• Sonuç bulunamadı

Mobbing örgütlerde işlenen ciddi bir suçtur ve sadece bunu başlatan değil yardımcı olanlar da cezalandırılmalıdır. Mobbing (yıldırma), mağdurların ve örgütlerin üzerinde tamiri çok zor olan sonuçlar yaratmaktadır. Davenport ve diğerlerinin (2003: 67) görüşüne göre,

Tekrarlayan duygusal saldırıların zararları tekil ve bir seferde patlayıp biten zararlar değil, yavaş yavaş oluşan birikimli zararlardır. Kafa karışıklığı ve yalıtılmışlık mobbing deneyiminin bir parçası olduğu için, tehlike sinyallerini anlamak ve semptomlar ağırlaşıp olası hastalık çok daha zor tedavi edilir hale gelmeden yardım almak pek kolay olmaz.

“Bir başkası tarafından, gerçekte veya algılanmış, kasıtlı ve sistematik psikolojik zarar gören kişi korku, endişe, çaresizlik, depresyon ve şok gibi ciddi duygusal tepkiler üretmektedir” (Mikkelsen & Einarsen, 2002, akt. Matthiesen & Einarsen, 2004: 226).

Kişiler, Mobbing (yıldırma) uygulanma derecesine göre ciddi psikolojik zararlara uğrayabilirler. “Psikolojik saldırıya uğrayanlar, söylentinin dedikodunun yayılmasından aşağılamaya ve ağır söze kadar hem fizyolojik hem de fiziksel etkisi olabilecek sistematik duygusal saldırılara maruz kalmaktadırlar.” (Yücetürk, 2001, akt. Yıldız, 2007: 114).

Poussard ve diğerleri (2003: 21), Mobbing’in (yıldırmayı) derecelerini üçe ayırmıştır.

Birinci derece mobbing: Kişi direnmeye çalışır, erken aşamalarda kaçar veya ya aynı işyerinde ya farklı bir yerde tamamen rehabilite edilir. İkinci derece Mobing: Kişi direnemez, kaçamaz, geçici veya uzun süren zihinsel veya fiziksel rahatsızlıklar çeker ve işgücüne geri dönmekte zorlanır. Üçüncü derece Mobbing: Etkilenen kişi işgücüne geri dönemez. Fiziksel ve ruhsal zarar görme, rehabilitasyonla bile düzeltilebilecek durumda değildir. Yalnızca çok özel bir tedavi uygulanmasının yararı olabilir.

Yani Mobbing’in (yıldırmanın) durdurulmadığı, geç kalınmış durumlarda kişiler çoktan duygusal ve fiziksel tepkilerini göstermeye başlamışlardır. “Yıldırmaya maruz kalan bireylerde genel anlamda iş ortamları ve yaşantıları ile ilgili algıları tehdit,

tehlike, güvensizlik ve kendini sorgulama yönünde değişebilir” (Janoff-Bulman, 1992, akt. Matthiesen & Einarsen, 2004: 226) ve bu durum “yaygın duygusal, psikosomatik ve psikiyatrik sorunlarla sonuçlanabilir” (Leymann, 1990, akt. Matthiesen & Einarsen, 2004: 226).

Tınaz (2008: 157) bu aşamayı şu şekilde ifade etmiştir:

Depresyon, panik atak krizleri şeklinde ortaya çıkan anlamsız korkular ve heyecanlar, yüksek tansiyon, taşikardi, dikkati toplayamama, ellerin terlemesi ve titremesi, yersiz sıcak basma veya üşüme duygusu, titreme, boğazda düğüm veya hava açlığı hissetme, baş ağrıları, başta ağırlık hissetme, sırt ağrıları, bağışıklık sisteminde düşüş, mide-bağırsak rahatsızlıkları, terk edilmişlik duygusu, iştahsızlık, zayıflama, deri üzerinde döküntüler ve kaşıntılar vb. …son derece ağır semptomlarla kendini gösteren bir sağlık tablosunun, bireyi etkisi altına alması kaçınılmazdır.

Tüm bu fiziksel ve psikolojik sonuçlar hızla mağduru sararken, sosyal çevresi de her an olanlardan etkilenmektedir. Yaşanan Mobbing(yıldırma) her geçen gün mağdurun stres düzeyini artırırken sadece iş saatlerindeki iş arkadaşları değil başta aile olmak üzere tüm sosyal çevre bu stresin yansımasını yaşamaktadır.

İş stresi konusunda yapılan çalışmaların bir kısmında, çalışanın iş stresi düzeyini azaltan ya da arttıran unsurlardan birisinin çalışanın yakın çevresinden gördüğü sosyal destek olduğu dikkate alınmaktadır. Bu yaklaşıma göre, sosyal destek kaynağı olarak aile iş stresi üzerinde etkili olabilecektir. Öte yandan, çalışanın iş yerinde yaşadığı stres, çalışanın sadece iş yaşamını değil, iş-aile yaşamı konusundaki çeşitli kuramların da temellendirdiği şekilde aile yaşamını da etkileyecektir. İş stresinin kaynakları, çalışanda sadece iş stresi yaratmakla kalmayacak, çalışanın iş-aile yaşam dengesinin bozulmasına dolayısıyla iş-aile yaşam çatışması yaşamasına neden olacaktır (Wallace, 1999, 2001, akt: Efeoğlu ve Özgen, 2007: 241).

Dolayısıyla mağdurun aile bütünlüğü tehlikededir. Poussard ve Çamuroğlu (2009: 68)’na göre de; “… bireyin sadece kendisinin zarar gördüğü düşünülmemelidir. Bozulan dengesi yüzünden eşi ve çocukları ile arası açılan, işte biriken öfkeyi evde patlatan, hatta boşanmaya varan evlilik krizleri yaşayan mağdurlar da olabilmektedir.”

Mağdurun, Mobbing (yıldırma) sonucu etkilenme derecesi, bunu fark ettiği zamana ve kendini koruma yöntemlerine göre değişiklik göstermektedir. Yaşadığı olayın içindeki kasıtlı davranışı fark eden kişiler arkasından yenilerinin geleceğini bilerek olaydan en az zararla kurtulmaya kararlıdır ve yeni iş arayışına girerler. Her birey kendini Mobbing’den (yıldırmadan) farklı yollarla korumaya çalışır.

“Yıldırmaya maruz kalan bireylerde genel anlamda iş ortamları ve yaşantıları ile ilgili algıları tehdit, tehlike, güvensizlik ve kendini sorgulama yönünde değişebilir (Janoff-Bulman, 1992, akt. Matthiesen & Einarsen, 2004: 226) ve bu durum yaygın duygusal, psikosomatik ve psikiyatrik sorunlar”la sonuçlanabilir. (Leymann, 1990, akt. Matthiesen & Einarsen, 2004: 226)” Bu değişim zaman içinde Örgütsel yansımalara dönüşür.

Mobbing (yıldırma) sürecinde kişilerin yaşadığı fiziksel ve psikolojik kayıpların yanında örgütlerin de maddi ve işgücü kayıpları çok fazladır. “Mağdurun sık sık hastalık izinleri alması, iş yerinde uzaklaşmaya çalışması, hatta sonunda örgütü terk etmesi örgütün etkililiğini azaltır” (Gökçe, 2008: 48).

Mobbing (yıldırma), örgüte ve kişilere hem sosyal hem ekonomik hem de psikolojik yönden zarar vermektedir. Tınaz (2008:8)’ın görüşüne göre örgüt içinde performansı hızla düşen birey, psikolojik ve sosyal açıdan büyük bir çöküş yaşamaktadır. İş ortamında hissettiği baskıyı dengeleme yoluna yönelen birey, işe geç gelmeye başlar, hastalık izinleri kullanır. İş kazaları ve meslek hastalıklarının sayısında artış kaydedilir, Mobbing olgusu, bireye olduğu kadar örgüte de zarar getirir. Mobbing’e maruz kalan bireyin çalıştığı bölümün genel performansında da önemli bir düşüş gözlenir. Davenport ve diğerleri (2003: 146) aşağıdaki tabloda, mobbing’in psikolojik etkileri ile sosyal maliyetinin insanlara, aileleri ile topluma getirdiği gerçek mali yükü listelemiştir.

Tablo 1

Psikolojik ve Parasal Maliyetler

PSİKOLOJİK VE PARASAL MALİYETLER

Etki Alanı Psikolojik Maliyetler Parasal Maliyetler

BİREYLER  Stres  Duygusal Rahatsızlıklar  Fiziksel Rahatsızlıklar  Kazalar  Sakatlıklar  Tecrit Edilme  Ayrılık Acıları

 Mesleki kimlik kaybı

 Arkadaşlıkların kaybı

 İntihat/cinayet

 İlaçla ayakta tedavi

 Terapi  Doktor faturaları  Hastane faturaları  Kaza masrafları  Sigorta primleri  Avukat ücretleri  İşsizlik

 Kapasite altı çalıştırılma

 İş arama

 Taşınma

AİLELER

 Çaresiz kalma acısı

 Karmaşa ve çatışmalar

 Ayrılık ve/veya boşanma acısı

 Çocuklara etkileri

 Ayrılma veya boşanma masrafları

 Ailenin gelir kaybı

 Ayrılma ve/veya boşanma masrafları

 Terapi KURULUŞLAR  Anlaşmazlıklar  Hastalıklı şirket kültürü  Düşük moral  Kısıtlanmış yaratıcılık

 Hastalık izinlerinin artması

 Yüksek personel hareketi maliyeti

 Düşük verim

 Düşük iş kalitesi

 Uzmanlık kaybı

 Çalışanlara tazminat ödemeler

 İşsizlik maliyetleri

 Yasal işlem/dava masrafları

 Erken emeklilik

 Yükselen personel maliyetleri

Kaynak: Davenport ve diğerleri (2003: 146)

Ancak Tınaz (2008: 156-157)’a göre, “Mobbing sürecinin, bireyin ruhsal ve fiziksel sağlığı üzerinde yarattığı sonuçlar, ortaya çıkan ve gözlenmesi mümkün ekonomik ve sosyal sonuçların oluşturduğu tablodan çok daha vahimdir.” “Bir başkası tarafından, gerçekte veya algılanmış, kasıtlı ve sistematik pisikolojik zarar gören kişi korku, endişe, çaresizlik, depresyon ve şok gibi ciddi duygusal tepkiler üretmektedir” (Mikkelsen ve Einarsen, 2002, akt. Matthiesen ve Einarsen, 2004: 226).