• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM MATERYAL VE METOT

4. SONUÇ VE ÖNERİLER

4.2. OKULLARDA “TOPRAK” BİLİMİ EĞİTİMİ

Bilimsel anlamı ile toprakta bulunan bitki besin elementlerinin bitkiler tarafından gıda-ürüne dönüştürmesi birçok bilimin (ziraat, biyoloji v.b.) konusunu oluşturmaktadır. Günümüzde toprak gıda güvencesi konusunda bilimsel çalışmaya değer birçok alan bulunmaktadır. Ne var ki toprağın hak ettiği takdiri gördüğü söylenemez. Canlılığın yaşam kaynağı olduğu için onu zararlı etkilerden korumak herkes için öncelikli bir görev olmaktadır. Bunların başında şüphesiz eğitimle farkındalık başta gelmektedir.

Toprağın korunması onun değerini bilmekle mümkün olacağına göre, okullarda bilimsel esaslara dayalı doğru bir toprak bilimi eğitimi anlayışının yerleştirilmesi, yapılması gereken işlerin başında gelmektedir.

Toprak Yönetimi birçok bilim dalının birlikte çalışacağı yeni kapılar aralamaktadır. Çünkü toprak son derece karmaşık yapısı ile bir çok bilim dalını ilgilendirmektedir.

İnsanların düşünce yapısı ve bakış açısı alınan eğitimle ortaya çıkmaktadır. Çevre bilinci (eğitimi) yaşanabilir ve sağlıklı çevrenin oluşturulmasında anahtar role sahip bulunmaktadır. İnsanların çevre ile ilgili duyarlığının 9-10 yaşlarından başlamakta olduğu kabul edilir. Bu sebeple ilköğretim eğitim konularında çevre eğitimi dikkatlerden kaçmamalıdır.76

Ülkemizde normal eğitimle de ilgili sıkıntıların başında uygulamadan uzak olması ve hayat gerçekleri ile iç içe verilememesi gelmektedir. Bu yüzden okullarda verilen bilgiler teorik düzeyde kaldığından, biyolojik atıkların geri kazanımı

76

Hilmi Demirkaya, "Çevre eğitiminin Türkiye’deki coğrafya programları içerisindeki yeri ve çevre eğitimine yönelik yeni yaklaşımlar", Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (2006): 208-209

konusunda yeterli bilinç düzeyi henüz sağlanamamıştır. Özellikle ilkokullarda ve okul öncesinde müfredat yetersizliği ve uygulama eksikliği bulunmaktadır.

Okul öncesi dönemdeki çocuklara doğru bir çevre eğitimi verildiği takdirde geri dönüşüm ile ilgili bilgilerinin artırılması, çevre bilinci için temel olacaktır.77 Daha ilkokul öncesinden itibaren çocuklara toprakta yaşayan canlılar ve mikroorganizmalar konusu onların anlayış seviyelerine göre anlatılmaya başlanmalıdır. Toprak içerisinde bir besin zinciri bulunduğu, mikroorganizmaların bitkilerin beslenmesinde role sahip olduğu ve benzeri ilgili konular çocukların anlayış seviyesine göre çeşitli boyutlarda müfredatlarda yer almalıdır.

Konu, okul müfredatlarında hem çevre koruma ve sıfır atık projesi çerçevesinde ele alınmalı hem de organik tarım konsepti çerçevesinde yer bulmalıdır.

Şehirlere biriken atıl kesimin tarıma ve doğal hayata dönmesi için başta yanlış tarım politikalarından vazgeçilmesi olmak üzere yeni politikalar geliştirilmelidir. Kentlere boş yere yığılan ve tüketici konumda kalan büyük kitleyi tarım ve hayvancılığa yöneltecek tedbirler alınmalıdır. .Bunun yanında yanlış sosyal yardım politikaları ve yanlış eğitim politikaları da terkedilmelidir. Kırsal kesimde iş gücünün hızla azalmasının ana nedeni yıllardır süregelen yanlış politikalar olmuştur. 4+4+4 zorunlu eğitim yüzünden çocuklar aile işletmelerindeki iş gücü pozisyonundan çıkarılmaktadır. Bu yanlış uygulamalar nedeni ile ailece yapılan zirai, hayvansal üretim ya terk edilmekte ya da verimsizliğe mahkum edilmektedir.

Okul öncesinde çocuk çevre hakkında olumlu tutum ve davranışlar kazanır. Bu dönem çocuğun gelecek hayatı için de temel oluşturur. Bu yüzden çocukluk dönemi kritik bir devredir.78 Temel eğitim sırasında çevre şuuru yerleşirse çevreye karşı davranışlar daha duyarlı ve saygılı hale gelecektir.79

Sonuç olarak, şu sorulara cevap bulacak araştırmalara ihtiyaç bulunmaktadır: Çevre ile ilgili konulara dikkati çekmek ve aktif katılımı sağlamak amacıyla çeşitli eğitim programlarını nasıl hayata geçireceğiz? Konunun önemine ilişkin farkındalık ve duyarlılık geliştirmek için çalışmaların hayata geçirilmesi için hangi vasıtaları hayata geçirmeliyiz? Çevresel konuları güncel tutmak için hangi çalışmaları yapmalıyız?

77Joy A. Palmer, Grodzińska-Jurczak Małgorzata ve Jennifer Suggate. "Thinking about waste: Development of English and Polish children's understanding of concepts related to waste management". European Early Childhood Education Research Journal 11(2), (2003), 117.

78

Münevver Can Yaşar, Gözde İnal, Ümit Ünsal Kaya, ve Özgün Uyanık, “Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching MaÇocuk Gözüyle Tabiat Anaya Geri Dönüş” Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, (2012):31.

79

Carole G Basile, “Environmental Education as a Catalyst for Transfer of Learning in Young Children”, The Journal of Environmental Education, (2000), 21

Bu bağlamda, ülke genelinde yürütülen sosyal sorumluluk projeleri uygulamalarında öğrencilerin yer almasını gerektirecek çok sayıda faaliyet örnekleri bulunmaktadır. Öğrencilerin bu projelerde yer alması topluma ve çevreye ilişkin duyarlılıklarının artırılmasına katkı sağlayacaktır.

Sonuç olarak, çevre ve gıda sahasında yaşanan yanlış uygulamaların temelinde toprak biliminin öneminin takdir edilmemesi bulunmaktadır. Konu eğitim müfredatlarında yer almamaktadır. Halbuki toprak bilimi son yıllarda uygulama alanı olarak çok çeşitli bilimlerden (nano-teknoloji, biyo-teknoloji dahil) yararlanmaya başlamıştır. Toprağın biyo kimyasal karbon, azot, fosfor ve kükürt çevrimleri; atmosferin ve karasal ekosistemin dengesi ve besin döngüsüne katkısı daha iyi değerlendirilmektedir. Artık, topraktaki bu dönüşümler biyokimya, biyofizik ve fizikokimya klimatoloji su ve enerji denklikleri ile birlikte ele alındığından konunun önemi daha iyi takdir görmektedir.

Toprak bilimi felsefe gibi temel bilimlerin bileşkesi olarak görülmektedir. Özet olarak, temel ihtiyacımız olan gıdayı üretmek ve doğal fonksiyonlarında yönlendirmesine imkan sağlayan çok önemli bir öge olduğuna göre toprak bilimi ülkemizde okul müfredatlarında öncelikle yer alması beklenen bir konudur.

Doğala dönüşte ve çevre bilincinin artırılmasında anahtar kavram eğitimdir. İlkokul öncesinden itibaren müfredatlarda ve medyada yer alması beklenen doğru eğitim programları ile farkındalık ve bilinç artacaktır. Bitki atıklarının değerlendirilmesinde kullanılacak olan bitkisel atığın özelliğinin kavranması ve kompost ve vermikompostlamaya dair bilincin yükselmesi ile biyolojik atıklar yaygın şekilde vermikomposta dönüştürülmeye başlayacaktır. Biyolojik atıklar çevreye gelişigüzel atılmayacak, kompostlama ve/veya vermikompost olarak tarımsal üretimde kullanılacaktır. Biyolojik atıkların bu şekilde geri dönüşümü sayesinde kazanımları şu şekilde maddeler halinde sıralayabiliriz:

• Organik atıklardan hasıl olan çevre kirliliği önlenmiş olacaktır.

• Doğal gübre üretimi ile ülke büyük bir istihdam alanına kavuşacak, aileler için önemli bir kazanç kapısı ortaya çıkacaktır. Kırsal kesimde belirli işbirlikleri ile kendi ürünlerini ürettikleri gibi yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da pazarlanacağından aileler için büyük bir kazanç kapısı ortaya çıkacaktır.

• Organik tarım uygulaması ile toprak ve çevredeki canlılar kurtarılacak, bozulan eko sistem düzeni tekrar kurulacaktır.

• Doğal üretimin yolu açılacak; sebze ve meyveler asli koku, renk tad, ve görüntüsüne kavuşacaktır. Doğal gıdalarla beslenme yolunun açılması ile yaygın çoğu kronik hastalıklar son bulacaktır..

• Tarım alanında meslek hastalıkları başta olmak üzere genel halk sağlığında önemli iyileşmeler görülecektir.