• Sonuç bulunamadı

II. TBMM Hükümeti Dönemi Türk Dış Politikası

2.2. Montreux (Montrö) Boğazlar Sözleşmesi (20 Temmuz 1936)

2.2.4. Montrö’nün Sonuçları

Boğazların statüsünün Akdeniz’de gerginliğin başlaması üzerine barışçı yollardan halledilmesi neticesinde Lozan’da silahsızlandırılan Boğazlar bölgesi yeniden silahlandırılmış, konunun halli için başta İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği olmak üzere sözleşmenin tarafları ile danışmalarda bulunularak istenen sonuç alınmıştır.388

Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Lozan Boğazlar Sözleşmesi’nden farklı olarak, havadan geçiş serbestliği ilkesini kabul etmemiş olup yalnızca sivil uçakların boğazlar üzerinden geçişini düzenlemiştir. Bir başka söyleyişle, askeri uçakların Boğazlar üzerinden geçmesine izin verip vermeme yetkisi, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine bırakılmıştır.

Sözleşme ile Lozan’da boğazlar Bölgesini askersizleştiren hükümler ortadan kalkmış ve Türkiye ivedi olarak Boğazlar bölgesini askeri olarak takviye etmiştir. Ayrıca Boğazlar komisyonunun bütün yetkisi Türk Hükümetine geçmiştir.389

Sözleşmenin feshi usulü 28. maddesinde, bir kısmının değiştirilmesi ise 29. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; sözleşmenin süresi, yürürlüğe girdiği 9 Kasım 1936 tarihinden itibaren 20 yıl olarak belirlenmiş, bu sürenin bitiminden iki yıl önce, akit devletlerden her birinin sözleşmeyi sona erdirme ön bildiriminde bulunabileceği öngörülmüştür. Bu hakkı kullanmak isteyen devletin fesih beyanını, depoziter devlet olan Fransız Hükümeti’ne vermesinden sonra Sözleşmenin sona erdirilmesi mümkündü. II. Dünya Savaşı süresince ve hemen sonrasında, ABD, İngiltere ve SSCB arasında Sözleşmenin feshi veya değiştirilmesi konusu sıkça gündeme gelmiş olmasına rağmen, 20 yıllık başlangıç yürürlük süresinin sonunda Sözleşme fesih edilmediği gibi bu süreç bugüne kadar da işletilmemiştir. Bugün bu sürecin bir akit devlet tarafından işletilmesi yani akit devletlerden herhangi birinin

388

Soysal İ., “Avrupa’da Kuvvet Dengeleri”, Çağdaş Türk Diplomasisi: 200 Yıllık Süreç, (Yayına

Hazırlayan: İsmail SOYSAL), Ankara, 15-17 Ekim 1997, Sempozyuma Sunulan Tebliğler, TTK Yay., Ankara, 1999, s.294

389

Sözleşmeyi sona erdirme ön bildirimini Fransız Hükümeti’ne vermesi durumunda, Sözleşme, ön bildirimin gönderilmesinden başlayarak iki yıl daha yürürlükte kalacak ve bu sürenin tamamlanmasından sonra fesih edilmiş olacaktır. Fransız Hükümeti, almış olduğu feshe ilişkin ön bildirimi, akit devletlere bildirmekle yükümlüdür.

Sözleşme, yukarıdaki paragrafta açıklandığı şekilde sona erdirilmiş olursa, akit devletler yeni bir sözleşmenin hükümlerini belirlemek üzere kendilerini bir konferansta temsil ettirmek hususunda mutabık kalmışlardır. Böyle bir konferans neticesinde yeni bir sözleşme yapılabileceği gibi herhangi bir sözleşme yapılamadan konferansın tamamlanması da olasıdır.390

Mustafa Kemal Atatürk TBMM’nin 1 Kasım 1936 tarihli açılış toplantısında Montrö hakkında:

“Bu sene içinde arsıulusal bakımdan bizim için mesut hadiseler oldu. İngiltere Kralı Majeste Sekizinci Edward’ın Mütenekkiren ziyaretini ve Boğazlarda yeni rejimin, Montrö Mukavelesinin derpiş ettiği veçhile, tatbikata başlandığını, bunların başında olarak zikretmeliyim… Türkiye’nin hakkını teslim etmekle yüksek dostluk ve anlayış gösteren Montrö Mukavelesi akidleri, aynı zamanda kritik devam eden arsıulusal durumun bu önemli devresinde, istikrarı için herkesin çalışması icap ed en umumi sulh işine de, değerli hizmet etmiş oldular. Tarihte birçok defa münakaşa ve ihtiras vesilesi olmuş olan Boğazlar, artık tamamıyla Türk hâkimiyeti idaresinde, yalnız ticaret ve dostluk münasebetlerinin muvasala yolu haline girmiştir. Bundan böyle muharip her hangi bir devletin harp sefinelerinin Boğazlardan geçmesi memnudur”391 demiştir.

Atatürk’ün bu ifadelerinden de anlaşılacağı üzere Türk Boğazları Montrö Sözleşmesi ile gerçek anlamda Türk Boğazları olmuştur. Çağın gereği olarak uluslararası suyolu niteliğindeki Boğazlarda serbest geçiş rejiminin uygulanmasını egemenliği sınırlandıran bir husus olarak görmemek gerekir.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi hükümlerine göre taraf ülkelerden herhangi biri süre bitiminden iki yıl önce başvurmak suretiyle Sözleşmenin fesih veya değiştirilmesini talep edebilmektedir. Bu mekanizma ne ilk imzayı takip eden yirmi yılın sonunda nede müteakibinde herhangi bir ülke tarafından çalıştırılmamıştır. Günümüzde Boğazların statüsünü değiştirmeye yönelik iç ve dış söylemler dikkat çekicidir. Özellikle Rusya Türk Boğazlarını Karadeniz kıyısında son bulan petrol boru hatlarının devamı gibi kullanmak istemektedir. Buna mukabil Türkiye ise özellikle çevre ve geçiş güvenliğini bahane ederek

390

Resmi Gazete, Sayı 3374, 05.08.1936, (Montreux (Montrö) Boğazlar Sözleşmesi ve Ekleri)

391

daha kısıtlayıcı önlemler ile Sözleşmenin değişmesini veya ek maddeler getirilmesini istemektedir.

Boğazlarda ticaret gemileri trafiği Montrö’den günümüze 32 kat artmıştır. Bu yoğunluk neticesinde birtakım sorunlar meydana gelmiştir. Neticede Türkiye haklı olarak geçiş düzeninin yeniden ayarlanmasını talep etmiştir. Türkiye’nin doğal deniz geçidi konumunda olan boğazlardan serbest geçişi engellemeye dönük bir girişimi söz konusu olmamakla birlikte özellikle Rusya ve Yunanistan değişikliklere karşı çıkmaktadırlar. Özellikle Türkiye’nin 1 Temmuz 1994’de yürürlüğe koyduğu ve Montrö esaslarına sadık kalarak hazırladığı “Boğazlar ve Marmara’da Deniz Trafik Düzenine” ilişkin tüzük bu ülkelerin muhalefetine neden olmuştur. 1994 yılında yürürlüğe giren “Deniz Hukuku Sözleşmesinde” zararsız geçiş kuralı ile karasularında bile kısıtlama getirilirken Türkiye’nin tam egemenliği altında bulunan çok dar bir bölgede sınırsız geçişe razı olması çağın gerçekleriyle çatışmaktadır.392

Ancak bu güne kadar uygulanan rejim dikkate alınırsa meydana gelen bazı kazalar dışında problem ile karşılaşılmamıştır. Günümüzde Montrö statüsünün her ne konuda olursa olsun değiştirilmesi akabinde Türkiye’nin güvenliğini ciddi anlamda tehlikeye sokacak başka değişiklik tekliflerinin de gelmesi muhtemeldir. Türkiye’nin Montrö öncesi ilgili ülkelere vermiş olduğu notada gemi inşa sanayinin ulaştığı aşamadan bahsedilmektedir. Montrö’de de özellikle savaş gemileri hususunda ciddi kısıtlamalar getirilmiştir. Günümüzde harp gemisi teknolojisinin ulaştığı seviye dikkate alınırsa statü hakkında gelebilecek muhtemel olumsuz tekliflerin önünü kesmek adına mevcut statünün muhafaza edilmesi uygun olacaktır.