• Sonuç bulunamadı

Melik ez-zâhir rükneddin baybars el-bundukdari döneminde ilhanlı devleti ile dini münasebetler

BÂHRİ MEMLUK DEVLETİ İLE İLHANLI DEVLETİ ARASINDA DİNİ MÜNASEBETLER

1.3. Melik ez-zâhir rükneddin baybars el-bundukdari döneminde ilhanlı devleti ile dini münasebetler

Sultan Baybars 27 Ekim 1260 yılında Kahire de Memluk Devlet’inin tahtına çıktı. Bu dönemde Memluk Devlet’inin çok önemli sorunları bulunmaktaydı. Sultan ilk iş olarak İlhanlılara karşı ilan edilen cihad için halktan alınan ağır vergileri kaldırdı. Sultan Baybars’ın önemli sorunları Memluk Devleti’nin dört bir tarafını kuşatılmış bir şekildeydi. Memluk Devleti’nin, Kuzeyin de Haçlı ve Ermeni Krallıkları, Suriye sahilleri boyunca Haçlı kontlukları bulunuyordu. Doğu sınırında ise intikam ateşiyle yanıp tutuşan İlhanlı Devleti bulunmaktaydı. Batı sınırında ise Memlukler üzerine Papalık tarafından bir Haçlı seferi yapma ihtimali de bulunuyordu.146 Bu devletlerin

ortak düşmanı İslamiyet’ti. Hristiyanlar, İslam dinini yeryüzünde silmek istiyorlardı. Bu hedeflerini gerçekleştirmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı. İlhanlılar ise hâkimiyetleri altına altıkları topraklarda kendilerine karşı sürekli mücadele eden kesim, Müslümanlar olmuştur. İlhanlı Devleti’nin de İslamiyet’e bakışları ve

144 Tagrıberdi, a. g. e., s. 38.

145 Yiğit, Memlûkler 648- 923 / 1250- 1517, s. 39. 146 Yiğit, Memlûkler 648- 923 / 1250- 1517, s. 42.

siyasetleri de değişmiştir. Sultan Baybars bu sorunlarla karşı karşıyaydı. Bu nedenle Sultan Baybars ilk olarak İslam dünyasının ruhani lideri olan, Hilafet kurumunu tekrar kurmaya karar vermiştir.

Sultan Baybars öncelik verdiği konulardan bir tanesi, Abbasi Halifeliğini tekrar kurmaktı. Çünkü Hülagu Han tarafında ortadan kaldırarak, İslam dinini başsız bırakmıştı. Hz. Peygamberin ölümünden sonra altı yüz yıldan beri devam eden Hilafet kurumunun biranda yok olması, İslam dünyasında büyük bir boşluk doğurmuş ve Müslümanlar üzerinde şok etkisi yaratmıştı.147 Hilafet kurumu

Müslümanlar üzerinde manevi olarak büyük bir değer taşımaktadır. Hilafet kurumu İslam dininin birliğini, beraberliğini ve koruyuculuğunu üstlenmiştir. Aynı zamanda İslamiyet’in yayılması için canla başla, bu uğurda çalışmıştı. Kısacası Hilafet kurumu bütün Müslümanların her türlü sıkıntılarıyla ilgilenmişlerdi. Hilafet kurumu Müslümanlar için bir nevi kutsal bir yer olarak görülüyor diyebiliriz. Bu yüzden Sultan Baybars, Hilafet kurumunu tekrar kurarak İslam dünyasını varlığını tehdit eden düşmanlarına karşı, İslam dünyasını yeniden güçlendirmek istemiştir. İslam dünyasını güçlendirerek düşmanlarına karşı daha iyi mücadele edileceğini

düşünüyordu. Dağılmış olan İslam dünyasını yeniden bir araya getirerek birleştirmek ve bütünleştirmek istenmiştir. Böylece İslam dünyası da doğal olarak da büyük bir güce ulaşacağını düşünüyordu. Çünkü Hilafet kurumu Müslümanlar için çok önemli bir yere sahiptir.

Aynı zaman da Sultan Baybars’ın diğer amacı ise Mısır’da Hilafeti yeniden tesis ettiğinde, İslam dünyasını ruhani lidersiz bırakmamış olacak ve Halifeden aldığı menşur ile Memluk Devleti’nin ve kendisinin de meşrutiyetini tasdik ettirmek ve İslam dünyasındaki saygınlığının artmasını sağlayacaktı.148 Aynı zamanda Sultan

Baybars, Müslümanlar nezdinde İlhanlı Devleti’ne karşı manevi bir üstünlük kurmuş olacaktı.149 Böylece Sultan Baybars’ın gücüde doğal olarak artacaktı. Devlet

içerisindeki istikrarı sağlamak ve dıştaki düşmanlarına karşı daha güçlü olacaktı. Çünkü Abbasi Hilafeti Türk–İslam devletleri üzerinde ve Müslümanların üzerinde büyük bir ağırlığı bulunmaktaydı. Halifeler bu gücünü birçok kez kullanmıştı. Çünkü

147 Samira Kortantamer, “Memluklarda Devlet Yönetimi ve Bürokrasi,” Tarih İnceleme Dergisi, S: II, 1984, s. 31.

148 Süleyman özbek,” El-Melikü’z-Zahir Rüknü’d-din Baybars Zamanı Memluk Devletinin Dini

Siyaseti,” Tarih Araştırmaları Dergisi, C: IX, İzmir, 1994, s. 294.

İslam dünyasının lideri olarak sayıldığından dolayı, Halifenin her isteğini yerine getirilmiştir. Aynı zamanda Müslüman devletlerinin sultanları varlıklarını meşrulaştırmak için Halifeye kendi adlarına hutbe okutarak sultanlıklarını Müslümanlara kabul ettiriliyordu. Hülagu Han tarafından Abbasi Devleti’ne son verdikten sonra Sultan Baybars’tan önce Sultan olan Kutuz’da, Mısır’da, Abbasi Hilafetini kurmak ve sultanlığını meşrulaştırmak için girişimlerde bulundu. Ancak Memluk Devleti’nin önemli sorunlarının olmasından dolayı bu meseleyle

ilgilenememişti.

Sultan Baybars bu düşüncelerini hayata geçirmek için hemen harekete geçmiştir. Abbasi Halifelerinden Zahir’in oğlu Ahmet, Hülagu Han’ın katliamından

kurtulmuştu. Bir süre gezdikten sonra Dımaşka gelmişti. Sultan Baybars elçilerini göndererek onu Kahire’ye davet ettirmiştir. Bu davet üzerine Ahmed, Kahire yoluna koyulmuştur. 9 Haziran 1261 yılda Perşembe günü Ahmed, Kahire’de Sultan Baybars, devlet yöneticileri ve halk ile büyük bir kalabalıkla karşıladılar.150

Ahmed’in, Abbasi hanedanından olup olmadığını hemen araştırıldı. Araştırmadan sonra 13 Haziran 1261 yıldan Ahmed’de Mustansır Billah ismini vererek onu Halife ilan ettiler. Sultan Baybars, devlet yöneticileri ve çevrede bulunan herkes Mustansır Billah’a Halife olarak biat ettiler.151 Halife Mustansır Sultan Baybars’a Kasımu

Emiri’l-mü’min ismini vererek Sultanlık hil’atını giydirdi. Böylece başsız kalmış olan İslam dünyası da bu durumdan kurtarılmıştı. Sultan Baybars hem kendi gücünü hem de İslam dünyasının gücünü artırmıştır. Memluk Devleti, Ayn Calud savaşı ile İslam dininin savunuculuğunu ve koruyuculuğunu üstenmişti. Halifelik kurumunu yeniden tesis ederek bu görevini yerine getirmekte olduğunu göstermektedir. Sultan Baybars bu hareketi ile İslam dünyasının güvenini ve sevgisini kazanmıştı. Halife sultandan yardım alarak tekrar Bağdat’tı İlhanlı Devleti’nin elinden almak istedi. Ancak Sultan Baybars bu duruma çok sıcak bakmadı. Çünkü Halifenin hedefine ulaştığında kendisi için tehdit oluşturacağını düşündüğünden dolayı gerekli önemi vermedi. Bu nedenden dolayı da Halifenin bu isteğini yerine getirmedi.

150 Ramazan Şeşen, Haçlılar Önünde Sultan Baybars, Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2013, s. 33; Şeşen, Sultan Baybars ve Devri, s. 84.

151Samira Kortantamer, Bahrî Memlûklar’da Üst Yönetim Mensupları ve Aralarındaki İlişkiler, s. 139-143; Ali Aktan, “Mısır’da Abbasi Halifeleri,” Belleten, C: LV, S: 214, TTK Yayınları, Ankara, 2001, s. 617; Şeşen, Sultan Baybars ve Devri, s. 84; Fatih Yahya Ayaz, Memlük- Kıbrıs

Sultan Baybars Halifeliği Mısırda tekrar kurmaya çalışırken, İlhanlı Devleti’nin askerleri de intikam almak için fırsat bekliyorlardı. Bu fırsatı da Sultan Baybars’ın, Sultan Kutuz’u öldürüp Memluk Devleti’nin tahtına oturduğu sırada bulduklarını düşünerek, hemen harekete geçmişlerdir. İlhanlı birlikleri Baydara komutasında Birecik üzerine yürüdüler. Burada bulunan asker sayısının az olmasında dolayı geri çekildiler. İlhanlı askerleri de peşlerine düştü. Bu geri çekilmenin haberini, Halep de duyulması üzerine halkta güneye doğru kaçmaya başladılar. Halep’de bulunan ordu, İlhanlı askerlerinin Halep’e yaklaştığının haberini alması üzerine 2 Aralık 1260’da Halep’ten Dımaşka’ya çekilmeye başladılar. Halep’e giren İlhanlı askerlerin yine burada da önceki yaptıkları gibi önlerine çıkan Müslümanları kılıçtan geçirdiler. Kadın, çocuk ve yaşlı demeden kim çıktıysa öldürdüler.152 Birçok Müslümanı da esir

etmişlerdi. Görüldüğü gibi yine olan Müslüman halka olmuştu. İlhanlı Devleti’nin Müslümanlara karşı ne kadar kin ve nefret beslediğinin göstergesidir. İlhanlı askerleri ellerine geçirdikleri köy, kasaba ve şehirlerde kalan Müslüman halkı kılıçtan geçirdiler. Onların zulmünden korkan insanlar ise evlerini ve topraklarını bırakarak Mısır’a doğru yola koyulmuşlardı. Sultan Baybars bu durumdan haber almış ve hızlı bir şekilde ordusunu hazırlayarak, İlhanlı ordusunun üzerine

göndermişti. İlhanlı ordusunun önünden kaçan Halep ve Hama birlikleri Humus’ta İlhanlı ordusuna karşı birleştiler. Çünkü kendileri çekildikleri yerleri, İlhanlı

ordusunun hâkimiyeti altına giriyordu. Buralarda kalan Müslüman halklar, İlhanlılar tarafından kılıçtan geçiriliyordu. Bu nedenlerden dolayı Humus önlerinde İlhanlı ordusunu yenilgiye uğrattılar. Çok sayıda İlhanlı askeri öldürüldü. Sultan Baybars’ta ordusuyla birlikte Halep’i kurtarmak için Gazze’ye ulaşmıştı. Bölgedeki haçlılar İlhanlılara bildirmeleri üzerine aldıkları şehirleri boşaltılar. Bu yerler tekrar Memluk Devleti’nin hâkimiyetine girdi.153

Sultan Baybars, İlhanlı Devleti’nin saldırılılarının, her kötü durumda Memluk Devleti’nin topraklarının üzerine saldıracaktır. Eline geçirdiği topraklarda yaşayan Müslümanları da öldüreceğinin de farkındaydı. Diğer yandan da İslam dünyasının her zaman düşmanı olan, Haçlılar bulunmaktaydı. Hem kendisine hem de İslam dünyasına düşman olan devletlerin bir araya gelerek kendisine karşı ittifak kurduklarında çok büyük bir tehlike haline geleceklerdi. Bu nedenlerden dolayı

152 İbnü’l-İbri, a. g. e., s. 44; Yiğit, Memlûkler 648- 923 / 1250- 1517, s. 45. 153 İbnü’l-İbri, a. g. e, s. 44; Yiğit, Memlûkler 648- 923 / 1250- 1517, s. 45.

kendisi, devletini ve İslam dünyasını güçlendirmek için kendisine müttefik bulması gerekiyordu. Devletin gelecekgi için her şeyi düşünmesi gerekiyordu. Hülagu Han’ın, Hristiyan halkına çok iyi davranması onları korumasından dolayı, Hülagu Han’ı Hristiyan dünyasıyla yakınlaşmasına neden olmuştu. Hristiyan dünyası uzun zamandan beri Moğolları, Hristiyan dinine girmeleri için uğraşıyordu. Moğol Hanlarıyla ittifak kurmaya çalışıyorlardı. Bu ittifakı kurarak İslam dünyasına büyük bir darbe vurmak amacını güdüyorlardı. Ne yazık ki bu ittifak gerçekleşmemişti. Ancak Hülagu Han bu topraklara gelerek, Hristiyanlara karşı uygulamış olduğu siyaset nedeninden dolayı Sultan Baybars’ı doğal olarak kurula bileceğini

düşünmesine neden oluyordu. Hülagu Han’ın uyguladığı siyasetten dolayı, İlhanlı Devleti içerisinde Hristiyanlığın yayılmasını hızlandırmıştı. Bu nedenlerden dolayı Sultan Baybars bu tehlikeler karşısında daha güçlü olması gerekiyordu. Bu durumdan kurtulmak için İslam dinini kabul eden Altın Orda Hanı Berke bulunmaktaydı. İslam dinini kabul eden ilk Altın Orda Han’ı Berke Handır.154 Berke Han hâkimiyeti

altındaki Ortodoks Ruslara karşı da çok sert bir politika izliyordu.155 Berke Han ‘ın

İslam dinini kabul etmesi İslam dünyası için büyük bir kazanç sayılabilir. Çünkü Moğolların tarih sahnesine çıktıkları süreçten itibaren Hristiyan dünyasının lideri Papalar Moğollara Hristiyanlığı kabul ettirerek, hem onların güçlerinden

yararlanmak hem de Hristiyanlığın yayılmasını sağlamak ve en önemlisi de bu gücü Hristiyan dünyasının baş düşmanı olan İslam dinine karşı kullanmaktı. Ancak Berke Han’ın Müslüman olması bu planların tersine dönmesine neden olmuştur. Berke Hana kadar sürdürülen planlar ve çabaları sonuçsuz kalmıştı. Hedeflerine ulaşma yolunda büyük bir darbe almışlardı. Aynı zamanda Moğollar arasında Hristiyanlığın yayılmasının da önledi. Berke Han’ın Müslüman olması Moğollar arasında

İslamiyetin yayılmasını hızlandırmıştı. İlerleyen süreçte Müslüman olan Hanların İslam dünyasına büyük hizmetlerde bulunduklarını göreceğiz. Berke Han’ın Müslüman olması onu diğer İslam Devletleriyle yakınlaşmasının yolunu açmıştır.

154 V. V. Barthold, Moğol İstilasına Kadar Türkistan, Çev: Hakkı Dursun Yıldız, Ankara, 1990, s. 528; Mustafa Kafalı, “Cuci Sülalesi ve Şubeleri,” Tarih Enstitüsü Dergisi, S: 1, İstanbul, 1970, s. 106; Mustafa Kafalı, Altın Orda Hanlığının Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1976, s. 55; Roux, Türklerin Tarihi Pasifik’ten Akdeniz’e

2000 Yıl, s. 283; Mehmet Saray, “Altın Orda Hanlığı,” DİA, C: 2, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları,

İstanbul, 1989, s. 539; Mustafa Kafalı, “Altın Orda Hanlığı,” Türkler, C: 8, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, s. 399; Carter V. Fındley, Dünya Tarihinde Türkler, Çev: Ayşe Anadol, Timaş Yayınları, İstanbul, 2012, s. 86; Anıl Çeçen, Türk Devletleri, Fark Yayınları, Ankara, 2007, s. 293; Yuvalı, İlhanlı Tarihi, s. 198.

155 İlyas Kamalov, Altın Orda ve Rusya ( Rusya Üzerindeki Türk- Tatar Etkisi), Ötüken Yayınları, İstanbul, 2009, s. 81.

Aynı zamanda Berke Han’nın arası da, İlhanlı Devleti ile iyi değildi. Bu iki durumdan dolayı Sultan Baybars’ın ilgisini çekmiştir.

İki Moğol devletinin karşı karşıya gelmelerinin birçok nedeni bulunmaktadır. Büyük Moğol Hanı, Möngke Hanın ölmesi üzerine taht kavgaları çıkmıştı. Büyük Moğol Hanı seçiminde, Hülagu Han, Kubilay Hanı desteklemişti. Berke Han ise Arık Böke Hanı Büyük Han olması için desteklemişti.156 Ancak Hülagu Han’nın desteklediği

Kubilay Han Büyük Han seçilmişti. Böylece iki Moğol devleti arasında ilk

gerginlikler başlamıştı. Hülagu Han’nın İran coğrafyasına gelmesi ve burada İlhanlı Devleti’ni kurmasının ardından, Berke Han için çok önemli olan Azerbaycan ve Kafkasya toprakları kendi hâkimiyeti altına almaya çalışıyordu. Ancak Hülagu Han’nın kendi hâkimiyeti altına alması iki devlet arasındaki gerginliğin iyice artmasına neden olmuştur.157 Diğer bir neden de Mönke Han’nın, Hülagu Hanı Batı

ülkelerini fetih etmesi için gönderme kararı vermişti. Bu sefer içinde Hülagu Han’a Moğol ordusunun bir kısmının verilmesi ve Büyük Han, Berke Han’nada ordusunun bir kısmını vermesinin emrini vermişti. Bu durum Berke Han’ın hiç hoşuna

gitmemişti. Çünkü İslam dinini kabul etmiş birinin, Müslüman ülkelerle savaşmak anlamına geliyordu.158 Hülagu Han’ın, Abbasi Halifesine karşı açmış olduğu seferi

mecburiyetten desteklemek zorundaydı. Bu durum onun canını çok sıkmıştı ama askerleri Bağdat istilasın da savaşmışlardı. Hülagu Hanı bu seferinde desteklese de aralarındaki gerginliğinde artmasına da neden olmuştur.

Bizim için en önemli bu iki devletin karşı karşıya gelmelerinin nedeni Hülagu Han’ın İslam coğrafyası üzerine yaptığı seferdir. Bu seferde Hülagu Han’ın Müslümanlara karşı izlediği siyaset çok büyük bir etki yapmıştır. Berke Han, İslam dinine daha çocukken kabul etmişti. Berke Han oldukça dindar bir Müslümandı. Âlimlere büyük bir saygı gösteriyordu. Kendisinin İslam dinine girmesi Altın Orda Devleti içerisinde de İslam dininin yayılmasını hızlandırmış.159 Berke Han, İslam dinini devlet

politikası haline getirmişti. İslam dini Altın Orda Devleti’nin içerisinde yayılmasına büyük bir etki yapmıştır.

156 Spuler, a. g. e., s. 72; Nadir Devlet, “ Altın Ordu,” D. G. B. İ. T, C: 9, Çağ Yayınları, İstanbul, 1989, s. 107; Clot, a. g. e., s. 50; Yuvalı, İlhanlı Tarihi, s. 200.

157 A. Yu. Yakubovskiy, Altın Ordu ve Çöküşü, Çev: Hasan Eren, TTK Yayınları, Ankara, 2000, s. 40-1.

158 Devlet, “Altın Ordu,” s. 106; Yuvalı, İlhanlı Tarihi, s. 198.

159 Akdes Nimet Kurat, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve

Hülagu Han’ın bütün İslam devletlerini harap etmişti. İslam Devletlerinin padişahlarını hiç acımadan öldürmesi, Müslüman şehirlerini yakıp yıkması ve Müslümanları öldürmesi, Berke Han’ını çok kızdırmıştı. Hülagu Han’ın bunla da kalmayarak, Abbasi Halifesini öldürmesi, Berke Hanı çok etkilemişti. Hülagu Han’ın İslam coğrafyasında uygulamış olduğu siyaset nedeninden dolayı bu topraklarda yaşayan Müslümanları kılıçtan geçirmesi yetmez gibi bölgede yaşayan Hıristiyanlara destek olması ve onların Müslümanlara karşı zülüm etmelerini sağlamışlardı. Bu nedenlerden dolayı Berke Han, “Allah bana yardım ederse suçsuz olan

Müslümanların kanının hesabını, Hülagu Han’a soracağım” diyerek dile getirdi.160

Bu nedenlerden dolayı iki Moğol devletleri arasında savaşlar başlamıştı. Bu gösteriyordu ki Berke Han’ın İslam dinini ne kadar çok benimsediğinin ve

kabullendiğinin en güzel göstergesiydi. Bu savaşın başlaması hem Memluk Devleti hem de İslam dünyası açısından büyük öneme sahiptir. Çünkü İlhanlı Devleti, Altın Orda Devleti ile girmiş olduğu mücadelede büyük kayıplar vermiştir. Diğer bir önemi de İlhanlı Devleti askeri gücünü ikiye bölmek zorunda kalmıştır. Altın Orda ile İlhanlı Devleti arasındaki savaşların başlaması Memluk Devleti ile Altın Orda Devleti’nin yakınlaşmasını hızlandırmıştır.

Sultan Baybars, Berke Han’ın Müslüman olduğu duyması ve İlhanlı Devleti ile mücadele içerisinde olduğunu biliyordu. İlhanlı Devleti’nin İslam Dünya’sına karşı uygulamış olduğu siyasete karşı birlik olmak için 1262’de elçilerini gönderdi. Sultan Baybars mektubunda Berke Han’ı, Hülagu Han’a karşı kışkırtmaya ve aralarına düşmanlık sokmaya çalışıyordu. “Berke Han’ı, İlhanlı Devleti’ne karşı cihada davet

ediyordu. İslam dinine göre cihad Müslümanların üzerine vacip olduğunu belirti. Berke Han’ın İslam dinini kabul ettiğinin haberini duyduğunu ve bu durumda karşısında olan kişilerin kendi ailesinden olsa bile kâfirlere karşı cihad görevi ona düşüyor. Çünkü Peygamber efendimiz en yakın akrabaları ile savaşmıştır. Allah’tan başka Allah yok diyene kadar savaşılması emrolunmuştu. Müslümanlık sadece İslam dinini kabul etmek değil, cihad Müslümanlığın en önemli temel taşlarındandır dedi.”161

160 Fazlullah, a. g. e., s. 68; Grousset, a. g. e., s. 404.

161 Yakubovskiy, a. g. e., s. 43; Roux, Moğol İmparatorluğu Tarihi, s. 359; Kafalı, Altın Orda

Bunun yanında Sultan Baybars, Berke Han’a çok değerli ve çok miktarda hediyeler göndermişti. Berke Han, Sultan Baybars’ın elçilerini çok iyi karşıladı. Çok geçmeden Berke Han’da elçilerini Sultan Baybars’a gönderdi. Berke Han’da mektubunda “Kendisinin İslam dinine girdiğini ve ülkesinde İslam dinini yaydığını dile

getirdi.”162 Hatta Berke Han yakın akrabalarının da İslam dinini kabul ettiğini

belirtti. Aynı şekilde Berke Han’da çok değerli hediyeler göndermişti. Böylece iki devlet arasında, İlhanlı Devleti’ne karşı ittifak kuruldu. Bu ittifak sadece dini amaçlı değildi. Siyasi ve iktisadi gibi nedenlerden dolayı bu ittifakın kurulmasında etkili olmuştur.163 İki devlet arasındaki ittifakın gerçekleşmesinden sonra Berke Han’nın

ismi Mekke ve Medine’deki Cuma hutbelerine dâhil edildi.164 Sultan Baybars Mekke,

Medine ve Kudüs hatiplerine, Berke Han için Cuma hutbelerinde dua etmelerinin emrini verdi. Bu ittifaktan sonra Berke Han, İlhanlı Devleti’nin üzerine birlikte bir sefer yapma teklifinde bulundu. Berke Han, Sultan Baybars’a İlhanlı Devleti’ne Irak tarafından saldıracak, kendisi ise kuzey tarafından ilerleyecekti. Bu sefer karşılığında da Sultan Baybars’a ele geçirdiği toprakları kendisinin olacağını söyledi.165 Böylece

Berke Han, Hülagu Han’ın hâkimiyeti altında bulunan, İslam topraklarını vermeyi vaat etti.166 Sultan Baybars bu habere çok memnun oldu. Ancak bu sefer

yapılmamıştır. Sultan Baybars için bu sefer çok önemli değildi. Önemli olan

kendisine Müslüman ve güçlü bir devletle müttefik olmuştu. İlhanlı Devleti’ne karşı gücüne güç katmıştı. Aynı zaman da İslam Dünyası da gücüne güç katmış oluyordu. Bu ittifakın diğer bir önemi de Altın Orda Devleti içerisinde İslamiyet’in yayılmasını hızlandırmıştır.

Berke Han ile arasının açılmasından dolayı Hülagu Han emrinin altındaki, Altın Orda Devleti’nin askerlerine kötü davranması ve onları öldürmesi üzerine, Berke Han askerlerine Altın Orda Devleti’nin topraklarına kaçmalarını söylemiştir. Eğer bunu yapamazlarsa kendisi gibi Müslüman olan, Memluk Devleti’ne sığınmalarını istemiştir.167 Bunun üzerine Berke Hanın askerleri gizlice Memluk Devleti’ne

sığındılar.

162 Yuvalı, İlhanlılar Tarihi -I- Kuruluş Devri, s. 97; Kafalı, Altın Orda Hanlığının Kuruluş ve

Yükseliş Devirleri, s. 57; Şeşen, Sultan Baybars ve Devri, s. 162; Yuvalı, İlhanlı Tarihi, s. 201.

163 Yüksel Arslantaş, Memlukler Devrinde Suriye, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, 1996, s. 63.

164 Clot, a. g. e., s. 51; Şeşen, Sultan Baybars ve Devri, s. 162. 165 Clot: a. g. e., s. 51.

166 Kesir, a. g. e., C: 13, s. 416.

Bu nedenlerden dolayı artık iki devlet arasında savaş kaçınılmazdı. Bu mücadelede Hülagu Han büyük bir mağlubiyete uğramıştır. Hülagu Han’ı uğrattığı bu

mağlubiyeti Berke Han, Sultan Baybars’a bildirmiştir. Berke Han gayrimüslüm olan ve Cengiz Han’ın yasalarına uymayan, Hülagu Han’la savaştığını ve bu savaşları İslam dini için yapılmış bir cihad olarak yaptığını bildirdi168 Hülagu Han, Berke Han

karşısında çok büyük kayıplar vermiştir. Berke Han böylece sözünde durarak suçsuz yere öldürülen Müslümanların kanını, Hülagu Han’dan sordu. Böylece Berke Han Müslüman olmasından dolayı Hülagu Han’ın Müslümanlara zulmüne karşı bütün Müslümanların koruyucusu olarak ortaya çıkmıştı.169 Berke Han yaptıklarını sürekli

olarak Sultan Baybars’a haber veriyordu. Bu durumdan da Sultan Baybars oldukça memnundu çünkü İlhanlı Devleti ve Haçlılara karşı kendisine güçlü bir müttefik bulmuştu. Hülagu Han’a indirdiği ağır darbe sayesinde kendisi ve İslam dünyası da rahat ediyordu. Çünkü İlhanlı Devleti büyük kayıplar vermesinden dolayı askeri olarak zayıflanmasına neden olmuştur. Bu yüzden de kendisine karşı bir seferde bulunması zor olacaktı.

İki Moğol devletleri arasında başlayan savaştan dolayı halkın bir kısmı canlarını kurtarmak için Memluk Devleti’ne göç etmişler. Bunların yanında Berke Han’ın askerleri de Memluk Devleti’ne gelmişlerdi. Sultan Baybars ülkesine gelen Moğolları çok iyi karşıladı. Sultanın gelenlere iyi davranması gelen Moğolların sayısının artmasına ve yeni Moğol göçlerin olmasına neden olmuştur. Sultan Baybars