• Sonuç bulunamadı

(1992-2009 Menemen/Seyrek Belediye Başkanı)

“Ben sağlıklıysam daha fazla dönüştürebilirim, ‘toplu iğne başını’ biraz daha büyütebilirim ve bunun için kendimi sevmem ve saygı duymam gerek.”

1960 yılında Menemen/Seyrek’de dünyaya geldi. İlkokul sonrası eğitim imkânı olmadığı için ailesi ile birlikte 1971’de Menemen’e taşındı. 1981 yılında Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksek-okulu’ndan mezun oldu. 11 yıl çeşitli gazetelerde görev yaptı. Beldesinin ilk kadın üniversite mezunu olarak 1992’de Seyrek Kurucu Belediye Başkanlığı’na seçildi.

1992-2009 arası, toplam 13 yıl (3 dönem) Seyrek Belediye Başkanlığı yaptı. 243 diğer belde ile birlikte 2009 yılında kapatılan belediyenin son Belediye Başkanı olarak görev yaptı.

Başkanlık yaptığı dönemlerde Seyrek Beldesi’nde başarılı hizmetler verdi. Yerinden ve katılımcı yerel yönetim anlayışını içine sindirerek tüm beldeyi çağdaş yerleşim yeri haline getirdi. Baş-kanlık yaptığı dönemlerde yürüttüğü önemli ve büyük projelerin bazılarını ana başlıklar halinde şu şekilde listeleyebiliriz.

• Seyrek’in sorunları, 4 ana başlık altında belirlendi ve hızla çözümler üretildi. (Ekonomi, tarım, ve hayvancılık / Eğitim / Çevre ve Truzim / Altyapı ve ulaşım)

• Seyrek’in zemin etüdü, şehir planlama çalışmaları, altı yapı hizmetleri ve sağlık çalışmalarına başlandı.

• Köy ilkokuluna 8 yıllık kesintisiz eğitim (17 öğretmen ile) gerçekleştirildi.

Siyasette İzmir

• Eğitime büyük önem verildi ve şu anki Gediz Üniversitesi olan yerde Gediz Koleji’nin gerçek-leşmesi ve ayrıca Ekin Koleji’nin eğitime başlanması sağlandı.

• Kadınların sosyal hayata ve ticarete uyumu çalışmalarına başlandı.

• Foça ve Kuş Cenneti bağlantı yolları yapıldı.

• Deri serbest bölgesi planlaması ve işletmeye alınması gerçekleştirildi.

• STGM (Sivil Toplum Geliştirme Merkezi) Projesi dâhilinde “Kentimizi Birlikte Yönetiyoruz”

kampanyası yürütüldü.

• Seyrek’in yerleşim profili, 1920’lerde mübadele ile yerleşen Selanikliler ile Seyrek halkının bir araya gelmesi için karşılıklı kültür gezileri düzenlendi.

• Tiyatro, gitar ve üniversiteye hazırlık kursları geniş katılım ile yapıldı.

• Kadınların sosyal hayata ve üretime katılımı için çalışmalar yürütüldü ve “Seyrek Anam Evi”

kuruluşunu gerçekleştirdi.

• AB Komisyonu, DPT ve UNDP desteğinde, “Gediz Deltası Koruma Planı ve Sürdürülebilir Tu-rizm Projesi” tamamlandı.

Nurgül Uçar, 2009 yılında dönemin hükümetinde kapatılan 243 beldenin yeniden açılması için verilen mücadelenin liderliğini yaptı. 190 beldeyi, siyasi parti farkı gözetmeksizin örgütleyerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapılmasını sağladı.

Türkiye genelinde tüm beldeler içinde 2004 yılının en iyi “Belde Belediye Başkanı” ödülünü alan Nurgül Uçar, çeşitli mesleki ve sportif kuruluş ve derneklerde (KAMED, KADER, İBD, Bal-kan Dernekleri Konfederasyonu) kurucu ve yönetim kurulu üyelikleri yapmakta, ayrıca sivil toplum örgütlerine de katkıda bulunmaktadır.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin İzmir İlindeki ilk ve tek kadın Belediye Başkanı özelliğine sahip olan Nurgül Uçar evli olup İngilizce bilmektedir.

126

-Siyasette İzmir’in Kadınları - I

Röportaj Soruları:

1- Belediye Başkanlığınız, soyadınız, yaşınız, medeni durumunuz, mesleğiniz… vb. bütün bun-ları bir yana bırakarak, bize kendinizi anlatmanızı istesek, neler paylaşırsınız?

Ben çalışkan, iyi bir takım oyuncusuyum. Bunlarla başladık 1992’de belediyeye. Profesyonel işim gazetecilik. Bunu özellikle söylüyorum çünkü gazetecilikte, en kısa sürede, en doğru haberi, en tarafsız biçimde insana ulaştırmanız gerekiyor. Bu bir yarış. Biz bunu belediyeye oturttuk ar-kadaşlarımızla birlikte. Hep bu yarış içinde olduk. En doğru işi, en kısa zamanda, en çok insana ulaştırmak. 12 yıl belediye başkanlığı yaptım, bütün yaşam felsefemiz bunun üzerine kuruluydu.

Bir de 1992’de belde oldu Seyrek. Günümüzde de değersiz olan kadınların, çocukların, sosyal ihtiyaçların, fiziksel ihtiyaçların, suyun, kanalın, yolun olmadığı ama bütün çilenin kadınlar ta-rafından çekildiği bir yer. Karşıyaka’ya 14 kilometre bir yer burası. Böyle bir yer aslında hiçbir şeye sahip olmayan sıfır bir yerdi. Artısı sosyal demokrat bir kadın belediye başkanının olması ve takım arkadaşı felsefesine inanan bir ekibe sahip olması. Biz insanlar için çalışıyoruz, burada ayrım yapmadan kadınlar da çocuklar da erkeklerde söz, sorumluluk ve hak sahibidir. Biz bu-rada hepimiz hayatı paylaştık. Hayatı paylaşmanın 17 yılda neleri değiştirdiğine tanık olduk.

Çünkü biz kurucusu ve kapatıcısı olduğumuz için gönül rahatlığı ile başını ve sonunu göstere-biliyoruz insanlara. Bu iyi ve izlenmesi gereken bir laboratuardır. 17 yılın özetini yaparsak, 10 yaşında evini bozmuş bir kız çocuğu 1992’de gazeteci olarak köye döndü, gazeteci belediye baş-kanı olarak. Ondan sonrasında bir eğitim kenti haline geldi. Eğitimin bedelini ödedik biz. Ben, meclis üyesi arkadaşlarım ve köydeki herkes kadınlar, en fazla tabi ki. Üniversiteyi bitiren ilk kadın benim burada. Bunun bedelini ödeyen bir insan olarak burada bir eğitim kenti hayali kur-duk ve 17 yılda bunu gerçekleştirdik. Meydandan geçemiyordu kadınlar, hayatın içinde yoktu.

Şu an 17 yılın sonunda beş fakültesi olan bir üniversite (İzmir’in kuzeyinin ilk üniversitesi aynı zamanda), ilk kadın erkek eşitliği komisyonu başkanı. Ben tek başıma bir şey yapamayacağımı çok iyi biliyordum, benim hayatımda böyleydi ben arkadaşlarımla güçlüydüm. O güç hala devam

Siyasette İzmir

Kadınlarla çok ilgiliyim, çocukları çok seviyorum ve çocukların bazı şeyleri sorgulamasını isti-yorum, hedef kitlem ilkokul 4. Sınıf. Çünkü o yaşta çocuklar kimin ne olduğunu sorgulama-dıkları, en samimi ve bütün her şeyi ile kendileri oldukları dönemdir. Bu nedenle hedef kitlem çocuklar ve kadınlar olmuştur. Çünkü onları bir toplu iğne başı kadar bile değiştirebilirsem, çok mutlu olacağım.

Birilerinin hayatlarını değiştirme fikri hep hoşuma gitmiştir. Ben yorgun ve hasta olmadığım sü-rece hep başkalarının hayatlarını sorguladım. Ama ben hastaysam öncelikle kendimi korumayı öğrendim. Önce ben sağlıklı olmalıyım ki insanlara yardım edebileyim. Öncelikle yemek yemeyi öğrendim. Sağlıksız bir vücudum ve kilolarım vardı. Ege Üniversitesi’ne gittim, yardım aldım ve bunun sonucunda kilolarımdan kurtuldum. İyi ki yardım aldım çünkü hayata dair kör nok-talarımız var. Benim kör noktamda bu taraftı ve kurtulmayı başardım. Ben sağlıklıysam daha fazla dönüştürebilirim, ‘toplu iğne başını’ biraz daha büyütebilirim ve bunun için kendimi sev-mem ve saygı duymam gerek. 2004’den sonra bunu öğrendim ve uyguluyorum. 2009’dan sonra da vefayı öğrendim. Aslında 1999’da seçim kaybettik biz, 2004’de yeniden devam ettik. O zaman biraz el yordamıyla öğrenmiştim. Yani eski krallar, yeni krallar gibi kavramlarla tanışmıştım. Bu tür kavramlar benim hayatımda yoktu. Gazeteci ya da Belediye Başkanı olan kimlik kartım benim için çok anlamlı değildi, içimdeki benin anlamı vardı. Ben böyle bakmıştım ama o seçimi kay-bettiğim zaman bunun biraz anlamsız olduğunu görmüştüm. 2004’de tekrar devam etmiştik ve aslında yüzleşmiştik ve ben kendimce iyi bir sağlama yapmıştım. Benim çevremde yalaka insanlar yoktu. Ve ben hiç değişmemişim, “sokaktaki ben” olarak kendi değerimi korumuşum. Seçim kaybettim, seçim kazandım, tabi ki yıkıldım, döküldüm ama daha sonra çok fazla önemseme-dim. 2004’de tekrar aynı şeyi yaptım. İkisini de yaşadım, hayatın bütün keyiflerini de, bütün zorluklarını da, bütün üçkâğıtlarını gördüm. 2009’dan sonrasında ise vefa benim için çok değerli olmaya başladı. Kadın başkanlar toplantısı bunun eseridir. Biz birbirimizi tanımıyoruz, birbiri-mizden bir şey istemiyoruz. Kadın Belediye Başkanları toplantıları sayesinde kırılan hayatlara tanık oldum. Kendim güçlüydüm demek ki, belki de kaybedip kazanmayı yaşadığım için biraz daha ayaklarımın üstünde duruyorum. Öyle şeylere tanık oldum ki, ufacık vefalarla insanların hayatlarının kırılmaktan kurtarılabileceğini gördüm. İnsanlar bunları gözlemlemiyorlar ve gör-müyorlar. Oysaki ufacık şeylerle yeni yaşamlar, hayaller kurulabilir. Örneğin bu kadın Belediye Başkanları toplantısına davet ettiğim bir belediye başkanımız var, 81 yaşında. Bozcaada’nın ilk

128

-Siyasette İzmir’in Kadınları - I

kadın belediye başkanı bir adada dünyada ve Türkiye de ilk kadın belediye başkanı. Onunla ta-nıştım ve onu davet ettim İzmir’e ve gelmesi için ısrarcı oldum. Önce istemese de sonra geldi İzmir’e. O kadar şık ve o kadar güzeldi ki. Daha sonra bizim bütün toplantılarımıza katıldı. Di-yarbakır’a geldi ve dedi ki, “İlk defa Ankara’dan öteye geçiyorum”. Kadın Belediye Başkanları Toplantımızın üçüncü buluşmasını Diyarbakır’da yaptık ve burada başka dünyalarla tanıştık biz. Aslında kendimizle tanıştık. Hiçbir şey o kadar ucuz değil, açılım da ucuz değil. İnsana do-kunmazsak açılımından nasıl söz edebiliriz? Diyarbakır’da 3 gün süren toplantıya 68 belediye başkanı kadın katıldı.

Diyarbakır toplantısında çok ilginç bir şey yaşadık. Gültan Hanım bizi ağırladı. Ben toplantının sunumunu yapıyorum. Bütün bölgelerden çok fazla belediye başkanımız var. Yine bir belediye başkanı arkadaşımız Kürtçe konuşmak istediğini söyledi. Ben sessiz kaldım ama Uşak/Eşme Be-lediye Başkanımız rahatsızlığını belli etti. Fakat cevap vermedik. Sonra Bismil BeBe-lediye Başkanı cevap verdi bu arkadaşımıza ve dedi ki, “buraya şov yapmak için toplanmadık.” Fakat diğer kadın arkadaş Kürtçe konuşmakta ısrar etti, o da “Tamam, sen Kürtçe konuş ben Türkçeye çe-vireceğim” dedi. Ben sesimi çıkartmadım, sakin kalmaya çalıştım, Eşme’yi sakinleştirdim. Bir süre sonra çok genç olan Cizre Belediye Başkanı’na geldi söz sırası. Türkçesinin çok kötü oldu-ğunu, uzun yıllar Almanya’da yaşadığını, Kürtçe ve Almanca bildiğini söyledi. Ama Türkçe ko-nuşacağını söyledi. İnceliğe bakar mısınız? Bizim insana dokunmamız lazım. Biz kadınız ve bir kadının doğduğu şehir, doğduğu bölgenin önemi yok. Eğer buna önem verirsek biz Türkiye’yi konuşamayız, birbirimizi öldürmek olur bu. Biz bunu yapmayacağız, kadınları da öldürtmeye-ceğiz. İnsan, kadın, hukuk. Ben bu ilkeler doğrultusunda insan gibi yaşamak istiyorum. Ben Di-yarbakır’da doğmayı seçmedim, İzmir’de doğmayı da seçmedim. O yüzden bunlar üzerinden konuşamayız sorunlarımızı. Toplantımız gerçekten o kadar güzeldi ki o kız, o hareketi yaptı ama bizim hiçbir sıkıntımız olmadı.

Diyarbakır buluşmasının hemen ardından Soma faciasını yaşadık. Kadınlar olarak birbirimizi

Siyasette İzmir

2- Siyasette aktif olmanızı aileniz nasıl karşıladı?

Benim başlangıcım farklıydı. Ailemin tepkisi değil tam tersine desteği oldu. İlk defa okula giden kız çocuğuyum. Ahmet Efendi babam, Ayşe Hanım annem, yani köydeki kadınlardan. Ailemin benim için Menemen’e taşınması büyük bir fedakârlıktı. Ben şanslıydım. Ne yasak, ne ayıp bil-dim. Hiç tanışmadım ben bunlarla. Bizim orada okumak normal bir şey değildi. Okuyan ilk kız-dım. Annem ve babamla her şeyi paylaştık biz. Köy hayatının katı kurallarını yaşatmadılar, sorumluluk verdiler bana. Ortaokuldayken annem ve babamın derslerime katkısı olmadı belki ama bana verdikleri sorumlulukla orada başarılı olmak zorunda olduğumun 11 yaşında farkın-daydım. Çünkü benim için yaptıkları şey normal bir şey değildi. Emeklerinin karşılığını vermek zorundaydım. Yaşantım bu sorumlulukla geçti. Okulu bitirip, gazetecilik okudum, Anadolu Ajansı’nda çalışmaya başladım. 11 yıl çalıştım gazeteci olarak.

Kadınlar benimle birlikte kendi kurtuluşlarını da istiyorlardı. İnsanlar belediye oluşumuna karar verdiler. Bende ajansta çalıştığım en keyifli dönemlerdeydim. Gazeteci olarak da iddialıyım zaten.

Bizim eve gelen misafirler, benden çok şey bekliyorlar, kendi hayallerini bana yıkıyorlar. Annem bana “kendini ne sanıyorsun, otur bakalım. Sen çalışıyorsun ama bilmediğin insanlarla şimdi gel kendi insanlarınla çalışmayı dene” dedi. Adaylık başvurusu yaptım. Seyrek halkı bana gü-vendi çünkü tamamen kendim oldum ve beni anladılar. Çünkü ben hiç sahtekâr olmadım. Ne yapacağımı ilk zamanlarda bilmiyordum. Bildiğim şey çalışkan olduğumdu. Hep beraber öğre-neceğiz diyordum. Sonra hep beraber öğrendik, hala da öğreniyoruz. Şimdi insan haklarını öğ-renmeye çalışıyorum. Kadın haklarını öğöğ-renmeye çalışıyorum 2004’den sonra. Kendi yaşamımda kurallar olmadığı için başka yaşamı görmüyorsun. Ama bu süreçte başka yaşamları da öğren-dim.

3- Genellikle erkeklerin aktif oldukları siyasette, kadın olarak yer almak size ne tür duygular yaşattı veya yaşatıyor?

Ben bu konuda çok keyifliyim. İyi ki annem beni buna itti. Gazeteci olarak da iddiam iyi şeyler yapmak, doğru şeyler yapmaktı. Hep değiştirebilirim diye düşündüm. Belediye başkanlığı benim için daha önemli bir noktaydı. 1992’de kurulan belediye, 2009’da kapatıldı. Ben bunun kurucu

130

-Siyasette İzmir’in Kadınları - I

ve kapatıcı başkanıyım. Burası bizim laboratuarımız. Ben bunu herkese söylüyorum. Gelebilirler, inceleyebilirler. 17 yıl yaşayan bir belediye sıfırdan 5 fakültesi, 6000 üniversite öğrencisinin gel-diği bir eğitim kenti haline geldi. Bir kimliğimiz, kişiliğimiz var. Altyapısı tamamlanmış bir belde var burada. Benim bunda imzam var, güzel bir şey bu. Mesela şu an belediyemiz kapalı olabilir fakat en son attığımız imza Villa Kent Anadolu Lisesi içindi. Villa Kent Anadolu Lisesi, Ekin Koleji bütün bunlarda benim imzam var. Bütün kadınlar benim kadar şanslı olmayabiliyor. Yol-dan geçerken kimse bilmese de baktığımda yaptığım şeyleri görüyorum ve mutlu oluyorum.

Sonrasında büyük alanlara çıktığımızda orada kadınların ne kadar şanssız olduğuna da tanık oldum. Ben bütün bunlara aşağılanma pahasına tanıklık edeyim ki, bunları yazabileyim istiyo-rum. Ben gazeteciyim. Masanın iki tarafını da yaşadım. Benim kadar deneyimi olan insan az var-dır. Bir şehrin sıfırdan kapanışına kadar olan sürecine tanıklık ettim. İnsanların eksik demokraside bir parçayı, bir puzzle parçasını görmeleri için uğraşıyorum. Bazen çok kırılıyorum.

Ama çok çabuk toparlanıyorum; çünkü ben tanıklık yapıyorum. Bütün kadınlar benim kadar şanslı değil. Bir üst basamağa, ilçeye çıktığımda boğuldum. Çünkü orada artık başarıların bir işe yaramadığına tanık oldum. Kimin nesi olduğuna bakılıyor orada. Burada kimin ne olduğunu bilirsin ve ona göre değerlendirirsin. 2 dönem olursun belediye başkanı bilemedin 3. ama daha fazlası olmaz, çünkü heyecanını kaybedersin. Bunu söyleyecek kadar da yürekliyim. Kadınlar yürekli çünkü. Erkekler böyle değil. İlçeye aday olan kadınların ne kadar kırılıp döküldüğüne tanık oldum. Entrikalara tanığım.

Kadınları görünür kılmak gerekiyor. Bu Kadın Belediye Başkanları toplantıları o kadar işime ya-radı ki. Ölçekler küçüldükçe şansları var kadınların, örneğin muhtarlık, küçük beldeler gibi.

Ama büyük alanlarda şansları yok. CHP’nin de, AKP’nin de 7 tane kadın belediye başkanı var.

Sözün bittiği yer. Genel olarak bakarsak 1300 küsur belediye başkanı var. Son 5 yılda kapatılan belediyelerde en çok kadınlar vardı. Hem belediye başkanlığı hem de hizmetler anlamında en çok kadınlar mağdur oldular bu durumdan. Kadınlar küçük yerlerde belediye başkanı oluyor,

Siyasette İzmir

Klasik olarak hep kadınlar suçlanarak şu söylenir, ama erkekleri de kadınlar yetiştiriyorlar. Ben bunu duymak istemiyorum artık. Bunu normal bir erkek için söylemiyorum. Bu şekilde seçici olanlar utansınlar. Ben artık sıradan insanlarla siyaseti merak ediyorum. Acaba sıradan bir va-tandaş Bakan olabilir mi? Sadece bizim parti için söylemiyorum bunu, bütün partiler için söy-lüyorum. Aslında hepimizin bundan utanması lazım.

4- Bu bağlamda bizimle paylaşabileceğiniz bir anınız var mı?

Bir arkadaşımız vardı isim vermeyeceğim fakat birlikte mücadele ettiğimiz bir arkadaşımızdı.

Belediye Başkanlığı için bir yerden aday adayı oldu. Ama aday adayı olmak suçmuş gibi her yer-den dışlandı ve hayata küstü, çok fazla kırıldı. Bir gün yolda arabamla giderken onu gördüm fakat kendimi göstermedim. Beni görmek istemeyeceğini düşündüm. Bir gün onu aradım yap-tığım çalışmada ona ihtiyacım olduğunu söyledim. Çok kırıldığı için başta inatçılık yaptı. Bu bir insanın yok edilmesine tanıklıktır. Benimle konuşmaya başladı. Ben sürekli destek istediğimi söyledim. Ondaki kırılmayı, terk edilmişliği, sonra da hayata tekrar tutunmayı gördüm. Vefa çok anlamlıdır. En azından vefayı kadınlar göstersinler. İzmir’de 34 tane belediye başkan aday adayımız vardı. Şimdi kimse hatırlamıyor onları. Ama hatırlaması gerekiyor. Seçimden sonra seçilmiş-seçilmemiş bütün kadınları aradım. Mesela kaybeden kadın başkanlarımız var, onlara dedim ki, “ben eşekten indim eşeğe bindim tekrar. Hiç fark etmez ki. Boş verin…”

Diyarbakır’a kadın belediye başkanları toplantısına gittik seçimden sonra. Seçimi kaybeden 3-4 tane kadın vardı. Sadece bizim partiden değil, diğer partilerden de. Köşeye itilmişlerdi, bizim toplantıda ise çalışan çalışmayan bütün belediye başkanları, bizim işimiz var diye düşündük.

Bizi değersizleştirenlere karşı da bir heyecan bu toplantılar. 68 tane kadın katıldı toplantıya, 30 tanesi faal çalışan, diğerleri çalışmayan. Ama aramızda hiç ayrım olmadı. Hepimiz ortak proje geliştiriyoruz. Mesela o toplantının bir çıktısıydı, çok anlamlıydı. Belediyede tuvalet yok, hem belediyede hem ilçede. Kadının siyasete girebilmesi için tuvalet şart. Eğer sokakta tuvalet yoksa kadın çocuğunun elinden tutup koşa koşa eve gidecek. Oradaki 26 kadın, şimdi Gaziantep’te yapılacak toplantıda proje yapacağız bunu. Hem kadının dinlenebileceği, hem çocuğunun altını değiştireceği, hem ihtiyaçlarını göreceği, bir tip tuvalet ama biraz da sosyal bir alan gibi. 26 be-lediye bulacağız, 14 kadın başkan var, bu yüzden, biraz daha kadın bakış açılı başkandan da

132

-Siyasette İzmir’in Kadınları - I

destek isteyeceğiz ve o tuvaleti yapacağız. Şu ana kadar Türkiye’nin 108 kadın belediye başkanı var. Oysa faal olan toplam 39; ama biz hepimiz faaliz. İnanılmaz bir sinerji, motivasyon, kimse değersiz değildir. Fatma Girik mesela. Ben Fatma Girik’e ulaştım. Uzun uğraş ve aramalarım sonrasında bana döndü. O kadar kırgın bir kadın ki. Belediye başkanlığı yapmış, sosyal demok-rat, güzel bir sanatçı. Uzun konuşmalar yaptık, bana yaşadığı şeyleri anlattı, haklı olduğunu söy-ledim. Çoğu konuda haklı buluyorum kendisini. Daha sonra her toplantımızda, özel günlerde, bayramlarda aramaya başladım. kendisi 80 yaşında ve hiçbir şeye ihtiyacı yok aslında.

17 yılın sonunda burada kadın erkek işsiz yok, yoksul yok, herkes keyifli ve mutlu… Ben sosyal demokrat belediye başkanı bir kadınım ve bu önemli bir şey.

Siyasette İzmir

134

-Siyasette İzmir’in Kadınları - I

Benzer Belgeler