• Sonuç bulunamadı

B. Çiçekler Çeşitleri ve İlgili Tasavvurlar

5. Nerges

Nerges (سكرن) ya da nergis adı dilimize Farsçadan geçmiştir. Bugün de nergis olarak adlandırdığımız maruf çiçektir. Nergisgillerden baharda ilk açan çiçeklerdendir. Taç yaprakları şemsiye biçiminde olup üzerinde şekil itibarıyla kadehe benzeyen kısmı mevcuttur. Sarı ve beyaz renkte açan bahçelerin süs çiçeğidir. Muarrebi olarak bizim de

edebiyatımızda nercis kullanılmıştır. Ayrıca abher114

de denmektedir.

Nergis çiçeğinin adının nereden geldiği, nasıl oluştuğu ve ne gibi bir etkisi olduğu konusunda çeşitli efsaneler mevcuttur. Muhtemelen 8. ve 9. yüzyılda İslam dünyasındaki tercüme faliyetleri aracılığıyla İslamî literatüre geçen Narcissus miti en yaygın efsanelerden biri olmuştur. Grek mitolojisine göre Narsisos (Narcissus) adında çok yakışıklı ve aşktan anlamaz bir delikanlı varmış. Son derece yakışıklı imiş. Görenler aşkı ile kavrulur, ölürmüş; fakat o kimseye aşık olmaz bencil biriymiş. Âşıkları onun bu aymazlığında dolayı onu Tanrılara şikayet etmişler. Tanrılar da Narsisos'u cezalandırmaya karar vermişler. Bir gün ormanda bir suda kendi aksini görüp kendi kendine aşık olur ve kendisini kucaklamaya çalışırken suda boğularak ölür. Daha sonra ruhu mahmur bakışlı ve başı eğik bir çiçek şeklinde burada tezâhür eder. Diğer bir efsaneye göre de Narsisos bir ırmak ile bir perinin oğludur. Ormanların perisi Echo bile Narsisos'a âşık olmuş ve aşkından ölmüştür. Şark efsanelerinde de Gül ü Nerges birbirlerine âşık olmuşlar, nergis göz şeklinde bir çiçeğe dönüştürülerek kıyamete kadar

güle hicrân ve intizâr çekmeye mahkum edilmiştir. 115

Bütün bu bilgilerden ve taranan şiirlerden nergisin Divan şiirinde göz, kadeh ve içkiyle alakalı tasavvurlara konu olduğunu anlıyoruz. Mu'îdî Divanı'nda yapılan taramada nergis çiçeğiyle ilgili tasavvurları tespit etmeye çalıştık. Memdûhun benzetileni ve bazen benzeyeni olmuştur. Kinaye ve istiare aracılığıyla sevgilinin gözü

114

Burhân-ı Katı; Ahterî-i Kebîr; Osmanlıca - Türkçe Ansiklopedik Lugat; XVII. Yüzyıl Türkçesi ve Söz Varlığı.

115

Ahmet Talât ONAY, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar ve İzahı - Açıklamalı Divan Şiiri Sözlüğü, hzl. Cemal KURNAZ, H Yayınları, İstanbul, 2009, s. 335; Ansiklopedik Divân Şiiri Sözlüğü.

114 olmuştur. Ayrıca gerçek manasıyla yani bir çiçek olarak geçtiği beyitler de mevcuttur. Tasavvurlara geçmeden önce gerçek manasıyla bir çiçek olarak geçtiği beyitlerden bir örnek verilecektir:

Boyunı beŋzedürmiş serve nerges

Nažarsuzdur gözinde Ǿilleti var (G. 70/2)

Nerges ile ilgili Mu'îdî Divanı'nda yapılan tasavvurlar aşağıda alfabetik sırayla verilecektir:

5.1. Nerges - Göz (Çeşm):

Nergis, Divan edebiyatının genelinde çeşitli sanatlardan yararlanılarak en çok göz ile ilişkilendirilmiştir. Mu'îdî Divanı'nda da yapılan tasavvurların çoğu göz ile alakalı tasavvurlardır. Sevgilinin gözleri nergisin baygın, mahmur gözlerine benzetilmektedir. Benzetme edatları ya da doğrudan istiare ve kinaye aracılığıyla nergis sevgilinin, memdûhun gözü olmuştur. Sevgilinin bakışının baygın, âşığını etkisiz hale getirici olması yukarıda nergis efsanesinde bahsedilen özelliklerden dolayı gözünün nergise benzetilmesine sebep teşkil etmiştir. Gözlerinin mahmur, mestâne ve fettân olması uyuşturucu etkisi olan nergise benzetilmesinin başka bir sebebidir. Aşağıda göz ile ilgili tasavvurlara örnek olması hasebiyle iki örnek beyit verilecektir:

Tā ki çekdi nergesüŋ tįġ-i cefālar başuma

Zeyn olupdur gül gibi ķanlu yaralar başuma (G. 407/1)

Gül gibi gerçi güler oynardı yārüm her ŧaraf

Uyķusuzluķdan velį nergesleri bįmār idi (G. 470/4)

5.2. Nerges - Gözcü:

Nergesin göze benzetildiğinden yukarıda bahsetmiştik. Çeşitli özelliklerinden dolayı yapılan bu tasavvurlar aracılığıyla nerges birilerini bekleyen, intizarda olan ve gözcü biri gibi de tasavvur edilmiştir. Şarap ile birlikte anılması gözlerinin baygınlığı, şehla olmasıyla da bir bağlantı kurulmuştur:

Gül gibi nūş ėt şarāb-ı erġavānį kim yine

Göz ėder her kūşeden yüz nerges-i şehlā saŋa (G. 23/3)

5.3. Nerges - Mest (Mahmûr, Pür-humâr):

Nergis; mahmur, hafif aşağıya bakan bakışları ve rüzgarda hafiften sallanmasından dolayı sarhoş olarak tasavvur edilmektedir. Taç yapraklarının üst

115 kısmının kadehe benzemesi de bu tasavvura neden olmaktadır. Sabah vaktinde yaban gülü ile birlikte açılmaları hüsn-i talîlle yaban gülü tarafından eline kadeh tutuşturulmasına benzetilmiştir. Taç yapraklarının üst kısmının kadehe benzetilmesi bu tasavvuru oluşturmaya neden olmuştur. Çiçeklerin sabah vaktinde esen hafif rüzgarla açıldığı düşünülmektedir. Bu hafif rüzgarın etkisiyle sallanmakta olan nergis sabaha kadar kadeh elde dolaşan sarhoş birine benzetilmiştir. Ayrıca bir nergis türü olan zerrin kadeh de burada kullanılarak mest manası pekiştirilmiştir:

Subh-dem alup ele nesrįn ķadeĥ

Nerges-i meste sunar zerrįn ķadeĥ (G. 52/1)

5.4. Nerges - Sevgilinin Kanlı Gözleri:

Sevgili gözleri kan dökücü bir zâlime benzetilmektedir. Bu kan dökücü gözlerden bahsedilirken istiare aracılığıyla hûnî ya da hûnhâr nerges(ler) olarak anılmaktadır. Sevgilinin aşığı öldürücü nazarı ve emirlerin kullarını katl için gamzeli bakışları düşünüldüğünde gözlerin neden kanlı nergise benzetildiği daha iyi anlaşılacaktır:

Dökelden ķanumı ķurbān gibi ol nerges-i ħūnį

Ķızıl güllerle zeyn ėtdüm senüŋ Ǿışķuŋ gülistānın (G. 352/2)

5.5. Nerges - Tâc:

Nergisin tâc ile olan münasebeti renk ve şekil bakımındandır. Altın ile süslü sultan tacları sarı renki nergise benzetilmektedir. Nergisin kadehe benzer kısmının da yukarıya doğru ve uçları girintili - çıkıntılı olmasından dolayı taca benzetilmesinin diğer bir nedenidir. Mu'îdî'nin bir beytinde nerges tâcını sabah rüzgarına kaptırmıştır. Nergesin sabah rüzgarıyla açılması bu şekilde bir tasavvura malzeme olmuştur. Nergis sabaha kadar içki meclislerinde eylenen ve bu yüzden tâcını rüzgara kaptıran bir sultana benzetilmiştir:

Bād-ı śubĥa tācını ķapdursa nerges ŧaŋ degül

Eksük ise gāh mest gāh maħmūr olmasun (G. 344/6)

5.6. Nerges - Zerrîn Kadeh:

Zerrin kadeh nergisgillerin bir türüdür. Süs bitkisi olarak yetiştirilen çiçeklerden olan nergisin bir çeşididir. Taç yapraklarının kadeh benzerliğinden dolayı bu şekilde bir

116 isim verilmiştir. İçki, şehla bakış, sarhoşluk gibi mefhumlarla birlikte geçmektedir. Gül devrinde gül yanaklı güzellere zerrin kadehler gözleriyle içki içmeyi hatırlatmaktadırlar:

Devr-i güldür iç deyü gül-ruħlara

Göz ėder ibrām ėdüp zerrįn ķadeĥ (G. 52/6)