NEFSİN METAFİZİĞİ
3. NEFSİN ÖZELLİKLERİ
Enfüsden âfaka doğru hızla kaçan nefs, sonsuz yüzeylere yansıyan ruhsal etkileri kendine vehmeder. Bu nedenle tepki ve özelliklerle belirli hale gelir. Pek çok yönü olan nefsin dokuz
1. Benlik ‐ Gurur sahibidir : İrade vehmi ile başlayan kişilik kazanma, benlik kapısını açar. Başı havada mağrur ve zâlimdir. Bütün gerçeklere karşıdır. Kendi vehmindeki sahte kişiliğinin ortaya çıkmasından korkar.
Benlik bir karşı tepkidir. Beden ve ruhun gücünü kullanarak azamet taslar. Göklere ok atıp Allahʹa karşı çıkmak ister. Vicdan düşmanıdır. Allahʹa inananlara ve vicdanlı her ferde düşmandır.
Tıbbî açıdan da gurur, zaafın inferioritesi (bir reaksiyonu) dir. En ağır bir ruh hastalığıdır.
Gerçekten mânevi bir körlük, ahmaklıktır gurur.
Kendinde milyar kere milyar atomun gücünü görmezlikten gelen, gökyüzünde seyrettiği milyarlarca novanın korkunç enerjisini duymazlıktan gelen mağrur nefs, kesinlikle inkârdadır.
2. Cebîndir : Yani korkak ve cebîndir. Dış görünüşünde gururun taklit giysileri içinde başı dik, cafcaflı nefs gerçekte o kadar korkaktır ki, kendi nefesinden bile korkar. Hastalık ve ölüm korkusu ise onu öyle korkutur, silikleştirir, âdileştirir ki; seyredenler (mânadan) nefret eder, ürperir.
Nefsin tabındaki bu korku, onda geçici insaflar, hatta imanlar doğurur. Sonra can korkusu geçti mi döner küfreder.
Hiç bir olayda, kahramanca ortaya çıkmaz. Ne menfide ne müsbette. “Adam vız gelir” diyecek kadar mertlik gösteremez.
Cebanetini sezdiğiniz zaman da hırsından çıldırır. Fakat siner.
3. Kâzibdir : Yani yalancıdır. Kompleksimizde nerde yalan varsa nefse aittir. Bir olayda nefsin etki hissesini öğrenmek istiyorsanız, olaydaki yalan oranına bakın kâfi.
Nefs kendi varlığını yalan üzerine kurduğundan, her yalan ona hoş gelir. Ve de en korkunç nefs yalanı münafıklıktır. Yani inanmadığı halde Allahʹa karşı iman ediyor görünmektedir.
Yalanı öylesine metodlaştırmış ve topluma (külli nefsin vahide ‐ nefslerin tekliği) mal etmiştir ki;
doğru söyleyenle alay etmeyi, onu aptal sanmayı gelenekleştirmiştir.
Nefsin en büyük yalanı kendinedir. Yani kendini aldatması, sonlu bir maddeye inanmayı yeğ tutmasıdır. Nefs aslında materyalizmin yanlış olduğunu, evrim teorilerinin gülünç olduğunu bilir.
Ancak sırf Allahʹa isyan amacı ile bu fikirleri yaldızlı yalanlarla topluma yutturur.
4. Meskenet sahibidir : Yani gaflet içinde âtıl ve uyuşuktur. Tam anlamı ile nemelâzımcıdır. Sanki enerjisi sınırlı da, bitecekmiş telâşı içindedir. Sonluluk korkusu içinde kendinden gayrisine yardım etmeyen bir hıyanet içindedir. Ona en ağır gelen şey, başkalarına maddi, mânevi yardımdır.
Kıpırdasa, gayret sarf etse sanki gerçeği bulmaktan çekinir. Bu yüzden, hem kendi hayatında, hem toplum içinde gayret yerine el öpen, sürünen, toplumdan biri olmayı tercih eder. Savaşmak şöyle dursun, gerçekleri ifadeden bile kuşku ile kaçar.
5. Hisset sahibidir : Muhteris, hasis, hasud ve kindardır. Her türlü fedakârlığa mazeretler uyduran, vermeyen, verdirmeyen hasud ve cimri bir tiynetsizlik içindedir.
Bazan müsriftir (Kendi nefsine harcar). Bazan da kendi nefsi için bile harcayamaz.
Sehâ, başkasına vermektir. Nefsin bu özellikte hiç nasibi yoktur. Buradaki gerçek tabirler birbirine karışmıştır.
Cömert kimse; başkasına verir. Ne kadar verilse israf olmaz.
Nefs, kendinde var olanın dahi başkasında olmasına tahammül edemez. Nefsin daha da ileri giderek, kendinden başkasının yaşamasına tahammül edemediği gerçektir. Kin tutarak onu yok etmek için zaman kollar.
İhtirasının da sonu gelmez. Zira ruhdan gelen her güç bir iş başarınca kendim yapıyorum hırsı ile, yenilerinin peşinde koşar durur.
6. Hiddet sahibidir : Haşin, sert, tahkir edicidir. Kutsal öfke (Allah adına öfke) dışındaki her öfke nefsin malıdır.
Kendinden başkasına merhameti olmayan nefs, tüm mahlûkata karşı acımasız ve serttir.
İmansız olduğu için tüm mahlûkata karşı saygısızdır. Yumuşak yanı hemen hemen hiç yoktur. Bu sebepten sevmez ve hiç sevilmez.
Zebun olunca, bir anda sürünerek yalvarışa geçer. İşini gördürünce de hemen akrep gibi, bir saniye önce yalvardığı kişiyi zehirlemekten çekinmez.
7. Müennestir : Sira ile reyb sahibi, kaprisli, isyancıdır. Pasif ve metbudur. Arapça kuralları içinde nefs dişidir. Dişi olmaktan çok kancıkça davranışları temsil etmektedir müenneslik.
Menfaatinde, çıkarında, yerinde boynu eğik, yerinde ise elinde hançer yapamayacağı yoktur.
Hasta bir dişilik kaprisi içinde daima dönek ve kalleştir. Herkesi kendi gibi kabul ettiği için, herkesten şüphe eder.
Bir anı bir anına uymaz : Her nîmete isyan eder, dünyaya sahip olmak ister. Sonra da yıldızları işgale hazırdır. Her güzeli çirkinleştirmek ister. Güçsüz olduğu için kar$ı cinse etkili de değildir.
Gerçek imana ve ahlâk yasalarına öyle düşmandır ki bahaneler uydurarak onları çiğneme yarışına girer.
8. Seyyal ve kararsızdır : Nefs sonsuz yüzeyde mekân tuttuğundan, boyuttan boyuta akan sonsuz yayılma özelliğine sahiptir. Ve bir mekânda karar kılmaz. Yani fikren ve davranışları itibari ile de çok değişkendir. Sözünde durmama, karakter değiştirme, bu seyyaliyetten gelir. Şimdiye kadar
yazdığımız özellikler içinde en yararlı özellik bu seyyaliyettir. Çünkü bu özelliği onun küfürde ve isyanda kalmasını da sınırlar. Küfr‐ü inadiden kurtulur. Ancak bu kararsızlık onda sevginin doğmasını engeller.. Çünkü sevgi, karar ister.
Yine bu seyyaliyet nefsin arınma sırasında eğiticiye zorluk çıkarır. Kaypaklıkla elde durmayan balık gibi devamlı hareketi, kendini bile şaşırtır. Kendi kendine vefası da bu yüzden yoktur.
9. Cevvaldir: Hem hayra hem şerre sonsuz sürʹatle koşabilen bir hıza ve esnekliğe sahiptir. Nefsin en önemli özelliklerinden biri olan cevvaliyet, eksi sonsuzdan artı sonsuza zaman ötesi bir hızla intikalini sağlar. Onun için nefsden ümit kesilmez. Seyyaliyette tabii bir akış varken. cevvaliyette kendinden doğan bir heves ve hız vardır. Bu husûsiyet onun Rabbine dönebilme kabiliyetini de sinesinde gizlediğinden, bu raks oynaklığı tasavvufta çok makbul tutulur.
Halk arasında cevvaliyetin tarifi «ele avuca sığmaz» dır ve nefs için tam geçerlidir.
Bu kabiliyet, nefs arınıp Hakkʹa muhatap olunca. Hakkʹın sonsuz tecellisine, evrenin ve boyutların her köşesinde muhatap olması için verilmiştir.
Bu cevvaliyet, nefsin eksi sonsuzdan artı sonsuza geçişte sıfır noktasını sürat ve korkusuzca geçmesinde de çok yararlıdır.
Elbette bu ele avuca sığmayan cevvaliyet, menfi ekranlarda seyrederken çok tehlikelidir. Şerden şerre fırlar.
Enfüsden âfaka, âfaktan enfüse sıçramada da nefsin özelliği bu cevval sürʹatidir.
Nefs büyük düşman sıfatından, nefs olan nefs kimliğine ancak bu sonsuz cevvaliyet sırrı ile geçebilir.
Nefs terbiyesi sanatında ve arıtılmasında bu cevvaliyet, ehlinin elinde bitmez bir atom enerjisi gibi kullanılır.
Bu cevvaliyet, nefsin tasarrufunda olmadığından kendi kurduğu tuzaklar bazan boşa gider. Küfre sürüklemek istediği, kendi ya da başkaları, onun elinden kaçıverir ve mutlu bir imana dönüverir.