• Sonuç bulunamadı

Diyelim ki olmaz ya, olursa ne yapacağız? Yani hâkimin izni alınmadan ya da anne- babanın izni alınmadan veya vasinin izni alınmadan evlilik gerçekleştirilmiş ise ne yapacağız? Evlilik geçerli mi? Evlilik nisbi butlanla sakat. Medeni kanunda nisbi butlan ile alakalı kısım olan 153 madde:

II. Yasal temsilcinin dava hakkı

TMK Madde 153 - Küçük veya kısıtlı, yasal temsilcisinin izni olmadan evlenirse, izni alınmayan yasal temsilci evlenmenin iptalini dava edebilir.

Bu suretle evlenen kimse sonradan on sekiz yaşını doldurmak suretiyle ergin olur, kısıtlı olmaktan çıkar veya karı gebe kalırsa evlenmenin iptaline karar verilemez.

Medeni Hukuk | 26.02.2019 Salı | Çift

10

Geliyoruz arkadaşlar olumsuz şartlara. Aslında biz sizlerle bunu birçok kez konuştuk.

Hısımlık şartlarını anlattım, kan hısımlığını, kayın hısımlığını, evlat edinmeden doğan hısımlığı anlattım.

Olumlu şartları anlattım şimdi sıra geldi olumsuz şartlara. Diyoruz ki arkadaşlar Kesin evlenme engelleri bulunmamalıdır. Bir diğer deyişle mutlak evlenme engelleri bulunmamalıdır. Buna baktığımızda öncellikle hısımlığı görüyoruz, arkasından önceki evliliği görüyoruz. Ve arkasından da arkadaşlar akıl hastalığını görüyoruz. Bunlar mutlak/kesin evlenme engelleridir.

Bir de arkadaşlar geçmişte değinmişizdir, nispi evlenme engelleri de var, mutlak olmayan evlenme engelleri de var. Örneğin geçen derste de konuşmuştuk. Bir kadın boşandıktan sonra 300 gün geçmedikçe evlenemez diyen bir medeni kanunumuz var. Evliliği geçersiz hale getirmiyor, yalnızca soy bağına ilişkin bir hüküm.

Aslında Medeni kanunumuzda, anlattığımız her şey yazıyor.

Biz kanunu sistematiğini bir öğrenmeye çalışsak, zihnimizde tutmaya çalışsak metroda, vapurda, şurada, burada açıp kanun okumaya çalışsak, zaten bize birçok şey öğretiyor kanun. Anlattığımız şeyler onların altını doldurma yönelik…

Şimdi gelelim hısımlık bahsine... Hısımlık bahsini hatırlar mısınız? Anlatmıştık sizlere.

Kan hısımlığı, kayın hısımlığı, üst soy alt soy hısımlığı ve bunların derecelerine göre yansoy hısımlığı ne beraberce bir hatırlayalım. Diyor ki kanun koyucu:

B. Evlenme engelleri

I. Hısımlık

TMK Madde 129 - Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır:

1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında,

2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında,

3. Evlat edinen ile evlatlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında.

Üst Soy ile Altsoy arasında evlenme yasaktır. Kardeşler arasında evlenme yasaktır.

Amca, hala, teyze, dayı ve yeğenler arasında evlenme yasaktır. Üst Soy ile Altsoy arasındaki evlenmenin yasak olduğunu söyleyen Kanun koyucu herhangi bir üst sınır çizmiştir.

1.derece, 2.derece, 3.derece, 4.derece, … Hiçbir sınırlama yapmamıştır. Diyor ki üst Soy ile alt soy arasında evlenme yasaktır. Bir kimsenin Annesi ile babası ile büyükbabası ile büyük annesi ile çocukları ile torunları ile torun çocukları ile evlenmesi yasaktır. Peki, kardeşler arasında evlenme yasak mıdır? Elbette yasaktır. Bunların tam kan kardeş veya yarım kan kardeş olmaları önemli midir? Yani anne baba bir kardeş olmaları şart mıdır? Hayır. Anne ayrı baba bir de olsa, baba ayrı anne bir de olsa, aralarında yarım kan soy hısımlığı bulunsa dahi kardeşler evlenemezler. Aynı şekilde amca hala dayı teyze ve yeğenler arasında da evlenme yasaktır. Bunların da tam kan yansoy hısımlığı ile yarım kan yansoy hısımlığı herhangi bir fark yaratmaz. Dolayısıyla bu anlamda bakıldığında 3.derece dâhil olmak kaydıyla 3.dereceye kadar yansoy hısımlığı arasında evlenme yasaktır. Peki, amca çocukları evlenebilirler mi? Artık 4. Dereceden yansoy hısımlığı olduğu için evlenebilirler.

Medeni Hukuk | 26.02.2019 Salı | Çift

11

İsviçre Medeni Kanun'u atıfta bulunalım: İsviçre Medeni Kanunu 1926 yılında Fransızca esas alınarak çevrildi. Neredeyse %99 oranında bir kabul vardı. Peki, İsviçre Medeni kanunda amca hala Teyze dayı ve yeğen arasında evlilik var mı, evet var. Çağdaş bir Batı Ülkesi, benimsediği Kural ahlaken bizi son derece rahatsız edebilir, midemizi bulandırabilir ama arkadaşlar işte görüyorsunuz, ülkelerin gelenekleri görenekleri ahlaki nitelikleri birikimleri birbirinden farklılık arz edebiliyor.

Gelelim hısımlıkla alakalı yasakları belirten TMK 129. Maddenin 2. Bendine. Kayın hısımlığı meydana getiren evlilik sonra sona ermiş olsa bile, yani örnek olarak kişi eski üst soyu ile alt soyu ile evlenemez.

Peki, birbirlerinin kardeşleri ile evlenebilirler mi, evet evlenebilirler; çünkü kanun koyucu bu evliliği yasaklamıyor. Geçmişteki pratik çalışmalarda kullandık mı, hatırlayamadım ama eğer kullanmadıysak şöyle bir not alalım. Berna Hanım size zahmet, bu örneği çözelim arkadaşlarımızla. Örneğin hanımefendi dünyaya bir çocuk getirsin, sonra boşandığı eşi bu çocukla evlenmeye kalkışsın. Bu işin altından nasıl kalkacaklar birlikte görelim.

Kanun koyucu diyor ki, evlat edinen ile evlatlığın evlenmesi yasaktır veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında evlenmek de yasaktır. Bunlardan birinden kasıt ne?

Evlat edinen ile evlatlığın çocuğu evlenebilir mi? Hayır. Evlat edinen ile evlatlığın eşi evlenebilir mi? Hayır. Evlatlıkla evlat edinenin çocuğu evlenebilir mi? Hayır. Evlatlıkla evlat edinenin eşi evlenebilir mi? Hayır.

Eski Medeni kanunda evlatlık ve evlat edinen ve bunların eşlerinin birbirleriyle evlenmeleri yasaktı, fakat kanun koyucu şöyle söylerdi: Eğer evlenirlerse evlilik geçerlidir.

Evlatlık ilişkisi sona ererdi. Kanun koyucunun 1926 yılındaki ahlak anlayışına bakınız ve 2002 yılındaki toplumun ahlak anlayışına bakınız. O tarihte arkadaşlar evlatlık ve evlat edinen evlendiğinde, toplum bunu kınamıyor. Bugün geldiğimiz noktada toplum diyor ki;

evlatlık ve evlat edinen evlenemez, hatta bu saydığımız diğer kişilerin evlenmeleri de yasaktır. Yani hep derslerde söylüyoruz ya; hâkim, topluma egemen olan ahlak anlayışını, normal zekâya sahip sıradan bir insan gibi esas alır diyoruz ya ve bu ahlak anlayışı zaman içerisinde değişir diyoruz ya; işte bunun en klasik örneklerinden bir tanesi…

Geliyoruz bir diğer evlenme engeline: O da mevcut evlilik eski Medeni Kanun uzun öncesinde yani Mecelle döneminde erkeklerin birden fazla kadınla evlenmesine imkân sağlayan islam hukuku kuralları içerisinde, toplumda erkeklerin birden çok kadınla evlenme alışkanlığı gelişmiş. Sanki bir tanesi ile başa çıkabiliyorlarmış gibi birden fazla almaya kalkışmışlar. İşte beşer şaşar, ne yapacaksınız insan hata yapabilir.(..) Ardından 1926 yılında Türk Kanun-u Medenisi yürürlüğe girince1 çok eşliliği yasaklıyor; tek eşli bir evliliği getiriyor.

Dolayısıyla bugün bir evlilik sürerken, ikinci bir evliliğin meydana gelmesi mümkün değil.

Kaza ile başarılı olurlarsa, bunu gerçekleştirebilirlerse nasıl olur bilmiyorum ama gerçekleştirilebiliyor; ikinci evlilik mutlak butlanla sakattır.

130.maddeyi hatırlayalım arkadaşlar:

1 04.04.1926 tarihli Resmi gazetenin 339. Sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

( http://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/339.pdf )

08.12.2001 tarih ve 24607 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1028. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. (http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2001/12/20011208.htm )

Medeni Hukuk | 26.02.2019 Salı | Çift

Önceki evliliğin sona erdiğinin ispatlanması gerekir. Yeniden evlenmek isteyen kimse önceki evliliğin sona ermiş olduğunu ispat etmek zorundadır. Nasıl sona erebilir, bir iptal davası açılmış olabilir, Mutlak butlan sebebiyle nisbi butlan sebebiyle mahkeme bir butlan kararı vermiş olabilir, o karar kesinleşmiş olabilir. Önceki evlilikteki eşi vefat etmiş olabilir.

Önceki evlilik kesinleşmiş mahkeme kararı ile sona ermiş olabilir. Önceki evlilik ölüm karinesinin etkisiyle sona ermiş olabilir. Ölümüne kesin gözüyle bakılacak bir ortamda kaybolan ve cesedi bulunmayan kişi ne oluyordu ölüm karinesi çerçevesinde değerlendiriliyor. Bir de gariplik vardı. Gaiplikte biz ne yapıyorduk. Önemli bir ölüm tehlikesi içerisinde kaybolmuş bir kişinin kayboluşundan sonra bir yıl içerisinde veya kendisinden uzun zamandır haber alınamayan kişi ile karşı karşıya ise son haber alınma tarihinden itibaren 5 yıl geçmişse, bu kişinin gaipliği hakkında karar almak konusunda menfaati olan kişiler (örneğin mirasçıları) mahkeme kararıyla kişinin gaipliğine karar verilmesini bekliyorlardı.

Peki, gaiplik kararı verilen kişinin evliliği kendiliğinden son buluyor muydu? Hayır, evlilik kendiliğinden sona ermiyor. Geride kalan eşe kanun koyucu bir imkân tanıyor. Sen dilersen gaiplik kararı ile birlikte evliliğin feshini de talep edebilirsin veya gaiplik kararından sonra evliliğin feshini talep edebilirsin. Bu çerçevede ayrıca bir gaiplik kararını yanı sıra, evliliğin feshine dair karar alınmadığı müddetçe, o ikinci evliliği yapmak mümkün değildir.

Hatırlayalım 131 madde de ne söylüyor? Gaipliğine karar verilen kimsenin eşi mahkemece evliliğin feshine karar verilmedikçe yeniden evlenemez. Evliliğin feshini gaiplik başvurusu ile birlikte veya ayrıca açacağı bir dava ile isteyebilir. Ayrı bir dava ile evliliğin feshi davacının yerleşim yeri mahkemesinden istenebilir diyor.

Gelelim 3. Kesin evlenme engeli olan akıl hastalığına…

III. Akıl hastalığı

TMK Madde 133 - Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbi sakınca bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler.

Size anlattım, kişi evlenmek için ayırt etme gücüne sahip olmalı dedim, ayırt etme gücüne sahip değilse evlenemez dedim. Akıl hastaları ayırt etme gücüne sahip olabilirler.

Evlenmenin sebep ve sonuçlarını anlayabilecek nitelikteler ise evlenebilirler. Ama öyle akıl hastalıkları ile karşı karşıya kalabiliriz ki; bunlar diğer eşin hayatı bakımından veya doğacak çocukların sıhhati bakımından birtakım tehlikeler meydana getirebilir. O zaman diyor; burada dikkatli olmamız lazım... 133 maddede akıl hastalığı kenar başlığında akıl hastalarının evlenmelerine tıbbi bir sakınca bulunmadığı resmi sağlık Kurulu’nun raporu ile anlaşılmadıkça evlenemezler. Hangi akıl hastaları? Ayırt etme gücüne sahip olan akıl hastaları. Ayırt etme gücünden yoksunlarsa zaten evlenemiyorlardı. Evlenmelerinde tıbbi bir sakıncanın bulunmadığını bize, hekimler söyleyecekler. Ne açıdan söyleyecekler? O evlilikten dünyaya gelecek çocuklar var. O akıl hastalığı acaba çocuklara sirayet edecek bir hastalık mı? Hekimler bilgi verecekler, evliliklerine de buna göre karar verilecek. Eski Medeni Kanunda arkadaşlar, akıl hastalarının asla evlenemeyeceği söyleniyordu ama yeni Medeni Kanunumuzda diyor ki; akıl hastaları evlenmelerinde tıbbi bir sakınca olmadığı hekimlerce kabul edildiğinde evlenebilirler.

Medeni Hukuk | 26.02.2019 Salı | Çift

13

Şu detayı söylememizde de fayda var evlenmenin olumlu şartlarını saydık evlenmenin olumsuz şartlarını saydık... Evli bir kadın boşandığında veya eşi ile olan evliliği iptal sebebi ile sona erdiğinde veya eşinin ölümü sebebiyle sona erdiğinde arkadaşlar, evliliğinin sona ermesinden itibaren, örneğin mahkeme kararının boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren, örneğin kişinin ölümünden itibaren 300 gün geçmedikçe evlenemez diyor Kanun koyucu. Peki, evlenirse arkadaşlar evlilik geçersiz midir, hayır geçersiz değildir. Evlilik mutlak butlanla sakat değildir. Evlilik nisbi butlanla da sakat değildir.

Nereden çıkartıyorum arkadaşlar çok rahatlıkla şuradan çıkartabilirim. Nisbi butlanla sakat olma sebeplerini sayıyor, bunlar arasında yok. Mutlak butlanla evliliğin sakat olmasından bahsediyor; bunların arasında da yok. Dolayısıyla ben de doktrin olarak söyleyebilirim ki, çok rahatlıkla bekleme süresine uyulmaması kesin evlenme engeli değildir. Zaten 154 maddede açıkça şunu söylüyor kadının bekleme süresi bitmeden evlenmesi evlenmenin butlanı gerektirmez.

C. Butlanı gerektirmeyen sebepler I. Bekleme süresine uymama

TMK Madde 154 - Kadının bekleme süresi bitmeden evlenmesi, evlenmenin butlanını gerektirmez.

Kanun koyucu Bunu açıkça zikretmeseydi dahi mutlak butlan ve nisbi butlan sebepleri arasında sayılmamasından dolayı, çok rahatlıkla kadının bekleme süresine uymaması bir sakatlık meydana getirmez.

Geldik şekil şartlarına arkadaşlar.

Ayça GURBETOĞLU - Yakup BOZKURT

Sayfa 1 / 9

1.SINIF ÇİFT-İMECE (ÜCRETSİZ) MEDENİ HUKUK 28.02.2019 ÇİFT

MEDENİ