• Sonuç bulunamadı

1.1. OKUMA ANLAMA

1.1.5. Okuma Anlamayı Oluşturan Süreçler

Day ve Park (2005) okuduğunu anlama sürecinin altı bölüme ayırmakta ve bunları şöyle açıklamaktadırlar:

a- Durağan Okuduğunu Anlama

Durağan okuduğunu anlama, basit bir şekilde metnin anlaşılmasıyla ilgilidir. Du- rağan okuduğunu anlama sorularına, direkt ve açık bir şekilde metinden cevap verilebil- mekte ve öğrenciler metnin temel veya yüzeysel anlamını anlamaktadırlar.

b- Yeniden organize etme

Yeniden organizasyona dayalı okuduğunu anlama türü, metnin durağan anla- mına dayanmaktadır. Öğrenciler metnin farklı bölümlerini kullanır ve ek anlama için, bunları kombine ederler. Örneğin, giriş bölümünde “Maria Kim” isimli bir kadının 1945 yılında doğduğunu ve sonuç bölümünde 1990 yılında öldüğünü içeren bir metin okuduğumuzu düşünelim. Maria, “öldüğünde kaç yaşındaydı?” sorusuna cevap ver- mek için, öğrencinin metnin farklı bölümlerinde bulunan bilgi parçacıklarını bir araya getirmesi gerekmektedir. Bu okuduğunu anlama türüyle bağlantılı olan sorular önem- lidir, çünkü bu tür sorular, öğrencilere metni cümle cümle gözden geçirmelerine ve genel bir bakış açısı ortaya koymalarına yardımcı olmak suretiyle, onların metni bir bütünlük içerisinde araştırmalarını sağlamaktadır

c- Çıkarımlarda bulunma

Çıkarımlarda bulunma, durağan anlamın ötesinde daha çok şeyi gerektirmek- tedir. Çıkarımda bulunma, öğrencilerin metnin durağan anlamını kendi bilgileriyle ve önsezileriyle kombine etmelerini içermektedir. Öğrenciler başlangıçta çıkarımlara dayalı sorulara cevap vermekte zorluk çekebilirler, çünkü cevaplar metin içerisinde açık bir şekilde belirtilmemiştir.

Çıkarımlarda bulunma ve sonuçlar çıkarma genel olarak, okuyucuların daha önceden sahip oldukları şemaları temelinde yapılmaktadır. Başarılı bir okuduğunu anlama etkinliği, bir metni anlamanın her düzeyinde çıkarımlarda veya sonuçlar çı- karmaya bağlıdır. Bu, metni art alan bilgisiyle ilişkilendirmeden, metinlerin farklı bölümlerinin birbirleriyle eşlendirmesine, bilinen elementlerden bilinmeyene doğru uzayıp giden bir süreçtir. Yeni bilgi, en iyi şekilde önemli art alan bilgisiyle entegre edildiği zaman yeniden hatırlanır ve öğrenilir. Okuyucular art alan bilgilerini kullana- rak çıkarımlarda bulunurlar.

Anderson ve Pearson (1984, aktaran, Nassaji, 2002) okuduğunu anlamada dört tür çıkarımda bulunma veya sonuçlar çıkarma olduğunu belirtmektedir.

Bunlar;

—Şema seçimi: Birçok potansiyel şema arasından kendisi ile ilgili çıkarımlar- da bulunulan şema, belirli bir metnin anlaşılması için kullanılmalıdır.

—Seçilen şemanın hangi bölümlerinin uyumlu hale getirileceği veya seçilmiş bir şemanın belirli bir bölümüne hangi değerlerin verilmesi gerektiğine yönelik çıka- rımlarda bulunmak.

—Sıra dışı çıkarım: Bu çıkarım daha önceden aktif hale getirilmiş olan bir şe- manın bölümlerine ek değerler vermeyi içermektedir.

—Eksik bilgiye yönelik çıkarım: Bu çıkarım, belirli bir bilginin yokluğunda sonuçlar çıkarmayı içermektedir.

Okuyucunun çıkarımlarda bulunma aktivitelerini kullanmasının nedeni kendi bilgi tabanını yapılandırırken dış dünyayı daha iyi anlamlı hale getirmektir. Bunun sonucu olarak, okuduğunu anlama zenginleştirilmekte ve bilginin daha derinlemesine işlenmesi çıkarımlarda bulunma ve şemaların aktif hale getirilmesiyle mümkün ol- maktadır.

Faris ve Smeltzer’e göre (1998) çıkarımlar, şema değişkenlerine ek değerler verilerek doldurulduğunda meydana gelmektedir. Bu yüzden, eğer bilgi mevcut şe- mayla uyum sağlamazsa, yanlış çıkarımlarda bulunmadan dolayı okuduğunu anlama eksiklik veya yanlış anlama meydana gelebilir.

Xuping (2005) şema seçiminin, okuduğunu anlama etkinliğini hızlandıran bir çıkarımda bulunma süreci olduğunu ifade etmektedir. Okuma anlama, okuyucunun

aşağıdan yukarıya “bottom up” veya yukarıdan aşağıya işlemleme “top down” süreç- lerine dayalı tahminler ve çıkarımlar yoluyla şema bilgisini kullanabilme becerisine bağlıdır. Okuma etkinliğinde okuyucunun dünya bilgisi (art alan bilgisi, kültürler arası bilgi, okuma yapısal bilgi) dilbilgisi kadar gereklidir, çünkü okuycular okuma esna- sında art alan bilgilerinden faydalanarak çıkarımlarda ve tahminlerde bulunabilirler.

Chou’ya göre (2000) şemalar, okuyucuların sonuçlar çıkararak veya çıkarım- larda bulunarak, bir metni anlamaları için bir alt zemin hazırlar. Şemaların veya biliş- sel kavram haritaların sağladığı bilgi yapıları olmaksızın, bu sürecin tamamlanması zor olacaktır. Holzing ve Nischelwitzler (2005) şemaların, sosyal algılamada, metni anlamada, kavramsal ve çıkarıma dayalı düşünmede ve problem çözmede önemli bir rol oynadığını belirtmektedirler.

Goodmann’a göre (1971) okuyucu bunu, bilgiyi deneyerek, test ederek, tah- minlerde bulunarak ve deneyerek gerçekleştirir. Eğer okuyucu, okuma esnasında çıka- rımlarda bulunacak uygun art alan bilgisine sahip değilse, problemler ortaya çıkabilir (akt., Chervenick.1992).

Dochy, De Rijdt, Dyck (2002) belleğe yeni giren bilginin, şemalar içerisinde uyumlu hale getirilip, yeteri kadar bilgi kümesi doldurulduğu zaman, şemalar aktif hale getirildiğini belirtmektedirler. Eksik olan bilgi ya mevcut bilgi kaynaklarından veya belirli bir durumla ilgili bilgiye dayanılarak konuyla ilgili çıkarımlarda bulunarak tamamlanmaktadır.

Waring (1995) metindeki anlamı anlamaya çalışırken, gramer veya cümle bil- gisine fazla dikkat edilmediğini, daha çok anlama yoğunlaşıldığını belirtmektedir. Verilen bilgide eksiklik varsa bu, daha önceden var olan şemalardan çıkarımlarda bu- lunarak tamamlaya çalışılır.

d- Tahminlerde bulunma

Bu okuduğunu anlama türünde, öğrencilerin, daha sonra veya hikaye bittikten sonra, nelerin olabileceğini belirlemek için sistematik bir şekilde hem ilgili olaylar hem konu alanı bilgisini hem de hikayeye yönelik anlamı kullanmalarını içermektedir. Grow (1996) yeni bir metinle karşılaşıldığı zaman, okuyucuların ilk kelimeden başlayarak, metnin sonuna kadar cümle cümle okuyarak metni okumadıklarını, ilk önce metnin ne anlama geldiğine yönelik tahminlerde bulunduklarını belirtmektedir.

Bu süreçte önemli bir rol oynayan tahminlerde bulunma etkinliği, muhtemel olmayan alternatiflerin ve sorulacak soruların önceden elenmesi olarak anlaşılabilir. Mevcut bilgi hafızada pasif bir şekilde beklemez veya bulunmaz, aktif olarak yeni bilgiyi an- lamlandırmak ve kombine etmek için değişim içerisindedir. Bir okuyucu tahminlerde bulunmadıkça, önemli sorular sorma ve cevapları nasıl bulacağına dair yeteneği olma- dığı sürece, okuduğunu anlamanın olması mümkün değildir.

e- Değerlendirme

Bu okuduğunu anlama türü, öğrencilerden metinle ilgili genel bir değerlendir- me ortaya koymalarını gerektirir. Bu süreçte, öğrenciler hem metnin durağan anlamını hem de konu alanı ve ilgili konularla bağlantılı olan bilgilerini kullanmalıdır.

f- Bireysel tepkiler

Bu okuduğunu anlama türü, okuyuculardan konu ve metne yönelik duygularını ve düşüncelerini ortaya koymalarını gerektirmektedir. Bu okuma türünde, ortaya ko- nacak olan cevaplar metinde bulunmazlar ve direkt olarak öğrencilerden gelir.