• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2. ANADOLU‟DA RESĠM SANATININ GELĠġĠMĠNE GENEL BAKIġ

2.10. Mezopotamya Uygarlıkları Resim Sanatı

M.Ö. 2000 yıllarında Arap yarımadasından göç eden kavimler Akdeniz kıyılarına ulaĢmıĢlardır. Batı Samiler olarak bilinen bu kavimler Mezopotamya‟ya gelerek burada var olan Sümer-Akad kültürüyle bütünleĢtiler. Burada Sümer-Akad hakimiyetinde yaĢadıktan sonra Samilerin Amurnu kolu Babil‟i kurmuĢ, M.Ö. 19. yüzyılda krallık haline

50

getirmiĢlerdir. Coğrafi konumun uygun olmasıyla geliĢen Babil, M.Ö. 18. yüzyılda Mezopotamya‟yı hakimiyeti altına almıĢtır. Babil krallarından en önemlisi olan Hammurabi Mezopotamya‟yı birleĢtirmekle kalmamıĢ, ülke sınırlarını batıda Akdeniz‟e kuzeyde Toros Dağları‟na, güney doğuda Ġran‟a kadar geniĢletmiĢtir. Babilliler, Sümer- Akad geleneklerini devam ettirmelerine karĢın sosyal ve kültürel alanda köklü değiĢiklikler yapmıĢlardır (Mekhitarian, 1978)

M.Ö. II. binyılda Mezopotamya‟da oluĢan diğer bir kültür ise Asurlardır. Asur ülkesinin çekirdeğini günümüzde Irak sınırları içinde kalan ve Musul havzası boyunca uzanan topraklar oluĢturur. M.Ö. II. binyılın ikinci yarsından itibaren Yakın Doğu‟nun en güçlü siyasi örgütü haline gelen Asur‟un sanatı; Eski Asur (M.Ö. 1900-1350), Orta Asur (M.Ö. 1350-1000) ve Yeni Asur (M.Ö. 1000-610) olmak üzere üç ana döneme ayrılmaktadır (Sevin, 1991).

Asur sanatı gerçek özgünlüğüne Yeni Asur Dönemi‟nde kavuĢmuĢtur. Eski Asur Dönemi‟nde sanat, önce Sümer, Akad ve daha sonrada Hurri-Mitanni sanatlarının etkisi altında kalmıĢ, taĢra sanatından daha ileri gidememiĢtir. Orta Asur Dönemi, Asur sanatının Ģekillenmeye baĢladığı evredir. Bu dönemde bölgesel olmaktan çıkıp Ġmparatorluk sanatı haline gelmeye baĢlamıĢtır. M.Ö. 14. yüzyılda Mitanni etkisinden kurtulan Asur sanatının ilk kıvılcımları Yukarı Dicle Bölgesi‟ndeki mühürcülükte görülür. M.Ö. 13. yüzyıla gelindiğinde artık kendi stilini bulmuĢtur.

51

Fırat‟ın batı tarafında bulunan Mari (Tel Harri) M.Ö. 3000 yılın baĢlarında kurulmuĢtur. Önemli bir kent devleti olan Mari‟nin yöneticileri Fırat boyunca yapılan ticaretin kontrolünü ellerinde tutmuĢlardır. M.Ö. 19. yüzyılda Asurlu ġamĢi-Adad kenti ele geçirerek Amurlu yöneticileri sürmüĢ, yerine kendi oğlu Yasmah-Adad‟ kral yapmıĢtır. ġamĢi-Adad‟ın M.Ö. 1780 yılında ölümünden sonra Amurlular kenti tekrar ele geçirmiĢlerdir. M.Ö. 1757 yılında Hammurabi sarayı ve kenti yıkmıĢtır. Yıkılan kent terk edilmiĢ ve üzerine yeni yerleĢimler gelmemiĢtir. Böylece korunan Mari Sarayındaki resimler (M.Ö. 2000-1700) Mezopotamya Bölgesi‟nin bilinen en eski duvar resimlerini oluĢturmaktadır (Brödner, 1980).

Mari Sarayının resim sanatına ait kalıntıları sadece Zimrilim‟in ve Hammurabi‟nin saltanat dönemlerindeki resim sanatının durumunu değil aynı zamanda biraz daha erken bir evreyi yani ġamĢiadadl ve oğlu Yasmahaddu çağını da aydınlatmaktadır (Frankfort, 1954).

Eski Babil dönemine ait bilinen bu en erken duvar resimleri, olasılıkla Eski Asur ile beraber ortaya çıkmıĢtır, ne yazık ki bunlar, özellikle duvarların yüksek kısımlarında yer almaları nedeniyle çok tahrip olmuĢlardır. Duvar resimleri dağılmıĢ olmalarına rağmen, 106 no.lu avlunun dört duvarını veya baĢka pek çok mekanı kaplayan genel kompozisyona bakılarak resimlerin konuları hakkında fikir ileri sürülebilmektedir.

Yasmahaddu devrinin en çok tanınmıĢ iki parçasında da olasılıkla bizzat rahiplik görevini üstlenen kralın önderliğinde gerçekleĢtirilen boğa kurban etme konusunu yansıtan eski bir sahne canlandırılmıĢtır. M.Ö. 2040-1870 yıllarına tarihlenen bu eserler net bir kült konusunu yansıtan en iyi örneklerdir.Burada görülen parça, avlunun güney duvarında yer alan uzun bir kurban alayını göstermektedir.

Halep Milli Müzesinde yer alan parçada Rahip veya kurbancı bir boğayı urganından ve burun halkasından çekerek getirmektedir. Konturlar siyahla boĢluklar beyaz, siyah, sarı ve kızıl kahverengi arasında değiĢen tonlarda doldurulmuĢtur. Diğer parçalarda ayrıca mavi ve aĢı boyası da görülür (Moorgat, 1985).

Bu çağda ressamlar dinsel ve mitolojik konuların yanı sıra Mısır‟da olduğu gibi kraliyet ideolojisine hizmet edecek motiflere de yer vermiĢlerdir. Buna örnek olarak 106 no.lu avlunun batı duvarının süpürgelik kısmındaki kırık bir parçada, bir kral veya yüksek bir memur, etek uçları çift yumurta friziyle süslü kuyruk-kemerli bir manto giymiĢ vaziyette canlandırılmıĢtır.

52

Silahlı olarak betimlenmiĢ kral figürü askeri bir sahneyi göstermesinin ötesinde Yasmahaddu‟nun yaĢamında büyük bir kumandan olduğunu ve resim sanatına verdiği değeri de yansıtmaktadır (Hrouda, 1992).

ġekil 37: Mari Sarayı Duvar Resmi, Zimrilim‟in Kutsanması.

Mari Sarayı 106 no.lu avluda halı havasındaki duvar resminde, Mari‟nin son kralı Zimrilim‟in kutsanması ana temayı oluĢturur. Kutsama olayı klasik bir liderlik sembolü olarak verilmiĢtir. Su tanrıları da sahnede yer almıĢtır. Yan sahnede mitolojik yaratıklar hurma toplar durumda gösterilmiĢlerdir.

Yasmahaddu‟nun duvar boyunca uzanan frizindeki konularda çeĢitlilik söz konusudur. Din görevlisinin kutsama sahnesinde kenarlar püskül Ģeklinde bezemelerle çerçevelenmiĢtir, böylece bir halı imitasyonundan söz edebilir. Yasmahaddu evresine ait olan ve ahĢap çerçeve içeren „retable‟ olarak adlandırılan sahne de duvar halısı özelliği taĢımaktadır. Tel Abiad sarayının bölümlerinde sadece geometrik motifler bezeme olarak uygulanmıĢtır. Olasılıkla memurları gösteren, yürüyen erkek figürlerinden oluĢan bir friz sarayın mekanlarını süslemektedir. Bu friz, çizgi bezemelerle çerçevelenmiĢ ve birbiriyle bağlantılı dörtgen resim alanlarının bir araya gelmesinden oluĢmaktadır. Resimler, duvarları ve kapı köĢelerini korumak için asılan bir duvar halısı etkisi yaratmaktadır.

Bu resimlerde iki tip görülmektedir: ilki baĢı açık uzun giysili, uzun saçları arkada toplanmıĢ, uzun sakallı tiplerdir. Ġkinci tip kemerli, önde ve yandan kapanacak zarf

53

modelinde uzun bir gömlek giymiĢtir baĢta ise yüksek fes Ģeklinde bir baĢlık bulunmaktadır. Bu resimler Toroslar ve Zagros arasındaki bölgede Mitanni kaynaĢmasının bir kanıtı kabul edilebilir.

ġekil 38: Suriye, Tel Halaf, Geometrik Stilizasyon Seramik.

Nuzi‟de kuvvetli bir Ģekilde geometrize edilmiĢ olan Bukranion, Tel Halaf‟ta bulunmuĢ kalkolitik seramiklerde görülen çok eski bir semboldür. Boğa baĢı geometrik bir eleman gibi algılanmaktadır (Moorgat, 1985).