• Sonuç bulunamadı

“Mestler üzerine meshin meşrûiyeti sünnete dayanmaktadır”.26

“Mestler üzerine mesh yapılması hakkında sahâbe arasında icma oluştuğundan bahs edilemez. Zira abdest ayetinin mesh uygulamasından sonra nazil olması bazı sahabileri meshin

neshedildiği kanaatine vardırmıştır. İbn-i Abbas da bunlardandır”.27

“Fakat O’nun

sonradan bu görüşünden döndüğünü Atâ’nın rivâyetinden anlıyoruz”.28

“Mestler üzerine mesh, sünnette çok kuvvetli delillerle varid olmasından sahabenin halefleri bizimse seleflerimiz olan ulema arasında icma ile kabul görmüştür.

23

İbn Nuceym, a.g.e, I/15; Kâsânî, a.g.e, I/107 24 Kâsânî, a.g.e, I/107

25 Kâsânî, a.g.e, I/121; Abdest ayeti, abdestte yıkanması farz olan uzuvlarla ilgili hadisler ve kelimeler hakkında geniş bilgi ve tahlil için Kârî, Feth, I/22-23-24

26Merğinânî, a.g.e, I/130

27 İbn Rüşd, Ebu’l-Velid Muhammed b. Ahmed, Bidâyetü’l-Müctehid ve Nihâyetü’l-Muktesid, thk. ve tahricAbdurrezak El-Mehdî,Beyrut, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2010, s. 25 (Bidâyetü’l-Müctehid), 28 Kâsânî, a.g.e, I/133

Dört temel mezhebin de temel kitaplarında ayrıntılı bir şekilde tarif edilmesinden bunu anlıyoruz. Ve Mestler üzerine mesh ile ilgili şu iki hususta icma olduğunu İbn-i Münzir “İcma” adlı kitabında bize naklediyor. Abdest ve guslünü tamamlayarak giyip sonra abdestini bozan herkesin onlar üzerine meshetmesi caizdir. Yine bir kimse abdest alsa ancak ayaklarından birini yıkasa ona mestini giyse, sonra öteki ayağını yıkayıp ve ona da diğer mestini giydirse o kimse abdestlidir ve artık o mestler üzerine yapacağı mesh sahihtir”.29

Biz mestler üzerine mesh konusunun alt başlıklarından olan “mestler üzerine meshin cevâzı”, “müddeti”, “sürenin başlangıcı”,“özür sâhiplerinin meshi”, “cevâzının şartları”, “çizme üstüne mesh”, “meshedilecek miktar ve şekli” ve de“meshi bozan şeyler” konularında İmâm Züfer ve karşı görüşe ait farklı bakış açılarını sunmaya çalışacağız.

Mestler üzerine meshetmenin cevâzı konusu yukarıda geçti. “Müddet ve müddetin başlangıcı ile ilgili olarak da; abdestli bir şekilde giyildikten sonraki ilk abdest

bozucu durumla başlar, mukim için bir gün bir gece, seferî için de üç gün üç gecedir”.30

Bu mevzularda İmâm Züfer’in bir ihtilâfını tesbit edemedik. Özür sahiplerinin meshi konusunda İmâm Züfer’in farklı bir mütâlaasını görmekteyiz. Şimdi bu konuda ve mestlerle ilgili diğer konularda imam Züfer’in görüşlerini kısaca sunmaya çalışalım.

1.1.1.2.1. Özürlü Kişinin Mest Üzerine Meshetmede Özel Durumu

“Özürlü kişi (istihâza kanı gören kadın veya yarasından kanın akmaya devam ettiği kişi v.b.) için dört durum söz konusudur.

1. Abdest alırken ve mesti giyerken akıntı yoktur 2. Abdest alırken ve mesti giyerken akıntı vardır 3. Abdest alırken yok mesti giyerken vardır

4. Abdest alırken var mesti giyerken yoktur”.31

“Üç İmâma göre birinci durumda kişi, sıhhatli insanların hükmüne tabidir. Diğer üç durumda ise namaz vaktinin çıkmasıyla meshi de abdestiyle birlikte bozulmuş olur.İmâm Züfer’e göre ise diğer durumlarda da sıhhatliler gibi değerlendirilir. Çünkü

29İbn Münzir, Ebû Bekr Muhammed b. İbrâhîm, El-İcmâ, thk. Fuâd Abdulmün’im Ahmed, Dâru’l- Müslim, 2004, s. 35

30

El-Merğinânî, a.g.e, I/131, Mevsilî, a.g.e, s. I/32, Şurunbilâlî, Hasan b. Ammâr, Nûru’l-Îzâh ve

Necâtü’l-Ervâh Fi’l-Fıkhi’l-Hanefî, thk. Muhammed Enîs Mihrât, El-Mektebetü’l-Asriyye, 2005, s. 35, (Nûru’l-Îzâh)

O’na göre: Özürlü kimsenin temizliği şer’an muteber bir temizliktir. Akıntısı da yok hükmündedir. Nitekim akıntıya rağmen namazını kılabiliyor. Şu halde giyme işlemi temizken (abdestliyken) gerçekleşmiş demektir. Dolaysıyla sıhhatlilerin hükmüne tabidir.Müftâbih görüş de şu açıdan değerlendirir. Akıntı sadece vâkit içinde yok sayılır. Buna delil de hades bulunmadığı halde vaktin çıkmasıyla abdestin bozulmasıdır. Artık namaz vakti çıkınca özürlü, akıntı zamanından beri abdestsiz sayılır. Son üç durumdan birinde olan kişinin akıntısı mesti giymeden önce ve ona mukârin olmuşolduğundan mesti tahâret üzere giymemiş oluyor. Dolayısıyla abdesti mazertinden dolayı vaktin

sonuna kadar geçerli olduğu gibi mesti de böyledir.32

1.1.1.2.2.Meshin Cevâz Şartları

“Meshler üzerine mesh edebilmek için bazı şartlara riayet etmek gerekir. Bunlar: 1. Abdestli giymiş olmak

2. Topuklarla birlikte ayakları örtmüş olması

3. On iki bin adım yürümeye müsâit ve dayanıklı olması

4. Mestlerde meshi engelleyecek kadar yırtık ve delik bulunmaması

5. Mest giyilen ayakların ön kısmından en az üç (el) serçe parmağı miktarının mevcut olması

6. Kendi kendine ayakta durabilecek kadar kalınca olmalı

7. Dışarıdan aldıkları suyu hemen içeri çekecek biçimde olmamalı”.33

Yukarıdaki maddelerden birinci madde meshedenle ilgilidir. Burada İmâm Züferin ihtilâfına rastlamıyoruz. Dördüncü madde de ise İmâm Züferin İmâm Şâfii ile aynı görüşü paylaştığını görüyoruz.

“Hanefî Mezhebinin müftâbih olan görüşüne göre tek bir mestte üç parmak büyüklüğünde olmayan bir delik ve yırtık veya toplandığında üç parmak miktarını bulmayan delik ve yırtıklar meshe mâni değildir.İmâm Züfer ve İmâm Şâfii kıyas yolunu tercih ederek: “ayaktan az bir yer dahi görünse hades ayağa geçmiş sayılır. Zira

ayak, temizlik hususunda tecezzi kabul etmez. Bir kısmının yıkanması icap ettğindei hepsinin yıkanması icap eder” derler”.34“Üç İmâm ise istihsan yolunu tercih etmişler ve

şöyle açıklamışlardır: Resûlullah, ashabının mestlerinin deliksiz olmadıklarını bildiği

32

Damat Efendi, Abdurrahman b. Muhammed, Mecmau’l-Enhur FÎ Şerh-i Mülteka’l-Ebhur, Dâr-u İhyâ-i Turâsi’l-Arabî, yy.y, t.y, I/49 (Mecmau’l-Enhur); Kâsânî, a.g.e, I/138, Serahsî, a.g.e, I/191 33Yavuz, Ali Fikri, İslam İlmihali, İstanbul, Çile Yayınevi, 2002 s. 70

halde onlara meshetmelerini söylüyordu. Bu da onlara: “Az miktarda yırtıklar meshe

zarar vermez,” demesi anlamına geliyor. Bir de mesh, rahatlık için yıkama yerinde

sayılmıştır. Eğer az bir açılma bile kabul edilmezse rahatlık mânâsı hâsıl olmaz”.35

1.1.1.2.3.Çizme Üstüne Mesh

“Abdest bozulmadan ve mest üzerine mesh yapılmadan önce mest üzerine

giyilen çizme üzerine mesh yapılabilir”.36 Ancak mestler üzerine giyilen çizmelere

meshedildikten sonra birinin çıkarılması durumunda hüküm ne olacağı hususunda ihtilâf vardır.

“İmam Muhammed’in Zâhiru’r-Rivâye dediğimiz eserlerinde geçtiğine göre, kişi, mestler üzerine giydiği çizmelere meshettikten sonra birini çıkarsa açıkta kalan mestin ve çıkarılmamış olan çizmenin üzerine meshetmek sûretiyle (ayaklara hades geçmemesi için) meshi yenilemiş olur. İmâm Züfer ve Hasan b. Ziyâd’a göre, sadece çizmenin çıkarıldığı ayaktaki meste meshedilmesi kâfidir. Ebû Yûsuftan yapılan Asl rivâyetine göre ise diğer çizmeyi de çıkartıp yeniden her iki mestin üzerine meshetmek lazımdır. Ebû Yûsuf, çizmeyi aynen mest gibi değerlendirdiği için böyle demiştir. Zira bir mest çıkarılınca ötekinin de hükmü kalmaz ve ayakların yıkanması gerekir. İmâm Züferin bakışı açısından da başlangıçta bir ayağa sadece mest birine de mest ve çizme giyildiğinde caiz olduğuna göre sonradan ortaya çıkan aynı durum için de caiz olması gerekir. Zâhiru’r-Rivâye ise meseleyi iki ayağın temizlik bakımından bir ayak

konumunda olması açısında değerlendirmiştir”.37

1.1.1.2.4.Meshin Miktarıve Yapılış Şekli

En az üç parmak ile üç el parmağı miktarı yapılır, el parmakları, ayak parmakları

ucuna yatık bir şekilde konarak mestlerin goncuna doğru çekilir.38İmâm Züfere göre bir

ya da iki parmakla da olur. Mes’ele başa yapılan mesh konusundaki gibidir”.39

Meshi bozan şeyler konusundaİmâm Züferin farklı bir görüşünü tespit edemedik.

35 Kâsânî, a.g.e, I/144 36

Yavuz, a.g.e, s. 72, Kâsânî, a.g.e, I/143

37 Kâsânî, a.g.e, I/143-144; Serahsî, a.g.e, I/102-103; İbn Nüceym, a.g.e, I/189-190 38Yavuz, a.g.e, s. 70; Merğinânî, a.g.e, I/131