• Sonuç bulunamadı

1.3. İttifak Kavramı Tanımı ve İttifak Teorileri

1.3.3. Omnibalancing teorisi

Realist ve neorealist düşüncelerin ittifak teorilerini açıklamaları yanısıra iç faktörlerin de ittifak yapmak konusunda rol oynadığını öne süren düşünce vardır. Buna inananlar özellikle 3. Dünya ülkelerini ele alırlar. Bu düşünürler realist ve neorealist görüşlerin 3. Dünya ülkelerinin yaptıkları ittifakları açıklamakta yetersiz olduğunu öne sürmektedirler. Üçüncü dünya ülkeleri politikasının çok farklı olduğu ve bu topluluğa ait ve onun özelliklerini açıklayabilecek bir teoriye gereksinim olduğunu iddia etmektedirler.Steven David güç dengesi teorisine bir seçenek olarak Omnibalancing teorisini ortaya atmıştır. Bu teori realist görüşün anarşik ortamda çıkarların çatışacağı ve beka'nın yaşamsal önem taşıdığı temel çıkış noktalarını kabul eder. Böylece güç, çıkar ve rasyonellik uluslararası siyasette temel endişe kaynaklarıdır.

Güç dengesi teorisi bir devletin dış tehdite karşı durma gereksinimini vurgularken omnibalancing teorisi ülkenin liderlerine karşı hem dış ve hem de iç tehditlerin varlığını iddia etmektedir. Realist görüşün aksine Omnibalancing teorisi devletlerin ulusal çıkarları gözeten tekil aktörler olduğunu kabul etmez. Bu teori iç tehditlerin önemli bir rol oynadığını ifade eder. Steven David üçüncü dünya ülkelerinin ittifak ilişkilerinin incelenmesi gerektiğine işaret etmiştir. Buna göre üçüncü dünya ülkeleri makul değerlendirmeler yaparak hangi dış gücün kendilerini iktidarda tutacağına karar verirler. Düşünürün sınıflandırmasına göre üçüncü dünya ülkelerinin çoğu sömürgecilik dönemi sonrası oluşmuş yapay ülkelerdir. Bu ülkeleri yönetenlerin kişisel çıkarlarını gözettiklerine inanır. Bu ülkelerde iç tehdit dış tehditden daha fazladır. İç güvenliği sağlamak için dış ittifaklar yaparlar. Böylece devletin kaynaklarını iç güvenliği sağlamak yönünde harcayabilirler.

Üçüncü dünya ülke liderleri yakın yurtiçi tehlikeli düşmanlara karşı durmak için ittifak yaparlar. Üçüncü dünya politik ortamının tehlikeli ve instabil olması nedeniyle bu

61 Schweller L Randall, "Bandwagoning for Profit.Bringing the Revisionist State Back In", International Security, Vol

ülkelerde liderlerin kararlarını kendilerini iktidarda tutacak dış güçler etkiler. Bu ülkelerde etik değerlere verilen önem düşük düzeydedir ve az sayıda 3. Dünya ülkesi lideri devleti kaybetme endişesi taşır. Bu nedenle siyasi liderliğinin devamı devletin devamından önce gelir. Böylece analiz düzeyi devlet değil liderlik olur. Omnibalancing teorisi tehdit altındaki liderin başka bir tehditle dayanışmaya girerek ilk tehlikeyi bertaraf etmeye çalıştığını öngörür. Üçüncü dünya liderlerinin öncelikli amacı hem iç hem dış tehditlere karşı dengeleme yapmaktır. Omnibalancing teorisi üçüncü dünya liderlerinin zayıf ve illegal oldukları için ittifak yaparken öncelikle düşüncelerinin kişisel ve politik yaşamlarını idame ettirmek olduğunu kabul eder.

Realist görüşün devleti üniter aktör olarak görmesine karşın üçüncü dünya ülkelerinde sorunları önleyecek anlayış ve toplum birliği yoktur. Güç dengesi teorisi karar vericilerin "Bu politika devletin gücünü nasıl etkiler?" sorusunu sorduğunu kabul ederken Omnibalancing teorisi liderlerin " Bu politika benim iktidarda kalışımı nasıl etkiler?" sorusunu sorduğunu öne sürmektedir.62

Güç dengesi teorisine göre devlet lideri " Hangi olası dış güç benim devletimi diğer dış tehditlerden koruyabilecektir?" sorusunu sorarken Omnibalancing teorisine göre karar verici " Hangi dış güç şahsımı iç ve dış tehditlerden en iyi şekilde koruyabilir?" sorusunu sorar. İç tehditler üçüncü dünya liderlerinin iktidarına karşı dış tehditlerden daha yoğun risk oluşturur. Çok sayıda lider ülkedeki düşmanları tarafından iktidardan uzaklaştırılmıştır. Üçüncü dünya ülkelerinde hükümetler koruyucu veya yasal değildir. Bu nedenle üçüncü dünya ülkelerinde iç siyaseti uluslararası politikanın küçük ölçekli bir örneği olarak düşünmek mümkündür. Ülkeler arasında olduğu gibi bir devlet içindeki gruplar için de beka bakımından dengeleme politikası çok önem taşır.

Jack Levy ve Michael Barnett üçüncü dünya ülkelerinin ittifaklarını iç politik ve ekonomik faktörlerle açıklar. Yazarlar rejimin stabilitesinin devletin devamından daha öncelik taşıdığına inanmaktadırlar. Diğer devletler için geçerli olduğu gibi, üçüncü dünya devletleri de güvenliği sağlamak için dış ittifaklar yapmak veya yurtiçi askeri destek hazırlamak seçeneklerine sahipdir. Dış ittifaklar güvenliğin sağlanmasında yararlı olur, fakat bağımsızlığın belirli ölçüde kaybı, ittifakın bozulması ve terkedilme gibi tehlikeler içerir. Yurt içinde askeri desteğe başvurmak daha maliyetli ve daha yavaş bir süreçtir.

Üçüncü dünya ülkeleri sistemik yapılanma ve tehditlerden ziyade ülke içi siyasi ve ekonomik faktörlerden etkilenir. Ülkedeki zayıf ekonomi ittifak tercihlerini etkiler. Karar vericiler ekonomik olarak güçlü devletlerle ittifak yapmaya yönelirler, bu şekilde ekonomik ve siyasi sorunlarına çözüm ararlar.

Üçüncü dünya liderleri sosyal refah, ekonomik gelişme, politik stabilite, güç, güvenlik ve bağımsızlık amaçlarlar. Bu ülkeler bağımsız olarak silah üretebilmek için yeterli altyapı, ekonomik kaynak ve teknolojiye sahip değildirler. Bu ülkelerde bir başka sorun da ordunun büyük ölçüde yönetime sadık bireylerden oluşması ve askere almak için düzenli genel bir kayıt sisteminin olmayışıdır.

Dış ittifaklara yönelerek ekonomik yardımın yanısıra askeri yardım da alarak iç ve dış tehditlere karşı koymaya çalışırlar.63 Güçlü devletlerin bile yurt içindeki sıkıntılar dolayısıyla savaş hazırlıklarını kısıtlayabileceği bilinmektedir. Savaşa hazırlık için gerekli olan insan gücü, savaş malzemeleri ve gelir temini gibi unsurlar toplum tarafından denetlenmektedir. Bir devlet savaşa girdiği zaman iki yönlü sorunla karşılaşmaktadır. Bir tarafdan düşmanlara karşı sınırlarını korurken diğer tarafdan ülke içinde kaynakların kullanımında muhalefete muhatap olacaktır. Makul ölçüde savaş hazırlığı yapmak politik stabiliteyi etkilemezken yoğun şekilde savaşa hazırlanmak politik stabiliteyi etkiler. Politik maliyeti yüksek olduğu için devletler siyasi stabiliteyi savaş hazırlıklarına tercih eder. Yurt içinde şiddetli şekilde kısıtlanan devletler savaş hazırlıklarının maliyetini paylaşarak söz konusu maliyetleri azaltmak amacıyla resmi veya gayriresmi olarak yabancı aktörlerle ittifak yaparlar. Böylece bağımsızlıklarını belirli ölçüde yitirmeleri doğaldır. İttifak kavramına yakın olarak siyasi literatürde geçen koalisyon, blok, pakt gibi oluşumlar da uluslararası ilişkilerde mevcuttur.Koalisyonlar tek amaca yönelik, kısa süreli işbirliği olarak bilinir. Blok belli veya bir kaç konuda birliktelik olup aynı zamanda blok içindeki devletler beraber davranma niyetindedir. Paktlar için biçimsel bir antlaşma söz konusudur.