• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: ÇEVRECİ TÜKETİM DAVRANIŞINI AÇIKLAMAYA YÖNELİK

3.4. Norm Aktivasyon Teorisi

Shalom Schwartz’ın (1977) Norm Aktivasyon Teorisi (NAT), en yaygın olarak uygulanan ahlâkî davranış modellerinden biridir. NAT’a göre çevreci davranışların önemli öncüllerinden biri, kişisel ahlâkî normların aktivasyonudur. Bu aktivasyon; bireysel değerleri (doğa, kişinin kendi refahı veya diğer insanların refahı olabilir) tehdit eden herhangi bir çevresel şart algılandığında yani birey, çevresel problemin farkında olduğunda gerçekleşmektedir. Birey, tehdit altında olan nesneye yönelik koruma davranışı için zorlayan ahlâkî bir zorunluluk duygusu olan kişisel normlar, bireyin genel ve çevresel değerlerinden kaynaklanmaktadır (Nordlund ve Garvill, 2002: 745). Teorinin dayandığı temel varsayım, sosyal ve özgecil davranışları anlamak için bir çerçeve

97

sağlanmaktadır. NAT’ın uygulama alanı; özellikle sosyal ve özgecil davranışlarla kısıtlanmıştır. Teorinin temel öncülü kişisel normların, sosyal yanlısı davranışların doğrudan tek belirleyicisi olduğudur. Schwartz kişisel normları; insanların sosyal yanlısı davranışlarda bulunmaları için deneyimledikleri, güçlü bir ahlâkî zorunluluk duygusu olarak algılamakta ve niyetlerin bu ilişkiye aracılık ettiği fikrini reddetmektedir. Schwartz’ın teorisindeki kişisel norm kavramının, MET’te yer alan öznel norm kavramından belirgin şekilde farklılaştığı görülmektedir. Schwartz, bireylerin sergiledikleri bazı davranışların, sosyal ve maddi destekler dikkate alınmadan iç değerlerinin ifadesi olarak başkalarına fayda sağlamak amacıyla yapıldığını savunmaktadır (Schwartz, 1977).

NAT kişisel normları; sonuçların farkındalığı ve bireyin bu sonuçlar için sahip olduğu kişisel sorumluluğun kabulü olarak doğrudan iki psikolojik öncüye sahip olduğunu savunmaktadır (Şekil 5).

Şekil 5: Norm- Aktivasyon Teorisi

Kaynak: Schwartz, S. H. (1977). Normative influences on altruism. In L. Berkowitz (Ed.), Advances in experimental social psychology (Vol. 10). New York: Academic Press.

Çevreye daha az zarar vermeyle ilgili davranışlar genellikle hava, su ve toprak gibi birlikte kullanılan alanları içermektedir. Bu nedenle bireylerin çevresel davranışları değerlendirilirken hem insanları hem de insanların dışındaki dünyayı göz önünde bulundurmaları ahlâkî bir zorunluluk içermektedir. Bu durumda, norm aktivasyon teorisi özgecil davranışların bir açıklaması olarak karşımıza çıkmaktadır.

NAT, çevreci davranışı öngören üç farklı değişken içermektedir. Bu değişkenlerden ilki, özel bir davranış sergilemek veya böyle bir davranıştan kaçınmak için hissedilen “ahlâkî zorunluluk” olarak tanımlanan “kişisel normlar”dır. İkinci değişken ise “bireyin, çevre yanlısı bir biçimde hareket etmediğinde bir başkasına yahut bir başkasının değer atfettiği bir şeye yönelik ortaya çıkabilecek olumsuz bir sonucun farkında olup olmaması” olarak

Sonuçların Farkındalığı Davranış Kişisel Normlar Sorumluluk Yüklenme

98

tanımlanabilecek “sonuçların farkındalığı” değişkenidir. Üçüncüsü ise “çevre yanlısı bir biçimde davranmamaktan kaynaklanan negatif sonuçlarla ilgili sorumluluk hissetmek” olarak tanımlanan “sorumluluk yüklenme” değişkenleridir (De Groot ve Steg, 2009: 426). Sonuçların farkındalığı ve sorumluluk yüklenme, kişisel normun sadece nedensel öncüleri değil aynı zamanda kişisel norm ile davranış arasındaki bağı sağlayan değişkenlerdir. Başka bir deyişle kişisel norm ve davranış arasındaki ilişki, kişinin çevre yanlısı davranışa dâhil olmamanın olumsuz sonuçlarının farkında olduğu ve bu sonuçların sorumluluğunu kabul ettiğini göstermektedir. Bununla birlikte uygulamada PDT'de olduğu gibi norm aktivasyon teorisinde de sıklıkla kişisel normlara odaklanılması, psikolojik öncüller arasındaki ilişkilerin incelenmesini kısıtlamaktadır. Bu durumda kişisel normun varlığının, davranışın gerçekleşmesi için yeterli olduğu varsayılmaktadır. Kişisel norm ve davranış arasındaki ilişkinin modellenmesi durumunda, genellikle dışsal durumların, durumsal kısıtlamaların gücü veya zayıflığıyla ilişkilendirilmektedir (Jackson, 2005b: 55). Çevreci davranışların açıklanmasında kişisel normlara etki eden en büyük faktör, dışsal etkenlerin varlığıdır. Bu bulgu, çevreci davranışların anlaşılması için son derece önemli görülmektedir (Jackson, 2005b). NAT ile ilgili yapılan çeşitli araştırmaların sonucunda, teorinin iki farklı yorumu olduğu varsayılmaktadır. Bu yorumlardan ilki “sonuçların farkındalığı” nın “sorumluluk yüklenme” değişkeninin öncülü olduğu, sorumluluk yüklenme değişkeninin kişisel normların öncülü olduğu, kişisel normların ise çevre yanlısı davranışı etkilediğidir. Diğer yoruma göre ise kişisel normların çevre yanlısı davranışlar üzerindeki etkisi sonuçların farkındalığı ve sorumluluk yüklenme tarafından modere edilmektedir. Bu durumda ise sonuçların farkındalığı ve sorumluluk yüklenme değişkenleri moderatör değişken olarak yorumlanmaktadır (De Groot ve Steg, 2009: 426).

Schwartz'ın (1977) NAT; kişisel normların (toplum yanlısı davranma niyetleri gibi), önceden belirlenmiş iki değişken tarafından harekete geçirildiğini öne sürmektedir. Bu iki değişken yukarıda da bahsedildiği gibi bireyin eylemlerin sonuçlarının farkındalığı ve bunun için sorumluluk yüklenme değişkenleridir. Örneğin iklim değişikliği sorunu için birey yakıt tüketiminin sonuçlarının farkındaysa ve yakıt tüketme davranışı için bazı sorumlulukları olduğunu kabul etmeye hazır olursa teoriye göre yüksek yakıt tüketimini azaltmak için kişisel bir norm geliştirme ihtimali daha yüksek olmaktadır.

99

Schwartz’ın (1977) Norm Aktivasyon Teorisi’nde davranışın, insanların hareketleriyle ilgili kendilerine yükledikleri sorumluluk ve hareketlerinin diğer insanların mutluluğunu ilgilendiren sonuçları olabileceğini anlamaya (sonuçların farkındalığı) dayalı olduğunu varsaymaktadır. NAT, çevreci davranış araştırmalarında sıklıkla kullanılmıştır (Stern ve Duckitt, 2010:125). Bu çerçevede teorinin kullanıldığı çevreyle ilgili çalışmalar; çevre koruma desteğini araştırmak (Stern, Dietz ve Black, 1985), hane halkı enerji kullanımlarını açıklamak (Black, Stern ve Elworth, 1985), geri dönüşüm davranışı (Hopper ve Nielsen, 1991; Vining ve Ebreo,1992), araba kullanımı yerine başka alternatifleri keşfetmek (Bamberg ve Schmidt, 2003) ve tüketimi azaltma davranışı (Harland ve diğerleri, 1999) gibi farklı çevreci tüketim davranışlarıdır.

Bu teori, aslında çevreci davranışları açıklamaktan ziyade özgecil davranışları yani bireyin kendinden başka insanların mutluluğunu düşünerek yaptığı davranışları açıklamak üzere geliştirilen bir teoridir. Schwartz tarafından geliştirilen modelin Guagnano, Stern ve Dietz (1995) tarafından yorumlanmasında kişinin özgecil davranabilmesi için kişinin olumsuz sonuçların farkında olması ve kendi için uygun olan eylemde bulunma sorumluluğunu üstlenmesi gerektiği söz konusu olduğundan bahsetmektedirler. Bu iki inancın var olması durumunda, zararı önlemek için hareket etme yükümlülüğü duygusu ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte davranışların gerçekleştirilmesinin zor, pahalı veya uygunsuz olduğu durumlarda davranış değişikliğinin gerçekleştirilmesi için kişisel normların oluşturulması nadir olmaktadır. Norm-aktivasyon teorisine genel olarak bakıldığında çevreci davranışların, bireysel faydadan ziyade toplumsal faydaya odaklanan davranışlar olduğunun farkına varılmış ve bu teoriden hareketle Değer-İnanç-Norm Kuramı geliştirilmiştir.