• Sonuç bulunamadı

MİRASÇILIKTAN ÇIKARILANIN MİRAS PAYININ

Mirasbırakanın, tasarrufuna konu pay üzerinde ölüme bağlı tasarruf yoluyla kazandırma yapması MK. m. 511/f.2-3 hükümleri ile düzenlenmiştir. MK. m. 511/f.2 hükmüne göre; "Mirasbırakan başka türlü tasarrufta bulunmuş olmadıkça, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna yoksa mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır."

Bilindiği üzere mirasbırakan, terekenin tasarruf edilebilir kısmı üzerinde her zaman dilediği gibi tasarrufta bulanabilir.

Mirasbırakanın kısmi çıkarma dışında tuttuğu saklı pay, saklı paylı mirasçıya geçecektir. Mirasbırakan başka türlü tasarrufta bulunmuş olmadıkça, çıkarmaya konu miras payı ise, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna, yoksa mirasbırakanın yasal mirasçılarına geçmelidir.136

1. Mirasbırakanın Mirasçının Saklı Payı Üzerinde Tasarrufta Bulunmaması

MK. m. 511/f.2 hükmüne göre; "mirasbırakan başka türlü tasarrufta bulunmuş olmadıkça, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna yoksa mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır."

Aynı konuyu düzenleyen EMK m. 458/c.2 hükmüne göre ise; "müteveffa tarafından diğer bir suretle tasarruf vaki olmamış ise; ıskat edilen kimse müteveffadan evvel ölmüş gibi, hissesi müteveffanın kanuni mirasçıları arasında taksim olunur" Her iki hükmün ifadesinden çıkan ortak sonuç şudur: Mirasbırakanın, cezai çıkarma tasarrufuna konu miras payı üzerinde tasarrufta bulunmadığı durumlarda, mirasçılıktan çıkarılan saklı paylı mirasçıya düşen miras payı, zümre düzeni ve oranlarına göre diğer

kanuni mirasçılar arasında paylaştırılacaktır.137 Her üç zümrede de mirasçı bulunmaması ve mirasbırakanın eşinin de olmaması halinde halinde bu pay, MK. m. 501 hükmü gereği devlete geçecektir.

Mirasın açılmasından sonra mirasçılar ve bunların payları var kabul edilerek miras payları belirlenecektir. Kanunun "... o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi..." ifadesiyle kastettiği, mirasçılıktan çıkarılan saklı paylı mirasçının paylaştırma yapılırken dikkate alınmaması değildir. Gerek MK. m. 511/2 hükmü, gerekse de EMK m. 458/2 hükmü, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payının paylaştırılmasını düzenler. Bu hükümler çözüm getirdiği hukuki sorun sıfırdan miras paylarının hesaplanması değil, mirasçılıktan çıkarılma olmasa idi, çıkarılan kimseye düşecek miras payının kimler arasında paylaştırılması gerektiğidir.

Mirasçılıktan çıkarılan altsoya isabet etmesi gereken saklı pay ile terekenin tasarruf edilebilir kısmına dahil olan miras payının toplamı mirasçılıktan çıkarılanın altsoyuna, onlarda yoksa diğer yasal mirasçılara kalır. Mirasçılıktan çıkarılana ait saklı payın, onun altsoyuna; geriye kalan tasarruf edilebilir kısmın ise mirasçılıktan çıkarılanın altsoy dışındaki diğer yasal mirasçılarına kalmasından bahsedilemez. MK. m. 511/f.2 hükmü, saklı pay ile tasarruf edilebilen miras payı arasında böyle bir bölünmeye izin vermez. Terekenin tasarruf edilebilir kısmı ile saklı payın bölünemeyeceği, doktrinde genel kabul gören görüştür.138 Söz konusu bölünmeyi kabul eden görüş139 kanaatimizce kabul edilemez.

Yukarıda açıklanan ve doktrinde de farklılık gösteren sorun ile ilgili olarak Yargıtay'ın da kendi içinde çelişkili bir takım kararları vardır. Yargıtay, önceleri doktrindeki baskın görüş doğrultusunda, mirasbırakanın aksine tasarrufta bulunmadığı durumda, mirasçılıktan çıkarılana düşecek miras payının tamamının varsa altsoyuna,

137 İmre/Erman, s. 240.

138 Hatemi, s.106; Şenocak, s.427; Ayiter/Kılıçoğlu, s.178-179; Çubuklugil, Iskat, s.596-598;

Kocayusufpaşaoğlu, s.315; Dural/Öz, s.205;Ali İhsan Özuğur, Miras Hakkından Iskat, ABD, Y:53, S:3, Temmuz 1996, s.349-350.

139 Ahmet Kılıçoğlu, "Mirastan Iskat Konusunda İkinci Hukuk Dairesi'nin Hukuk Dışı Bir Kararı", TBB

Dergisi, S:1, Ankara 1995, s.48; Şakir Berki, Miras Hukuku, Ankara 1975, s.44; İnan/Ertaş/Albaş,

yoksa yasal mirasçılara kalmasını içtihat etmiştir.140 Yargıtay daha sonra bu görüşünden dönmüştür.141 Yargıtay HGK'nun 09.04.1997 T. ve E: 1996/2- 888. K: 1997/306 sayılı kararına142 göre; EMK m. 458/c.2 (MK. m. 511/f.2) hükmü, maddenin tüm anlam ve buyruğu içinde dahi genel nitelikte bulunup, hemen ardından gelen ve mirasçılıktan çıkarılanın altsoyunun bulunması haline özgü EMK. m. 458/son cümle (MK. m. 511/3) hükmüne göre, daha özel ve istisnai bir durumu kapsar. Adı geçen maddenin sonuna bağlanan bu kuralda önemli olan unsur, mirasbırakanın kanuni mirasçılarının kimler olduğunun belirlenmesidir. Bu nedenle, mirasçılıktan çıkarılanın altsoyu için sadece saklı pay ile sınırlı bir halefiyetten söz etmek mümkündür.

Kanaatimizce, MK. m. 511/2 hükmünde açıkça "mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa alt soyuna, yoksa mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır" ifadesi kullanılmıştır. Bu hükümden, mirasçılıktan çıkarılanın altsoyu için sadece saklı pay ile sınırlı bir halefiyetten söz etmek mümkün olmadığı, halefiyetin tüm miras payını kapsadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.

Mirasbırakan, mirasçılıktan çıkardığı mirasçısının saklı payına müdahale etmeksizin sadece terekenin tasarruf edilebilir kısmında da tasarrufta bulunabilir. Bu durumda saklı pay, yasal mirasçılara kalacaktır.

Mirasbırakanın, saklı paylı mirasçılarından birini mirasçılıktan çıkardığı ve bu mirasçının da, bulunduğu zümrenin tek mirasçısı olması, mirasbırakanın eşinin de ölüm anında sağ olması halinde eşin miras payının nasıl hesaplanması gerektiği sorunu ortaya çıkacaktır. Bu durumda, miras payının, mirasçılıktan çıkarılan kimse var kabul edilerek hesaplanması gerekmektedir. Bu durumda, miras payının, mirasçılıktan çıkarılan kimse var kabul edilerek hesaplanması prensibi karşısında, saklı paylı mirasçı hangi zümrede yer alıyorsa, eşin miras payı da buna göre belirlenecektir. Bu konuyu bir örnekle açıklamak gerekirse; tek çocuğunu mirasçılıktan çıkaran mirasbırakanın, babası ve eşinin sağ olması halinde, mirasçılıktan çıkarılan altsoy hesapta dikkate alınacak ve buna göre eşin yasal miras payı da 1/4 olur (MK. m. 499/b.1). Geriye kalan 3/4'lük

140 Y. 2.HD, 28.11.1994 T. ve E: 1994/11457- K: 1994/11608, (Talih Uyar, s.392). 141 Y. 2.HD, 12.12.1995 T. ve E: 1995/11522- K: 1995/13538, (Meşe Yazılım Programı) 142 YKD, 1997/11, s.1687

miras payı ise, mirasbırakanın babasına kalır.143 Aksi bir düşünce ile, birinci zümrede mirasçı yokmuş gibi bir hesaplama yapılması halinde eş, ikinci zümre ile birlikte mirasçı olacağından miras payından yasal bir artış olacak ve miras payı 1/2 oranında olacaktır ki bu da doğru bir sonuç olmayacaktır.144

Mirasbırakanın, eşini mirasçılıktan çıkarması ise özellik arz eden bir başka husustur. Bu durumda eşin miras payı, müşterek çocuklara kalır. Müşterek çocuk yok ise, bu durumda eşin miras payının tamamı, terekenin tasarruf edilebilir kısmına dahil olur. Mirasbırakanın da bu yönde bir tasarrufu yoksa, bu miras payı, mirasbırakanın kanuni mirasçılarına intikal eder.

2. Mirasbırakanın Mirasçının Saklı Payı Üzerinde Tasarrufta Bulunması Kural olarak, mirasçılıktan çıkarılan mirasçının saklı payı, mirasbırakanın terekesinin tasarruf edilebilir kısmına eklenir. Dolayısıyla mirasbırakanın tasarruf özgürlüğünün sınırları genişlemiş olur.145

Mirasçılıktan çıkarma tasarrufundan önce mirasbırakan, saklı paylı mirasçısının yerine geçmek üzere bir yedek mirasçı atayabilir.146 Bu tasarruf, mirasçılıktan çıkarma sonucu yürürlüğe girer. Yedek mirasçı bu tasarruf ile, saklı paylı mirasçının yerine mirasta hak sahibi olur (MK. m. 520). Ancak mirasbırakan, bu tasarrufu yapmasına rağmen, mirasçılıktan çıkardığı saklı paylı mirasçının miras payı üzerinde başka türlü tasarrufta da bulunabilir. Bu durumda yedek mirasçı tasarrufu yürürlüğe girmez.147

MK.m.511/f.3 hükmü, mirasbırakanın saklı payda tasarruf etme özgürlüğünün tek istisnasıdır. Bu hükme göre: "Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir." Buna göre, mirasbırakan saklı pay üzerinde tasarrufta bulunmuş olsa bile altsoyu bu tasarrufun saklı payı aşan

143 Çağa, s.154. 144 Şenocak, s.428.

145 Çağa, s.152; Kocayusufpaşaoğlu, s.408. 146 İnan/Ertaş/Albaş, s.236.

kısmının tenkisini dava edebilir.148 Mirasbırakanın altsoyu yoksa, ya da altsoy saklı paylı mirasçı değilse mirasbırakan, saklı pay üzerinde istediği şekilde tasarrufta bulunabilecektir.149

Mirasçılıktan çıkarılan kişinin altsoyunun, aynı zamanda mirasbırakanın da saklı paylı mirasçısı olduğu durumlarda, bu altsoy kendi saklı payını talep edebilir. Tenkis davası da açabilir. Çıkarılan mirasçıya ait saklı pay ile çıkarılan kimsenin altsoyuna ait saklı pay arasındaki fark terekenin tasarruf edilebilir kısmına eklenir.

Eğer fark doğmuyorsa, terekenin tasarruf edilebilir kısmı da aynı kalır. Bu durumda mirasbırakanın tasarruf özgürlüğünde bir değişim olmaz. Örneğin, mirasbırakanın mirasçılıktan çıkardığı oğlunun yerini, onun çocukları almış ise tasarruf oranında bir değişiklik olmaz. Çünkü altsoyun saklı pay oranları aynı, yani 1/2'dir.

Mirasbırakanın eşini mirasçılıktan çıkardığı ihtimalde; eşin yerini alacak müşterek altsoy için özel bir durum olur. Altsoyun saklı miras payları artar. Hem mirasbırakandan, hem de mirasçılıktan çıkarılan anne veya babanın yerine saklı pay hakları olur. Doktrinde bir fikre göre, bu düzen hakkaniyete uygun olmayıp, mirasçılıktan çıkarmanın şahsiliği prensibine de aykırıdır. Zira mirasbırakana göre saklı paylı mirasçı olan, fakat mirasçılıktan çıkarılanın altsoyu kapsamında bulunmayan mirasçılar sebepsiz yere cezalandırılmaktadır.150

Benzer Belgeler