• Sonuç bulunamadı

F. YEDİNCİ BÂB: LEFÎF FİİLLER

2.6. MÜELLİFİN ŞERHTE TAKİP ETTİĞİ METOT

2.6.9. Farklı Görüşlerden İstifade Etmesi

Bu başlık altında verilebilecek en güzel örnekler birisi, Toronto Üniversitesi’nin Thomas Fisher koleksiyonunda bulunan MSS00185 demirbaş numaralı nüshanın ilk varağında yer alan soru ve cevap kısmıdır. Müellif, bu kısımda özellikle Basra ve Kûfe ekollerine mensup olan âlimlerin görüşlerini zikrederek mütaala etmiş ve kendi fikrini bir noktaya dayandırmıştır.465

İstişhâdın en önemli dayanak noktalarından birisi de âlimlerin görüşleridir. Müelliflerin çoğu, bir konu üzerine eser yazarken görüşlerini desteklemek amacıyla âlimlerin görüşlerine sık sık başvurmuştur. Yukarıda yer alan örnekten de anlaşılacağı

461 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 66a. 462 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 43a. 463 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 69b. 464 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 81b.

465 Nüshada yer alan bu kısım, nüsha tanıtım bölümünde yer alan MSS00185 demirbaş numaralı nüsha

kısmında ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Detalı bilgi için bk. İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. MSS00185, vr. 1a.

117

üzere müellif İbn Hilâl, bu zengin kaynağı verimli bir şekilde kullanmıştır. İbn Hilâl,

el-İṣbâḥ ʻalâ Merâḥi’l-Ervâḥ adlı eserinde âlimlerin görüşlerine yer verirken, bu

âlimlerin isimlerini çoğunlukla zikretmiştir. Bu konuda ki örnekler oldukça fazladır. Müellifin görüşlerini naklettiği âlimlerin en meşhurları arasında Sîbeveyh (ö.180/796), el-Ḫalil b. Aḥmed (ö.175/791), el-Kisâi (ö.189/805), el Ferrâ (ö.207/822), Çârperdî (ö.746/1346), İbn Ḥâcîb (ö.646/1249), Yûnus b. Ḥabîb (ö.182/798), es-Saʻleb (ö.291/904), İbn Mâlik (ö.672/1274), el-Bedr b. Mâlik (h.686/m.1287), İbn Ḫâleveyh (ö. 370/980), İbn ʻAkîl (ö.769/1367), el-Faḫru’r-Rażî (ö.606/1210), ez-Zemaḫşeri (ö.538/1144), Ebû ʻAlî el-Fârisi (ö.377/987), Ebû ʻAmr ibnu’l-el-ʻAlâ (ö.154/771), el- Aḫfeş (ö.215/830), el-Cevheri (ö.400/1009) , İbn Cinnî (ö.392/1002) ve el-Aṣmaʻî (ö.216/831) gibi âlimler sayılabilir. Şârihin bu başlık altında zikretmiş olduğu istişhâdlar, adet itibariyle büyük bir yekûn oluşturduğundan ötürü, her bir istişhâd şekline dair birkaç örnek verilecektir.

1) Şârih, bazı zamanlar, görüşlerini naklettiği âlimlerin de nereden nakilde

bulunduğunu zikretmiştir. Örneğin:

• Şârih, “Emir fiilin sonuna gelen te’kîd nunu” başlığı altında şeddeli nuna kıyas edilerek eliften sonra hafif tekîd nunu getirilmesi hususunda bir açıklama yapmış ve aşağıda yer alan kısmı, Yûnus b. Ḥabîb (ö.182/798)’ten alıntı yaparak aktarmıştır:466

2) Bunun yanı sıra bir konu üzerinde birden fazla âlimin görüşüne yer verdiği

zamanlar da olmuştur. Örneğin:

• “Sülâsi mezîd bâblar” başlığı altında, şârih “

ل لا ِع ْف ِلاا

” bâbını ele alırken, aynı konu hakkında İbn Mâlik (ö.672/1274), oğlu el-Bedr b. Mâlik (h.686/m.1287) ve İbn ʻUṣfûr (ö.669/1270) gibi âlimlerin görüşlerine başvurarak istişhâd getirmiştir.467

3) Şârih, konu hakkında bir âlimin görüşünü aktardıktan sonra, o konu üzerine

başka bir âlimin görüşü ile kıyas etmiştir. Bazı durumlarda kendisine göre doğru olanı, sebebleri ile açıkladığı durumlar da olmuştur. Örneğin:

466 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 58b. 467 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 26a.

118

• “Sülâsi mezid bâblar” başlığı altında “

لي ِعْفَّـتلا

” bâbı ele alınmıştır. Bu başlık altında şârih, konuyu açıklarken, “

عَّط ق

” (Kesmek) fiilinde olduğu gibi, bu bâbın mazi halinde “ʻaynel fiil” in tekrarlandığını belirtmiştir. Ek olarak bu konu üzerine çok ince bir ayrıntıya dikkat çekerek, âlimlerin hangi harfin zaid olduğuna dair, ihtilaflı olduğunu belirtmiştir. Bu konuyu açıklarken, bir tarafta İbn ʻUṣfûr (ö.669/1270) ve İbn Mâlik’in görüşlerini, diğer tarafta ise Yûnus b. Ḥabîb (ö.182/798) ve İbn Ḥâcib gibi âlimlerin konu üzerine tercihlerini zikretmiştir. Ayrıca Sîbeveyh (ö.180/796)’in her iki tarafın görüşünü de caiz bulduğunu aktarmıştır.468

4) İbn Hilâl, konu anlatımı esnasında bir âlimin görüşünden istişhâd getirip, bu

görüşün yanlış olduğunu göstermek maksadıyla, söz konusu ifadeyi, başka bir âlimin görüşü ile karşılaştırmıştır. Örneğin:

• Şârih, ibdâl harfleri başlığı altında, bu harfler sayısı hakkında ihtilaflara ithafen ilk olarak ez-Zemaḫşerî’nin görüşünü aktamış, ardından bu görüşü İbn Ḥâcib’den alıntı yaparak yanlış olduğunu ifade etmiştir.469

5) Tüm bunlarla birlikte şârih, bir âlimin görüşünden istişhâd getirirken, o

görüşü destekleyen diğer âlimlerin adlarını da zikretmiştir. Örneğin:

• “İdğâmın yasak olduğu yerler” konusu, şârih tarafından ele alınırken, mużaʻaf fiillerde hazf konusu işlenmiştir. Bu başlık altında, aynı cinsten iki harfin yan yana gelişinden ötürü hazfe cevaz verildiğine dair şârih, âlimlerin görüşlerinden istişhâd getirerek açıklama yapmıştır470

6) Şârih, görüşünden istifade ettiği âlim ve alana dair yazmış olduğu eseri çok

meşhur ise, bu gibi durumlarda, müellifini zikretmeden sadece nakilde bulunduğu eserin adını aktarmıştır. Örneğin:

• Aşağıda yer alan örnekte de görüleceği üzere şârih “

ِفا َّش كلا

ِف

لا ق

” (el-

Keşşâf'da demiştir) ibaresini kullanarak müellifin adını zikretmeden eserini

belirtmiştir. Çünkü söz konusu eserin ez-Zemaḫşerî’ye ait olduğu herkes tarafından malumdur.471

468 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 20b, 21a. 469 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 110a. 470 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 75b. 471 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 86b.

119

7) İbn Hilâl’in bu başlık altında kullandığı bir diğer yöntem ise, sahiplerine

atfedilmemiş görüşlerdir. Şârih, bu tip görüşleri aktarmadan önce, eser adını zikretmeksizin “bazıları şöyle diyor” ya da “şöyle dedi” gibi anlamlara gelen

“ ق لا

ـب ْع

ُض

ُه ْم ”

(Bazıları demiştir) ve

“ ق لا ” (

Dedi

)

ifadelerini kullanmıştır.

• İki hemzenin iki kelimeye art arda gelmesi mevzusunu ele alınırken şârih, aşağıda yer alan örnekte görüldüğü üzere nakilde bulunduğu kişiyi zikretmeden konu hakkında bazı açıklamalarda bulunmuştur.472

8) İbn Hilâl, bazı konu başlıklarında, bir âlimin görüşünden istişhâd getireceği

zaman, hem bu âlimin adını hem de eserini açıkça zikretmiştir. Örneğin:

• “İki hemzenin iki kelimeye yan yana gelmesi” konusu ele alınırken şârih, nakilde bulunduğu âlim ve eserinin adını zikretmiştir.473

• “(

ِإ له

) kelimesinin hemzesi” hakkında bir mevzu aktarılırken, şârih tarafından bu kelimenin aslına dair yapılan açıklama, âlim ve eserinin adı açık bir şekilde zikredilerek yapılmıştır.474

9) Bahsi geçen yöntemlerin yanı sıra, şârih, nakilde bulunacağı âlimin adını

zikretmeden eseri vasıtasıyla tanımlama yoluna gitmiştir. Örneğin:

• “Ecvef fiillerin ism-i fâili” başlığı altında, şârih konuyu açıklamak üzere “

ِفا َّش كلا

ُب ِحا ص

” (el-Keşşâf'ın sahibi) ifadesiyle doğrudan adını zikretmeden ez- Zemaḫşerî (ö.538/1144)’ye atıfta bulunarak nakilde bulunmuştur.475

10) İbn Hilâl, alanının önde gelen âlimlerinden istişhâd getirdiği zamanlarda,

söz konusu âlimlerin ifadelerini değiştirmeden doğrudan aktarmıştır. Örneğin: • Şârih, “Sülâsi mezîd bâblar” başlığı altında, “

ل ع فَّـتلا

” bâbı ele alınırken, İbn Mâlik’in et-Teshîl adlı eserinden herhangi bir değişiklik yapmadan istişhâdta bulunmuştur.476

472 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 87b, 88a. 473 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 88a. 474 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 88b. 475 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 103a. 476 İbn Hilâl, el-İṣbâḥ ʻala’l-Merâḥ, nr. 4108Y, vr. 22b.

120

11) Şârih, eserinin bazı kısımlarında, ihtilaflı olan ya da yanlış olan durumları

ifade etmek maksadıyla, kendisinden nakilde bulunulan âlimi zikretmeden “

مهضعب لاق

(bazıları dedi) şeklinde aktararak açıklamalarda bulunmuştur. Örneğin:

• “

لا

ْف ِت ع ِلاا

” kalıbında gelen mużaʻaf fiilin idğam konusu işlenirken, bu konu üzerine şâz olan bir mevzu şârih tarafından kaili belirtilmeden “

مهضعب

لاق

” (Bazıları

dedi) şeklinde nakil getirilerek açıklanmıştır.477

Benzer Belgeler