• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

4. ĠSLAMĠYETĠN KABULÜNDEN SONRA TÜRK RESĠM SANATI

4.4. Türk Resminin BatılılaĢmasında Rol Oynayan Etkenler

4.4.1. Askeri ve Sivil Okullar

Osmanlı Devleti'nin çöküĢünü engellemek düĢüncesiyle BatılılaĢma eksenli hareketler içinde hem askeri hem eğitim içerikli birtakım yenilikler baĢlatılmıĢtır. Batı uygarlığının bilgi ve tekniğinden yararlanmak için Kara Topçu Harp Okulu, Tıp Okulu gibi Batı usulüne göre öğretim yapan kurumlar açılmıĢtır.

Mühendishane-i Berr-i Hümayun'dan (1795) sonra Mühendishane-i Bahr-i Hümayun, II. Mahmud döneminde de Mekteb-i Tıbbiye (1827) ve Mekteb-i Hayriye (1834) açılmıĢ ve serbest resim dersleri bu okulların programlarında yer almıĢtır. Ġlk kez 1793 yılından itibaren doğa gözlemine bağlı bir resim dersi, Osmanlı Ġmparatorluğu Mühendishanesi'nde yer almaya baĢlamıĢ, ancak bu dersin, bugünkü anlamda bir resim dersi olmadığı, yalnız topçuluk, istihkâm ve haritacılık gibi alanlara katkı sağlamak amacıyla eğitim ve öğretimde yer almıĢtır (Tansuğ, 1995).

Resim dersi etkinlikleri, her ne kadar askeri amaçlı bir haritacılık ya da teknik resim niteliğinde olsa bile, sanat eğitimi için zemin hazırlamıĢtır. Mühendishane-i Berr-i Hümayun ve Harbiye mekteplerinin uygulamaya baĢladıkları kara kalem ve yağlı boya çalıĢmaları ile Avrupa sanatının temelini Türkiye'de atmıĢlardır.

Ġlk defa Batı metodu ile öğretim yapan bu kültür müesseselerinde resim dersleri, yine Batı metodunun ayrılmaz parçası olduğu için, müfredat programlarında yer almıĢtır. Hiç Ģüphesiz bu derslerin, önemli bir sanat hareketine baĢlangıç olabileceği o günlerde hiçbir

119

zaman düĢünülmemiĢtir. Türk ordusuna Batı'daki gibi subay yetiĢtirmek üzere ilk Kara Harp Okulu 1834 yılında açılmıĢ, Ġspanyol Chiran bu okula resim öğretmeni olarak atanmıĢtır. 1845'te Mekteb-i Harbiye, "Ġdadi ve Harbiye" olarak iki aĢamaya ayrılarak Fransız asıllı Kess, "Ġdadi" bölümü resim öğretmenliğine tayin edilmiĢtir (Tansuğ, 1995). Resim yapmaya ilgi duymuĢ ve askeri okullarda eğitim görmüĢ olan sanatçılar, Türk resim sanatının BatılılaĢmasının öncülüğünü yapmıĢlardır. Asker Ressamlar KuĢağı olarak bilinen bu dönem ressamları resimlerinde genel olarak peyzaj, natürmort gibi konulara ağırlık vermiĢlerdir.

Önde gelenler arasında Kolağası Hüsnü Yusuf Bey, Ferik Tevfik PaĢa, Hüseyin Zekâi PaĢa, Osman Nuri PaĢa, Ferik Ġbrahim PaĢa, ġeker Ahmet PaĢa, Süleyman Seyyid Bey, Hoca Ali Rıza ve Halil PaĢa gelmektedir.

Resim sanatının Batı'ya ayak uydurmasını amaçlamıĢ olan asker ressamlar, Batı usulüne uygun yeni bir eğitim sisteminin uygulandığı okullarda eğitmenliğin yanında gezdikleri yörelerin desen ve suluboya resimlerini yapmıĢlar ve 19. yüzyıldan 20. yüzyıl ortalarına değin Türk resim sanatına önemli eserler kazandırmıĢlardır (Özsezgin, 1989).

ġekil 100: ġeker Ahmet PaĢa, Natürmort.

Resim sanatının ilk kuĢağını oluĢturan asker ressamlar, ekolleĢtirdikleri özgün bir anlatım çerçevesinde etkinliklerini Sanayi-i Nefise Mektebi açıldıktan sonra da bir süre sürdürmüĢlerdir. 1835'te resim eğitimi için Mühendishane-i Berr-i Hümayun'dan yurt

120

dıĢına subay ve askeri okul öğrencileri gönderilmeye baĢlanmıĢ Viyana, Berlin, Paris ve Londra'ya iki yıl içerisinde on iki kiĢi gönderilmiĢtir.

Sultan Abdülaziz'in emriyle Paris'e resim öğrenimine gönderilen ġeker Ahmet PaĢa ve Süleyman Seyit gibi asker ressamlara Hüseyin Zekai PaĢa da katılmakta ve 19. yüzyıl Türk resminin üçüncü büyük sanatçısı olarak bu asker ressamlar arasında gösterilmektedir. 1846 yılında askeri idadiler (Askeri Lise) açılarak, Mühendishane, Askeri Tıbbiye ve Harbiye'ye gidecek öğrenciler için hazırlayıcı bir eğitim kademesini oluĢturmuĢlardır. Bu müesseselerde daha genç yaĢta resim eğitimi yanında geometri, perspektif, teknik resim, karakalem, çini resim, yağlıboya, anatomi, fotoğrafçılık, kıyafet ve tarih dersleri alarak yetiĢen subaylar, batılı anlamda resim çalıĢan ilk ressamlar olmuĢlardır (Tansuğ, 1995). 1860-61 yıllarında Paris'e gönderilen askeri okul öğrencilerinin iyi yetiĢmelerini sağlamak ve disiplini sürdürmek amacıyla bu kentte Mekteb-i Osmani adıyla bir okul açılmıĢtır. Programında resim derslerine önemli bir yer veren bu okul, uygulanan sıkı disiplin ve öğrencilerin Fransız toplumundan soyutlanmaları, geri çağrılıp cezalandırılmaları gibi olaylar nedeniyle 1874 yılında kapatılmıĢtır. Türk ressamların 19. yüzyılda geçirdiği ilk gözlem dönemi, Batı sanat anlayıĢları oluĢumlarının ve değiĢimlerinin nedenlerini anlamaya yeterli olamamıĢtır.

Önce askerlik mesleğini seçen bu sanatçı ruhlu kiĢiler, çoğu kez bir atölye yaĢamına gerekli, yeterli zaman yanında, toplumumuzun geniĢ zemininde oluĢmuĢ ilgiyi de bulamamıĢlardır. Batı'ya gönderilen asker kabiliyetler bütün iyi niyetleri ve büyük çabalarına rağmen, yurda David-Ġngres klasizminin akademikleĢmiĢ eğitimi yanında, doğa Ģiiri anlayıĢı (peyzaj) ile dönebilmiĢlerdir. Etkinlikleri 20. Yüzyılın ilk çeyreğine kadar sürmüĢ alan asker ressamlar Tanzimat (1839) ve Islahat (1856) fermanlarıyla ortaya çıkan bilim ve sanat alanındaki geliĢmeler doğrultusunda okullarda müfredata alınan resim derslerini de okutmuĢlardır (Renda, 1993).

19. yüzyılda askeri okulların yanı sıra sivil okullar da açılmaya baĢlanmıĢ, Ġstanbul'da Galatasaray Mekteb-i Sultanisi (1869), DarüĢafaka Lisesi (1873) gibi okullarda resim dersleri okutulmuĢtur. Halkın resim dersine karĢı olan olumsuz tutumu yüzünden bu okullara resim dersi konmasına bir neden bulmak, askeri okullardaki gibi kolay olmamıĢtır. Resim derslerinin yanı sıra Batı dili öğreniminin de yapıldığı bu okullardan mezun olan öğrencilerin resme karĢı ilgi duymaları, bir kısmının resim yapmakla meĢgul olmaları

121

kuĢkusuz resim açısından bir hareketliliğe neden olmuĢtur. Bu dönemde Ġstanbul'da 1873'de ilk resim sergisinin ġeker Ahmet PaĢa tarafından açılması bunun bir göstergesidir (Berkay 1998).