• Sonuç bulunamadı

F. YEDİNCİ BÂB: LEFÎF FİİLLER

2.6. MÜELLİFİN ŞERHTE TAKİP ETTİĞİ METOT

2.6.2. Mukaddimesi

Muḥammed b. ʻAli b. Hilâl, eserine başlamadan önce, şerhini yapacağı eser ve yazarı hakkında bazı bilgilere yer vererek konuya giriş yapmıştır. Bu kısımda

Merâḥu’l-Ervâḥ adlı eserin İmâmu’l-Hemâm Aḥmed b. ʻAli b. Mesʻûd’a ait olduğunu

belirtmiştir. Ardından bu kitabın küçük hacimli olsa da ilmi açıdan çok faydalı bilgiler içerdiğini belirtmiştir. Şerhini yapacağı eser ve yazar hakkında bilgiler aktardıktan sonra kendisinin neden bu eseri şerh olarak seçtiği hakkında bilgiler aktarmıştır. Bu ifadeler şu şekildedir:

“Her ne kadar Aḥmed b. Ali b. Mes’ûd’a ait olan “ Merâhu’l-Ervâḥ”

adlı eser küçük hacimli olsa da içerisinde önemli kaideleri barındırmaktadır. Şimdiye kadar ona yakışacak ölçüde bir şerh göremediğim için bu kitabı telif etmeye karar verdim. Daha öncesinde çok meşgul olduğumdan dolayı bu eseri kaleme alamadım. Daha sonra ona “el- İṣbâḥ ʻalâ Merâḥi’l-Ervâḥ” adını vererek yazmaya başladım.” 389

Bu kısımdan hemen sonra eserinin mukaddimesinde, bir yazarın eser kaleme alırken uyması gereken yöntemleri açıklamıştır. Bunlardan üçü temel kurallar olup, dördünün ise zorunlu olmadığını ifade etmiştir. Ek olarak, vermiş olduğu bu yöntemlere dair eserini şerh ettiği müellifin de bu yöntemleri kullandığına dair örneklere yer vermiştir. Şârihin mukaddimesinde konuya dair yaptığı açıklamalar şu şekildedir:

“Tüm eserlerin kaleme alınırken temel olarak üç tane zorunlu yöntemin var

olduğunu gördüm. Bunlar: Besmele, hamdele ve salvale’dir. Bunlara ek olarak dört tane mecburi olmayan yöntem vardır. Bunlar da: Eserin neden yazıldığı, eseri isimlendirmek, eserin ait olduğu alanı övmek ve genel olarak eserin nasıl yazıldığını zikretmektir. Rahmetli müellifimiz ise tüm bu yöntemleri eserinde kullanmıştır. Bu sebeple eserin ait olduğu alanı övmek için “

لى ِإ... ف ْر َّصلا

َّنأ

ل ْم

ِا ْع

ِخآ

ِر ِه

” ifadesini, kitabın ismini zikrederken “

ِحا

ْر و لا ِحا مـ ر ِب ا ًمو ُس

م ْو

” ifadesini, eserin nasıl

102

yazıldığına dair “

ر ِه ِخآ

لى ِإ

ُت

م ْع

ف ج

” ifadesini kullanmıştır. Bunlarla birlikte başlangıç kısmında besmele “

ِمي ِحَّرلا ِن ْحمَّرلا ِالله ِمْسِب

” ve hamdele “

دو ُد ولا

ِالله لى ِإ

” ile başlangıç yapmıştır.” 390

Şârih, eserin başlangıç safhalarında “Besmele-i Şerîf”in irabı ile ilgili görüşlerini aktarmıştır. Bunu yaparken, önemli istişhâd kaynaklarından birisi olan hadislere başvurmuştur. Ardından müellif, konu hakkında dokuz farklı irab bulunduğunu ifade etmiştir. Tüm bunlarla birlikte şârih, Basralı ve Kûfeli âlimlerin görüşlerini karşılaştırarak konu üzerindeki görüş farklılıklarına da yer vermiştir.391

Daha sonra mukaddime kısmını bitirerek, İbn Mesʻûd’un giriş kısmında kullandığı ifadelerin gerekçelerini ve iʻrâbını yaparak şerhine başlamıştır.392

2.6.3. Âyetlerle İstişhâdı

Eski ve yeni tüm kaynaklar içinde istişhâdın zengin kaynaklarından birisi olan

Kur’ân-ı Kerîm, Arapça’nın en saf ve temiz halidir. Bundan dolayı bu güzide kitap,

asırlar boyunca âlim, edip ve araştırmacıların temel başvuru kaynağı olmuştur. Müellifimiz, eserini kaleme alırken görüşlerini ispat etmek ve konuları anlaşılır kılmak maksadıyla bu seçkin kaynağa sık sık başvurmuştur. İbn Hilâl’in konular itibariyle âyetlerden vermiş olduğu istişhâdlar şu şekildedir:

1) Şârih, bazı durumlarda şahit olarak getirdiği âyetin tamamını zikretmiştir.

Örneğin:

• Hz. Allah’ın sıfatlarından olan “

ِدوُد ولا

” (çok seven) ismi şârih tarafından açıklanırken örnek olarak verilen âyet tam olarak verilmiştir.393

390 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 1b, 2a.

391 İbn Hişâm el-Ensârî, Muġni'l-Lebîb ʻan Kutubi'l-Eʻârib, (thk. Muhammed Muhyiddîn Abdu'l-

Hamîd), Mektebetu'l-Asriyye, Beyrut 1991, II, 436.

392 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 3a. 393 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 3a.

103

• “Sülâsi olmayan fiillerin mastarları” konu başlığının altında “

مَّلك

” (konuştu) fiilinin mastarının “

اًم َّلاِك

” şeklinde geldiği belirtilmiştir. Şârih, bu mastar çeşidine örnek olarak Nebe suresinin 28. âyetini eksiksiz olarak istişhâd getirmiştir.394

• “Sülâsi mezîd bâblar” konu başlığı altında idğâm mevzusu anlatılırken şârih tarafından istişhâd getirilen âyet tam olarak verilmiştir.395

2) Şârih, bazı durumlarda ise âyetin tamamı yerine, sadece konuya şahit olan

kısmını zikretmiştir. Örneğin:

• Asıl metinde İbn Mesʻûd’un sarf ve nahiv ilmi hakkında söylemiş olduğu “

اهوبأو حنلاو ِمولعلا مأ فْرَّصلا َّنأ

” (Sarf ilimlerin anası, nahiv ise babasıdır) sözleri şârih tarafından şerh edilirken “

مأ

” kelimesinden kestedilen anlamın “

ُل ْص لا

” (esas, asıl) olduğunu belirtmiş ve buna delil olarak Âl-i İmran suresi 7. ayetinin sadece ilgili kısmını örnek olarak vermiştir.396

• “Sülâsi mücerred bâblar” konusu başlığı altında ele alınan, mazisi ve muzarisi farklı bablardan oluşturulmuş fiiller kısmındaki şâz durum anlatılırken, şârih tarafından istişhâd getirilen Tevbe suresinin 32. ayetinin sadece ilgili kısmı zikredilmiştir.397

• “Muzariat harflerinin harekeleri” konusu ele alınırken İbn Mesʻûd, asıl metinde “

ُقيِرُْيَ

” kelimesinin aslının “

ُقيِرُي

” (dökmek) şeklinde geldiğini belirtmiştir. Konu üzerine şârihin getirdiği istişhâdda Âl-i İmrân suresi 106. âyetinin sadece ilgili kısmı verilmiştir.398

• “Sıfatu’l-Müşebbehe” başlığı altında, “

لُع ـف

” kalıbından gelen kelimelerden “

ن

ْرا ع

” kelimesi şerh edilirken, şârih tarafından İstişhâd getirilen âyetin bir kısmı verilmiştir.399

394 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 15b. 395 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 27a. 396 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 5a. 397 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 17b. 398 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 48a. 399 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 63b.

104

3) Şârih, bazı durumlarda istişhâd getireceği âyetlerden önce “

لىا

ـت ع

لا ق

” (Allah buyurdu) ibaresini kullanmamıştır. Örneğin:

• “Sülâsi olmayan fillerin mastarları” konu başlığı altında, şârih tarafından Nâs suresinin 4. âyeti baş tarafında “

لىا

ـت ع لا ق

” (Allah buyurdu) ibaresi verilmeden şahit olarak gösterilmiştir.400

• “Sülâsi mezîd bâblar” konusu başlığı altında ele alınan “

لَّض ف ـت

” bâbının “

ل عْـف أ

” bâbı gibi kullanıldığını açıklarken istişhâd getirilen ayetin baş kısmında “

لا ق

لىا ع ـت

” (Allah buyurdu) ibaresi zikredilmemiştir.401

• “Zamirin vaciben gizlendiği yerler” konusu anlatılırken şârih, Meryem suresinin 74. âyetini istişhâd olarak verilmiş ve “

لىا

ـت ع

لا ق

” (Allah buyurdu) ibaresini kullanmamıştır.402

4) İbn Hilâl, bazı durumlarda bir konu üzerine sadece bir âyetten istişhâd

getirirken, bazı durumlarda ise birden fazla âyetten şahit getirdiği durumlar olmuştur. • “Te’kîd nununun geldiği yerler” başlığı altında “arz” anlamı ifade etmesi hasebiyle “

ِر ب َّن ْض ت

لا : و ْ نح

” (Örneğin: Vurmayın) şeklinde gelebileceği belirtilmiştir. Şârihin aynı konu üzerine birden fazla ayeti (İnfiâl suresi 25. âyet ve Neml suresi 18. âyet) istişhâd olarak getirmiştir.403

• Mastarın ism-i fâil ve ism-i mefʻûl kalıplarında geldiği konusu aktarılırken, İbn Mesʻûd, asıl metinde sadece ism-i mefʻûl kalıbına dair âyetten İstişhâd getirmiştir. Bundan dolayı Şârih, eksik kalan kısmı tamamlamak maksadıyla, ism-i fâil kalıbına dair aynı konuda üç farklı âyetten istişhâd getirmiştir.

400 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 16a. 401 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 22b. 402 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 43a. 403 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 58b, 59a.

105

• Şârih, Hz. Allah’ın sıfatlarından olan “

ِدوُد ولا

” isminin farklı anlamlara sahip olduğunu belirtmiştir. Bu anlamları açıklarkenaynı konu üzerine üç farklı ayetten istişhâd getirmiştir.404

2.6.4. Kıraatlerle İstişhâdı

Şârihin istişhâd hususunda önem verdiği hususlardan birisi de kıraat farklılıklarıdır. Sarf ve iraba dair konularda, görüşlerini desteklemek maksadıya

Kur’an-ı Kerim âyetleri üzerine farklı kıraatleri de delil olarak zikretmiştir. Bu şekilde

ele aldığı konuları, daha anlaşılır bir hale getirmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır:

1) Şârih, istişhâd olarak verdiği Kur’ân-ı Kerîm kıraatlerinden bazılarını, kıraat

sahibini zikrederek aktarmıştırtır.

• Ecvef fiiler başlığı altında, “meçhul kalıbın okunma şekilleri” konusu, şârih tarafından açıklanmıştır. Bu açıklamayı desteklemek maksadıyla Yaḥyâ b. Vessâb’ın kıraatini istişhâd olarak göstermiştir.405

• Şârih, Arapça’da üç elifin yan yana gelmesinin mekruh olduğunu belirtmiştir. Buna delil olarak İbn ʻÂmir’in kıraatini şahit olarak göstermiştir.406

• “Te’kîd nununun geldiği yerler” konusu altında yer alan “kasem (yemin)” kısmı, şârih tarafından açıklanırken, İbn Kesîr’in kıraatinden faydalanılmıştır.407

• İbn Hilâl’in kıraat sahibini zikrederek vermiş olduğu istişhâdlardan birisi de “Muzariât harfinin kesreli gelişi” başlığı altında Yahya b. Vessâb ve Manṣûr b. el- Muʻtemer'in kıraatlerinden getirdiği istişhâdtır.408

2) Bazı durumlarda ise şahit olarak zikredilen kıraatler, şârih tarafından

herhangi bir kişiye nispet edilmemiştir.

• “Sülâsi mezîd bâblar” konu başlığı altında “

لا عي

ْف ِع ِلاا

” bâbının dönüşlülük anlamında kullanıldığı anlatılırken, şârih tarafından kıraat şahit olarak gösterilmiş ancak kıraat sahibi zikredilmemiştir.409

404 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 3a. 405 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 49b. 406 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 88a. 407 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 59a. 408 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 49b. 409 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 25b.

106

• “Sülâsi olmayan fiillerin mastarları” konu başlığının altında “

مَّل ك

” fiilinin mastarının “

اًم َّلاِك

” şeklinde geldiği belirtilmiştir. Şârih, yukarıda belirtildiği üzere bu mastar çeşidine şahit olarak bir âyet zikretmiştir. Daha sonra bu âyetin farklı bir şekilde okunulduğunu da belirterek kıraatlerden faydalanmıştır. Ancak zikretmiş olduğu kıraatin sahibini zikretmemiştir.410

3) İbn Hilâl’in aynı kıraatı, farklı konularda istişhâd olarak kullandığı durumlar

da olmuştur.

• “Emri hâzır siğasını cezm eden edatlar” konusu ele alınırken, şârih bu konuyu anlaşılır kılmak adına, çoğunluğun kıraati olduğu ifade ederek bir kıraatten istişhâd getirmiştir.411

• “Emri hâzır siğasını cezm eden edatlar” başlığı altında, ancak farklı bir mevzu anlatılmak üzere aynı kıraat, şârih tarafından tekrar şahit olarak kullanılmıştır.412

• “Muzariât harfinin kesreli gelişi” başlığı altında da İbn Hilâl, iki farklı durum için aynı kıraati istişhâd olarak getirmiştir.413

4) Şârih, bazen nadir meseleleri açıklamak için de kıraat istişhâdlarından

faydalanmıştır.

• Şârih, “Muzariât harfinin kesreli gelişi” başlığını ele alırken, bu durumla alakalı nadir bir noktaya değinmiştir. Bu konudaki görüşünü desteklemek maksadıyla kıraat istişhâdından faydalanmıştır.414

5) Şârih, bazı durumlarda, Peygamber Efendimiz (S.a.v)’den de kıraat

istişhâdında bulunmuştur.415

410 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 15b. 411 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 56b. 412 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 57a. 413 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 48b. 414 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 48b. 415 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 56a.

107

2.6.5. Hadislerle İstişhâdı

İstişhâd için başvurulan en önemli kaynaklardan birisi de Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in sözleri olan hadis-i şerîflerdir. İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻalâ Merâḥi’l-Ervâḥ adlı eserinde konular itibariyle istişhâd getirdiği hadisler ve konuları şu şekildedir:

1) Şârih, hadislerden istişhâd getirirken kimi zaman bu hadislerin râvisini

zikretmiştir. Örneğin:

• “İbdal harfleri” harfleri konu başlığı altında, hemzenin dammeli olmayan “

و

” harfinden ibdal edilmesi anlatılırken, şahit olarak gösterilen hadis, asıl metinde yer almasının yanı sıra şârih tarafından ravisi zikredilerek nakledilmiştir.416

• “

لا

ْف ِت ع ِلاا

kalıbında gelen mużaaf fiiilin idğamı” başlığı altında, bu bâbtan önce gelen fiilin “

ت

” harfinden önceki harfi “

يِو ظ ٍط ض ٍص ش س ٍرُذد ث ـت ا

” ibresindeki harflerden biri olması durumunda idğâmın caiz olduğu belirtilmiştir. Konunun devamında “

ذ َّتِا

” fiili örnek verilerek, şâz olduğu belirtilmiş ve bu fiilin açıklamasında şârih, istişhâd olarak hadis-i şerîften faydalanmıştır. Ravisinin ise Hz. Âişe olduğunu belirtmiştir.417

2) Şârihin hadislerden istişhâd getirirken, hadisin râvisini zikretmediği

durumlar da bulunmaktadır. Örneğin:

• “Sülâsi mezîd bâblar” başlığı altında, “

ل ع فَّـتلا

” bâbı ele alınmış ve bu bâbın kullanıldığı anlamlar şârih tarafından detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Bu açıklamalar arasında, “

ل عف تْسا

” anlamında kullandığı belirtilmiştir. Bu görüşü desteklemek maksadıyla bir hadisten ravisi zikredilmeden istişhâd olarak getirilmiştir.418

• “Muzari fiil” başlığı altında, müzari fiilere gelen “

ينتأ

” harfleri ele alınmıştır. Bu kısımda, neden bu harflerden “

أ (

elif

)

” harfinin mütekellime verildiği, İbn Mesʻûd tarafından “elif harfi (

أ

) ile ene (

نَأ

) arasında var olan uyum sebebi ile”

416 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 111a. 417 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 78a. 418 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 22b.

108

şeklinde açıklanmıştır. Bu açıklamaya istinaden şârih, istişhâd olarak hadisi şerîften faydalanmış ancak bu hadisin râvisini zikretmemiştir.419

3) Şârihin bir hadis-i şerîfi iki farklı yerde istişhâd olarak getirdiği durumlar da

bulunmaktadır. Örneğin:

• “Emri hâzır siğasını cezm eden edatlar” başlığı altında, “

ْبِر ْض ِا

” (Vur) fiilinin aslının Kûfeli âlimlere göre “

بُر ْض تِل

” (ona vur) şeklinde “

ل

” harfi ile olduğu aktarılmıştır. Şârih, bu durumu açıklarken, istişhâd olarak hadislerden faydalanmıştır.420

• Aynı hadis, “Emri hâzır siğasını cezm eden edatlar” konusu işlenirken, muzariât harfinin alametinin, vasıl hemzesine benzediğinden bahsedilmiş ve tekrar istişhâd olarak getirilmiştir.421

4) Şârihin konuyu anlaşılır kılmak adına, zayıf hadislerden de istişhâd getirdiği

durumlar da bulunmaktadır.422

5) Şârih, bazı durumlarda, istişhâd getirdiği hadis-i şerîfi kimi zaman hareke,

kim zaman anlam, kimi zaman ise kelime gibi açılardan açıklamıştır. Örneğin: • “İbdâl harfleri” başlığı altında , “

م

” harfinin “

ل

” harfinden ibdâl olması konusu ele alınmış ve hadis-i şerîf, şahid olarak gösterilmiştir. Buna ilaveten şârihimiz de, bu hadis-i şerîfin aslını belirterek ibdâlin hangi kısımda gerçekleştiğini zikretmiştir. Ayrıca örnek olarak vermiş olduğu bu hadisin anlamını açıklamıştır.423

• “Sülâsi mezîd bâblar” başlığı altında, “

ل ع فَّـتلا

” bâbının anlamları ele alınırken, şârih tarafından şâhid gösterilen hadis-i şerîf, anlam olarak da açıklanmıştır.424

6) İbn Hilâl’in hadis istişhâdında kullandığı bir diğer yöntem ise, şahit olarak

gösterdiği hadisi şerîfin kaynağını zikretmesidir. Örneğin:

419 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 46b. 420 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 56a. 421 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 56b. 422 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 2a. 423 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 113b. 424 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 22b.

109

• “

لاعتفلاا

kalıbında gelen mużaaf fiiilin idğamı” başlığı altında, “

ذ َّتِا

” fiilinde bulunan “şâz”ın sebebi, hadis-i şerîf istişhâd getirilerek açıklanmıştır. Söz konusu bu hadisin ravisi ve kaynakları ise açık bir şekilde belirtilmiştir.425

2.6.6. Şiirlerle İstişhâdı

İstişhâdın temel kaynaklarından birisi de şiirlerdir. Önemine binaen incelenen

el-İṣbâḥ ʻalâ Merâḥi’l-Ervâḥ adlı eserde şiirler, istişhâd açısından önemli bir yer

tutmaktadır. Şârihin şiirlerden istişhâd getirirken kullanmış olduğu yöntemler şu şekildedir:

1) Müellif, konuları açıklarken kullanmış olduğu şiir istişhâdları ile bazı dil

meselesini açıklığa kavuşturmuştur. Örneğin:

• “Sülâsi olmayan fillerin mastarları” başlığı altında, şârih tarafından, “

ىَّزن

” kelimesi üzerine dilsel bir mesele şiirden istişhâd getirilerek açıklığa kavuşturulmuştur.426

2) Şârih, şiirlerden istişhâd getirirken bazı durumlarda bu beyitlerin şairlerini

zikrederek şahit göstermiştir. Örneğin:

• “Sülâsi mezîd bâblar” başlığı altında “

لا عي ِع ْف ِلاا

” bâbının dönüşlülük ifade ettiği şârih tarafından açıklanırken, şahit olarak şiirlerden faydalanılmıştır. Ek olarak şairin adı zikredilmiştir.427

• Şârih, “ism-i zaman ve mekân” başlığı altında ism-i mekânın muzari fiilin malumundan türetildiğini ve delalet ettiği durumu açıklarken istişhâd olarak gösterdiği beytin şairini de zikretmiştir.428

3) Şârih, bazı durumlarda ise şairin adını zikretmemiştir. Bu gibi durumlarda

ر ِعا َّشلا

لا ق

” (Şâir dedi) ve “

ُه

ـق ْو ُل

” (Sözü) gibi ifadeler kullanmıştır. Buna ek olarak, istişhâd vermiş olduğu şiirlerde ki farklı rivâyetleri de zikretmiştir. Örneğin:

425 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 78a. 426 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 15b, 16a. 427 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 25b, 48b. 428 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 70a.

110

• “Sülâsi mezîd bâblar” başlığı altında “

لا عِفْن ِلاا

” babı ele alınmıştır. Şârih, bu bâbın dönüşlülük ifade ettiğini açıklamak maksadıyla, Ebû ʻAlî’den nakilde bulunarak istişhâd olarak beyitleri tercih etmiştir. Ayrıca bu beyit hakkında çeşitli rivayetleri de aktarmıştır429

• “Zamir çeşitleri” başlığı altında fail ve mefʻûl zamirinin tek bir kişide geldiği yer açıklanırken, şârih, şahit olarak beyitlerden istifade etmiş ancak şairini zikretmemiştir.430

• “Muzariat harflerinin kesreli gelişi” başlığı altında, bazı lehçelerde kesre harekesinin “

ي

” harfi üzerine ağır geldiğinden ötürü, bu harfin kesreli okunamayacağı belirtilmiştir. Şârihimiz, konuya netlik kazandırmak maksadıyla yaptığı açıklamalarını şiirlerden istişhâd getirerek desteklemiş ve bu şiirlerin şairlerini zikretmemiştir.431

• “Muzari fiil” başlığı altında muzari fiilin bazı hususlarda cins isme benzediği konusu açıklanırken şârih, şahit olarak beyitlerden istifade etmiştir. Ayrıca istişhâd getirilirken şair adını zikretmemiş ve “

هلوق

” (sözü) ibaresini kullanmıştır.432

4) Konunun gerekliliğine binaen, İbn Hilâl’in bazı durumlarda aynı şiirden

istişhâd getirdiği durumlar da olmuştur. Örneğin:

• “Emri hâzır siğasını cezm eden edatlar” konusu ele alınırken, şârih konuya başka bir örnek olması için şiirden istişhâd getirmiştir.433 Aynı beyit, farklı bir nokta

da tekrar istişhâd olarak getirilmiştir.434

• “Muzariat harflerinin kesreli gelişi” başlığı altında, bir beyit, istişhâd olarak getirilmiştir.435 Aynı beyit, “Emri hâzır siğasını cezm eden edatlar” konusu ele

alınırken, tekrar şahit olarak gösterilmiştir.436

5) Şârih, bazı durumlarda, asıl metinde verilen ve tek şatrı olan beyitleri

tamamlamak amacıyla şahit olarak gösterilen şatrın bir önceki şatrını ya da bir sonraki

429 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 23b. 430 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 38b. 431 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 48b. 432 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 44b. 433 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 56a. 434 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 56b. 435 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 48b. 436 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 56b.

111

şatrını da zikrederek konu ile alakalı örnek çeşitliliğini artırmıştır. Buna ek olarak vermiş olduğu istişhâd beyitleri gramer vb. açılardan açıklamıştır. Örneğin:

• “İbdâl harfleri” başlığı altında “

ت

” harfinin “

س

” harfinden ibdâl olması, anlatılırken şârih, asıl metinde beyitlerin zikredilmeyen önceki ve sonraki şatrını vererek tamamlamıştır.437

• Şârih, tekrar “ibdâl harfleri” başlığı altında, “

ج

” harfinin şeddeli “

ي

” harfinden ibdâli konusunu ele almıştır. Asıl metinde şahit olarak gösterilen ve sadece bir kısmı aktarılan beytin diğer kısımları, şârih tarafından tamamlanmış ve konuya devam mahiyetinde örnek olarak verilmiştir.438

• İbn Mesʻûd, “ibdâl harfleri” başlığı altında “

ج

” harfinin şeddesiz “

ي

” harfinden ibdâlinin semâʻi olarak caiz olduğunu belirtmiş ve bu görüşünü desteklemek maksadıyla şiirlerden istişhâd getirmiştir. Şârihimiz İbn Hilâl de buna ek olarak bu beyitin diğer şatrını tamamlamıştır.439

• İbn Mesʻûd “ibdâl harfleri” başlığı altında, “

ي

” harfinin “

ت

” harfinden ibdal olması konusunu ele alırken, beyitten sadece bir kelime zikrederek konuya dair örnek vermiştir. Şârih İbn Hilâl ise, bu beytin eksik kalan kısımlarını tamamlamıştır. Ardından konunun devamında “

ي

” harfinin “

ب

” harfinden ibdal olması konusuna dair başka bir beyitten istişhâd getirmiştir.440

• Şârih, birbirine yakınlıklarından dolayı “(

م

) mim harfinin harekeli (

ن

) nun harfinden ibdal olması” konusu ile alakalı olarak, İbn Mesʻûd’un vermiş olduğu istişhad beyitinin eksik kısımlarını tamamlamıştır.441

6) Şârihin beytin yarısını zikrettiği zamanlar da olmuşlardır. Örneğin:

• “Sülâsi mücerred bâblar” konusu başlığı altında ele alınan, mazisi ve muzarisi farklı bablardan oluşturulmuş fiiller kısmındaki şâz durum anlatılırken, şârih, şâzın üç kısımdan oluştuğunu belirtmiş ve bunun ilkine örnek vermek adına bir beytin

437 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 111b. 438 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 112a. 439 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 112b. 440 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 113a. 441 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 113a.

112

sadece ikinci şatrını şahit olarak göstermiştir. Söz konusu bu beyitin ilk şatrı ise “][”

Benzer Belgeler