• Sonuç bulunamadı

Silverblatt (1995) medya okuryazarlığını “bireyin medya içeriği üzerinde yorum ve algı yetisinin artması” olarak tanımlayarak ve medya okuryazarı olan birinin göstereceği beş beceriyi şu şekilde belirtmiştir;

 Medyanın bireyler ve toplum üzerindeki etkisinin farkındadır,  Kitle iletişim sürecinin nasıl işlediği konusunda bir anlayışa sahiptir,  Medya mesajlarını analiz etmek ve kıyaslamak için stratejiler geliştirebilir,  Medyayı bir kültürü anlamak için bir kullanılabilecek bir araç olarak görür,  Medya içeriklerinden daha fazla haz ve doyum sağlar.

Buckingham (2003) medya okuryazarlığını “medyanın kullanılışı ve yorumlanışı sırasında gerekli olan bilgi, beceri ve yeterlilikler” olarak tanımlamıştır.

Potter (2005) medya okuryazarlığı kavramının farklı tanımlarını şu şekilde listelemiştir.

 Medya okuryazarı olmak medyayı akıllı ve etkili bir biçimde kullanmaktır.

 Medya endüstrilerinin siyasi görüşü, gelişmesi, ekonomik tabanı ve idari yapısı konusunda bilgi sahibi olmaktır.

 Farklı kaynaklardan gelen bilginin doğruluğunu değerlendirmektir.

 Medyanın bireylerin ve toplumun inanç, tavır, davranışlar ve değerler üzerindeki etkisinin bilincinde olmaktır.

 Demokratik bir biçimde değişik medya kanalları yoluyla etkili iletişim kurmaktır.

Schwarz da (2005) medya okuryazarlığını, “medya mesajlarını anlamlandırmak, yorumlamak ve yenilerini üretmekle ilgili bir kavram” olarak tanımlamış, yeni medya mesajları oluşturmayı da tanıma eklemiştir.

Benzer bir tanımla Wan da (2006) medya okuryazarlığının, medyanın anlaşılmasının yanında, onun bir bilgi edinme, eğlence, zenginleşme, gelişme, yetkilendirme ve iletişim kaynağı olarak kullanılmasına işaret ettiğini vurgulamaktadır.

Federov (2008) medya okuryazarlığını şu şekilde tanımlamıştır;

“medya materyallerini kullanarak medya ile ilgili kişilik gelişiminin sağlanması” olarak tanımlayarak amacını ise “medyayla etkileşim kültürü kazandırmak, medya içeriği hakkında eleştirel ve yaratıcı düşünme, algılama, yorumlama, analiz etme ve değerlendirme becerileri kazandırma ve medya teknolojisini kullanarak kendini ifade etmenin farklı şekillerin öğretilmesi”

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (2008) ise medya okuryazarlığını şu şekilde tanımlamaktadır:

“yazılı ve yazılı olmayan, büyük çeşitlilik gösteren formatlardaki (televizyon, video, sinema, reklâmlar, internet vs.) mesajlara ulaşma, bunlar çözümleme, değerlendirme ve iletme yeteneği kazanabilmek”

Tanımları çoğaltmak mümkün olsa da tanımlamalarda genelde iki temel unsur dikkat çekmektedir. Bunlardan ilki, ‘bireyin medya tarafından kendisine ulaştırılan mesajları süzme, değerlendirme ve doğru şekilde anlamlandırma becerisi’, ikincisi ise ‘kişinin medya mesajlarını ortaya çıkarabilmesi, oluşturabilmesi için gerekli bilgi ve beceriler’dir.

Medya okuryazarlığı kavramını tanımlama konusunda tam bir birliktelik olmasa da bütün yaklaşımların ve uzman gruplarının genel olarak kabul ettiği bazı anahtar kavram ve ilkeleri şu şekilde listelemek mümkündür (Thoman ve Jolls, 2003).

 Tüm medya mesajları yapılandırılmış / kurgulanmıştır.

 Medya mesajları kendi kuralları olan yaratıcı bir dil kullanılarak oluşturulur.  Bireyler aynı medya mesajını farklı algılarlar.

 Medyanın mesajlarının içinde değerler ve bakış açıları vardır.

 Birçok medya mesajı kazanç veya güç elde etmek için oluşturulmuştur.

Tüm medya mesajları yapılandırılmıştır / kurgulanmıştır: Medya bireylere ulaştırdığı mesajları seçmekte, tasarlamkata ve yapılandırmaktadır. Bireyler gerçek olayın sadece medyaya yansıyan kısmını görebilir, algılayabilirler. Mesajın içeriğinde gerçek durumun ya da olayın ne kadarının var olduğunu bilmek mümkün değildir. Bu bağlamda, mesajı hazırlayan, kurgulayanın kimliği ön plana çıkmaktadır (Thoman ve Jolls, 2003). Bu durumu; gerçekte olan ile medyaya yansıyan arasındaki farkı, şöyle resmetmek mümkündür (bakınız Şekil 1).

Şekil 1 Tüm Medya Mesajları Yapılandırılmıştır

Kaynak: BiKarikatür, 2012.

Medya mesajları kendi kuralları olan yaratıcı bir dil kullanılarak oluşturulur: Her medyanın kendine has özellikleri, bu özellikler çerçevesinde ortaya çıkan bir anlatım dili vardır. Örneğin, gazetelerde yer alan büyük puntolu başlıklar, henüz başlığı, mesajın içeriğini okumadan bile bireylere bazı anlamlar aktarır. Yine, televizyon haberlerinde,

gösterilen görüntülerin arkasına bazı müziklerin yerleştirilmesi bireylerin seyrettikleri görüntülerden farklı şekillerde etkilenmelerine sebep olmaktadır.

Bireyler aynı medya mesajını farklı algılarlar: Bireyler medya mesajlarını kendilerine ulaştıktan sonra bir takım zihinsel faaliyetler ile mesajlara anlama yüklerler. Bu anlamlandırma aşamasında bireylerin sahip oldukları bazı özellikler; önyargılar, yaş, cinsiyet, etnik köken, eğitim durumu vb. medya tarafından iletilen mesajın farklı şekillerde anlamlandırılmasına sebep olmaktadır.

Medyanın mesajlarının içinde değerler ve bakış açıları vardır: Her kim tarafından oluşturulmuş olursa olsun bir medya mesajının anlamı onu oluşturan kişinin sahip olduğu değerler ve görüşleri de içinde barındırır. Mesajı oluşturan kişinin oluşturma sürecinde yapacağı seçimler, anlatım şekli, eklediği müzik vb. öncelikle kendisinin mesajdan ne anladığı ve onunla ne anlatmak istediğine bağlı olmaktadır. Bu durum bireylere ulaşan medya mesajlarının içerisinde bir takım örtük anlamlar barındırmasına imkân vermektedir.

Birçok medya mesajı kazanç veya güç elde etmek için oluşturulmuştur: Medya kuruluşları ticari kuruluşlardır, bir bakıma medya organları bireylere pazarlama yapmaktadır. Bu pazarlama işini yapabilmek için öncelikle bir izleyici, takip edici kitlesine ihtiyaç vardır. Medya oluşturduğu bu izleyici kitlesini ürün ya da hizmetlerini pazarlamak isteyen kuruluşlara kiraya vermektedir. Medya mesajlarının oluşturulması için harcanan, zaman ve maddi kaynaklar düşünüldüğünde medyanın bu mesajları bireylere bir çıkar beklemeden ulaştırması düşünülemez. Bu çıkarlar bazen maddi olabileceği gibi siyasi ya da kültürel çıkarlar şeklinde de olabilir.

Üzerinde yapılan tartışmalar çeşitli olsa da medya okuryazarlığını genel olarak “çeşitli medya araçlarına erişme, onları anlama ve onları kullanarak iletişim oluşturma becerisi” olarak tanımlamak mümkündür (Buckingham, 2005). Bu beceriler geleneksel medyanın; televizyon, radyo basılı kaynaklar, yanında yenilerini de; internet, cep telefonları ve video oyunları, içerisinde barındırmaktadır (Literat, 2011).

Yukarıda verilen tanım ve ilkeler ışığında; medya okuryazarlığının çeşitli medya mesajlarına ulaşmak ve onları anlamak ile ilgili becerileri içerdiği ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda medya okuryazarlığının yapısını ve kapsamını incelemek kavramı daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır