• Sonuç bulunamadı

Büyük Han’ın ölmesi üzerine oğullarına ve Moğol prenslerine haber gönderdiler. Bütün prensler bir araya gelerek, içlerinde en büyük olan Batu Han’ın Büyük Han seçimini bırakmışlardı. İsterse Batu Han kendisi büyük Han olsun isterse aramızdan birini Han seçmesinin kararına varmışlardı. Batu Han bunun üzerine “içimizde

Möngke Kagandan başkasını bu büyük hanlık görevine layık değildir” dedi. Ancak

Möngke Han ilk başta bunu kabul etmek istemedi, ancak diğer prenslerin hepsi Batu

Han’ın sözüne uyarak bunu kabul etmişlerdi. Bunun üzerine 1251 yılında Möngke Kagan, Büyük Han seçilmiştir.57

Möngke Han devlet idaresindeki işleri düzene koydu. Daha sonra Möngke Han Doğu ve Batı ülkelerine asker tayin etti. Aynı zamanda Arap ve Acem bölgelerine de asker tayin etti. Kubilay Han’ı Doğu ülkeleri Hıtay, Manzi, Solongay ve Tangut vilayetlerine tayin etmişti. “Batı ülkelerine de bilgelik, dayanıklılık, cömertlik ve iyilik bakımından emsallerinden üstün olan diğer kardeşi, Hülagu Han’ın idaresine asker vererek, onun görevlendirdi”. Möngke Han Moğol imparatorluğunun

ordusunun her on kişiden ikisini vermek suretiyle Hülagu’ya çok sayıda asker verdi. Bunu yanında küçük kardeşi Sintay Oğul da kendisinin emrine verildi.58 Batı

tarafından çok sayıda asker ve Sebkan’ın oglu Belgay ve Kotar Oğul ve Çagatay tarafından ise Buhi Oğul’un oğlu, Teküdar-Tükdar Oğul bu kişiler Hülagu Hanın emrine verildi. “Möngke Han senin hizmetine sayısız ve büyük orduları ile İran

topraklarına gitmelisin dedi. Cengiz Hanın yasa ve kanunlarını büyük ve küçük işlerde uygula. Amuderya’ dan Mısır topraklarını en uzak köşesindeki bile olan sana boyun eğsin ve senin emrine girerlerse onlara ikram da bulun ve onların gönüllerini hoş tut. Lakin sana kafa tutup karşı çıkanları ise onların topraklarını yak yık ve onların halkını, akrabalarını ve ailelerini hayatı kahret ve onların hepsini öldür. Horasanın Kuhistan’dan başlayarak sarayları, kaleleri ve hisarları yak ve yık. Bu toprakları hâkimiyetin altına aldıktan sonra Irak topraklarına yönel. Yolların güvenliğini bozan Kürt ve Lurları kılıçtan geçir. Eğer İslam Halifesi senin emrine ve hizmetine girerse ona hiçbir şekilde saldırma. Ancak İslam Halifesi bu dediklerimi yapmayarak büyüklenirse ona da diğerlerine yaptıklarının aynısını yap diyerek onu batı seferine gönderdi.”59 Möngke Han bu sözleri ile Moğol imparatorluğunun batı

taraflarındaki toprakların önemini belirtiyordu. Böylece Möngke Han’nın verdiği görevler Batinileri, Bağdat Abbasi Halifeliği ve Suriye- Mısır topraklarını

hâkimiyetine almasıdır.60 Böylece Hülagu Han Batı seferine çıktı. Hülagu Han ilk iş

olarak bölgede bulunan hükümdarların huzuruna gelmesini istedi. Bunun üzerine “ Anadolu’dan İzzeddin ( Keykavus) ve Rükneddin (Kılıç Arslan), Fars’tan Atabek

57 Abû’l-Farac, a. g. e., C: 2, s. 553.

58 İbnü’l-İbri, a. g. e., s. 25-6; Abdül Kadir Yuvalı,” Hülagu”, DİA, C: 18, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul, 1998, s. 473; İsenbike Togan, “Çinggis Han ve Moğollar”, Genel Türk Tarihi, C: 5, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, s. 32.

59 Fazlullah, a. g. e., s. 14-5.

Muzaffereddin’in oğlu Atabek Sa’d ve Irak, Horasan, Azerbaycan, Arran, Şirvan ve Gürcistan’dan bütün melikler, sadrlar ve ayanların hepsi hediyelerle Hazretin kulluğuna yetiştiler.”61

Hülagu Han hızlı bir şekilde hareket ediyordu. Hülagu 10 Ocak 1256 yılında Şappurgan ovasına geldiğinde kurban bayramıydı. Kışın çok sert geçmesinden dolayı Hülagu Han kışı burada geçirdi. Hülagu’un ilk hedefi Batinilerdi. İsmaililerin bir kolu olup İslam topraklarında yaşayan ve genellikle dağlık yerleri kendilerine mesken seçen ve düşmanlarını suikastla ortadan kaldıran gruba İsmaililer veya Haşşaşin ismi verilmiştir. “Bazı kaynakların verdiği bilgilere göre Batinilerin yaklaşık 105 kaleye sahiptiler.”62 Bu kalelerin 70’şe yakını Kuhistan da, geri kalanı

Kumis ve Rudbar bölgelerindeydi. Möngke Han Batinilerin varlığına son vermek istiyordu. Hülagu’nun öncü birliğinin başında Ket Boğa bulunuyordu. Hülagu Han bu topraklara gelinceye kadar Ket Boğa Batinilerin kalelerinin üzerine yürüdü Ket Boğa görevleri verdikten sonra kendisi bin asker ile Batinilerin Ger-de-Kuh kalesini Mayıs 1253 yılında kuşattı. Ket Boğa kaleyi kuşattıktan sonra yerine Böri komutanı bıraktı. Kendisi hızlı bir şekilde Mihrin, Şah-diz, Terem ve Alamut kalelerini kuşattı. Ket Boğa, Tarim ve Rudbar şehirlerine saldırılar düzenledi.63. Ket Boğa, Kuhistan’da

Batinilere ait birkaç kaleyi ele geçirdi. Ket Boğa çok acımaz bir şekilde hareket ederek ele geçirdiği yerlerde büyük katliamlarda bulundu. Hülagu Han gelmeden büyük başarılar kazanmıştı.

Hülagu Han geldiği zaman Batinilerin lideri olan Rüknüddin’ne elçiler gönderdi. “Senin bize karşı niyetin temiz ise ve bizimle dostluk ve barış içinde yaşamak istersen

bütün kalelerini yık ve bizzat bizim tarafımıza gel. Yoksa harbe hazır ol”64 dedi.

Batinilerin yeni lideri olan Rüknüddin bu haberi duyunca gençliğinin verdiği cesaretle, Hülagu Han’a kafa tuttu. Bununla da yetinmeyerek Rüknüddin Han’a hakaretler ve alaya alan sözler sarf etti. Hemen Harrakan’dan hareket ederek Rüknüddin üzerine yürüdü. Ancak Rüknüddin Hülagu Han’ın emrini yerine getirir gibi görünmek için beş tane içi boş olan kalelerin kapılarını ve çok az bir kısmını

61 Fazlullah, a. g. e, s. 17; Nadir Devlet, “İlhanlılar”, D. G. B. İ. T, C: 9, Çağ Yayınları, İstanbul, 1989, s. 63.

62 Ahmet Özdemir, Moğol İstilası Cengiz ve Hülagu Dönemleri, İz Yayıncılık, İstanbul, 2011, s. 238.

63 Özdemir, a. g. e., s. 239-40; Abdulkadir Yuvalı, İlhanlı Tarihi, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul, 2017, s. 140-1.

tahrip ettirdi. Bu girişimi ile Hülagu Han’nın gözünü boyamak istedi. Aynı zamanda savaş hilesiydi.65 Rüknüddin Hurşah böyle yaparak ona boyun eğdiğini göstermiş

gibi görünmek istiyordu. Hülagu Han artık Batini kaleleri üzerine saldırılarını

başlattı. Hülagu Han 10 Eylül 1256 yılında Bistam ve Harakan’a geldi. Burada Herat şahnesi Mirgiday Mıngılmışla birlikte Rüknüddin Hurşaha ikinci bir mektup

gönderdi. Rüknüddin Hurşah izlediği politikadan vazgeçerek anlaşma yolunu seçti. Rüknüddin Hurşah, veziri Keykubad başkanlığında elçilik heyeti oluşturarak, Hülagu Han’a gönderdi. “Elçilik heyeti Rüknüddin Hurşahın Hülagu Han’ın önceki

isteklerini yerine getireceğini ve ayrıca Kuhistan’daki, kendilerine karşı koymuş olan kaleleri kendilerine teslim edeceğini söylediler.” Bundan sonra Hülagu Han’ın her

istediğini yerine getireceğini bildirdi.66 Çünkü Hülagu Han karşısında

duramıyorlardı. Kışın tam bastırması için zamana ihtiyaçları vardı. Bu yüzden Hülagu Han ile anlaşma yolluna gitti. Görüşmeler devam ediyordu ama bir sonuç alınamadı.

Hülagu Han bu işin bir an önce sonuca bağlanmasını istiyordu. Hülagu Han

ordusunun sol ve sağ kanatların başına komutanlar tayin etti. Ana merkezde kendisi yer alarak ilerlemeye devam etti. Hülagu Han, Firan’a gelip Şah-Diz kalesini aldı. Hülagu Han bütün birliklerini toplayarak 31 Ekim 1256 yılında Batinilerin büyük kalelerinde olan Meymun Diz’i kuşatmaya başladı. Bu kalenin içerisinde Batinilerin son şeyhi olan Rüknüddin Hurşah’ta bulunuyordu. Ordu komutanı Buka Timur ile Koke İlkay Noyanlara Rüknüddin Hurşah şu sözleri dile getirdi. “Hülegü’nün

emirlerine uyarak kalelerimi yıkıyorum, sizlerin buraya kadar gelmesini gerektiren bir olay mı oldu?” Moğol komutanı cevap olarak, “iki taraf da barış içerisinde olduğuna göre hayvanlarımızı otlatmak için bulunuyoruz”67 diyerek sözlerine son

verdi. Rüknüddin Hurşah kaçacak yerin kalmadığını düşünerek en mantıklı şeyin Hülagu Hana teslim olma kararını verdi. Rüknüddin, Nasıruddin et-Tusi’nin aralarında bulunduğu heyeti aldıkları kararı Hülagu Han’a bildirmeleri için

gönderdi.68 Bu arada Hülagu Han, Batinilere ait bütün kaleleri kuşatma altına aldı.

Kimi kaleler de düşüyordu. Rüknüddin Hurşah, Hülagu Han ile anlaşma sağladı.

65 Cüveyni, a. g. e., C: 3, s. 66; Yuvalı, İlhanlı Tarihi, s. 142.

66 Abdulkadir Yuvalı, İlhanlılar Tarihi -I- Kuruluş Devri, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Kayseri, 1994, s. 62.

67 Yuvalı, , İlhanlılar Tarihi -I- Kuruluş Devri, s. 64. 68 Özdemir, a. g. e., s. 244; Yuvalı, İlhanlı Tarihi, s. 145.

Daha sonra Rüknüddin Hurşah ailesi ile birlikte 22 Kasım 1256 yılında kaleden çıkarak Hülagu Hanın huzuruna geldi. Hülagu Han onu çok hoş bir şekilde karşıladı. Rüknüddin Hurşah sadık adamları aracılığıyla halen teslim olmamış kalelerin komutanlarına haber göndererek teslim olmalarını söylemişti. Moğollar kısa süre de bütün Batini kalelerini ele geçirdiler. Uzun süre egemenliklerinin altında kaldıktan sonra Rüknüddin Hurşah ve ailesinin hepsi öldürüldü.69 Böylece Hülagu

Han, Batinilerin varlığına son verdi. Çok sayıda Batinileri öldürdü.

Hülagu Han böylece kendisine verilen ilk görevi başarıyla gerçekleştirdi. Sıra ikinci görevini gerçekleştirmekti. Hülagu Han Bağdat seferi için hazırlıklara başladı. İlk olarak Anadolu da bulunan Baycu Noyanı huzuruna gelmesini istedi. Ona ordunun ihtiyaçlarını gidermesi için çalışmaya başlamasının emrini verdi. Hülagu Han, Abbasi Devleti’nin Halifesi ile görüşmeye başladı. Ancak bu görüşmelerden bir sonuç çıkmadı. Halife yaklaşan Moğol tehlikesini de yakından takip ediyordu. Çevresindeki devletlerin ve toprakların Moğolların ellerine geçmişti. Abbasi Devleti kendisini İslam dininin lideri olarak görüyordu. Bu nedenle İslam devletlerinin kendisinin isteği üzerine çatısı altında, Moğollara karşı bir araya geleceklerini düşünüyordu. Hülagu Han artık Abbasi Devleti’nin üzerine yürümeye başladı. Hülagu Han 21 Eylül 1257 yılın da Hemada’na geldi ve buradan Abbasi Halifesi Mustasıma ikinci mektubunu gönderdi.70 Hülagu Han ile Halife arasında

mektuplaşmalar devam ediyordu. Hülagu Han artık bu yazışmalardan bir sonuç çıkmayacağının kararına vardı. Hülagu Han, Baycu Noyanı askerleriyle birlikte Bağdat seferinde öncü birlikleri oluşturmasının emrini verdi. Hülagu Han Ocak ayı içerisinde 1258 yılında Bağdat üzerine yürüdü. 13 Ocak 1258 yılında Hülagu Han Kirmanşah şehrine ulaştı ve şehri yakıp yıktı. Halifeye hiçbir yerden yardım gelmemesi için Bağdat’a gelen yolların hepsini kontrolüne aldı. Hülagu Han ordunun sol kanatına da Ket Boğa’yı görevlendirmişti. Ket Boğa Luristan üzerinden geçerek Bağdat üzerine yürüyordu. Hülagu Han iki taraftan Bağdat’ı kuşatmaya hazırlanıyordu. Hülagu Han planlı bir şekilde Bağdat’ı kuşattı. Hülagu Han 18 Ocak 1258 yılında bütün emirlerine Bağdat önünde toplanmasının emrini verdi. Hülagu

69 Abû’l-Farac, a. g. e., s. 562; Yuvalı, İlhanlı Tarihi, s. 145-6.

70Fazlullah, a. g. e., s. 30; Yuvalı, İlhanlılar Tarihi -I- Kuruluş Devri, s. 69. 71 Fazlullah, a. g. e., s. 42; Yuvalı, İlhanlı Tarihi, s. 156.

Han’ın ordusunun sağ kanatın Baycu Noyan 22 Ocak 1258’de Bağdat’tın batı tarafını kuşattı. Ordunun sol kanadının başında bulunan Ket Boğa da Nuhasiyye ve Sarsar tarafından Bağdat şehrini kuşattı.71 Ordunun ana merkezinin başında Hülagu Han

bulunuyordu. Hülagu Han ordusuyla birlikte Bağdat’ı doğu tarafından kuşattı. Bağdat dört bir taraftan kuşatma altına alınmıştı. Halife artık kurtuluşunun kalmadığının farkına vardı ve anlaşma yoluna gitti ama bir sonuç çıkmadı.

Hülagu Han bütün hazırlıkları tamamladıktan sonra savaş 29 Ocak 1258 yılında Koç Burcunda başladı. Moğol kuvvetlerin hepsi birden saldırdı. Surlar mancınıklarla dövmeye başladılar. Hülagu han 1 Şubat Cuma günü Acemi Burcunu yıktılar. Moğol askerleri iki yönde ilerleyerek burçların tamamını ele geçirdiler.72 Moğol askerleri

Bağdat şehrine girmişti. Moğol askerleri çok hızlı bir şekilde ilerliyordu. Halife artık her şeyin bittiğini gördü. Halife Mustasım 10 Şubat 1258 yılında oğullarını ve üç bin kişiyi yanına alarak Hülagu Hanın huzuruna gitti.73 Böylece Hülagu Han, Abbasi

Devleti’ne de son verdikten sonra bütün idari işlerin yapılması için tayinlerde yaptı. Hülagu Han, Möngke Hanın kendisine verdiği ikinci görevi de başarıyla yerine getirmişti. Batiniler ile Abbasi Devleti’ne son vermesiyle çok büyük bir miktarda ganimet elde etmişti. Bu ganimetlerden Büyük Hana düşün hissesini verdi. Kalan ganimetlerle de kendi hazinesini oluşturdu. Hülagu Han kendisine ait bir ordusu ve hazinesi vardı. Bu iki duruma bakıldığın da Hülagu Han bağımsız devlet olma yolunda ilk adımları atmış oluyordu.74 Böylece tarih sahnesinde İlhanlı Devleti yerini

almış bulunuyordu. Hülagu Han devletinin merkezini olarak Tebriz şehrini

seçmiştir.75 Böylece Moğol İmparatorluğunun Batı topraklarını teslim edecektir. Bu

yeni devlet özellikle Türk-İslam dünyasına büyük etkisi olacaktır. İlhanlı Devleti hayatının sonuna kadar Memluk Devleti ile sürekli çatışma içerisinde olduğunu göreceğiz.

71

72 Cüveyni, a. g. e., C: 3, s. 173.

73 Fazlullah, a. g. e., s. 45; Yuvalı, İlhanlı Tarihi, s. 159.

74 Yuvalı, İlhanlılar Tarihi -I- Kuruluş Devri, s.79; Yuvalı, İlhanlı Tarihi, s. 165.

75 Yuvalı, “İlhanlılar,” s. 360; Jean Paul Roux, Türklerin Tarihi Pasifik’ten Akdeniz’e 2000 Yıl, Çev: Aykut Kazancıgil, Lale Arslan Özcan, Kabalcı Yayınları, İstanbul, 2012, s. 291; Yuvalı, İlhanlı

BİRİNCİ BÖLÜM

BÂHRİ MEMLUK DEVLETİ İLE İLHANLI DEVLETİ