• Sonuç bulunamadı

Literatürde i tatmini ve i doyumu kavramlar ayn anlamda kullan ld için zaman zaman i doyumu kavram n yerine i tatmini kavram kullan lacakt r.

Yönetimde insan ili kileri yakla n örgütlere uyarlanmas ile birlikte örgüt içi sosyal davran lar ve bunlar etkileyen faktörlere yönelik ara rmalar h z kazanm r. doyumu da ara rmac lar n ilgi oda haline gelmi tir. Genel olarak çal anlar n i lerine ili kin duygular n bir d avurumu olarak tan mlanan i tatmini kavram , ilk kez

1920’lerde ortaya at lm olup, önemi 1930-40’l y llarda anla lm r (Ero lu, 2009, s. 103). Maslow’un htiyaçlar Hiyerar isi Kuram ve Herzberg’in Motivasyon Hijyen Kuram i doyumunun kavramsalla lmas nda ve örgütlerde ara lmas nda öncülük etmi lerdir.

Ço u teorisyenler doyumu; bir beklenti standartlar n tahminine verilen duygusal bir yan t olarak tan mlam r (Gülnar, 2007, s. 90). Kelime anlam itibariyle i doyumu ise bir i görenin, örgütteki i ya am de erlendirmesi sonucunda ula haz duygusu ya da ula olumlu duygusal durum (Demirta ve Güne , 2002, s. 83) anlam na gelmektedir.

Bireyin sahip oldu u i i ve i inde harcad toplam süre hayat n önemli bir parças olu turmaktad r (Demir, 2007, s. 97). Bu sebeple i doyumu ve doyumsuzlu u birey ve örgüt aç ndan önemli sonuçlar do urmaktad r. Locke i doyumunu” bir bireyin i ini ya da i ile ilgili ya ant , memnuniyet verici ya da olumlu bir duygu ile sonuçlanan bir durum olarak takdir etmesi” eklinde tan mlam r (Aktaran; Çetinkanat, 2000, s. 1). Ba aran (1991)’a göre ise i doyumu, i görenin i inden duydu u doyumun derecesi, duydu u bu hazz n ya da ula bu olumlu duygusal durumun derecesidir.

Hockman ve Oldham (1975) i tatminini, çal anlar n i inden duydu u mutluluk olarak tan mlam lard r (Akt.; Canbay, 2007, s. 15). doyumu ile ilgili bir çok tan m yap lmakla birlikte herkes taraf nda kabul edilmi ortak bir tan n oldu unu söylemek zordur.En genel anlam yla i doyumu “ki inin i ile ilgili de erlerinin i inde kar land alg lamas ve bu de erlerin bireyin gereksinimleri ile uyumlu olmas r (Akçamete vd., 2001, s. 7).

Doyumun her çe idi gibi i doyumu da duygusal etkili bir sorumluluktur. Etki, ho lanma veya ho lanmamayla ilgili duygular n tamam ifade eder. Hâlbuki i doyumu, doyumun bir ki inin bir i ten mutlu olmas sa layan boyutudur. (Izgar, 2003, s. 125). Tasnim (2006)’e göre i doyumunda üç önemli etken vard r. Bunlardan ilki i doyumu i durumuna duygusal bir tepkidir. Bu nedenle görülmez ancak anla r.

doyumu genellikle ç kt lar n beklentileri ne kadar kar lad veya a na göre belirlenir. E er ç kt lar beklentileri kar yorsa doyum ya an r, kar lam yorsa i doyumsuzlu u ortaya ç kar. Üçüncü olaraksa i doyumu kendisi ile ilgili birkaç özellik gösterir.

doyumu ile güdü ve moral kavramlar aras nda yak ndan bir ili ki vard r. doyumu, yap lan bir i neticesinde duyulan haz iken; güdü, insan harekete geçiren ve hareketlerinin yönlerini belirleyen, onlar n dü ünceleri, umutlar , inançlar , k saca arzu ihtiyaç ve korkular r (Eren, 2006, s. 496). Moral ise bireyin içinde bulundu u genel havad r. Bireyin bir i in üstesinden gelmesinde öncelikle moral ve güdülenmeye ihtiyac vard r. Bu sayede amaçlara ula an birey yapt i ten doyum alacak ve amaca kar tekrar güdülenecektir. Gürsel (2008)’ e göre örgüt bak ndan güdüleme, bir üyeyi çal maya ba latan ve devam ettiren güçler toplulu unu aç klar. Moral ise bu çal ma esnas nda o ki inin harcad çaba derecesini gösterir.

doyumunu d sal ve içsel doyum olarak da ikiye ay rabiliriz. D sal doyum; çal man n kar nda elde edilen kazan mlara (ücret, i güvencesi, vb.) ba doyumdur. çsel doyum ise çal ma s ras nda hissedilen doyumu (bir i i icra etmekten duyulan haz) ifade eder. Çal an n kalite hedeflerine ula mas ya da i inde yeni teknikleri ba ar yla uygulamas onun içsel doyumunu artt racakt r.

doyumunun üç önemli boyutu vard r (Luthans, 1989’dan Akt.; Dilsiz, 2006, s. 38):

1- doyumu, bir i durumuna duygusal yan tt r. Böyle olunca görülmez, sadece ifade edilebilir.

2- doyumu genellikle, kazançlar n ne ölçüde kar land veya beklentilerin ne kadar a ld n belirlenmesidir. E er i görenler ayn bölümdeki di er i görenlere göre çok daha fazla çal klar halde daha az ödüllendirildiklerini hissediyorlarsa i arkada lar na, yöneticilerine ve i lerine yönelik olumsuz tutum geli tireceklerdir.

3- doyumu, birbiriyle ili kili çe itli tutumlar temsil eder. Bunlar i in kendisi, ücret, terfi imkânlar , yönetim tarz , çal ma arkada lar vb. dir.

, insan ya am n çok önemli bir parças r. görenin i inden sa lad doyum, ya am da etkiler. nsan n kendine göre önemli buldu u bir alandaki duygular ba ka alanlara da yans tarak genelledi i görülmektedir. görenin de aile ya am ndaki duygular , örgütteki i ine, i indeki duygular aile ya am na yans tarak genellemesi ola an görülmektedir (Yavuz, 2002).

doyumu hakk nda kesin olan nokta, dinamik oldu udur. Yöneticiler bir kez i doyumu sa lay p sonra bu konuyu birkaç y l gözden uzak tutamazlar. doyumu h zl elde edilebildi i gibi, h zl hatta daha h zl i doyumsuzlu una dönü ebilir. Bir örgütte ko ullar n bozuldu unu gösteren en önemli kan t i doyumunun dü ük olmas r (Ak nc , 2002, s. 3). Ça da yönetim anlay , örgütteki insan kayna n en yetkin bir biçimde kullan lmas zorunlu k lar. Bu nedenle yeterli niteliklere sahip insan gücünün sa lanmas , doyumlanarak i te tutulmas ve geli tirilmesi yönetimin ba ca amac haline gelmi tir (Kaya, 1982’den Akt.; Korkut, 1990, s. 4).

doyumunun birey ve örgüt aç ndan önemini art ran iki önemli neden vard r. Birincisi, çal anlar n i leri hakk nda ne dü ündükleri ve hissettikleri yani tatmin edici ya da hayal k , s ya da anlaml bulmalar kendileri ve i leri için önem ta r. kincisi yöneticiler için insanlar n i lerine kars tutumlar n performans, verimlilik ve yenilik üzerindeki etkisi aç ndan önemli olmas r.

doyumunun temelinde ihtiyaçlar n kar lanmas yatmaktad r. Her birey örgüte girerken, baz ihtiyaçlar ile beklentilerin etkisi alt nda davran r. Bu ihtiyaçlar kar lanmaz ve beklentiler gerçekle mezse, o örgütün bir üyesi olarak, morali bozulur ve verimi dü er (Gürsel, 2008, s. 39). Bir ki inin i inden duydu u memnuniyet örgütsel yarar n yan s ra bireyin çal ma hayat n kalitesinin temel parças r (Solomon ve Tierney, 1977, s. 413). Doyum unsuru olmadan bireyin kendisini daha iyi hissetmesi pek olas kl görülmeyebilir. Yöneticiler, i görenlerin sadece ekonomik bir varl k

olmad ayn zamanda sosyal bir yönünün bulundu unu, ekonomik beklentilerin nda farkl beklentilerini ve ihtiyaçlar kar lamak için bir örgütte çal klar göz önünde bulundurmal r (Ayd n, 2006, s. 38).