• Sonuç bulunamadı

Ek 6. Özgeçmi

4. ERG Modeli

Hayal K kl -

Geri Çekilme Tatmin- lerleme

Geli me htiyac

Ait Olma htiyac

ERG modeli ve Maslow’un ihtiyaçlar hiyerar isi hiyerar ik bir yap ya sahip olmalar yönünden benzerdir. Yine her iki teori bireylerin bu hiyerar ik basamaklar

rayla geçtiklerini öne sürmektedir. ERG modeli Maslow’dan farkl olarak hiyerar ik basamaklarda geriye do ru da ilerlemenin mümkün olabilece i belirtmektedir. Bu duruma göre, örne in, geli me gereksinimi kar lanmayan bir birey hüsrana u rayacak ve bunun sonucu olarak da ili ki gereksiniminde bir art olacakt r. Bu gereksinim kar land takdirde yeniden geli me gereksinimi içine girecektir (Tevrüz vd., 1999, s. 73). Ki isel geli im ihtiyac kar layamayan bir i çinin çabalar daha alt düzeyde bir ihtiyaç olan çok para kazanma üzerine yo unla rmas bunu örnek olarak verilebilir (Koçel, 2001, s. 517).

Alderfer’in kuram n Maslow’un kuram ndan temel fark be k mdan olu an ihtiyaçlar n üç basama a indirilmi olmas r. Bunun d nda Alderfer, ki inin herhangi bir zamanda bu üç basamaktan herhangi birinin etkisiyle davran lar düzenleyece ini ileri sürer. (Önen ve Tüzün, 2005, s. 40). Aldefer Maslow’un kuram n aksine üst düzeydeki ihtiyaçlar n tatmini için alt seviyedeki ihtiyaçlar n tatmin edilmesini ko ul olarak koymamaktad r. Dolay yla bir üst düzeydeki ihtiyac kar lamak güç oldu unda bir alt düzeydeki ihtiyaç kümesi daha çok istenecektir. Daha az somut amaçlar elde edemeyenler, daha somut amaçlara yönelirler. Gerçek istek böylece doyurulmu olmaz, ama daha somut olan onun yerine geçmektedir (Onaran,1981, s. 39-40).

Alderfer (1972) insan için önemli iki hareketin eklinden bahsetmektedir. Birincisi doyum- ilerleme, ikincisi hüsran- gerileme hareketidir. Bu hareketler motivasyon ve insan davran lar hakk nda farkl bak sa lar (Bull, 2005, s. 32).

2.8.1.4. Ba ar Kuram

McClelland ve arkada lar 1950’lerde, Maslow’un söz etti i üst düzey ihtiyaçlara benzeyen faktörler üzerinde çal malar yapm lard r. Bu çal malar n sonucunda her insan n ba ar etkileyen dört çe it ihtiyaç belirlemi lerdir (Gordon 1987’den Akt.; Önen ve Tüzün, 2005, s. 46).

Basar veya ba arma ihtiyac : Zor i leri ba arma, yüksek düzeyde ba ar sa lama, karma k i ler veya görevlerin üstesinden gelme istek ve arzusu ba ar güdüsüne verilebilecek birkaç örnek olu turabilir.

li ki kurma ve ba lanma ihtiyac : Ba kalar yla yak n iliksiler kurma, çat malardan kaç nma ve s cak dostluklar ve arkada k iliksileri geli tirme arzusu ise bu ihtiyaç türüne verilebilecek örneklerdir.

Güç kazanma ihtiyac : Ba kalar etkileme ve kontrol etme, ba kalar n

sorumlulu unu yüklenme ve ba kalar üzerinde otoriteye sahip olma arzusu seklinde ortaya ç kan bir ihtiyaç türüdür.

Uzmanl k htiyac : Daha iyi i yapabilme kabiliyetine ula ma ve ustala ma ihtiyac .

McCleelland en çok ba ar güdüsünün birey ve toplumu etki alt nda b rakt iddia etmektedir. Birey faaliyetlerinde ba ar olmay arzulad halde ba ar z olmaktan da büyük ölçüde korku ve çekingenlik duymaktad r (Eren, 2006, s. 522). Bireyin bir i i ba armas bir bak ma örgütün bireye sunmu oldu u kaynaklara ba r. Birey ve ba ar ya ili kin alg lar tablodaki gibi gösterilebilir (Berry, 1998’den akt. Aksoy, 2006, s. 70)

Tablo–4. Ba ar Kazanma ve Ba ar zl ktan Kaç nma htiyac Olan Ki ilerle lgili Tahminler

Ba ar Ölçütlerinin Do as Ki isel Ba ar De eri

in Zorlu u Ba arma Olas Sonuca Verilen De er Ba ar Kazanma htiyac Olan Ki iler çin Ba ar zl ktan Kaç nma htiyac Olan Ki iler çin

Zor Dü ük Yüksek Dü ük Yüksek

Orta Orta Orta Yüksek Dü ük

Çal ma ortam nda ba ar zl n kayna olabilecek durumlar ortadan kald larak bireyler ba ar olmaya yönlendirilebilir. McClelland bireydeki ba ar güdüsünün geli tirilebilece ini belirtmi tir. Bunun için yap lmas gerekenler unlard r (Tannehill, 1970’den Akt.; Çiçek, 2002, s. 28).

Amaçlar kesin ve aç k olmal r. Belirlenen amaçlar, çal anlar n korkmas na ya da çekinmesine neden olacak kadar yüksek düzeyde risk ta mamal , az risk ta mal r.

Çal anlara performanslar na ili kin kesin ve h zl dönüt verilmelidir. Bunun için örgütte bir geribildirim mekanizmas olu turulmas en iyi yoldur.

Çal anlara elde ettikleri ba ar lara göre destekleyici ve cesaretlendirici bir atmosfer içinde çal malar sa layacak ekilde, gerçek bir sorumluluk verilmelidir.

Elde edilen ba ar ya göre adil bir ödüllendirme ve cezaland rma sistemi kurulmal r. Özel bir ba ar için özel bir ödül verilmelidir ancak, cezaland rma en az düzeyde olmal r.

Sonuç olarak, kazan m ihtiyac okullar n ayr lmaz bir parças r; çünkü ö renciler, retmenler ve yöneticilerden kararl k gösterenler genellikle ba ar olur (Hoy ve Miskel, 2010, s. 134). Yöneticilere dü en ba ar ya ihtiyac olan belirlemek ve bu ki ilere görevler verirken orta zorlukta i ler vermeyi tercih etmektir. Aksi halde zor i le kar la an ba ar ihtiyac olan ki i, bu i i ba arma olas dü ük oldu undan i e kar dü ük de er atfedecek ve i e kar güdülenmi li i alt düzeyde olacakt r. Kolay i le kar la an ba ar ihtiyac olan ki i ise, bu i i ba arma olas n yüksek olmas sebebiyle i e kar dü ük de er atfedecek ve onun da t pk zor i le kar kar ya

2.8.1.5. Bili sel De erlendirme Kuram

Ad ndan da anla laca gibi bu kuram, bili sel bir i lemi ele almakta, ki ilerin davran lar yla elde ettikleri sonuçlar kendi özelliklerine ba layabilecekleri gibi, kendi

nda bir tak m özelliklere de ba layabileceklerdir (Özday , 1990, s. 61).

Bu kurama göre bireylerde içsel ve d sal güdülenme olarak iki tür güdülenme ya amaktad rlar. çsel güdülenme bireyin kendinden kaynakl olup bilme, ba arma, üretme duygusu sayesinde; d sal güdülenme ise para gibi ödül gibi maddi getirileri olan kaynaklar sayesinde gerçekle mektedir.

ten zevk alma gibi içsel ödüllerle desteklenmi davran lar n, para gibi d sal ödüllerle desteklenmesi durumunda içsel motivasyon azalacakt r. Art k ki i zevk ald için de il, para verildi i için çal acak, para verilmedi i zaman çal mayacakt r. Çünkü

sal ödül, ki inin kendi davran lar kendisinin kontrol etti ine dair alg lamas ortadan kald racak, sonucunda içsel motivasyonunu yok edecektir.

Uygulama alan nda d tan gelen güdülerin etkisiyle içsel güdülerin bir kenara itilebilece i varsay lm r. Genellikle böyle d güdünün etkisi alt nda hareket eden ki iler, i lerinde içsel güdünün etkisiyle hareket eden ki ilerden daha ilgisiz davranmaktad r (Özday , 1990, s. 12).

2.9.2. Süreç (içerik) Kuramlar

Süreç kuramlar güdülemenin olu umunu odak olarak al rlar, güdülemenin nas l oldu u ve güdülerin davran nas l olu turdu u sorular na cevap ararlar (Ba aran, 1991, s. 151) Ba ka bir deyi le, belirli bir davran gösteren ki inin, bu davran tekrarlamas (veya tekrarlamamas ) nas l sa lanabilir, sorusu süreç teorilerinin cevaplamaya çal temel sorulard r (Koçel, 1991, s. 396).

2.9.2.1. Victor H. Vroom’un Beklenti Kuram

Victor Vroom’un Beklenti Kuram na göre; i ve görev ba ar büyük ölçüde ödüllendirilmi bir davran n fanksiyonudur (Özkalp ve K rel, 2005, s. 165). Bir kimseyi çal i kolunda belirli bir ba ar ya do ru çaba göstermeye yönelten güdüleme, onun gösterece i faaliyetler ve bunun sonucunda ula aca ç kt lar (ödüller) aras nda kuraca ili kilere dayan r (Eren, 2006, s. 537).

Beklenti teorisi üç temel kavram üzerine kurulmu tur. Bunlar (Hoy ve Miskel, 2010, s. 147):

Beklenti: bireyin zor bir i in iyi bir performansa götürece ine ne kadar inand yla ilgilidir. Beklentideki soru udur: Çok çal rsam ba aracak m m?

Araçsall k: yi performans n dikkat çekece i ve ödüllendirilece i konusundaki alg lanan olas kt r. Araçsall k sorusu udur: Ba ar rsam kar nda ne alaca m?

De erlik: Bir ödülün alg lanan de eri ya da çekicili idir. De erlik sorusu udur: Çabalar n ödülleri hakk nda ne hissediyorum.

Vroom’a göre güdülenme bireyin arad de erlerle, belirli bir hareketin bu de erlere yol açma olas na ili kin tahminin çarp r. Bu ili kiyi a daki formülle ifade etmek mümkündür.

Arzulama derecesi x Bekleyi = Güdülenme

Bireyin bir sonucu arzulama derecesi ile beklentisinin çarp güdüleme gücünü ifade etmektedir. Bu de erin pozitif olmas motivasyonun bulunmas na bir i arettir. r de erde motivasyon yoktur. Negatif de erde ise, belli bir sonuçtan kaç nma ve uzak durma söz konusu olup, olumsuz motivasyondan bahsedebiliriz (Ero lu, 1998, s. 272).

Vroom'un beklenti kuram motive etme sürecini bireysel düzeyde ele almakta ve bireyler aras bili sel de kenlerdeki farkl klara dikkat çekmektedir. Vroom örgüt içinde genelde bireyleri nelerin motive etti ine de il, her bireyin nas l motive edildi ine ilmi tir; her bireyin sahip oldu u arzulama derecesi (valence) ve beklentiler (expectancy) kar n farkl olaca vurgulam r (Baysal ve Tekarslan, 1996, s. 118).

Bu kurama göre i ve görev ba ar büyük ölçüde ödüllendirilmi bir davran n fonksiyonudur. Beklenti kuram örgütsel davran lar n nedenleri hakk nda baz bilimsel varsay mlar geli tirmektedir. Bu varsay mlar söyle aç klanabilir (Eren, 2006, s. 533):

Bir davran n ortaya ç kmas na neden olan faktörler bireyin kendi ki isel özellikleri ve çevresel ko ullar n birlikte etkisi ile belirlenir ve yönlendirilir.

Her insan di er insanlardan farkl ihtiyaç, arzu ve amaçlara sahiptir. Ayn ekilde her birey arzulad ödül yap lar aç ndan da di erlerinden farkl r.

nsanlar arzulad klar ödüllere ula racak alternatif davran biçimleri aras ndan alg lar na göre seçim yapmak zorundad rlar.

Çal an n bir sonuç için istekli olmas ve gösterece i çaba ile sonuca ula aca beklentisi onu o sonucu elde etmeye itecektir. Böylece doyum sa layacakt r. Yüksek düzeydeki doyum ise yeni bir döngüdeki sonuçlar elde etmek için bireyin daha istekli olarak çal mas sa layacakt r (Ergenç, 1981’den Akt.; Koçak, 2006, s. 78). Vroom’un motivasyon modeli (Eren, 2006) taraf ndan ekildeki gibi gösterilmi tir.