• Sonuç bulunamadı

2.1. ĠĢ YaĢamında KarĢılaĢılan Sorunlar

2.1.7. Mobbing Sorunu

Türkçe karĢılığı "Ofis içi Psikolojik ġiddet" olarak verilen bu kavramın anlamı; ofiste birilerinin, diğer birileri üzerinde psikolojik baskı uygulaması, haklarını gasp etmesi, kötü davranması ya da kandırması olarak tanımlanıyor. ĠĢyerinde psikolojik Ģiddet; herhangi bir çalıĢanın iĢini terk etmesinin sağlanması, saf dıĢı bırakılması amacıyla diğerleri-çalıĢma arkadaĢları, yöneticileri veya iĢvereni- tarafından sistematik bir biçimde psikolojik baskı kurmasıdır. ĠĢletmelerde ve kurumlarda kadınlara karĢı uygulanan yaygın mobbing davranıĢları Ģunlardır:

Yapılan iĢler sürekli olarak eleĢtirilir.

KiĢi umursanmaz ve sanki yokmuĢ gibi davranılır. Dini ve siyasi görüĢleriyle alay edilir.

Hakkında asılsız söylentiler çıkartılır.

Hareketleri taklit edilerek gülünç duruma düĢürülür. Verilen iĢler geri alınır. KiĢinin kendine güveni sarsılır.

KiĢinin itibarını ve kariyerini zedelemek için yeteneği dıĢında iĢler verilir. Psikolojik ve fiziksel olarak ağır iĢlerde görevlendirilir.

Cinsel imalarda ya da sözlü cinsel tacizde bulunulur (Tınaz, 2006: 17).

Uluslararası Özgür ĠĢçi Sendikaları Konfederasyonu (ICFTU) Kadın Komitesi‟nin “iĢyerindekiler tarafından, tekrar edilen ve istenmeyen, sözle, vücut hareketleriyle ve jestlerle gerçekleĢtirilen her yaklaĢım, cinsel bakımdan küçümseyici her beyan, cinsel ayrım güden her söz” olarak tanımladığı cinsel taciz, tüm ülkelerde son derece yaygın olan ciddi bir sorundur ve mağdurları genellikle kadınlardır. Mağdurların, fiziksel ve psikolojik sağlığı, toplumsal ve ekonomik yaĢamı, iĢteki verimliliği, yükselmesi üzerinde son derece yıkıcı etkileri olan cinsel taciz, hukuksal olarak da mağdurların elveriĢli koĢullarda, elveriĢli bir ortamda çalıĢma haklarının ve kiĢilik haklarının ihlalidir (Kaya, 2009: 62).

Ernst & Young‟a bağlı insankaynaklari.com sitesinin 2003 yılı Mart ayında Platin Dergisi için yaptığı “ĠĢ‟te Kadın Olmak” adlı anket sonuçlarından çarpıcı bir örnek de iĢ hayatında yaĢanan cinsel tacizle ilgilidir. Ankette, katılımcılara sorulan soruda, kadınların iĢ hayatında karĢılaĢtıkları sorunlara dair yanıt aranmaktadır. Buna göre, tüm katılımcılar ilk sırayı fiziksel ve sözlü cinsel tacize vermektedir. Bunu, kendini ispatlama zorunluluğu ve iĢ-yaĢam dengesini kuramamak takip ediyor. Erkeklerin % 28.50‟sinin kadınların cinsel tacize maruz kaldığını belirtmeleri yine de sevindirici bir husus olarak görülebilir. Kadınlar, iĢte yaĢadıkları taciz olayını ya bastırmakta veya bunu ifade etmekte zorlanmaktadır. Bu güne kadar yok sayılan bir Ģeyin bu araĢtırmada gündeme gelmesi ve ilk sırada yer alması bu konunun tartıĢmaya açılmıĢ olduğunun ispatı olarak kabul edilmektedir (www.insankaynaklari.com).

Kadınların çalıĢma yaĢamında cinsel tacize uğramaları önemli bir kariyer engeli olarak görülmektedir. AraĢtırmalar, erkeklerin de cinsel tacize uğradığını ortaya koymakla birlikte kadınların bu tür davranıĢlarla daha sık karĢı karĢıya kaldığını göstermektedir. Genellikle, terfi ya da iĢte yükselme söz konusu olduğunda, erkekler

tarafından kadınlara cinsel taciz uygulanmakta, buna karĢılık zor durumda kalan kadınların iĢe devamsızlığı ya da istifaları gözlenmektedir. ÇalıĢma hayatında, cinsel tacize uğrayan çalıĢanlar, iĢlerini kaybetme, alacaklarını alamama ve toplum tarafından yanlıĢ değerlendirilme korkusuyla, genelde Ģikâyette bulunmamakta ve bastırmaktadır (Dalkıranoğlu ve Çetinel, 2008: 282).

ĠĢ yaĢamında mobbing diye adlandırılan duygusal taciz çalıĢma yaĢamının çok önemli sorunlarından biridir. Mobbing ya da iĢyerinde duygusal taciz, bireyin iĢyerinde psikolojik sağlığını olumsuz bir biçimde etkileyen kendisini baskı ve tehdit altında hissetmesine sebep olan tutum ve davranıĢlara maruz kalmasıdır. Cinsel tacizde olduğu gibi duygusal tacizle de en çok karĢı karĢıya kalan kesimi kadın çalıĢanlar oluĢturmaktadır. Kadınların erkeklere oranla daha duygusal olmaları, onların bu tarz davranıĢlardan daha fazla etkilenmelerine neden olmaktadır (Kaya, 2009: 64).

1998 ILO Raporuna göre 1996 yılında AB‟nin 15 üye ülkesinde gerçekleĢtirilen 15800 görüĢmenin sonuçları; Bir önceki yıl içinde çalıĢanların, %4‟ünün (6 milyon çalıĢan) fiziksel Ģiddete, %2‟sinin (3 milyon çalıĢan) cinsel tacize ve %8‟inin (12 milyon çalıĢan) duygusal tacize maruz kaldığı yönündedir. Ġngiltere‟de yapılan araĢtırma sonuçlarına göre çalıĢanların %53‟ü duygusal tacize maruz kalmıĢ ve %78‟i de bu olaylara tanıklık etmiĢtir. Ġsveç‟te yapılan istatistiksel bir araĢtırmanın bulgularına göre ise bir yıl içinde gerçekleĢen intiharların %10-15‟inin nedeni duygusal tacizdir. Ġsveç ve Almanya‟da yüz binlerce duygusal taciz mağdurunun erken emekli oldukları veya psikiyatri kliniklerinde yatarak tedavi edildikleri kayıtlarda yer almaktadır. Ġtalya‟da 1 milyondan fazla çalıĢanın duygusal taciz kurbanı olduğu bilinmektedir. Uluslararası alanda yapılan tüm araĢtırma sonuçlarının toplandığı ortak nokta, duygusal tacize maruz kalanların, diğer Ģiddet ve taciz mağdurlarından çok daha fazla sayıda oldukları doğrultusundadır (Tınaz, 2006: 14).

ĠĢyerinde duygusal taciz, birey ve örgüt açısından çalıĢma iliĢkilerinin bozulmasından, performansın, verimliliğin düĢmesine ve maliyetlerin artmasına kadar

ağır ve onarılamaz ekonomik, sosyal ve psikolojik sonuçları beraberinde getirmektedir. Organizasyonlar mobbing sorununun çözümü için öncelikle; mobbinge neden olan kiĢileri cezalandırmak yerine, mobbing baĢladığı anda bu kiĢilere karĢı koymalıdır (Sheehan, 2004). ĠĢyerindeki uygulamaların sistem ve kurallara uygun olarak yürütülmesi, çalıĢanların özellikle geleceğini ilgilendiren konularda objektif değerlendirme kriterlerinin oluĢturulması ve uygulanması, alınan kararların, ulaĢılan sonuçların ve iletiĢimin ĢeffaflaĢtırılması, bir anlamda kiĢiye özel, ayrımcılık temelindeki uygulamaların kaldırılması, yasal koruma sağlanması, çalıĢanların ve yöneticilerin konuya iliĢkin bilinç düzeylerinin geliĢtirilmesi sorunun çözümünde etkili olabilecek önemli adımlarlar olarak görülebilir (Kaya, 2009: 6).

2.1.8. Cam Tavan Sendromu ve Kadınların Üst Düzey Yönetici Pozisyonuna