• Sonuç bulunamadı

Mustafa Kemal Atatürk, 1881 y›l›nda Selanik'te do¤du.

Babas› Ali R›za Efendi, annesi Zübeyde Han›m'd›r. Ali R›za Efendi Selanik yerlilerindendi. Ali R›za Efendi, hayat›n›n ilk devirlerinde gümrük memurlu¤u yapm›fl, daha sonralar› me-muriyeti terk ederek kereste ticareti ile meflgul olmufltu. Ata-türk'ün annesi Zübeyde Han›m'›n ailesi de soy olarak Anado-lu'dan Rumeli'ye geçmifl yörüklerdendi.

1871 y›l›nda Zübeyde Han›m ile evlenen Ali R›za Efen-di'nin henüz elli yafllar›nda iken 1888 y›l›nda ölmesi üzerine, Mustafa yedi-sekiz yafllar›nda yetim kalm›flt›. Onun büyütül-mesinden, e¤itiminden ve yetifltirilmesinden annesi sorumluy-du. Mustafa annesinin arzusuna uyarak bir süre Haf›z Meh-met Efendi'nin mahalle mektebinde e¤itim gördü. Daha sonra da babas›n›n iste¤i ile Selanik'te askeri e¤itim yapan fiemsi Efendi Mektebi'ne geçti ve ilkokulu burada bitirdi. Mustafa bu okulda okurken babas›n› yitirdi.

Ali R›za Efendi'nin ölümü üzerine, Zübeyde Han›m ço-cuklar›yla birlikte Selanik yak›nlar›nda yaflayan kardefli Hüse-yin Efendi'nin yan›na yerleflti. Bu çiftlik hayat› nedeniyle Mus-tafa'n›n ö¤renimi bir süre aksad›. Ancak k›sa süre sonra

Sela-HARUN YAHYA

nik'te halas›n›n yan›na yerleflerek, ö¤renimine kald›¤› yerden devam etti. Bir ö¤retmeninin kendisine haks›z yere sopa ile vurmas› üzerine bu okuldan ayr›ld›. Mustafa Kemal, bu döne-me ait bir hat›ras›n› kendi a¤z›ndan flu flekilde aktarmakta ve daha küçük yafllarda da bir e¤itmen oldu¤unu ortaya koymak-tad›r:

"Ö¤retmenim sert bir kifliydi. S›n›fta birinci, ikinci tan›-m›yordu. Bir gün bize:

-Aran›zda kimler kendine güveniyorsa kalks›nlar, onlar›

öbür arkadafllar›n› çal›flt›rmakla görevlendirece¤im, dedi.

Ben önce duraksad›m. Öyle arkadafllar aya¤a kalkt› ki, ben kalkmamay› ye¤ledim. Kalkanlardan birinin ö¤ren-cisi oldum. Ama onun çal›flt›rmalar›na dayanamad›m ve bir gün aya¤a kalkarak:

- Ben bundan daha iyi yapar›m, dedim.

Bunun üzerine ö¤retmen bana ö¤renci çal›flt›rma görevi verdi ve daha önce beni çal›flt›ran› da bana ö¤renci yap-t›.137

1893 y›l›nda kendi karar› ile Askeri Rüfltiye'ye müracaat ederek ö¤renimine burada devam etti. Yazlar›, day›s› Hüseyin Efendi'nin yan›na gider, okul zaman›na kadar çiftlikte kal›rd›.

Bu okulda k›sa sürede zekas› ve üstün yetenekleri ile ön plana ç›kt› ve ö¤retmenlerinin sevgisini kazand›. Ayn› ismi tafl›d›¤›

matematik hocas› taraf›ndan kendisine "Kemal" ismi tak›ld›.

Atatürk 22 Eylül 1924 y›l›nda Samsun'da ö¤retmenlerin verdi¤i bir toplant›da ald›¤› e¤itim hakk›nda flunlar› söylemifltir:

"...Bununla beraber hat›rlamak gerekir ki, gerçek ve

fe-ATATÜRK VE GENÇL‹K

dakar ö¤retmenler, e¤itimciler eksik de¤ildi. Onlar›n bi-ze verdikleri feyiz elbette esersiz kalmam›flt›r. fiimdi bu-rada bir yüce kifliye rastlad›m. O, benim Rüfltiye birinci s›n›f›nda ö¤retmenim idi. Bana henüz ilk bilgileri ö¤re-tirken gelecek için ilk fikirleri de vermiflti. Demek isti-yorum ki, ilk ilham ana baba kuca¤›ndan sonra okulda-ki e¤itimcinin dilinden, vicdan›ndan, terbiyesinden al›-n›r..."138

HARUN YAHYA

Mustafa Kemal'in fiam'da 30. Süvari Alay›'nda görev yapt›¤›

döneme ait bir resmi.

Mustafa Kemal, Selanik Askeri Rüfltiyesi'ni bitirdikten sonra, 1896 y›l›nda Manast›r Askeri ‹dadisi'ne girdi. Burada Ömer Naci ile arkadafll›k etti. ‹leride ünlü bir hatip olarak ta-n›nacak olan Ömer Naci, Mustafa Kemal'in hitabet ve edebiyat sevgisinde önemli rol oynad›. Yak›n arkadafllar›ndan biri ola-cak olan Ali Fethi (Okyar) de bu okulda ö¤renci idi. Mustafa Kemal, askeri ö¤reniminin yan› s›ra yabanc› dil ö¤renimini de ihmal etmiyor; yazlar› Frans›zca dersleri al›yordu. 1888'de ku-rulmufl olan Tophane semtindeki "College des Freres de Salle"

(Frerler Okulu)'in özel kurslar›na kay›t yapt›r›p, dersleri dü-zenli olarak takip ediyordu. Bu özel derslerde Mustafa Ke-mal'in ö¤retmenlerinden biri Frere Rodriquez (1849-1941)'di.

Bu kiflinin anlatt›¤›na göre, Mustafa Kemal gayet ciddi, zeki ve çal›flkan, elinde daima kitap bulunan bir gençti ve subay ol-duktan sonra da zaman zaman kendisinden ders almaya geli-yordu. Mustafa Kemal, gerçekten ‹dadi'den bafllayarak gençlik y›llar›nda Frans›zca ö¤renmeye büyük önem vermifltir. O, "bir kurmay subay mutlaka yabanc› dil bilmelidir, bunun aksini düflünmek büyük hatad›r" diyordu.139

Mustafa Kemal'in ne kadar çal›flkan bir ö¤renci oldu¤u kendi sözlerinden flu flekilde ortaya ç›kmaktad›r:

Askeri liseyi bitirdi¤imde merak›m hayli ilerlemiflti. Ma-nast›r Askeri Lisesi'ndeki matematik bana çok kolay geldi. Konuyla ilgilenmeyi sürdürdüm. Ama Frans›z-ca'da geriydim. Ö¤retmen benimle pek ilgilenmiyor, a¤›r uyar›larda bulunuyordu. Bu uyar›lar çok gücüme gitti.

‹lk tatilde buna bir çare arad›m. ‹ki, üç ay gizlice Frer-ler okulunun özel s›n›f›na devam ettim. Böylece okulda okutulan›n üstünde Frans›zca ö¤rendim.

ATATÜRK VE GENÇL‹K

O zamana kadar edebiyatla pek ilgim yoktu. O s›ralar, Ömer Naci, Bursa Ortaokulu’ndan kovulmufl, bizim s›n›-fa gelmiflti. fiiirler yaz›yordu. Benden okuyacak kitap istedi. Tüm kitaplar›m› gösterdim, hiçbi-rini be¤enmedi. Bir arkadafl›m›n kitaplar›m›n hiçbirini be¤enmemesi gücüme gitti. fiiir ve edebiyat diye bir fleylerin bulundu¤unu o va-kit fark ettim. O konuda çal›flmaya

baflla-d›m.140

Genç Mustafa Kemal, Manast›r Askeri ‹dadisi'ni de baflar› ile bitire-rek 13 Mart 1899 tarihinde ‹stan-bul'da Harp Okulu'na girdi. 3 se-nelik baflar›l› bir Harbiye ö¤reni-minden sonra 10 fiubat 1902'de bu okulu Te¤men rütbesiyle bitirdi ve ö¤renimine Harp Akademisi'nde devam etti.

1903 y›l›nda Üste¤men olmufltu. 11 Ocak 1905 tarihinde de Kurmay Yüzbafl› rütbesiyle Harp Akademisi'nden mezun oldu. Harp Oku-lu'nda ve Harp Akademi-si'nde de zekas›, yetenekleri ve üstün kiflili¤i ile tan›nm›fl, çok büyük bir sevgi ve sayg› ka-zanm›flt›.

HARUN YAHYA

ATATÜRK VE GENÇL‹K

En çok ön plana ç›kan yönleri ise matemati¤e ve edebiya-ta olan ilgisinin yan› s›ra, güçlü hiedebiya-tabet yetene¤iydi. Memleket ve millet davalar› ile ilgilenmesi, düflüncelerini cesurca ifade et-mesi, gözü karal›¤›, ayd›n ve devrimci kiflili¤i ile tan›nm›flt›. Yi-ne kendisi flöyle anlatmaktad›r:

Kurmay s›n›flar›na geçtik. Al›fl›k oldu¤um düzende ders-lerime çok s›k› çal›fl›yordum. Derslerin ötesinde bende ve baz› arkadafllarda yeni fikirler belirmeye bafllad›. Ülke-nin yönetiminde ve izlenen politikada kötülükler oldu¤u-nu keflfetmeye bafllad›k. Binlerce kifliden oluflan harp okulu ö¤rencilerine bu keflfimizi anlatma hevesine düfl-tük. Okul ö¤rencileri aras›nda okunmak üzere el yaz›s›y-la haz›ryaz›s›y-lanm›fl bir gazete kurduk. S›n›f içinde küçük bir örgütümüz vard›. Ben yönetim kurulundayd›m. Gazete-nin yaz›lar›n› genellikle ben yaz›yordum... Kurmay s›-n›flar›n›n sonlar›na kadar biz bu iflleri sürdürdük. Yüz-bafl› olarak okuldan ayr›ld›ktan sonra ‹stanbul'da geçi-rece¤imiz süre içinde bu ifllerle daha fazla meflgul ola-bilmek için arkadafllardan biri ad›na bir daire kiralad›k.

Ara s›ra orada toplan›yorduk. Bu hareketlerimiz bilini-yor ve izlenibilini-yordu.141

Mustafa Kemal'in lider kiflili¤i onunla tan›flan her kiflide çok derin bir etki b›rak›yordu. Bu kiflilerden biri de Osman Ni-zami Pafla idi. Osman NiNi-zami Pafla tan›flt›ktan k›sa bir süre sonra Mustafa Kemal'e flunlar› söyler.

Mustafa Kemal Efendi o¤lum, sen, bizler gibi Erkan-›

Harp zabiti olarak normal bir hayata at›lmayacaks›n.

Keskin zekan ve yüksek kabiliyetin memleketin

gelece-¤i üzerinde müessir olacakt›r. Bu sözlerimi bir

kompli-HARUN YAHYA

man olarak alma. Sende, memleketin bafl›na gelen bü-yük adamlar›n daha gençliklerinde gösterdikleri müstes-na kabiliyet ve zeki emareleri görmekteyim. ‹nflallah ya-n›lmam›fl olurum.142

Büyük bir istibdat idaresi alt›nda yaflamas›na ra¤men bu tav›rlar› onun aleyhinde olmad›. Çünkü o çevresinde çok sevi-liyor, samimiyetine inan›l›yor ve tan›flt›¤› insanlarda hemen büyük bir güven oluflturuyordu. Bununla beraber Harp Aka-demisi'nden mezuniyetini izleyen günlerde istibdat ve padi-flahl›k rejimi aleyhindeki düflünceleri ve durumu nedeniyle flüphe çekti ve ‹stanbul'da birkaç ay tutuklu kald›. Daha sonra da 5 fiubat 1905 tarihinde Suriye bölgesine bir nevi sürgüne gönderildi.

Benzer Belgeler