• Sonuç bulunamadı

Türk Medeni Hukukunda mirasçılıktan çıkarma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk Medeni Hukukunda mirasçılıktan çıkarma"

Copied!
90
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANA BİLİM DALI

TÜRK MEDENİ HUKUKUNDA

MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman SAVAŞ

HAZIRLAYAN Ali Deniz TANRIVERDİ

(2)

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER ... i

KISALTMALAR ... vi

GİRİŞ ... 1

I. KONUNUN TAKDİMİ ... 1

II. KONUNUN ÖNEMİ... 1

III. KONUNUN SINIRLANDIRILMASI ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA KAVRAMI VE BENZER MÜESSESELERLE KARŞILAŞTIRILMASI I. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA KAVRAMI ... 3

A. GENEL OLARAK ... 3

B. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA MÜESSESESİNİN TANIMI VE ANLAMI ... 6

C. TÜRK MEDENİ KANUNUNDA MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA ... 8

D. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMANIN UNSURLARI ... 9

1. Mirasçılıktan Çıkarılanın Saklı Pay Sahibi Mirasçı Olması ... 10

2. Mirasçılıktan Çıkarmaya Yönelik İradenin Bulunması ... 10

3. Mirasçılıktan Çıkarma Sebeplerinin Sınırlı Sayıda Olması ... 10

4. Mirasçılıktan Çıkarma İradesinin Ölüme Bağlı Tasarruf ile Ortaya Konması ... 11

II. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA VE BENZER MÜESSESELER ... 11

A. MİRASTAN YOKSUNLUK (MK.M.578-579) ... 11

B. MİRASIN REDDİ (MK.M.605-618) ... 13

C. MİRASTAN FERAGAT (MK.M.528-530) ... 14

III. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA HÜKÜMLERİNİN KAPSAMI ... 15

A. MİRAS SÖZLEŞMESİNDEN DÖNME ... 16

B. EVLATLIK BAĞININ KALDIRILMASI ... 16

C. BAĞIŞTAN DÖNME ... 17

(3)

İKİNCİ BÖLÜM

MİRASÇILIKTAN CEZAİ (ALALADE) ÇIKARMA

I. CEZAİ (ALALADE) ÇIKARMANIN SEBEPLERİ ... 20

A. MİRASÇININ MİRASBIRAKANA VEYA MİRASBIRAKANIN YAKINLARINDAN BİRİNE KARŞI AĞIR BİR SUÇ İŞLEMESİ ... 21

1. Ağır Bir Suç İşlenmesi ... 21

a. Bir Suç İşlenmesi ... 21

b. İşlenen Suçun Ağır Olması ... 23

2. Suçun Mirasbırakana veya Mirasbırakanın Yakınına Karşı İşlenmesi ... 24

B. MİRASÇININ MİRASBIRAKANA VEYA MİRASBIRAKANIN AİLESİ ÜYELERİNE KARŞI AİLE HUKUKUNDAN DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE YERİNE GETİRMEMESİ ... 25

1. Aile Üyeleri Kavramı ... 25

2. Aile Hukuku Yükümlülükleri ... 27

3. Aile Hukuku Yükümlülüklerinin Önemli Ölçüde Yerine Getirilmemesi... 28

C. ORTAK HUSUSLAR ... 28

II. CEZAİ (ALALADE) ÇIKARMADA ŞEKİL ... 30

A. BİR ÖLÜME BAĞLI TASARRUFUN YAPILMASI ... 30

1. Vasiyetname Yolu ile Mirasçılıktan Çıkarma ... 31

2. Miras Sözleşmesi ile Mirasçılıktan Çıkarma ... 32

B. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA İRADESİNİN AÇIKÇA ORTAYA KONMASI ... 32

III. CEZAİ ÇIKARMADA EHLİYET ... 33

IV. CEZAİ ÇIKARMADA İRADENİN GEÇERLİLİĞİ ... 34

V. SONUÇLARI BAKIMINDAN CEZAİ ÇIKARMA ... 36

A. MİRASÇILIKTAN ÇIKARILANIN HUKUKİ DURUMU ... 36

B. MİRASÇILIKTAN ÇIKARILANIN MİRAS PAYININ HUKUKİ DURUMU ... 39

(4)

1. Mirasbırakanın Mirasçının Saklı Payı Üzerinde Tasarrufta

Bulunmaması ... 39

2. Mirasbırakanın Mirasçının Saklı Payı Üzerinde Tasarrufta Bulunması ... 42

C. DİĞER MİRASÇILARIN ÇIKARILANA KARŞI TALEPLERİ ... 43

VI. CEZAİ ÇIKARMANIN GEÇERSİZLİĞİ ... 45

A. MİRASBIRAKANIN İRADESİYLE ÇIKARMANIN GEÇERSİZLİĞİ ... 45

1. Mirasçılıktan Çıkarmadan Dönme ... 45

a. Vasiyetname ile Gerçekleştirilen Çıkarmadan Dönme ... 45

b. Miras Sözleşmesi ile Gerçekleştirilen Çıkarmadan Dönme ... 47

2. Mirasbırakanın Affı ... 47

a. Mirasbırakanın Çıkarma Tasarrufundan Önceki Affı... 48

b. Mirasbırakanın Çıkarma Tasarrufundan Sonraki Affı ... 49

B. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMANIN AÇILACAK BİR DAVA İLE GEÇERSİZ KILINMASI... 51

1. Genel Olarak ... 51

2. Mirasçılıktan Çıkarmanın İptali ... 52

a. İptal Nedenleri ... 53

(aa) Ehliyetsizlik ... 53

(bb) Çıkarmada İrade Sakatlığı ... 53

(cc) Çıkarmanın Hukuka veya Ahlaka Aykırı Olması ... 54

(dd) Çıkarmanın Şekle Aykırı Olması ... 54

b. Mirasçılıktan Çıkarmada İptal Davası ... 54

(aa) Davacı ... 55

(bb) Davalı ... 55

(cc) İptal Davasında Süre ... 55

(dd) İspat Külfeti ... 56

(ee) Çıkarmanın İptaline İlişkin Mahkeme Kararı ... 56

3. Mirasçılıktan Çıkarmada Tenkis ... 56

a. Tenkis Nedenleri ... 57

(aa) Çıkarmaya İlişkin Sebebin Ölüme Bağlı Tasarrufta Gösterilmemesi ... 57

(5)

(bb) Çıkarmaya İlişkin Tasarrufta Gösterilen Sebebin Gerçeği

Yansıtmaması ... 58

(cc) Çıkarmaya İlişkin Tasarrufta Gösterilen Sebebin Geçersiz Olması ... 58

b. Tenkis Davası ... 59

(aa) Davacı ... 59

(bb) Davalı ... 59

(cc) Tenkis Davasında Dava Açma Süresi ... 59

(dd) İspat Külfeti ... 60

(ee) Mirasçılıktan Çıkarma Tasarrufunun Tenkisine İlişkin Mahkeme Kararı ... 60

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM MİRASÇILIKTAN KORUYUCU ÇIKARMA I. KORUYUCU ÇIKARMANIN ŞARTLARI ... 64

A. ÇIKARMA NEDENİNİN GERÇEKLEŞMİŞ OLMASI ... 64

1. Mirasbırakanın Altsoyunun Olması ... 64

2. Mirasçılıktan Çıkarılacak Altsoyun Borç Ödemeden Aciz Durumda Bulunması ... 65

B. KORUYUCU ÇIKARMA ALTSOYUN DOĞMUŞ VE DOĞACAK ÇOCUKLARI YARARINA YAPILMALIDIR ... 67

II. KORUYUCU ÇIKARMANIN ŞEKLİ ... 67

A. KORUYUCU ÇIKARMANIN ÖLÜME BAĞLI TASARRUF İLE YAPILMASI ... 68

B. KORUYUCU ÇIKARMAYA YÖNELİK İRADENİN AÇIKÇA ORTAYA KONMASI ... 68

C. ÇIKARMA NEDENİNİN TASARRUFTA GÖSTERİLMESİ ... 69

D. ÇIKARMAYA KONU PAYIN ÖZGÜLENMESİ ... 69

III. KORUYUCU ÇIKARMANIN SONUÇLARI ... 69

(6)

B. MİRASÇILIKTAN ÇIKARILAN MİRASÇININ ALT SOYUNUN

HUKUKİ DURUMU ... 70

C. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMAYA KONU MİRAS PAYININ HUKUKİ DURUMU ... 71

IV. KORUYUCU ÇIKARMANIN GEÇERSİZLİĞİ ... 72

A. GENEL OLARAK ... 72

B. KORUYUCU ÇIKARMAYA İLİŞKİN GEÇERSİZLİK NEDENLERİ ... 73

1. Özgüleme Şartının Yerine Getirilmemesi ... 73

2. Çıkarma Nedeninin Ortadan Kalkması ... 73

SONUÇ ... 76

(7)

KISALTMALAR CETVELİ

ABD : Ankara Barosu Dergisi

AÜHFD : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

b. : Bent BK : Borçlar Kanunu Bkz. : Bakınız c. : Cümle C. : Cilt E. : Esas f. : Fıkra

EMK : Eski Medeni Kanun

HD : Hukuk Dairesi

HGK : Hukuk Genel Kurulu

İBD : İstanbul Barosu Dergisi İBK : İçtihadı Birleştirme Kararı İ.İ.K. : İcra İflas Kanunu

K. : Karar

MHAD : Mukayeseli Hukuk Araştırmaları Dergisi

MK : Medeni Kanun

m. : Madde

s. : Sayfa

S. : Sayı

(8)

TBB : Türkiye Barolar Birliği TCK : Türk Ceza Kanunu v. : Versiyon vb. : Ve benzeri vd. : ve devamı Y. : Yargıtay yuk. : Yukarıda

(9)

GİRİŞ

I. KONUNUN TAKDİMİ

Mirasçılıktan çıkarma hükümleri, Türk Medeni Kanunu’nun Miras Hukuku kitabının, birinci kısım, ikinci bölüm ve ikinci ayrımında düzenlenen "Tasarruf Özgürlüğü" başlığı altında düzenlenmiştir.

Mirasçılıktan çıkarma, kanunda iki başlı bir müessese olarak düzenlenmiştir. Bunlardan birincisi, doktrinde ve uygulamada da kabul edildiği üzere, "cezai mahiyet" içeren MK. m. 510-512 arasında düzenlenen "mirasçılıktan çıkarma", diğeri de, MK. m. 513'de düzenlenen ve doktrinde "koruyucu çıkarma" olarak vasıflandırılan "borç ödemeden âciz sebebiyle mirasçılıktan çıkarmadır".

II. KONUNUN ÖNEMİ

Mirasbırakan, ancak kanunda sınırlı sayıda belirlenen sebeplerle, yine kanunda sayılan mirasçılarını mirasçılıktan çıkarabilir. Mirasbırakanın tasarruf özgürlüğü sınırsız değildir. Kanun koyucu, saklı paylı mirasçılar açısından tasarruf özgürlüğünü sınırlamıştır. Mirasbırakan, mirasçılarının MK. m. 506'da sayılan miras payları üzerinde tasarrufta bulunamayacaktır. Ancak bu kuralın istisnası da, MK. m. 510-513 arasında düzenlenen mirasçılıktan çıkarma müessesesidir.

III. KONUNUN SINIRLANDIRILMASI

Çalışmamızın konusu, MK m. 510-513 arasında düzenlenen her iki tür mirasçılıktan çıkarmayı da kapsayan mirasçılıktan çıkarma müessesesidir. Çalışmamız, üç ana bölümden teşekkül etmektedir. Birinci bölümde mirasçılıktan çıkarma genel hatlarıyla incelenip, mirasçılıktan çıkarma kavramı, unsurları, mirasçılıktan çıkarmanın benzer müesseseler ile karşılaştırılması, ve kapsamı anlatılmaya çalışılmıştır. Çalışmamızın ikinci bölümünde cezai (alalade) çıkarma başlığı altında; cezai

(10)

çıkarmanın sebepleri, cezai çıkarmanın şekli, cezai çıkarmada ehliyet, cezai çıkarmada iradenin geçerliliği, sonuçları ve cezai çıkarmanın geçersizliği altı başlık altında incelenmiştir. Çalışmamızın üçüncü bölümünde ise, mirasçılıktan koruyucu çıkarma başlığı altında MK m. 513' de düzenlenen "borç ödemeden âciz sebebiyle mirasçılıktan çıkarma"nın şartları, şekli, sonuçları ve geçersizliği dört alt başlık altında incelenmiştir.

Çalışmamızda, doktrinde ve uygulamada görüş birliği olmayan hususlar da belirtilmek suretiyle, bu görüşlere yer verilip, ilgili Yargıtay içtihatlarına da atıfta bulunulmuştur. Bu nedenle çalışmamızın bir amacı da, çeşitli karşıt görüşlere ve içtihatlara bir arada yer vererek konunun teorik ve uygulama yönüyle karşılaştırmalı olarak incelenmesine imkan sağlamaktır.

(11)

BİRİNCİ BÖLÜM

GENEL OLARAK MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA KAVRAMI VE BENZER MÜESSESELERLE KARŞILAŞTIRILMASI

I. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA KAVRAMI A. GENEL OLARAK

Eski Medeni Kanunumuzun 457. maddesinde yer alan mirasçılıktan çıkarma müessesesi, "Miras Hakkından Iskat" ismi ile düzenlenmişken, kanun koyucu tarafından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 510. maddesinde "Mirasçılıktan Çıkarma" başlığı kullanılmıştır. Iskat ve çıkarma kelimeleri aynı anlamı ifade etmekte olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda Türkçe bir kelime olan "çıkarma" ismi tercih edilmiştir.

Çıkarma kelimesi sözlükte, "düşürme, yok etme, iptal" anlamına gelir.1 Bu bağlamda mirasçılıktan çıkarma, mirasçının mirasçılığının mirasbırakan tarafından düşürülmesi, iptal edilmesi anlamına gelir

Mirasçılıktan çıkarma, sadece Miras Hukukunu ve bu hukuk dalına ait hak ve borçları ilgilendiren bir müessesedir. Bunların dışında nesep bağı yönünden herhangi bir etkisi ve yaptırımı bulunmamaktadır.

Mirasçılıktan çıkarma müessesesinin, saklı pay ile ilgili olması nedeniyle, saklı paylı mirasçılığı da açıklamak faydalı olacaktır.

Saklı pay, mirasbırakanın sağlar arası veya ölüme bağlı tasarruflar yoluyla ortadan kaldıramayacağı kanuni miras payıdır.2 Miktar ve oran itibariyle kanuni miras payından daha az bir orana tekabül eder, fakat bununla birlikte yasa ile kuvvetlendirilmiş bir paydır.3 Aile ilişkisinin doğurduğu sıkı ilişkiler ve insanların yakınlarının geleceğini düşünmesi gerekliliği karşısında kanun koyucu, kanunda sayılan bir kısım mirasçılara, mirasbırakanın ortadan kaldıramayacağı bir miras payı tanımıştır.

1 Ali Naim İnan / Şeref Ertaş, Türk Medeni Hukuku, Miras Hukuku, 4. Bası, İstanbul 2000, s.66. 2 İnan/Ertaş, s.252.

(12)

Bu şekilde bir kısım mirasçılar ayrıcalıklı bir konuma kavuşmuştur. Saklı paylı mirasçıların varlığı halinde mirasbırakan, terekenin bu kısmında serbestçe tasarruf edemeyecek, bu kısım için istediği kişiyi mirasçı olarak atayamayacak ve söz konusu saklı paya ilişkin vasiyet yapamayacaktır.4

Saklı paylı mirasçıların kimler olduğu MK. m. 505 ve m. 506'da sayılmıştır. Buna göre mirasbırakanın altsoyu, anne ve babası ve eşi saklı paylı mirasçılardır. Bu mirasçılar sınırlı sayıdadır. Bunların dışında başka bir saklı paylı mirasçı belirlemek mümkün değildir.5

Saklı paylar, MK.'nın 506. maddesi ile her bir saklı paylı mirasçı için değişik oranlarda düzenlenmiştir.

Bu düzenlemeye göre saklı paylı mirasçıların yasal miras paylarının tamamı üzerinden bir oranlama yapılmaktadır. Bu durumda saklı payı yasal miras payından daha az bir miktara karşılık gelecektir. Bunun tek istisnası ise, mirasbırakanın eşinin altsoy veya ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olması halinde yasal miras payının tamamını almasıdır. Bu durumda eşin saklı payı, miras payının tamamına karşılık gelecektir (MK. m. 506/b.4). EMK’nın 453 maddesinin 1. fıkrasının 4. bendinin 3678 sayılı kanun ile değişmeden önceki düzenlemesinde ise , mirasbırakanın eşinin, kanuni mirasçılarla birlikte mirasçı olması halinde mülkiyet hakkı olan miktarın tamamı veya kendisinden başka mirasçı bulunmadığı takdirde miras payının yarısı, saklı pay şeklinde idi. 3678 sayılı kanun ile 453 maddenin 1. fıkrasının 4. bendinde yapılan değişiklik ile de, sağ kalan eş “füruu ile birlikte mirasçı olması halinde kanuni miras hakkının tümü diğer hallerde kanuni miras hakkının yarısıdır”.

Saklı paylı mirasçılık kanunda sınırlı sayıda sayılmış bulunması ile birlikte, yasal mirasçılığa nazaran avantajlı, ayrıcalıklı bir konumdadır. MK. m. 505 hükmüne göre de; "Mirasçı olarak altsoyu, ana ve babası veya eşi bulunan mirasbırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. Bu mirasçılardan hiçbiri yoksa, mirasbırakan mirasının tamamında tasarruf edebilir."

4 Kocayusufpaşaoğlu, s 355; Zahit İmre/Hasan Erman, Miras Hukuku, 5. Tıpkı Basım, İstanbul 2004,

s.216.

(13)

Türk Medeni Hukuk sisteminde, saklı payı bertaraf eden tasarruflar kendiliğinden geçersiz hale gelmez. MK. m. 560/f.1 hükmüne göre; saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler. Tenkis davasının konusu, mirasbırakanın saklı payı ihlal eden, aşan tasarruflarının yapılan ihlal oranında indirilmesi, indirilecek bu kısmın da saklı paylı mirasçıya iade edilmesidir.6 Yani terekenin tasarruf edilebilir kısmına dahil edilmesidir.7 Tenkis davası, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarruflarına karşı açılabileceği gibi, bazı şartlar altında sağlararası tasarruflara karşı da açılabilir.8

Mirasçılıktan çıkarma müessesesi, saklı paylı mirasçılık müessesinin istisnasını teşkil eder.9 Kanun koyucu, saklı payı mutlak olarak korumanın dayanaktan yoksun kalması ihtimali karşısında, mirasçılıktan çıkarma müessesesini oluşturma yoluna gitmiştir. Saklı payın varlığında ısrarcı olmak bazı sakıncalar doğurabilir, her zaman mutlak adaleti sağlamada yetersiz olabilir. Saklı paylı mirasçı bazı davranışları neticesinde, mirasbırakan ile aralarındaki ailevi bağlara ciddi zararlar verebilir.10 Ayrıca saklı paylı mirasçı borç ödemeden âciz halinde bulunması nedeniyle, saklı payını alacaklılarına kaptırarak, altsoyunun geleceğini de tehlikeye düşürebilir. Bu gibi durumların varlığı halinde saklı paylı mirasçılığın kabul edilmesi ile güdülen amacın gerçeklemesi mümkün olmayacaktır. Bu ihtimaller karşısında kanun koyucu sadece iki durumun varlığı halinde mirasçılıktan çıkarmayı kabul etmiş ve bu yönde düzenleme yapmıştır.

Mirasbırakan, bazı davranışları ile saklı paya layık olmadığını ortaya koyan saklı paylı mirasçısının saklı payını ölüme bağlı bir tasarruf ile tamamen veya kısmen11 ortadan kaldırılabilir. Saklı paylı mirasçı bu şekilde cezalandırılmış olur. Bu durumda cezai çıkarmadan bahsedilir.

6 İmre/Erman, s.245.

7 Mustafa Dural/Turgut Öz, Türk Özel Hukuku, Cilt IV, Miras Hukuku, 2. Bası, İstanbul 2003,

s.232.

8 İmre/Erman, s.245.

9 Y. 2 HD., 04.02.1993 T. ve E: 1793/12436 - K: 1993/816 (YKD, 1993/3, s.344). 10 Kocayusufpaşaoğlu, s.313.

11 M. Kemal Oğuzman, Miras Hukuku, 6. Bası, İstanbul 1995, s.209; Kocayusufpaşaoğlu, s,306;

(14)

Koruyucu çıkarmada ise amaçlanan, altsoyun ekonomik geleceği, onun korunmasıdır.12 Zira borç ödemeden âciz halinde bulunan saklı paylı mirasçı, kendisine intikal eden miras hissesini alacaklılarına kaptıracak ve bu nedenle de altsoyunun ekonomik geleceği tehlikeye düşecektir. Bu amacı gerçekleştirirken alacaklıların menfaatleri de kanun koyucu tarafından hiçe sayılmamıştır. Altsoyun menfaatleri ile alacaklıların menfaatleri, koruyucu çıkarmanın kısmi nitelikte olması ile dengelenmeye çalışılmıştır. MK. m. 513 hükmüne göre mirasbırakan sadece altsoyunu, ancak saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarabilir. Yarı saklı payın, mirasçılıktan çıkarılan altsoyun doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülenmesi şarttır. Bu şekilde saklı payın yarısı altsoyun geleceği bakımından alacaklıların takibinden korunmuş olacak, diğer yarısı ise alacaklıların menfaatlerinin korunması prensibi gereğince mirasçılıktan çıkarılan altsoyun uhdesinde kalacaktır.

B. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA MÜESSESESİNİN TANIMI VE ANLAMI

Mirasçılıktan çıkarma müessesi eski ve yeni medeni kanunda tanımlanmamıştır. Bu hususta doktrinde çeşitli tanımlar yapılmıştır.

Bu tanımlardan biri şöyledir: “mahfuz hissenin temelini teşkil eden aile dayanışması fikrinin ağır şekilde zedelendiği hallerde, mahfuz hisseli mirasçıyı mirastan uzaklaştırma imkanı mirasbırakana tanınmıştır. Mirasbırakanın tek taraflı irade beyanı ile kullanabileceği bu imkan, mirastan ıskat olarak adlandırılmaktadır."13

Başka bir tanım ise şöyledir: "Medeni Kanun, mirasbırakan ile olan yakın aile bağlarını nazara alarak bazı kişilere mahfuz hisse tanımıştır. Mirasbırakan mahfuz hisseli sayılan mirasçılarına mahfuz hisselerini, kayıtsız ve şartsız olarak mutlaka bırakmak zorundadır. Ne var ki sözü geçen kişilerle mirasbırakan arasındaki aile bağları sarsılınca, hatta kopunca, mahfuz hisse müessesesine temel teşkil eden payı ortadan kalkar. Artık, mirasbırakana, müeyyide olarak, bir taraflı ölüme bağlı tasarrufu ile

12 Oğuzman, s.210. 13 Oğuzman, s.209.

(15)

mahfuz hisseli mirasçısını mahfuz hissesinden (tamamen veya kısmen) mahrum bırakmak hakkı tanınmak gerekir. O, bu hakkını, bahis konusu kişiyi mirasından ıskat ederek kullanacaktır" 14

Doktrindeki başka bir tanım ise şöyledir; "Mirastan çıkarma (ıskat), bir kişinin yasada sınırlı olarak belirtilen sebeplerin varlığı halinde, saklı pay sahibi mirasçısını ölüme bağlı bir tasarruf ile mirastan hariç bırakma hak ve yetkisidir." 15

Diğer bir tanım ise şöyledir: "Saklı paylı yasal mirasçının bu payını tümüyle ya da bir bölümüyle ortadan kaldıran tek taraflı olumsuz nitelikte bir ölüme bağlı tasarruftur mirastan çıkarma (ıskat)."16

Aynı yönde bir tanım ise şu şekildedir; "Iskat, mirasçıyı mahfuz hissesinden tamamen veya kısmen uzaklaştıran bir tasarruftur."17

Başka bir tanım ise şöyledir: "Mirastan ıskat, müteveffanın, kanunun ıskat hakkında kabul ettiği sebeplerden birine müsteniden yapmış olduğu ölüme bağlı bir tasarrufu ile, mahfuz hisseli mirasçısının mahfuz hissesini tenkis veya büsbütün ortadan kaldıran tek taraflı hukuki bir muamelesidir."18

Bu tanımlar ışığında mirastan çıkarma şöyle tanımlanabilir: Mirasbırakanın saklı pay sahibi bir mirasçısının saklı payını, kanunda sınırlı sayıda belirlenen çıkarma sebeplerine dayanarak, ölüme bağlı bir tasarrufla ve gerekli şekil şartlarına da uymak suretiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırmasıdır.

Mirasbırakanın, mirasçısını mirasından mahrum edebilme hakkı, bozucu yenilik doğuran bir haktır.19 Hukuki mahiyeti itibariyle tek taraflı irade beyanı ile

14 Kocayusufpaşaoğlu, s. 306.

15 Ali Naim İnan/Şeref Ertaş/Hakan Albaş, Türk Medeni Hukuku, Miras Hukuku, 5.Bası, Ankara

2004, s. 362.

16 Rona Serozan/ Baki İlkay Engin, Miras Hukuku, Ankara 2004, s.259.

17 Nur Çakın, Türk Hukukunda Mirastan Iskat İle İlgili Problemler, ABD, S:3, Ankara 1974, s.523. 18 Ali Rıza Çubuklugil, Mirastan Adi Iskatın Hukuki Mahiyeti ve Sebepleri, AÜHFD, C:7, Ankara

1950, s.443.

19 M. Kemal Oğuzman/Nami Barlas, Medeni Hukuk, Giriş, Kaynaklar, Temel Kavramlar, 11. Bası,

(16)

kullanılabilen bir haktır. Bu yönde kullanılacak irade, saklı paylı mirasçının iradesinden etkilenmeyip, onun kabulüne de bağlı değildir.

Mirasçılıktan çıkarma iradesinin açığa vurulması sonucunda, saklı paylı mirasçının, mirasbırakana göre beklenen hakkı ve beklenen mirasçılığı etkilenir.20 Bu durumda, mirasın açılımı anında sağ ve mirasa ehil durumda olan saklı paylı mirasçının ya mirasçılık sıfatı ortadan kalkar, ya da saklı payında ve dolayısıyla miras hakkında azalma meydana gelir. Birinci durumda mirasçılıktan cezai çıkarmadan, ikinci durumda ise, koruyucu çıkarmadan bahsetmek gerekir (MK. m. 575).

C. TÜRK MEDENİ KANUNUNDA MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA Medeni Kanunumuzda iki tür mirasçılıktan çıkarma düzenlenmiştir. Bunlar, cezai çıkarma ve koruyucu çıkarmadır. Her iki çıkarma türü de, amacı, şartları ve sonuçları itibariyle birbirinden farklıdır. Cezai çıkarma MK. m. 510-512 arasında, koruyucu çıkarma ise, 513. maddede düzenlenmiştir. Medeni Kanunda "Mirasçılıktan Çıkarma" başlığı altında 510 vd. maddeler kaleme alınmıştır. Ayrıca mirasçılıktan cezai çıkarma ve koruyucu çıkarma başlıkları kullanılmamıştır. Ancak MK. 510-512 maddeleri mahiyeti itibariyle cezai çıkarmadan, MK. m. 513 ise "borç ödemeden âciz sebebiyle mirasçılıktan çıkarma" başlığı altında koruyucu çıkarmadan bahsetmektedir.

Cezai çıkarma ile koruyucu çıkarma, dayandıkları amaç bakımından birbirinden farklı kavramlardır. Cezai çıkarma, bir medeni hukuk cezası 21 niteliğine sahip olup, saklı paylı mirasçının, saklı paya layık olmadığını bir takım davranışları ile ortaya koyması nedeniyle cezalandırılması gayesini güder. Buna karşılık koruyucu çıkarmanın cezai bir mahiyeti yoktur. Mirasçılıktan çıkarılan mirasçının alt soyunun ekonomik geleceğinin alacaklılarına karşı korunması amacını taşır. Koruyucu çıkarma ile cezai çıkarma bu temelde birbirinden farklı müesseselerdir. Koruyucu çıkarma, mahiyeti itibariyle, cezai çıkarmaya göre daha dar ve şekli olup, basittir. Mirasçılıktan

20 Y.HGK, 20.06.2001 T ve E. 2001/2-470- K: 2001/536, Meşe Yazılım, Mevzuat ve İçtihat Bankası,

v.2.0, Ankara 2008.

(17)

çıkarılanın, borç ödenmeden âciz halinde bulunduğunun icra ve iflas hukuku anlamında âciz belgesi ile sabit olması, koruyucu çıkarmanın varlığı için yeterlidir.

Cezai çıkarma, saklı pay sahibi bütün mirasçılar için uygulanabilirken, koruyucu çıkarma, sadece altsoy hakkında uygulanabilir. (MK. m. 513)

Cezai çıkarma mahiyeti icabı, tam çıkarma niteliğinde olmasına rağmen, koruyucu çıkarma kanun gereği zorunlu olarak kısmidir. Koruyucu çıkarmada mirasçılıktan çıkarılan alt soyun mirasçılık sıfatı ortadan kalkmaz, devam eder. Zira alt soy, saklı payının sadece yarısı oranında mirasçılıktan çıkarılır. Cezai çıkarma da, mirasbırakanın iradesine göre her zaman tam olmayabilir, kısmi de olabilir. 22

Cezai çıkarmada, çıkarma sebebi olarak öngörülen eylemin kusura dayanması şarttır. Buna karşılık koruyucu çıkarmada kusurlu bir eylemin varlığı gerekli değildir.

Hem cezai hem de koruyucu çıkarmanın bir ölüme bağlı tasarrufta gösterilmesi zorunludur. Çıkarma sebebinin ölüme bağlı tasarrufta açıkça gösterilmesi gerekir. Koruyucu çıkarmada cezai çıkarmadan farklı olarak, ölüme bağlı tasarrufta miras payının, mirasçılıktan çıkarılanın alt soyuna özgülenmesi gerekir.

D. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMANIN UNSURLARI

Mirasçılıktan çıkarmanın tanımına bakıldığında, tanımından dört temel unsurdan oluştuğu anlaşılmaktadır. Şöyle ki, mirasçılıktan çıkarma; mirasbırakanın saklı pay sahibi bir mirasçısının saklı payını, kanunda sınırlı sayıda belirlenen çıkarma sebeplerine dayanarak, ölüme bağlı bir tasarrufla ve gerekli şekil şartlarına da uymak suretiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırmasıdır. Buna göre mirasçılıktan çıkarmada şu unsurlar yer almalıdır.

(18)

1. Mirasçılıktan Çıkarılanın Saklı Pay Sahibi Mirasçı Olması

Mirasçılıktan cezai çıkarma altsoy, ana, baba ve eş olmak üzere bütün saklı pay sahibi mirasçılar hakkında yapılabilirken, koruyucu çıkarma ise, sadece mirasbırakanın altsoyu hakkında uygulanabilir. Buna göre genel olarak mirasçılıktan çıkarma saklı pay sahibi mirasçılar dışındaki mirasçılar bakımından mümkün değildir. Saklı pay sahibi mirasçıların mirastan mahrum edilmesi ve saklı paylı mirasçının terekenin tasarruf edilebilir kısmına dahil olan miras payı ile ilgili olarak miras payından yoksun bırakılması da mirasçılıktan çıkarma değildir.23

2. Mirasçılıktan Çıkarmaya Yönelik İradenin Bulunması

Bir ölüme bağlı tasarrufun, mirasçılıktan çıkarma niteliğini taşıyabilmesi, bu tasarrufta saklı paylı mirasçının saklı payının tamamen veya kısmen ortadan kaldırılması yönünde mirasbırakanın açık bir irade beyanının bulunması gerekir.24

Saklı payı kaldırma iradesi, cezai çıkarmada saklı payın tamamına yönelik olabileceği gibi, bir kısmına da yönelik olabilir. Saklı payın tamamının ortadan kaldırılması ile birlikte, saklı paylı mirasçının mirasçılık sıfatı da sona erecektir. Buna karşılık koruyucu çıkarmada kanun gereği mirasçılıktan çıkarma kısmi nitelikte olup, mirasçılık sıfatı devam eder (MK. m. 513).

3. Mirasçılıktan Çıkarma Sebeplerinin Sınırlı Sayıda Olması

Mirasçılıktan çıkarma sebebe bağlı bir ölüme bağlı tasarruftur.25 Mirasçılıktan çıkarma sebepleri Medeni Kanunda sınırlı bir sayıda belirlenmiştir. Bu sebeplerin dışında başka bir sebep yaratılması mümkün değildir. MK. m. 510 hükmüne göre iki çıkarma sebebi, MK. m. 513 hükmüne göre de bir çıkarma sebebi vardır. Bunlardan MK. m. 510 hükmü, yoruma daha elverişlidir.

23 Oğuzman, s. 209; İmre/Erman, s.231. 24 Kocayusufpaşaoğlu, s.306.

(19)

4. Mirasçılıktan Çıkarma İradesinin Ölüme Bağlı Tasarruf ile Ortaya Konması

Mirasçılıktan çıkarma iradesinin, bir ölüme bağlı tasarruf ile açıklanması gerekir. Ölüme bağlı tasarruf dışında başka bir hukuki işlem ile mirasçılıktan çıkarma mümkün değildir.

Genellikle, mirasçılıktan çıkarma bir vasiyetname ile yapılır. Ancak vasiyetname ile yapılması zorunlu bir husus değildir. Miras sözleşmesi ile de, mirasçılıktan çıkarma iradesi açıklanabilir.26

II. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA VE BENZER MÜESSESELER

Bu bölümde, mirasçılıktan çıkarma müessesesi, mirasçılık sıfatını ortadan kaldıran27 diğer müesseseler ile kıyaslanacaktır. Bu müesseseler; mirastan yoksunluk, mirastan feragat ve mirasın reddi müesseseleridir.

A. MİRASTAN YOKSUNLUK (MK. m. 578-579)

Mirastan yoksunluk müessesesi MK. m. 578 ve m. 579’da düzenlenmiştir. Mirastan yoksunluk da, mirasçılıktan çıkarma gibi, mirasçılık sıfatını ortadan kaldıran bir müessesedir. Mirastan yoksunluk bazı davranışların kanuni sonucu olarak ortaya çıkar.28 Mirasçılıktan çıkarma için ise mutlaka ölüme bağlı bir tasarrufun varlığı gerekir. Mirastan yoksunlukta aksi ispatlanabilen bir karinenin varlığı söz konusudur. Kanunda sayılan sebeplerin gerçekleşmesi durumunda, mirasbırakanın iradesinin, mirasçısını mirasçılıktan çıkarma yönünde olduğu hususunda aksi ispatlanabilen bir karine vardır.

MK. m. 578/son hükmüne göre, mirasbırakanın mirasçısını affetmesi halinde, mirastan yoksunluk ortadan kalkar. Af söz konusu olmadıkça yoksunluk,

26 Y. 2HD, 10.06.1991 T. ve E: 1991/66576-K: 1991/9044 (YKD, 1991, s.1636). 27 Oğuzman, s.265.

(20)

mirasbırakanın ölümü neticesinde herhangi bir işleme gerek kalmaksızın hukuki sonuçlarını doğurur. 29

Mirastan çıkarma sadece saklı pay sahibi mirasçılar için söz konusu olabilirken mirastan yoksunluk tüm kanuni mirasçılar ve iradi mirasçılar için söz konusudur. 30

Mirastan yoksunluk hukuki sonucu itibariyle her zaman tam olur.31 Yani miras payının tamamına etki eder. Ancak mirasçılıktan çıkarma tam olabileceği gibi kısmi de olabilir. Fakat koruyucu çıkarma kanuni zorunluluk olarak her zaman kısmidir.

Mirastan yoksunluğun gerçekleşebilmesi için mirasçının, mirasbırakanın şahsına karşı olumsuz bir davranışta bulunması gerekirken, mirasçılıktan çıkarma için davranışın sadece mirasbırakana yapılması gerekli değildir. Mirasbırakanın yakınlarına veya ailesine karşı yapılması da mirasçılıktan çıkarma nedenidir.32

Mirasçılıktan çıkarma ve yoksunluk müesseselerinin her ikisi de kusur esasına dayanır.33 Ancak koruyucu çıkarma sebebi bu mahiyeti gereği kusur esasına dayanmaz.

Mirastan yoksunluk ve çıkarma hukuki sonucu itibariyle cezai bir mahiyet taşır. Ancak koruyucu çıkarma, cezai mahiyet taşımaz.

Mirasçılıktan çıkarma ve yoksunluk müesseselerinin sonuçlarına bakıldığında her ikisi de, mirasçının bizzat kendisini etkiler, mirasçının alt soyuna sirayet etmez.34 (MK. m. 579/f. 2, 511/f.2-3, 513/f.1)

Mirasçılıktan çıkarma ve yoksunluğun bazı sebepleri örtüşebilir. Örneğin, mirasbırakanı öldürmeye teşebbüs etme fiili hem mirasçılıktan çıkarma, hem de yoksunluk sebebi olabilir. Sebep örtüşmesinin gerçekleşmediği durumlarda da mirasçılıktan çıkarma mirastan yoksunluk ile tamamlanabilir.35

29 Y. 2HD, 02.07.1985 T ve E: 1985/4483- K: 1985/6252 (YKD, 1986/2, 198) 30 İnan/Ertaş/Albaş, s.461. 31 Oğuzman, s.265. 32 Dural/Öz, s.358. 33 Oğuzman, s.265. 34 İmre/Erman, s.292 35 Dural/Öz, s.357-358.

(21)

B. MİRASIN REDDİ (MK. m. 605-618)

Mirasın reddi müessesesi MK. m. 605-618 arasında düzenlenmiştir. Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakana ait bir irade beyanı olduğu halde, mirasın reddi mirasçı tarafından kullanılabilen bir yetkidir. Mirasçılıktan çıkarma ancak ölüme bağlı tasarruf ile yapılabilirken, mirasın reddi ancak yetkili ve görevli mahkemeye yöneltilen bir irade beyanı ile gerçekleşir.36 Her iki müessese de kabule bağlı olmayıp, tek taraflı hukuki işlemlerdir.

Mirasın reddi, kanuni ve iradi bütün mirasçılar için söz konusu37 olmasına rağmen, mirasçılıktan çıkarma sadece saklı pay sahibi mirasçılar bakımından söz konusudur.

Mirasçılıktan çıkarma tam olabileceği gibi kısmi de olabilir. Mirasın reddi ise niteliği icabı tamdır. Mirasçılık sıfatı tamamen ortadan kalkar. Kısmi ret, hukuken geçerli değildir. Mirasın reddi, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.

Mirasın reddi müessesesi de, mirasçılıktan çıkarma ve yoksunluk gibi şahsidir, alt soya sirayet etmez.38

Mirasın reddi durumunda terekenin tasarruf edilebilir kısmının hesaplanmasında mirası reddeden mirasçı, mirasbırakandan önce ölmüş gibi kabul edilerek paylaşmada hiç dikkate alınmaz.39 Mirasçılıktan çıkarmada ise, çıkarılan mirasçı paylaşmada mevcut sayılır.40

36 Oğuzman, s.289.

37 İlhan Helvacı, Türk Medeni Kanununa Göre Mirasın Reddi, İstanbul 2002, s.9. 38 Helvacı, s.144.

39 Helvacı, s.174.

40 Tahir Çağa, Türk-İsviçre Hukukuna Göre Mahfuz Hisseli Mirasçıların Hukuki Vaziyeti, İstanbul

(22)

C. MİRASTAN FERAGAT (MK. m. 528-530)

Mirastan feragat MK. m. 528-530 arasında düzenlenmiştir. Mirasçılıktan çıkarma ile benzer olan yönü, her ikisinin de, ölüme bağlı tasarruf ile yapılmasıdır. Ancak farklı olarak, iki taraflı bir hukuki işlemdir.41

Her ne kadar uygulamada pek rastlanmasa da mirasçılıktan çıkarma miras sözleşmesine ve bununla birlikte vasiyetnameye konu olabilirken, mirastan feragat sadece miras sözleşmesine konu olabilir.

Mirasçılıktan çıkarma, saklı paylı mirasçılar için söz konusu olabilir. Buna karşılık mirastan feragat, mirasbırakan ile tüm yasal ve iradi mirasçılar arasında yapılabilen bir miras sözleşmesidir.42 Bununla birlikte, mirastan feragat sözleşmesinin bir tarafını genellikle saklı paylı mirasçılar oluşturur. Mirastan feragat sözleşmesinin amacı, mirasçılıktan çıkarma sebeplerinin bulunmadığı durumlarda bunların yerini alarak, saklı payı ortadan kaldırmaktır.43

Mirastan feragat, bir sözleşme olduğundan diğer sözleşmeler gibi karşılıksız olabileceği gibi bir karşı edime de bağlı olabilir. Mirasçılıktan çıkarmada ise, bir karşılık yoktur.44 Zira mirasçılıktan çıkarma tek taraflı bir işlem olmasının yanında cezai bir amacı da vardır.

Mirasçılıktan feragat ve mirasçılıktan çıkarma müesseselerinin her ikisi de, mirasçılık sıfatını kaldırır. Bunun yanında gerekli şekil şartlarına uyularak yapılacak kısmi bir feragat sözleşmesi de geçerlidir.45

Mirasçılıktan feragat ile çıkarma şahsidir. Karşılıksız feragatte feragat edenin altsoyu bu feragatten etkilenmez.46 Karşılıklı feragatte ise, feragat edenin altsoyu feragatten etkilenir. Ancak bu hususun da, aksinin kararlaştırılması her zaman mümkündür. Mirasçılıktan çıkarılan saklı paylı mirasçı, mirasçılık sıfatını

41 O.Gökhan Antalya, Mirastan Feragat Sözleşmesi, İstanbul 1999, s.49-50. 42 İnan/Ertaş/Albaş, s.263.

43 Oğuzman, s.165.

44 Gökhan Antalya, Miras Hukuku, İstanbul 2003, s.54. 45 Çakın, s.529.

(23)

kaybettiğinden, terekenin borçlarından da sorumlu olmayacaktır.47 MK. m. 530 hükmüne göre karşılıklı feragatte mirasçı, mirasın açılması anına kadar aktifi, pasifini karşılayamayan ve borçları mirasçılar tarafından da ödenmeyen terekenin borçlarından sorumludur. Bu sorumluluk, mirasın açılmasından geriye doğru beş yıl içerisinde, alınan karşılığın mirasın açıldığı anda yarattığı zenginleşme tutarı ile sınırlıdır.

Terekenin tasarruf edilebilir kısmı üzerindeki sonuçlar mirastan karşılıksız feragatte ve mirasçılıktan çıkarmada aynıdır. Şöyle ki, feragat eden saklı paylı mirasçı var kabul edilerek paylaştırma yapılır ve saklı paylar belirlenir.48

Karşılıksız feragatte altsoyun mirasçılık hakkı etkilenmediğinden, altsoy saklı payını isteyebilir. Karşılıklı feragat altsoyun da mirasçılığını ortadan kaldırdığından, saklı payın tamamı terekenin tasarruf edilebilir kısmına dahil edilir. Karşılıklı feragatin altsoyun mirasçılığına etki etmeyeceği miras sözleşmesinde kararlaştırılmış ise, mirasçılığın tespiti karşılıksız feragatteki gibi olacaktır.49

III. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA HÜKÜMLERİNİN KAPSAMI

Hukukumuzda mirasçılıktan çıkarma müessesesinin uygulama alanı sadece miras hukuku ile sınırlı değildir. Medeni Kanun'un 510 vd. maddelerinde düzenlenen hükümler aynı zamanda aile hukuku, borçlar hukuku ve ilgisine göre diğer hukuk dallarında da uygulama özelliğine sahiptir. Kamu hukuku tarafı daha ağır basan, sosyal güvenlik hukuku alanında da, mirasçılıktan çıkarmayla ilgili hükümlere rastlanır. Bu alanda Emekli Sandığı Kanunu da mirasçılıktan çıkarma tasarrufuna hukuki sonuç bağlamıştır.

47 İnan/Ertaş/Albaş, s.367.

48 Kocayusufpaşaoğlu, s.410-411; Dural/Öz, s.266.

(24)

A. MİRAS SÖZLEŞMESİNDEN DÖNME

MK. m. 546/f.2 hükmü uyarınca; "Miras sözleşmesiyle mirasçı atanan veya kendisine belirli mal bırakılan kişinin, mirasbırakana karşı miras sözleşmesinin yapılmasından sonra mirasçılıktan çıkarma sebebi oluşturan davranışta bulunduğu ortaya çıkarsa; mirasbırakan, miras sözleşmesini tek taraflı olarak ortadan kaldırabilir." Bu hükümle, mirasçılıktan çıkarma sebepleri gerçekleştiğinde, mirasbırakana miras sözleşmesinden tek taraflı dönme hakkı verilmiştir. Böylece MK. m. 510 ve MK. m. 546/f.2 hükmü arasında bir paralellik kurulmuştur.50 Ancak bu paralellik cezai çıkarma sebepleri ile sınırlıdır. Koruyucu çıkarma sebebinin, miras sözleşmesinden dönebilme yetkisi verip vermediği konusunda doktrinde henüz bir fikir birliği oluşmamıştır.51

Ayrıca gerek mirasçılıktan çıkarma, gerekse de miras sözleşmesinden dönme, şekli anlamda bir ölüme bağlı tasarruf konusudur.52

B. EVLATLIK BAĞININ KALDIRILMASI

Evlatlık bağının, mirasçılıktan çıkarma sebeplerine dayanılarak kaldırılabilmesi konusunda mirasbırakana eski Medeni Kanun'un 258/1, c.2 maddesinde tanınan dava hakkı, yeni Medeni Kanun'da tanınmamıştır.53 EMK m. 258/1, c.2 hükmü, "Evlatlık rabıtası… mirasından mahrum bırakacak bir hal hüdusunda evlatlık edinen kimsenin talebi üzerine, hâkim tarafından dahi refedilir" ifadesini içermekteydi. Madde metninde, yukarıda miras sözleşmesindeki duruma benzer şekilde mahrumiyet terimine yer verilmesi, doktrin54 ve uygulamada55 tercüme hatası olarak yorumlanmakta ve bu terimin aslında "çıkarma" olarak yorumlanması gerektiği vurgulanmaktaydı..

50 Mustafa Dural, Miras Sözleşmeleri, İstanbul 1980, s. 232ve 235. 51 Dural, s.238-239.

52 İmre/Erman, s.179.

53 Mustafa Dural/Tufan Öğüz/Alper Gümüş, Türk Özel Hukuku, C.III, Aile Hukuku, İstanbul 2005,

s.505.

54 Kemal Oğuzman/Mustafa Dural, Aile Hukuku, 3. Bası, İstanbul 2001, s.266; Selahattin Sulhi

Tekinay, Türk Aile Hukuku, 7. Baskı, İstanbul 1990, s.476.

(25)

Her ne kadar evlatlık bağının kaldırılması hususunda yeni Medeni Kanun'da, mirasçılıktan çıkarma sebeplerine dayanılması konusunda bir düzenleme yapılmamış ise de, Yargıtay'ın, 4721 sayılı yeni Medeni Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce kurulan evlatlık bağının ortadan kaldırılabilmesi bakımından eski Medeni Kanun'un m.258/I c.2 hükmünün halen uyanabileceği yönünde kararları bulunmaktadır.56 Yargıtay, bu kararlarına gerekçe olarak da, 4722 sayılı Türk Medeni Kanun'un Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un m.1/I hükmünde belirtilen "Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukuki sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır" hükmünü göstermektedir. 57

Doktrinde, mirasçılıktan koruyucu çıkarma sebebinin evlatlık bağının kaldırılması hususunda sebep teşkil etmeyeceği genel kabul gören görüştür.58

Mirasçılıktan çıkarma ile evlatlık bağının mirasçılıktan çıkarma sebeplerine dayanarak kaldırılabilmesinin yolu birbirinden tamamen farklıdır. Şöyle ki, mirasçılıktan çıkarma tek taraflı bir ölüme bağlı tasarruf ile yapılabilirken, evlatlık bağının kaldırılması evlat edinen tarafından bir dava açılması yolu ile olacaktır. (EMK. m. 25/I, c.2)

C. BAĞIŞTAN DÖNME

BK. m. 244'e göre; "Vahip, aşağıdaki hallerden biri vukuunda elden yaptığı hibeden veya tenfiz ettiği taahhüdünden rücu ve mevhubunlehin elinde halen ne kalmış ise onun iadesini dava edebilir.

1. Mevhubunleh, vahibe yahut yakınlarından birine karşı ağır bir cürüm irtikap ederse,

56 Y.2HD 06.05.2002 T. ve E: 23002/5205-K: 2002/6022, Meşe İçtihat Yazılım programı. 57 Çakın, s.533; Y.2HD., 06.04.1993 T. ve E:1993/1756- K: 1993/3330 (YKD,1994/2, s.195)

58 Ferih Bedii Tongsir: Mirastan Iskat ve Mahrumiyet Müesseseleri Hakkında Düşünceler, MHAD, Y:2,

(26)

2. Mevhubunleh, vahibe veya ailesi için kanunen mükellef olduğu vazifelere karşı ehemmiyetli bir suretle riayetsizlikte bulunmuş ise,

3. Mevhubunleh hibeyi takyit eden mükellefiyeti haklı bir neden olmaksızın icra etmezse ,

BK. m. 244 hükmünün yukarıda sayılan ilk iki bendi, MK. m. 510 ve EMK. m. 457 hükümleri ile örtüşmektedir. Bu bentler birbirinin tekrarından ibarettir.59 Bu şekilde kanun koyucu, miras sözleşmesinden dönme, evlatlık bağının kaldırılması ve mirasçılıktan cezai çıkarma arasında kurduğu paralellik ilişkisini borçlar hukuku alanında da devam ettirmiştir.60 Ancak, diğer iki müesseseden farklı olarak atıfla yetinilmemiş, şartlar tek tek sayılmıştır. Bu sebeple, mirasçılıktan koruyucu çıkarma sebebinin bir bağıştan dönme sebebi olarak kabulü mümkün değildir.61

Mirasçılıktan cezai çıkarma tek taraflı bir ölüme bağlı tasarruf ile yapılabilirken, bağıştan dönme herhangi bir kanuni şekle bağlı olmayıp, varması gerekli bir irade beyanı ile mümkün olabilmektedir. Kural olarak dava açmaya gerek yoktur.62

Bazen de dava açılmasının zorunlu olduğu haller vardır. Örneğin, yerine getirilmiş bir taşınmaz vaadinde, bağıştan bir irade beyanı ile dönmek yetmeyecektir. İrade beyanı ile yolsuz hale gelen tescilin dava yolu ile düzeltilmesi gerekir (MK. m.1025).

59 Y.1.HD., 29.06.1998 T. ve E: 1998/7717- K: 1998/8237(YKD, 1999/3, s.311.); Y.1.HD., 17.10.1994

T ve E: 1994/10102- K: 1994/12611(YKD, 1995/2, s.194.); Y.2.HD., 22.09.1980 T ve E: 1980/5703- K: 1980/6368( Talih Uyar, Gerekçeli-İçtihatlı Türk Medeni Kanunu (9-10-11): Miras Hukuku, C:1, İzmir 2002, s.355)

60 Rona Serozan, Sözleşmeden Dönme, İstanbul 1975, s.132.

61 Haluk Tandoğan, Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, C.1, 5. Bası, İstanbul 1988, s.378. 62 Y. 1. HD. 04.03.2003 T. ve E. 2003/357-K: 2003/2202 (Meşe Yazılım Programı)

(27)

Mirasçılıktan cezai çıkarma sebebine dayanan dönme hakkı bir yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, bu süre mirasçılıktan çıkarma sebebinin öğrenilmesinden itibaren başlar (BK. m. 246/1).

D. EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 77/b maddesi, "kendisine aylık bağlatacak iştirakçiye veya emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı alana veya ailesine karşı ağır bir cürüm işlediğinden veya bunlara karşı korunan mükellef olduğu vazifedeki ifada büyük bir kusur irtikap eylediğinden dolayı ölüme bağlı bir tasarrufta mirastan ıskat edilenlere "dul ve yetim aylığı bağlanamayacağını düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile Emekli Sandığı Kanunu, Medeni Kanuna göre, çıkarma sebeplerinden ağır suçun işlenmesini, "yakınlara" değil, aileye karşı yapılmasını arayarak, kapsamı daraltmıştır.

(28)

İKİNCİ BÖLÜM

MİRASÇILIKTAN CEZAİ (ALALADE) ÇIKARMA

Mirasçılıktan cezai çıkarma Medeni Kanunun 510-512 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Cezai çıkarma MK. m. 510'da iki bent halinde sınırlı sayıda düzenlenmiştir. Bu hüküm içerisinde, mirasçılıktan çıkarmanın ancak ölüme bağlı bir tasarruf ile yapılabileceği de düzenlenmiştir.

MK. m. 511 hükmü ise, mirasçılıktan çıkarmanın hukuki sonuçlarına özgülenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında, mirasçılıktan cezai çıkarmanın, saklı paylı mirasçı bakımından doğurduğu hukuki sonuçlar, ikinci fıkrasında ise mirasçılıktan çıkarmaya konu olan miras payının akıbeti düzenlenmiştir.

MK. m. 512 hükmü ise, şekil sorunu ve tasarrufun hukuki geçersizliği hususunda düzenleme getirmiştir.

Çalışmamızda kanundaki sistematiğe uygun olarak öncelikle cezai çıkarmanın geçerlilik şartlarını oluşturan cezai çıkarmanın sebepleri ve cezai çıkarmanın şekli ile fiil ehliyeti ve iradenin geçerliliği konularına; akabinde ise geçerli bir cezai çıkarmanın hukuki sonuçları ile cezai çıkarmanın geçersizliği konularına değineceğiz.

I. CEZAİ (ALALADE) ÇIKARMANIN SEBEPLERİ

4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzun 510. maddesi mirastan çıkarma sebeplerini düzenlemiştir. Kanun koyucu bu sebepleri iki bent halinde belirtmiştir. Bunlardan birincisi mirasçının, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi hali, ikinci ise mirasçının, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi halidir.

(29)

A. MİRASÇININ MİRASBIRAKANA VEYA MİRASBIRAKANIN YAKINLARINDAN BİRİNE KARŞI AĞIR BİR SUÇ İŞLEMESİ MK. m. 510/b.1’e göre mirasçının mirasbırakana veya onun yakınlarına karşı ağır bir suç işlemesi, bir mirastan çıkarma sebebidir.

1. Ağır Bir Suç İşlenmesi a. Bir Suç İşlenmesi

MK. m. 510/b.1 hükmünün aradığı ilk unsur, Türk Ceza Kanunu ile ceza hükmü içeren diğer kanunlarda tanımlanan ve suç teşkil eden bir eylemdir.

Ceza hukuku anlamında suç, tipe uygun, hukuka aykırı ve kusurlu maddi bir eylemdir.63 Bu nedenle de çıkarma sebebi yapılacak suçun, tüm unsurları ile gerçekleşmiş olması gerekir. Suçun unsurlarından herhangi birinin eksik olması mirasçının eyleminin çıkarma sebebi oluşturmasını engeller.64

Failin kusurlu olması suçun temel unsurudur. Bu bağlamda, kasta dayanan eylemlerin çıkarma sebebi teşkil etmesi asıldır (TCK. m. 21/b.1). Ancak taksirli eylemlerin çıkarma sebebi oluşturmasına da bir engel bulunmamalıdır. Kanaatimizce, neticenin öngörülmesi halinde yani bilinçli taksir durumunda eylemin çıkarma sebebi oluşturabileceği söylenebilir.

Ayırt etme gücünün geçici olarak kaybedildiği durumlarda, BK. m. 54/f.2 hükmünün kıyasen uygulanabileceği doktrinde kabul edilmektedir.65 O halde, ayırt etme gücünü kendi kusuru neticesinde kaybeden saklı paylı mirasçının işlediği suç çıkarma sebebi teşkil edebilir.

63 Uğur Alacakaptan, Suçun Unsurları, Ankara1975, s.8. 64 Oğuzman, s. 210; Kocayusufpaşaoğlu, s. 309.

(30)

Mirasbırakanın suça iştirak ettiği durumlarda, mirasçılıktan çıkarmaya izin verilemez.66 Dürüstlük kuralı (MK. m. 2), böyle bir durumda mirasçılıktan çıkarmaya engel olur.

Mirasçılıktan cezai çıkarma sebebi sayılan tipe uygun eylem, icrai veya ihmali davranışla işlenen bir suç olabilir. Eylemin tamamlanması zorunlu olmayıp, teşebbüs aşamasında kalan suçların da çıkarma sebebi sayılabileceği kabul edilmektedir.67

Suçtan dolayı kovuşturma yapılıp yapılmaması , mahkûm olunup olunmaması veya mahkûm olunan cezanın infaz edilip edilmemesi önem taşımaz.68 Bu bakımdan kanuna dayanan af69, zamanaşımı, şikayet yokluğu gibi sebeplerle cezai kovuşturma dışında kalan suçların, mirasçılıktan çıkarma sebebi olabilmesine hukuken engel bulunmamaktadır.70 Çünkü önemli olan mirasçının ceza alması değil eylemi neticesinde var olan aile bağlarının ortadan kalkmasıdır.71

Mirasçının eyleminin hukuka uygunluk arz ettiği durumlarda suçtan bahsedilemeyeceği için MK. m. 510 kapsamında çıkarılma sebepleri de gerçekleşmeyecektir. Örneğin mirasçının işlediği fiil, hukuka uygunluk sebebi olan meşru müdafaa sınırları içinde kalmışsa çıkarılma sebepleri gerçekleşmez. Örneğin kendisine saldıran annesini yaralayan çocuğun durumunda olduğu gibi.

Yine aynı şekilde mirasçının, zorunluluk hali içerisinde gerçekleştirdiği eylemi hukuka uygun sayılacağı için, bu sebeple de mirastan çıkarılamaz.72 Örneğin mirasçının ölümcül bir hastalığa tutulan çocuğunun ilaçlarını alabilmesi için babasının parasını çalması gibi, Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen ve sınırlı sayıda olmayan diğer hukuka uygunluk sebeplerinin varlığı halinde de mirasçılıktan çıkarılma söz konusu olmayacaktır.

66 Çubuklugil, Mahiyet, s.453; Oğuzman, s.211.

67 Çubuklugil, Mahiyet, s.447-448; İmre/Erman, s.232; Mehmet Ayan, Miras Hukuku, 2. Baskı, Konya

2003, s.149; İnan/Ertaş/Albaş, s.365.

68 Y. 2HD. 07.05.1965 T. ve E: 1965/2419-K: 1965/2440 (Hilmi Yazıcı/Hasan Atasoy, Şahıs Aile ve

Miras Hukuku İle İlgili Yargıtay Tatbikatı 1952-1970, Ankara 1970, s.887.)

69 Hatemi, 102.

70 Kocayusufpaşaoğlu, s.308; Oğuzman, s.210; Çubuklugil, Mahiyet, s.448. 71 Dural/Öz, s.200.

(31)

Yukarıda anlatılanların yanında, mirasçının mirasbırakana veya onun yakınlarından birine karşı bir suç işlediği anda yaşı itibariyle veya akıl hastalığı sebebiyle Türk Ceza Kanunu bağlamında cezai sorumluluğu yoksa mirastan çıkarılamayacaktır.73 Örneğin 10 yaşında olan ve cezai sorumluluğu olmayan A'nın, babası B'yi yaralaması durumunda mirasçılıktan çıkarma sebebi gerçekleşmez.

Mirasbırakan, saklı pay sahibi mirasçısını işlediği suçtan dolayı affeder ancak daha sonra affettiği suçu sebep göstererek mirasçısını mirastan çıkartırsa bu çıkarma işlemi sebep yönünden geçersiz olacaktır. Çünkü suç nedeniyle aile bağlarının koptuğu kabul edilemez, bunun delili ise mirasbırakanın mirasçıyı affetmesidir.74

b. İşlenen Suçun Ağır Olması

Kanun koyucu mirasçının, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarına karşı işlediği her suçu değil, sadece işlediği ağır suçları mirastan çıkarma sebebi saymıştır. Buradaki ağır kelimesi ise Türk Ceza Kanunu anlamında kullanılmamıştır. Zaten 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ağır suç diye bir sınıflandırma bulunmamaktadır. Buradaki ağır tabiri hukuk hâkimini bağlayan ve hukuk hâkimine yönelik bir tabirdir. Burada hukuk hâkimi, ceza hukuku kuralları ile bağlı kalmaksızın her somut olayın özelliğine bakarak mirasçının eylemi neticesinde, aile bağlarını koparıp koparmadığı, meydana gelen neticenin ağırlığı gibi hususları değerlendirerek işlenen suçun ağır olup olmadığına karar verecektir. Suçun aile bağlarını koparıp koparmaması önemlidir. Suçun aile bağlarının koparmış olması sübjektif, koparacak nitelikte olması da objektif unsurdur. Somut olayda işlenen suç aile bağlarını koparacak nitelikte olup da ancak koparmamışsa sübjektif unsur gerçekleşmediği için çıkarılma sebebi de gerçekleşmemiştir. Ancak bu hususun takdiri de hâkime aittir. Karar verilirken sübjektif unsur daha çok önem arz etmelidir.75

Saklı payın varlık sebebi mirasbırakan ile mirasçılar arasındaki yakın hısımlık ilişkisidir. Mirasçı ile mirasbırakan arasındaki bu yakın hısımlık ilişkisini zedeleyen,

73 Çubuklugil, Mahiyet, s.453. 74 Çubuklugil, Mahiyet, s.454. 75 Dural/Öz, s.200

(32)

hatta manevi olarak ortadan kaldıran ailevi hisleri yok eden bir suç ağır bir suç sayılmalı ve kişi mirastan çıkartılabilmelidir.76

Mirasçının, mirasbırakanın veya mirasbırakanın yakınlarının hayatına kast etmesi, namus ve iffetine hakarette ve iftirada bulunması ağır bir suç olarak kabul edilmelidir. Aynı şekilde dolandırıcılık, sahtekarlık, güveni kötüye kullanma gibi suçlar, MK. m. 510 kapsamında ağır suç olarak kabul edilebilir. Suçun kişinin hayatına, vücut dokunulmazlığına karşı işlenmesi yanında, malvarlığı aleyhine karşı işlenmesi de çıkarma sebebi sayılabilir. Ticaret hukuku anlamında hukuka aykırı olmayan rekabet çıkarılma sebebi olamaz. Zira bu durumda bir suç söz konusu değildir.77 Medeni Kanunumuzun mirastan çıkarılmayı düzenleyen 510. maddesi cürüm tabirini kullanmayıp, suç tabirini kullanmıştır. Bu kavrama kabahatler dahil değildir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, kabahatleri suç olmaktan çıkarmıştır. Kabahatler Türk Ceza Kanunu’na değil, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'na tabidir. Bu haliyle mirasçının eylemi kabahat niteliğindeyse mirastan çıkarılamayacaktır.

Mirasçının işlediği suçun asıl faili olmasına da gerek yoktur. İşlenen suça faili teşvik etmesi, faili azmettirmesi gibi bir iştiraki varsa yine mirastan çıkarma sebebinin gerçekleştiği kabul edilmelidir. Ancak bu hususlar, hâkimin suçun ağır olma niteliğini tespitinde dikkate alınmalıdır. Örneğin mirasçının, eşi olan mirasbırakanı öldürmek için kiralık katil tutması gibi.

2. Suçun Mirasbırakana veya Mirasbırakanın Yakınına Karşı İşlenmesi Kanunumuza göre, mirastan çıkarma sebebinin gerçekleşmesi için suçun mirasbırakana karşı işlenmesi hali dışında mirasbırakanın yakınlarına karşı işlenmesi halini de yeterli görmüştür.78 Kanunda belirtilen “yakınları” tabiri, bir alt bentte göreceğimiz aile üyeleri tabirinden daha geniştir. Yakınları kavramının içine, mirasbırakanın sevdiği bir arkadaşı, iş ortağı, nişanlısı, imam nikahlı ya da gayri resmi

76 İmre/Erman, s.233. 77 İmre/Erman, s.233. 78 İmre/Erman, s.233.

(33)

birlikte yaşadığı kişi dahil edilebilir.79 Burada aranan kriter, mirasbırakanın suçun mağduruna gösterdiği sevgi, şevkat ve bağlılık hissidir.80 Suç işleyen mirasçının, işlediği suçun mağdurunun mirasbırakanın yakını olduğunu bilmediği durumlarda ne olacaktır. İmre ve Erman gibi bizimde katıldığımız görüş, suç işleyenin bu durumu göz önüne almaması her iki durumda da (bilerek ya da bilmeyerek) çıkarma sebebi varsayılır. Çünkü failin bu durumu bilip bilmediğini anlamak çok güçtür. Aynı zamanda kanunumuzda da böyle bir ayrım yapılmamıştır.81 Bunun dışında mirasbırakanla aile bağı kopmuş birisi sırf hısım diye yakın kapsamına girmez. Örneğin daha önce kendisini öldürmeye teşebbüs etmesi sebebiyle mirasçılıktan çıkarttığı oğlu A'yı, diğer oğlu B'nin yaralaması sebebiyle, mirasbırakan B'yi mirasından çıkartamayacaktır.82 Son olarak mirasbırakanın yakını olup olmadığının değerlendirilmesi her somut olaya göre değişir. Bu hususta takdir yetkisi hâkimindir.

B. MİRASÇININ MİRASBIRAKANA VEYA MİRASBIRAKANIN AİLESİ ÜYELERİNE KARŞI AİLE HUKUKUNDAN DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE YERİNE

GETİRMEMESİ

Türk Medeni Kanunumuz, m. 510/b.2’de mirasçının mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesini bir mirastan çıkarma sebebi saymıştır.

1. Aile Üyeleri Kavramı

Aile üyeleri kavramı da 510 m. 1. bentte belirtilen "ağır suç işleyen yakınları" tabiri gibi hâkimin takdir yetkisi ile şekillenebilen göreceli bir kavramdır. Aile üyeleri kavramı doktrinde de tartışmalı bir konudur.

79 Ahmet Kılıçoğlu: Miras Hukuku Ders Notları -I, Ankara 2005, s.135. 80 İmre/Erman, s.233.

81 İmre/Erman, s.233-234. 82 Dural/Öz, s.201.

(34)

Yazarlarca verilen örneklerden öncelikle çocuklar, torunlar, ana ve baba gibi yakın kan hısımlarının aile üyeleri kapsamında bulunduğu ve baskın görüşün bu yönde olduğunu anlıyoruz. Evlatlık da bu gruba dahil edilmelidir.83 Mirasbırakanın bütün hısımlarını aile üyeleri kavramına dahil etmemek gerekir. Buna karşın doktrinde kayın hısımlarının da aile üyelerinden sayılabileceği savunulmaktadır.84 Yargıtay da bir kararında mirasbırakanın gelinini de aile üyeleri kavramına dahil etmiştir.85 Başka bir görüş ise aynı çatı altında yaşayan kimseleri de aile üyeleri kavramına dahil etmektedir.86 Nişanlının durumu ise aile üyeleri içerisinde değerlendirilmelidir. Zira kanun koyucu da nişanlılık müessesesine kanunda yer vermiştir.87 Hâkim somut olaya göre değerlendirme yapacak ve aile üyeleri kavramını belirleyecektir.

2. Aile Hukuku Yükümlülükleri

MK. m. 510/b.1’de belirtilen eylemler, yani ağır suç niteliğindeki eylemler ölçüsünde olmayan bazı davranışları kanun koyucu aile bağlarındaki etkisini göz önüne alarak mirastan çıkarılma sebebi olarak belirtmiştir. Kanun açıkça aile hukuku tabirini kullanmıştır. Yani borçlar kanununa dayanan bir yükümlülük yerine getirilmediği takdirde mirastan çıkarılma sebebi sayılmayacaktır. Bununla birlikte kanuni temeli olmayan ahlak kurallarından doğan bir yükümlülüğün ihlali de çıkarma sebebi sayılamayacaktır.88

Medeni Kanun çerçevesinde cezai çıkarma sebebi olabilecek aile hukuku yükümlülüklerini şöyle sıralayabiliriz;

a) Eşlerin evlilik birliğinin mutluluğunu elbirliği ile sağlama (MK m. 185), boşanma sebebi olabilecek davranışlardan uzak durma yükümlülüğü (MK m. 161-166)

83 Dural/Öz, s.203.

84 Kocayusufpaşaoğlu, s.314.

85 Y.1. HD. , 24. 12. 1987 T. ve E:1987/10026- K: 1987/12868, (YKD. 1989/9, s.1226) 86 Çubuklugil, Mahiyet, s.455.

87 Kocayusufpaşaoğlu, s.314. 88 Çubuklugil, Mahiyet, s.458-459.

(35)

b) Ana-baba ve çocukların, ailenin huzur ve bütünlüğünün gerektirdiği şekilde birbirlerine yardım etme, saygı ve anlayış gösterme ve aile onurunu gözetme yükümlülüğü89

c) Ana ve babadan her birinin, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, yetiştirilmesini engellemekten kaçınma yükümlülüğü (MK m.324).

d) Ana ve babanın çocukların bakımına, eğitim, terbiye ve gözetimine beraberce özen gösterme ve bunun için gerekli giderleri karşılama yükümlülüğü (MK m.185/f.2. 327, 328, 339/f.1, 340, 314/f.1)

e) Çocuğun ana ve babanın sözünü dinleme ve evi terk etmeme yükümlülüğü (MK. m. 339/f.2-4)

f) Ana ve babanın velayetlerinin devamı süresince çocuk mallarını yönetme yükümlülüğü (MK. m. 392)

g) Bir kimsenin üstsoy ve altsoy ile kardeşlerine karşı olan nafaka yükümlülüğü (MK. m. 364)90

Aile hukuku yükümlülükleri yukarıda sayılanlar ile sınırlıdır. Alkol ve kumara düşkünlük cezai çıkarma sebebi olamayacaktır.91 Anayasal bir hakkın kullanılması ve hukuki bir hakkın kullanılması cezai çıkarma sebebi olamaz. Yargıtay, bir kararında kendisini yetiştirmek ve her yönden geliştirmek özgürlüğüne sahip davacının öğrenimini yurt dışında yapmış olmasının mirasbırakan babaya karşı saygısızlık olarak nitelendirilemeyeceğini ve yine aynı kararında nafaka borcunu ödemeyen baba hakkında icra kovuşturmasında bulunmanın kişisel bir kusur ve babaya karşı saygı dışı davranış olarak değerlendirilemeyeceğini belirtmiştir.92

89 Oğuzman/Dural, s. 270 90 İmre/Erman, s. 234.

91 Zahit İmre, Türk Miras Hukuku, 4. Bası, İstanbul 1978, s.383.

(36)

3. Aile Hukuku Yükümlülüklerinin Önemli Ölçüde Yerine Getirilmemesi Aile hukukundan doğan görevin ihmali kavramından objektif ve sübjektif unsurların varlığını anlamak gerekir. Yani eylemin objektif olarak aile bağlarını koparacak etkide ve yeterlilikte olması gerekir. Bunun yanında eylemin sübjektif olarak da aile bağlarına etki etmesi gerekir. Örneğin mirasbırakanın çocuğunun kendisinin istemediği bir evlilik yapması ya da kendi düşüncesine aykırı bir siyasi görüşe sahip olması, objektif olarak aile bağını koparacak nitelikte fiiller değildir. Bunun aksine bir karı ya da koca, eşinin zina yapmasından hiç rahatsızlık duymamış, evlilik dışı bir ilişkisini bilmesine rağmen buna herhangi bir tepki vermemişse; eşler bakımından objektif olarak aile hukukundan kaynaklanan bir yükümlülüğünün olmasına rağmen sübjektif olarak aile bağı bu eylemlerden etkilenmediği için mirasçılıktan çıkarma sebebi olamaz.93 Yargıtay bu hususta bir kararında94, ağır hasta ve bakıma muhtaç babasına bakmayan, zevk ve eğlence içinde kendi hayatına devam eden çocuğun MK 457/b-2 (MK.510/f.2) gereğince mirasçılıktan çıkartılabileceğini kabul etmiştir. Buna karşılık Yüksek Mahkeme başka bir kararında95 bakım ihtiyacı olmayan bir kimsenin sırf bayramlarda ve hastalığında kendisini ziyaret etmemesi sebebiyle aile görevini önemli ölçüde ihlal ettiği gerekçesine dayanarak çocuğunu mirasçılıktan çıkartamayacağı sonucuna varmıştır.96 Kısaca aile hukuku yükümlülüklerinin ihlali söz konusu olduğunda önem arz eden kusur değil, kusurun yarattığı neticenin ağırlığıdır. Burada da ağır suç kavramı için açıklananlar geçerlidir. Yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin aile bağlarına yaptığı etki ve meydana gelen netice değerlendirilerek ihlalin önemli derecede olup olmadığı tespit edilmelidir.

C. ORTAK HUSUSLAR

Her iki çıkarma sebebi için de iki ortak husustan bahsedilebilir. Birinci olarak, çıkarma sebebinin gerçekleşmesi gereken zaman, ikincisi ise her iki çıkarma sebebinin

93 Dural/Öz, s.203.

94 Y.2.HD., 09.01.1948 T. ve E:1948/4478- K:1948/151(Meşe Yazılım Programı) 95 Y.2.HD., 15.01.1968 T. ve E:1968/5592- K:1968/180(Meşe Yazılım Programı) 96 Dural/Öz s.202.

(37)

de kusur esasına dayandığıdır. Mirastan çıkarma işleminin erteleyici şarta bağlanıp bağlanamayacağı hususu doktrinde tartışma konusudur.

Bir görüşe göre97 çıkarma sebebi tasarrufun yapıldığı anda mevcut olmayabilir. Mirasın açılmasından önce gerçekleşmesi mümkün olan bir çıkarma sebebine dayanarak, tasarrufun yapıldığı anda mevcut olmayan bir sebebe ilişkin mirastan çıkarma hukuken geçerli olacaktır. Bu da erteleyici şarta bağlı tasarrufla mümkün olabilecektir. Medeni Kanun’un ölüme bağlı tasarruflarda koşullar ve yüklemeleri düzenleyen 515. maddesi erteleyici şarta bağlı tasarrufu engelleyici bir hüküm ihtiva etmemektedir. Bu şekilde mirasbırakan, mirasçıları uyararak kendisine saygı göstermelerini isteyebilecektir. Aynı zamanda daha sonradan ayırt etme gücünün kaybı halinde bile MK 510 m. bağlamında mirasçıları cezalandırabilme iktidarını elinde tutacaktır.

Baskın görüşe göre ise 98, erteleyici cezai çıkarma hukuken mümkün değildir. Ölüme bağlı tasarrufun yapıldığı an çıkarma sebebi mevcut olmalıdır. Öncelikle erteleyici cezai çıkarmaya, ölüme bağlı tasarrufta somut olayların açıkça gösterilmesi gerekliliği engel teşkil eder. İhtimale dayalı bir çıkarma sebebinin ölüme bağlı tasarrufta açıkça anlatılabilmesi mümkün değildir. Biz baskın görüşe katılıyoruz. Çünkü, gerçekleşmesi beklenen bir sebebin aile bağlarını koparıp koparmayacağını önceden belirlemek imkansızdır.

Her iki sebep için ortak olan bir diğer husus ise, kusurdur. Adından da anlaşılacağı üzere cezai çıkarma taşıdığı mahiyet gereği kusura dayalıdır. Kusuru olmayan saklı paylı mirasçının 510. m. gereğince mirastan çıkarılması söz konusu olamayacaktır. Bu özellik aynı zamanda cezai çıkarmayı, 513. m.'de düzenlenen koruyucu çıkarmadan ayıran ölçütlerden birisidir.

Diğer bir ortak unsur ise aile yükümlülüklerini ihlal eden veya mirasbırakana ve yakınlarına karşı ağır bir suç işleyen mirasçının aynı zamanda saklı paylı mirasçı olmasıdır.

97 İmre, s.386.

98 Esat Şener, Mirasçılık Sıfatının Yitirilmesi ve Benzeri Haller, Yargıtay Dergisi, C.2, S.3, Ankara

(38)

Mirastan çıkarma müessesesi niteliği itibari ile sadece saklı paylı mirasçılar için kabul edilen bir müessesedir. Tüm saklı pay mirasçıları mirastan çıkarma müessesesi için eşit konumdadırlar. Suçun, altsoy, ana, baba ya da eş tarafından işlenmesi arasında fark yoktur. Aynı durum aile yükümlülüklerinin önemli derecede yerine getirilmemesi hali için de geçerlidir. Bununla birlikte aynı suçun birden fazla saklı pay mirasçısı tarafından işlenmesi halinde mirasbırakan her iki mirasçısı için de cezai çıkarma yoluna gidebilir. Evlatlığın da mirasçılıktan çıkarılabileceği doktrinde99 kabul edilmektedir.

Ortak ve son unsurlardan sonuncusu ise mirastan çıkarmanın sadece ölüme bağlı tasarrufla yapılabileceğidir. Mirastan çıkarmanın ölüme bağlı tasarrufta yapılacağı MK. m. 510’da açıkça belirtilmiştir. Bu husus aşağıda ayrıntılı olarak incelenecektir.

II. CEZAİ (ALALADE) ÇIKARMADA ŞEKİL

Cezai çıkarma, geçerliliği kanuni şekle bağlı bir tasarruftur. Öncelikle, bir vasiyetname ile düzenlenebilir. Ancak miras sözleşmesi ile yapılmasında da yasal bir engel yoktur.100 Türk Medeni Kanununda cezai çıkarmanın şekil şartına iki ayrı hükümde değinilmiştir. MK m.510 hükmü ile, cezai çıkarmanın ancak ölüme bağlı bir tasarrufun konusu olabileceği düzenlenmiş, diğer taraftan MK.m.512/f.1 hükmü ile de, sebebin ölüme bağlı bir tasarrufta gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir.

A. BİR ÖLÜME BAĞLI TASARRUFUN YAPILMASI

Mirasçılıktan cezai çıkarma, kural olarak vasiyetname şekillerinden birisi ile yapılmalıdır. Bununla birlikte miras sözleşmesi ile de yapılabilir. Ancak miras sözleşmesi de bu durumda tek taraflı ölüme bağlı tasarruf mahiyetini taşır. Mirasbırakan her zaman bu tasarrufundan rücu edebilir.101

99 İmre, s.384-385 ; Çubuklugil, Mahiyet, s.447.

100 Aydın Aybay, Miras Hukuku Dersleri, 3. Baskı, İstanbul 2002, s.50.

101 Zarife Şenocak, Iskat ve Cezai Iskatın Hükümleri, "Prof.Dr.Ali Bozer'e Armağan", Banka ve

Referanslar

Benzer Belgeler

 İyiniyet ve ahlâk kurallarına uymayan haller: İşçinin iş sözleşmesinin yapılması sırasında işvereni yanıltması; işçinin, işveren veya aile üyelerine karşı namus

Taze iken silindiğinde ahşap yüzeyinde leke bırakma ihtimali göz önünde bulundurularak kuruduktan sonra bilenmiş bir sistire veya düz kalem ile temizlenmesi daha doğru olur

Vücuda verilecek ilac› üzerinde bulunduran bu si- likon yama, deriye az bir bas›nçla uyguland›¤›n- da keskin mikroi¤neler deri hücreleri aras›na gi- riyor ve ilaç

%62’si 80 yaş üzeri ve %66’sı hastaneye yatış öncesi 5’ten fazla ilaç kullanan 670 hastanın yer aldığı, iki iç hastalıkları servisinde prospektif yürütülen

• TEREKENİN PAYLAŞIMI ( Mirasçılıktan Çıkarma ( İskat ) Mirastan Feragat veya Mahrumiyetin Hukuki Sonuçlarının Terekenin Paylaşımı Sırasında Gözetileceğine

Bazen pelvik yardımcı trokarlardan bi- rini veya suprapubik uygulanan üçüncü bir portu 10 mm olarak uygulamak biraz daha büyük kitlelerin kolayca

tane muz kaldı?.

Bir kümeste bulunan 96 yumurtanın 17 tanesi kırıldı, 45 tanesi satıldı geriye kaç tane