕúlarÕ birçok ülkede akademik çalÕúmalara konu olmuútur. Bu çalÕúmalarda genel olarak tüketicinin organik kavramÕnÕn nasÕl algÕladÕ÷Õ, tüketicilerin tutumlarÕ, tüketici talebini etkileyen konular ve organik gÕda ürünlerinin tüketicilere ulaúmasÕnÕ engelleyen faktörler üzerinde durulmaktadÕr. Organik gÕda tüketici davranÕúlarÕnda sa÷lÕk endiúesi, kalite 

229Gülay HÕz, “Geliúmekte olan Ülkelerde Gösteriúçi Tüketim:Türkiye øle ølgili Bir AraútÕrma

(Mu÷la Örne÷i)”, Mu÷la ÜniversitesiSBE Doktora Tezi, Mu÷la, 2009, s. 24.

230 S. Kayahan, “Organik tarÕmda øç PazarÕn Geliúimi”, Türkiye 2. Organik TarÕm Sempozyumu,

s:24, KasÕm 2001 (Aktaran; E. Nükhet Çetin, “Dünyada ve Türkiye’de Organik TarÕm Ürünleri DÕú Ticareti ve Türkiye’nin AB’ye Uyumu”, Akdeniz Üniversitesi SBE Yüksek Lisans Tezi, 2005, s. 28.).

98

standartlarÕ, gÕda güvenli÷i, etik kimlik ve çevre bilincinin rolü önemli bir paya sahiptir.

3.3.3.1. Sa÷lÕk Endiúesi

Günümüzde sürekli artÕú gösteren dünya nüfusunun hayvansal gÕda gereksinimlerinin karúÕlanabilmesi amacÕ, üreticileri hayvan baúÕna daha fazla ürün (et, süt, yumurta, bal) almaya yöneltmiú, zaman içerisinde bu amaca yönelik teknoloji ve yöntemler geliúmiútir. Bu amaçla, üreticilere sunulan sentetik kimyasallar (antibiyotik, ilaç, hormon v.s) bilinçsizce ve gere÷inden fazla kullanÕlarak verim artÕúÕ elde edilmeye çalÕúÕlmÕútÕr. Bu faaliyetlerle modern üretim yöntemleri beraberinde gÕdalarda kalÕntÕ madde sorununu gündeme getirmiútir. Sonuçta, hayvanÕn fizyolojik de÷iúimi ile birlikte gÕdalarÕn do÷al aromasÕ de÷iúmiú ve içeriklerinin insan sa÷lÕ÷Õ üzerinde çeúitli olumsuzluklara neden olaca÷Õ endiúesi artmÕútÕr.231

Daha fazla verim elde etmek adÕna yo÷un olarak kullanÕlan pestisit kullanÕmÕ, gÕda kirlili÷i ve çevre kirlili÷ine neden olmuútur. AyrcÕa gÕdalarda kalÕntÕ yaparak insan sa÷lÕ÷Õna zarar vermektedir.

Organik üretimdeki zorluklara ba÷lÕ olarak fiyat oluúumundaki de÷iúkenlik üretim ve pazarlama aúamasÕnda bir takÕm sorunlarÕn yaúanmasÕna sebep olacaktÕr. Zaman içerisinde tüketici bilincinin oluúmasÕna paralel olarak bu sürecin kÕsalmasÕ ve sorunlarÕn çözülmesine ba÷lÕ olarak sa÷lÕklÕ ürünler topluma sunulacaktÕr.232

Tüketicilerin sa÷lÕk ve gÕda güvenli÷i gerekçesiyle organik gÕda ürünlerine yönelmeleri, organik gÕda pazarÕnÕn geliúmesi açÕsÕndan kuvvetli bir dayanaktÕr. Bunun sonucunda Türkiye’de de artan sa÷lÕk endiúesi, dengeli beslenme gibi bir takÕm etkenlerden dolayÕ, organik ürünler tüketiciler tarafÕndan geleneksel ürünlere daha fazla tercih edilir hale gelmiútir.233



231 “Organik Bal”, http://www.ayderbal.com/tr/organik-bal-uretimi, (30.09.2011) 232 “Organik Bal”, http://www.ayderbal.com/tr/organik-bal-uretimi, (30.09.2011) 233 Kacur, s. 257.

99

Çiftlikten sofraya güvenli gÕda üretimi esasÕna dayalÕ olarak, risk analizi ve izlenebilirlik gibi yeni yasada da yerini alan anlayÕú bir an önce hayata aktarÕlmalÕdÕr.

Özellikle izlenebilirlik sistemi olarak bilinen çiftlikten son ürüne kadar olan süreçte kontrol ve denetim büyük önem taúÕmaktadÕr. Hammaddenin üretim yöntemlerinin, sektörde üretim yapan tesislerin teknik ve hijyenik koúullarÕnÕn iyileútirilmesi ve çevreye saygÕlÕ üretim koúullarÕnÕn oluúturulmasÕ, gÕda üretimi kadar gÕda sanayisine verilen hizmetlerin de arttÕrÕlmasÕ ve iyileútirilmesini beraberinde getirecektir.234

Organik gÕda seçimine etki eden bir baúka neden de do÷ru beslenmeyle sa÷lÕ÷Õn korunmasÕna verilen önemin artmasÕdÕr. “Deli dana” hastalÕ÷Õ (BSE) gibi gÕda güvenli÷i skandallarÕnÕn toplum üzerinde yarattÕ÷Õ etki, organik gÕda ürünü satÕn alma tercihinde büyük rol oynamÕútÕr. Tüketicinin bu sa÷lÕk skandallarÕndan sonra kitlesel üretim yapan gÕda üreticilerine duydu÷u güvensizlik, gÕdada kalite ve güvenlik arayÕúÕnÕ arttÕrmÕú ve tüketicinin daha çok organik gÕda tercih etme e÷ilimi göstermesine neden olmuútur.235

AyrÕca geliúmiú ve geliúmekte olan ülkelerde üst gelir seviyesine sahip olan veya orta seviyedeki gelirini tamamen sa÷lÕk endiúesi ile organik ürünlere yatÕrmaya hazÕr olan tüketici gruplarÕna yönelik organik gÕdalar, günümüzde önem kazanmaya baúlamÕútÕr.236

3.3.3.2. Kalite StandartlarÕ

GÕda ürünleri sa÷lÕmÕzÕ en kolay etkileyecek faktörlerin baúÕnda gelir. DolayÕsÕyla gÕda ürününün güvenli÷i, ürünü kullanan tüketicinin mutlak bir talebidir ve üretici firmalarda tamamÕyla yönetimin sorumlulu÷udur. O nedenle 

234Mehmet So÷ancÕ, http://www.tmmob.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=1581&tipi=9,

(01.09.2011)

235Fotopoulos ve Krystallis, s. 236. 236 HÕz, s.110.

100

kalite sistemi terminolojisine göre; gÕda güvenli÷ine mutlak ve de÷iúmez bir kalite parametresi gözü ile bakmak gerekir.237

Kalite standartlarÕ tüketicilere, perakende zincirinde üretim süresince gÕda ve kaliteye odaklanmÕú bir güvence vermektedir. Standartlar, tarÕm sektöründe ürün pazarlanabilme ve daha da önemlisi yüksek kaliteli tarÕmsal gÕda ürünleri tüketicilere sunmada önemli bir paya sahiptir.

Günümüzde küreselleúme sürecinde dünya ticaretindeki yeniden yapÕlanmanÕn hÕz kazanmasÕyla standardizasyon önemini daha da arttÕrmÕútÕr. Standardizasyonun üretici, firma, ekonomi ve tüketici açÕsÕndan da birçok yararÕbulunmaktadÕr. Nitekim,planlÕ ve kaliteli üretim, kayÕplarÕn azaltÕlmasÕ, depolama ve taúÕmayÕ kolaylaútÕrmasÕ ile üreticiye; kaliteli ve standart üretimin teúvik edilmesi, arz ve talebin dengelenmesi, dÕú ticaretteki anlaúmazlÕklarÕn elimine edilmesi, dÕú satÕmÕn geliútirilmesi ve rekabete olumlu etkisi ile ekonomiye; karúÕlaútÕrma ve seçim kolaylÕ÷Õ sa÷lanmasÕ, fiyat ve kalite yönünden aldatmalarÕn azaltmasÕ, satÕú sonrasÕhizmetleri geliútirmesi ile tüketiciye sa÷layaca÷Õ katkÕlar çok fazladÕr.238

BazÕ organik ürünler çeúitli kalite standartlarÕna (örn. Derecelendirme standartlarÕ) uymamalarÕ nedeniyle perakende zincirleri tarafÕndan kabul edilmemekte ve bunun sonucu üretici baúka bir da÷ÕtÕm kanalÕ seçmekte veya söz konusu ürünleri ekarte etmektedir. Böyle durumlarda çiftçiler ürünlerini do÷rudan kendi pazarlarÕndaki tüketicilere satarak, çeúitli standartlara uyma zorunlulu÷undan muaf olmaktadÕr. BazÕ durumlarda ise üretimin talebi geçti÷i durumlarda talep fazlasÕ olan ürünler kalite standartlarÕnÕ karúÕlamasÕna karúÕn konvansiyonel ürün pazarÕnda satÕúa sunulmaktadÕr.239



237 “ISO 22000 HACCP GÕda Güvenli÷i Yönetim Sistemi”,

www.standartkalite.com/haccp_iso22000_nedir.htm, (08.09.2011)

238 “Türkiye’de TarÕmsal Ürünlerin Pazarlama KanallarÕ ve AraçlarÕnÕn De÷erlendirilmesi”,

http://www.zmo.org.tr/resimler/ekler/7968ad196a5085f_ek.pdf?tipi=14&sube=, (15.09.2010)

101

Ülkemizde tarÕm iúletmeleri ve gÕda firmalarÕnda geliúmiú ülkelerdeki boyutta ve etkin kalite kontrol sistemleri oluúturulamamÕútÕr. Kaliteli gÕda için, firma içindeki kalite kontrolünün yanÕsÕra, resmi kontroller ve laboratuarlarÕn da yeterli düzeyde olmasÕ gerekmektedir. Firmalarda ileri teknoloji kullanÕmÕnÕn yetersizli÷i, ürünün niteli÷ini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu açÕdan kalite kontrol çalÕúmalarÕ ürün ve tüketici açÕsÕndan zorunluluktur.240

3.3.3.3. GÕda Güvenli÷i

Günümüzde organik tarÕm kurallarÕ çerçevesinde üretilen gÕdalara olan talep gün geçtikçe artmaktadÕr. Bunun nedeni organik gÕdalarÕn konvansiyonel gÕdalara kÕyasla daha sa÷lÕklÕ oldu÷una dair algÕdÕr. AyrÕca, hayvanlarda deli dana hastalÕ÷ÕnÕn ortaya çÕkmasÕ, et ve yumurtalarda Salmonella’ya rastlanma, ette

Campylobacter’e rastlanma sÕklÕ÷ÕnÕn artmasÕ, Listeria’nÕn bazÕ süt ürünlerinde

bulunmasÕ, gÕda ve yemlerde dioksinlerin bulunma sÕklÕ÷Õndaki artÕú, pestisitlerin, antibiyotiklerin, katkÕ maddelerinin ve bu gibi maddelerin gÕdalarda olmasÕ gerekenden fazla bulunmasÕ, içme sularÕnÕn pestisit ve nitrat ile kirlenmesi gibi durumlar toplumda gÕda güvenli÷i ile ilgili endiúelere yol açmaktadÕr. Bu durum organikgÕdalara olan ilginin artmasÕna neden olmuútur.241

Organik ürünlere olan talep, daha çok bu ürünlerin sa÷lÕk açÕsÕndan güvenli olmalarÕndan kaynaklanmaktadÕr. Özellikle ülkemizde son yÕllarda artan kanser ve benzeri çaresi zor bulunan hastalÕklarÕn kökeninde hatalÕ beslenme ve güvensiz gÕdalarÕn oldu÷u ortaya konulduktan sonra, insanlar sa÷lÕklÕ gÕdalara ve organik gÕdalara yönelmiúlerdir.242

Organik üretim standartlarÕ yapay kimyasallarÕn kullanÕmÕna izin vermemektedir. Kontrollü koúullarda dikkatle tasarlanmÕú uzun süreli deneyler



240 “Türkiye’de TarÕmsal Ürünlerin Pazarlama KanallarÕ ve AraçlarÕnÕn De÷erlendirilmesi”,

http://www.zmo.org.tr/resimler/ekler/7968ad196a5085f_ek.pdf?tipi=14&sube=, (15.09.2010)

241Halil Tosun ve Betül Kaya, “Organik GÕdalarda GÕda Güveli÷i”. GÕda Teknolojileri Elektronik Dergisi, Cilt:5, SayÕ:2, 2010, s. 49.

242 Ruhsar Yanmaz, “Organik Ürünlerin PazarlanmasÕ ve Ticareri”,

102

organik olarak iúlenen tarlalardaki yapay kimyasal girdisinin geleneksel olanlara göre yaklaúÕk %97 daha düúük oldu÷unu göstermiútir.243

Organik ürünler, daha önce kontamine olmuú toprakta iúlenmeleri, özellikle e÷imli arazilerde kimyasallarÕn topra÷a sÕzmasÕ, izinli olmayan kimyasallarÕn kullanÕmÕ, rüzgarla sürüklenme sonucu çapraz bulaúmalarla, yakÕndaki konvansiyonel tarlalardan sprey olarak kullanÕlan ilaçlar ile yer altÕ sularÕile hatta transfer, iúleme ve depolama sÕrasÕnda pestisitlerle kontamine olabilirler.244

Bitkisel üretimde kullanÕlan organik atÕklar ve sulama suyu hastalÕ÷a bakteri ve virüs taúÕma içermemelidir245AyrÕca tarÕmsal ürünlerin iúlenmesinde, istenmeyen do÷al veya endüstriyel maddelerin, ürünleri kirletmedi÷inden emin olunmalÕdÕr.246

BazÕ kimyasallarÕn ço÷unlu÷u, önceden bilinmeyen riskler taúÕsalar bile insan sa÷lÕ÷Õna etkileri bakÕmÕndan uygun bir araútÕrmaya konu olmamÕúlardÕr. GÕdalarÕn, kanserojen olarak bilinen kadmiyum ile kontaminasyonu çok tartÕúÕlan bir konudur. Kadmiyumun topraktaki ana kaynaklarÕ fosfatlÕ suni gübrelerdir. FosfatlÕ suni gübrelerin kullanÕmÕ organik tarÕmda kabul görmemektedir.247

Genel olarak organik gÕdalarÕn konvansiyonel gÕdalara kÕyasla daha güvenli oldu÷u görülmektedir. Ancak organik gÕdalarda da çeúitli faktörler risk oluúturmaktadÕr. Bu risklerin planlÕ ve kapsamlÕ çalÕúmalar ile ortaya koyulmasÕ ve bu risklere karúÕ önlemler alÕnmasÕ gereklidir. DolayÕsÕyla konuyla ilgili daha fazla çalÕúmaya ihtiyaç duyulmaktadÕr. Tüketicilerin organik gÕdalarÕn güvenli÷i konusunda daha do÷ru bilgilendirilmesi gerekmektedir.248

 243 Tosun ve Kaya, s. 51.

244 Tosun ve Kaya, s. 51.

245Holger Kirchmann ve Gudni Thorvaldsson, “Challenging targets for future agriculture”, European Journal of Agronomy, Cilt:12, SayÕ:3-4, 2000, s. 152.

246 Kirchmann ve Thorvaldsson, s. 152. 247 Tosun ve Kaya, s. 52.

248 Bingöl øli TarÕm ve HayvancÕlÕk Sektörü,

http://www.fka.org.tr/SayfaDownload/BiNGoL_iLi_TARiM_VE_ORMANCILIK_SEKToRu.pdf, (22.11.2011)

103

Organik ürünlere yönelik artan talep do÷rultusunda organik ürünlerin ticaretini teúvik edicidevlet yardÕmlarÕnÕ da berbaerinde getirmektedir. Devlet teúvik ve yardmlarÕ dolayÕsÕya üreticilerin ticarette iúleri kolaylaúmaktadÕr.

Piyasa talebini esas alan organik tarÕm politikalarÕnÕn ayrÕca gÕda güvenli÷ine yönelik olarak tamamlanmasÕ ve desteklenmesi gerekmektedir.249

Ülkemizde organik sektörü halen tam anlamÕyla geliúmemiútir. Bu sebeple organik ürünlere gÕda güvenli÷i açÕsÕndan bir bakÕú açÕsÕnÕn geliútirilememiú olmasÕ büyük bir eksikliktir. Ülkemizde uygulanan organik tarÕm uygulamalarÕnÕn ne derece uygun oldu÷u, bu konuda gÕda güvenli÷i açÕsÕndan çeúitli eksikliklerin bulunup bulunmadÕ÷Õ konusunda çalÕúmalar yapÕlmalÕdÕr.250

3.3.3.4. Etik Kimlik

Günümüzde tüketici odaklÕ bir pazarlama anlayÕúÕnda olan iúletmeler, hem tüketici istek ve ihtiyaçlarÕnÕ karúÕlamak, hem de toplumsal yapÕlanma içinde varlÕ÷ÕnÕ sürdürmek durumunda olan tüzel kiúiliklerdir. Bu iúletme faaliyetleri, tüketici ve çevre bazÕnda incelenmesi etik kavramÕnÕ do÷urmuútur. øúletmeler rekabet ortamÕnda etik kavramÕnÕ üzerinde önemle durmaktadÕrlar.

Etik kavramÕ, insanÕn toplumsal ölçekte gerçekleútirdi÷i ve baúkalarÕnÕ etkileyensonuçlarÕ olan davranÕúlarÕ/eylemleri/yapÕp-etmeleri ve bunlarÕ biçimlendiren düúünmesüreçleri ile ilgilidir. Bu ilgili oluú çerçevesinde eti÷in somut olarak ortaya çÕkÕúÕ üç biçimdeolmaktadÕr:251

1) Felsefenin bir ana alanÕ olarak etik, davranÕúlar ba÷lamÕnda iyinin ne oldu÷u ve nelerin iyi oldu÷u konusunu ele almakta; insanÕn ideal davranÕúlarÕnÕ formüle etmeyi amaçlamaktadÕr.

 249 Çetin, s. 28.

250 Tosun ve Kaya, s. 57.

251Gülay YÕldÕrÕm ve Selim KadÕo÷lu, “Etik ve TÕp Eti÷i Temel KavramlarÕ”,C.Ü. TÕp Fakültesi Dergisi, Cilt:29, SayÕ:2, 2007, s. 76.

104

2)Toplum yaúamÕnda eti÷in karúÕlÕ÷Õ, insanlarÕn birbirleriyle iliúkilerinde neler yapmalarÕ ve nelerden kaçÕnmalarÕ gerekti÷iyle ilgili bir kurallar kümesi; kÕsaca genel ahlaktÕr.

3) Belli bir alanda etkinlik gösteren kiúilerin uymalarÕ gereken kurallarÕn belirlendi÷i ve alana özgü uygulamalardaki østenen davranÕúlarÕn irdelendi÷i meslek etikleri; ilk ikiye göre daha yenidir ve bir bakÕma onlarÕn bir sentezidir.

Genel anlamda etik de÷er ise “politika, ekonomi, estetik, hukuk, politika, din, tarih gibi tematik bir çerçevede, birey, aile, grup, toplum, insanlÕk, … gibi belirli bir kitle tarafÕndan, daha çok olumlu bazen de olumsuz nitelik atfedilmiú bulunan, kiúi, nesne, yer, durum, süreç, kavram, …” biçiminde betimlenebilir. Bu çeúitlilik içinde etik de÷erin belirleyici özelli÷i, davranÕúlara yön gösteren ve onlarÕ gerekçelendiren bir öneri veya yönerge niteli÷i taúÕmasÕdÕr. FarklÕ bir anlatÕmla etik de÷erler, zihinde davranÕúÕ belirleyen düúünme süreçleri için ölçüt, toplum ölçe÷inde davranÕúÕ düzenleyen kurallar için kaynak oluútururlar. FarklÕ çerçevelere özgü temel yaklaúÕmlarÕ ve davranÕúlara yön gösteren ve ölçüt oluúturan, en genel, temel ve soyut kurallarÕ ifade eden ilke kavramÕ, genel olarak de÷er ile anlamdaú de÷ildir.252

Ahlak bilimi ya da ahlak felsefesi olarak da ifade edilebilen etik; insanÕn bireysel ve toplumsal iliúkilerini nasÕl yönlendirmesi gerekti÷ini, iyi ve kötü nitelikteki söz ve davranÕúlarÕ belirleyecek ölçütlerin neler olabilece÷ini inceleyen bilim dalÕ olarak tanÕmlanabilir. Bu noktada ahlak, gerçek hayata iliúkin süregelen insan davranÕúÕnÕ de÷erlendirir ve yön vermeye çalÕúÕrken etik, bir felsefe bilim dalÕ olarak ahlaki ba÷ÕntÕlarÕn niteli÷i üzerinde genel bir görüú elde etmeye çalÕúÕr.253

Nüfus artÕúÕ ile belli alanlarda yo÷unlaúan insan topluluklarÕ sanayi ve ticaretle geliúip ekonomik ölçekte farklÕlaúma, çeúitlenme, sanat, kültür ve e÷itimle de÷iúme, örgütlenme ve uzmanlaúmanÕn yaygÕnlaúmasÕ, etik, kimlik, kavram ve 

252 YÕldÕrÕm ve KadÕo÷lu, s. 76.

253 Ömer Torlak, Pazarlama AhlakÕ: Sosyal Sorumluluklar Ekseninde Pazarlama KararlarÕ ve Tüketici DavranÕúlarÕnÕn Analizi, Beta YayÕnlarÕ, østanbul, 2001, ss. 75-76.

105

kurallarÕnÕn oluúumu sonucu kentsel mekanlarÕ oluúturmakta, úekillendirmekte ve tanÕmlamaktadÕr.254

Organik ürünlerin üretimiyle ilgili olarak bu ürünlerin yapÕsÕ gere÷i baúta insanlar olmak üzere hiç bir canlÕnÕn sa÷lÕ÷Õna zarar vermemesi gerekmektedir. Ancak bu ürünlerin üretimi esnasÕnda kimi etik ilkelerin ihlal edilmesi, beraberinde çeúitli sorunlarÕ da getirmektedir. Bu konuya iliúkin olarak organik ürünlerin üretimi esnasÕnda ortaya çÕkan etik sorunlarÕn, üreticilerin kendilerine yönelik gelir elde etme amaçlarÕnÕn, sahip olduklarÕ ya da olmalarÕ gereken görev, yükümlülük ve sorumluluklarla çeliúti÷i zaman ortaya çÕktÕ÷ÕnÕ belirtmiútir.255

Etik ya da “yeúil” tüketicilik -sÕk anÕldÕklarÕ biçimde- tüketici satÕn alma davranÕúÕnÕn davranÕúsal bir boyutudur.256

Dünyada organik ürünlere iliúkin olarak üretim ve tüketim pazarlarÕ paralel bir yapÕda de÷ildir. Bu durum nedeniyle ülkemizde organik tarÕmsal üretim yapan hemen her kuruluú iç pazarda yeterli talep olmamasÕ nedeniyle ürünlerini çeúitli yollarla yabancÕ markalar altÕnda ihraç etmektedir. Bu ve benzeri geliúmeler Türkiye’de faaliyet gösteren organik ürün üreticilerinin gelirlerinin önemli oranda azalmasÕna neden olmaktadÕr. Türk organik ürün sektöründe yaúanan bu olumsuz durum, yeterince bilinçli davranmayan üreticilerin tutumlarÕyla birlikte etik açÕdan çeúitli sorunlarÕn ortaya çÕkmasÕna da neden olabilmektedir.257

Organik ürünler açÕsÕndan bakÕldÕ÷Õnda bu ürünlerin kendine has özellikleri nedeniyle ambalaj ve sertifikasyon giderlerinin ötesinde uygulanan aúÕrÕ kar marjlarÕbu ürünlerin fiyatlandÕrÕlmasÕ konusunda da bir takÕm etik sorunlara neden olabilmektedir.



254 Atilla Gül ve Erkan Polat, “Kentlerin Gelece÷i øçin Bir Zorunluluk; Bütüncül Ekolojik

YaklaúÕm”, http://idc.sdu.edu.tr/tammetinler/kalkinma/kalkinma18.pdf, (20.04.2011)

255 NardalÕ, s. 143.

256M.G. McEachern ve P. McClean, “Organic purchasing motivations and attitudes: are they

ethical?”, International Journal of Consumer Studies, Cilt:26, SayÕ:2,2002, s.86.

106

Örne÷in etik kimli÷iyle ön plana çÕkan ve buna göre kendini konumlandÕran bir denetim firmasÕnÕn organik gübreye verilen bir sertifikasyon hizmetini karúÕlamamasÕ etik bir tutumun sonucudur.258

3.3.3.5. Çevre Bilinci

Çevre bilinci kavramÕnÕn çok çeúitli kullanÕm alanlarÕ olmakla birlikte günümüzde kendini en yo÷un olarak gösterdi÷i alan politikadÕr. Çevre bilincinden amaçlanan, birçok bilim adamÕnÕn da vurguladÕ÷Õ gibi çevre bilgisi, çevreye olan tutum ve çevreye yararlÕ davranÕúlardÕr. Bunlar úu úekilde açÕklanabilir:259

- Çevre bilgisi: Çevreye ait sorunlar, bu sorunlara aranan çözüm yollarÕ, ekolojik alandaki geliúmeler ve do÷a hakkÕndaki tüm bilgilerdir.

- Çevreye yönelik tutumlar: Çevre sorunlarÕndan kaynaklanan korkular, kÕzgÕnlÕklar, huzursuzluklar, de÷er yargÕlarÕ ve çevre sorunlarÕnÕn çözümüne hazÕr bulunuúluk gibi kiúilerin çevreye yararlÕ davranÕúlara karsÕ gösterdikleri olumlu veya olumsuz tavÕr ve düúüncelerin hepsidir.

- Çevreye yararlÕ davranÕúlar: Çevrenin korunmasÕ için gösterilen gerçek

davranÕúlardÕr. Bu tür davranÕúlar literatürde, çevre dostu veya çevreye yararlÕ davranÕúlar olarak yer almaktadÕr.

FirmalarÕ pazarda süreklilik sa÷lanmasÕnda önemli olan tüketici tatminidir. Tüketiciler çevresel ürünler ya da çevreye dost olan gÕda ürünleri tercih etmek istedikleri takdirde firmalarÕn bu konu üzerinde önemle durmasÕ gerekmektedir.

Avrupa ülkelerinde, tüketicilerin gelir seviyesinin yükselmesi, çevre bilincinin geliúmesi ve tüketicilerin besinlerde tarÕmsal ilaç kalÕntÕlarÕna

 258 NardalÕ, s. 123.

259Sinan Erten, “Çevre E÷itimi Ve Çevre Bilinci Nedir, Çevre E÷itimi NasÕl OlmalÕdÕr?”, Çevre ve ønsan Dergisi, Çevre ve Orman BakanlÕ÷Õ YayÕn OrganÕ, Ankara, SayÕ:65/66, 2004, s. 4.

107

gösterdikleri duyarlÕlÕk nedeniyle çevre koruma ve insan sa÷lÕ÷ÕaçÕsÕndan önemli olan organik tarÕm ürünleri üretilmeye ve tüketilmeye baúlanmÕútÕr.260

Üreticilerin organik tarÕma baúlamalarÕnda ürünün fiyatÕnÕn yüksek olmasÕve fiyat primi verilmesi en önemli etken olarak belirlenmiú, pazar ve satÕú garantisi daha sonra gelmektedir. Üreticiler baúlangÕçta organik tarÕmÕ daha az girdinin kullanÕldÕ÷Õ bir üretim úekli olarak algÕlamakta, çevre boyutunu yeterince bilmemektedir.261

Tüketicilerin ekolojik ürünleri satÕn alarak bilinçli tercihlerde bulunmasÕ, üretim eylemlerinin de çevreye daha duyarlÕ olacak biçimde yönünü de÷iútirebilir. Çevreye karúÕ duyarlÕ ve bilinçli tüketicilerin di÷er ürünler arasÕndan ekolojik ürünleri satÕn almasÕ, ekolojik ürünlerin piyasada kalmasÕnÕ ve ekolojik olmayanlarÕn ortadan kalkmasÕnÕ sa÷layarak iúletmelerin ürün ve üretim úeklini do÷rudan etkileyece÷i düúünülmektedir. Ekolojik ürün üretme ve pazarlama çalÕúmalarÕnÕn planlanmasÕ ve yönetilebilmesi çevreye karúÕ duyarlÕ tüketicilerin tutum ve davranÕúlarÕnÕn analiz edilmesiyle olacaktÕr.262

Artan çevre bilinci ile gÕda ambalajlarÕnÕn geri dönüúümü ve tekrar kullanÕmÕ dünyanÕn önemsedi÷i baúlÕca konular arasÕnda yerini almÕútÕr. Bu alanda özellikle geliúmiú ülkelerde ve entegrasyonlarda yasal düzenlemelere gidilmektedir.263 Kiúilerin bireysel olarak bu uygulamalarÕ destekler nitelikte davranmasÕ hem kendini hem de gelecek kuúaklar için daha iyi bir gelecek olmasÕna katkÕda sa÷layacaktÕr. Bireysellik dÕúÕnda firma kültürü olarak bu tarz bir yaklaúÕmÕ benimsemek ve süreklili÷ini sa÷lamak topluma fayda sa÷layacaktÕr.



260 Zerrin Kenano÷lu Bektaú ve Bülent Miran, “Manisa ve øzmir øllerinde Geleneksel ve Organik

Çekirdeksiz Kuru Üzümün KarúÕlaútÕrmalÕ Ekonomik Analizi”, Tekirda÷ Ziraat Fakültesi Dergisi, Cilt:3, SayÕ:3, 2006, s. 286.

261 Bektaú ve Miran, s. 294.

262Veysel YÕlmaz, Eray Çelik , Ceren Ya÷Õzer, “Çevresel DuyarlÕlÕk Ve Çevresel DavranÕúÕn

Ekolojik Ürün SatÕn Alma DavranÕúÕna Etkilerini YapÕsal Eúitlik Modeliyle AraútÕrÕlmasÕ”, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:9, SayÕ:2, 2009, s. 2.

263 “Türkiye’de TarÕmsal Ürünlerin Pazarlama KanallarÕ ve AraçlarÕnÕn De÷erlendirilmesi”,

108

Çevre bilinci araútÕrmalarÕnda, sadece çevreye karsÕ olan olumlu tutumlar veya yeterli çevre bilgilerine bakarak çevre bilinci yüksektir demek çok do÷ru bir yaklaúÕm de÷ildir. AraútÕrmalar, olumlu tutumlarÕn davranÕúa dönüúmesinin kÕsa zamanda olamayaca÷ÕnÕ bunun zaman alaca÷ÕnÕ göstermektedir.264

 264 Erten, s. 11.

109 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

ORGANøK GIDALARA øLøùKøN TÜKETøCø DAVRANIùLARINI BELøRLEMEYE YÖNELøK øZMøR øLøNDE BøR ARAùTIRMA